Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1074 E. 2022/557 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1074
KARAR NO : 2022/557

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2021
NUMARASI : 2020/513 Esas – 2021/220 Karar

ASIL DAVA
DAVACILAR : 1- … –
2- …
VEKİLİ : Av. …-
DAVALILAR : 1- … –
2- IFF AROMA ESANS SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVA TÜRÜ : Tespit, Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020

BİRLEŞEN DAVA : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2020/694 Esas Sayılı Dosyası
DAVACILAR : 1- … –
2- …
VEKİLİ : Av. …-
DAVALILAR : 1- …
2- IFF AROMA ESANS SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. ….

DAVA TÜRÜ : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020

KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 06/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekilinin asıl dava dilekçesinde özetle; davacıların 3 gıda mühendisi, 3 kimyager, 1 mikro biyolog, 1 kimya teknisyeni ile birlikte 65 personelin, davacıların dava konusu aroma profillerini belirlemek amacı ile kurduğu özel nitelikli laboratuvarı ve diğer sabit ve kiralık yatırımları ile faaliyet göstererek, müşterilerinin ürünlerinin ve her biri birbirinden farklı, her biri farklı lezzet tasarım bilgileri içeren 62 adet “aroma profilini” yoğun emek, know-how, yatırımları, harcamaları sonucunda, bizzat ve münhasıran kendisinin uzun uğraşlar, denemeler ve süreç sonucu belirlediğini ve bu “aroma profillerini” ve “ayrıca ilgili müşterilerin isimlerini” davalı şirketlere, davalı şirketlerin fabrikasında “bu aroma profillerine göre aroma üretmesi” ve “münhasıran davacılara satması” amacı ile tek tek mailler ile gönderdiğini, davalıların, açıklanan şekilde aroma üreterek, bu aromaları müşterilere ve üçüncü kişileri değil, tek yetkili satıcı olarak davacılara münhasıran satmış olup bu iş ilişkisinde davacıların, davalılara 22 milyon Euro’nun üzerinde bedel ödediğini, davalı şirketlerden IFF Aroma A.Ş. isimli şirketin taraflar arasındaki 10 yıl süren bu iş ilişkisini hiçbir neden veya sebep göstermeksizin, güven ilkesine ve hakkaniyete aykırı olarak 3 ay şeklinde eksik süre vererek, haksız Mk.madde 2’ye aykırı olarak kötü niyetli bir şekilde 18 Mart 2020 tarihi itibari ile fesih ettiklerini, davalı şirketlerin aynı gün davacılara ait iş ürünlerini ve ticari sırlarını davacıların rızası hilafına kullanarak aroma üretmeye ve satmaya, davacıların iş ürünleri üzerindeki hak ve emeklerine haksız rekabet şeklindeki faaliyetleri sonucu fevkalade ağır şekilde tecavüz etmeye başladıklarını, TTK’nın madde 56.1.a uyarınca davacılar tarafından belirlenen ve dava tarafları arasındaki iş ilişkisi döneminde davalılar ile paylaşılan aroma profillerinden (62) adet aroma profillerinin ve ayrıca bu aroma profilleri içinde yer alan müşteri isimlerinin TTK madde 55.1.c uyarınca iş ürünü olduğunun ve bu iş ürünlerinin sahibinin davacılar olduğunun tespitine, iş akdi sona erdikten sonra 18 Mart 2020 tarihi itibariyle davacılara ait (62) adet aroma profilini ve bunların içinde yer alan müşteri bilgilerini kullanmalarının, bu aroma profillerini kullanarak aroma üretimi, satımı şeklindeki tasarruflarının ve eylemlerinin 6102 sayılı TTK’nın 55.1.c maddesinde emredilen “başkalarının iş ürünlerinden yetkisi olmadığı halde yararlanmak” şeklinde haksız rekabet hükmünü ve ayrıca md. 54 ve devamı hükümlerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiğinin ve davacıların bu eylemlerinin haksız rekabet olduğunun ve eylemlerinin neticesinde haksız rekabetin gerçekleşmiş olduğunun tespitine, TTK’nın madde 56.1.b uyarınca; haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin men’ine, TTK’nın madde 56.1.c uyarınca; davalıların haksız rekabetlerinin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabet teşkil eden yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve ref’ine, ref’i taleplerinin kabulüne, davacıların davalıların haksız rekabet eylemleri ve tasarrufları ve tasarrufları sonucunda davacılar lehine doğan maddi, yoksun kalınan kar, davalıların elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılıkları ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına, TTK’nın madde 59.1 uyarınca davalarının kabulüne ve giderlerin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınmak üzere hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme ilamının tirajı en yüksek gazetede ilan edilmesine, zararın büyüklüğü ve telafisi imkansız zararlar sebebi ile teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; davacılar arasında yapılan sözleşmenin 22. maddesinde taraflar “yargılama ve tahkim” başlığı altında sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara Hollanda hukukunun uygulanacağını, dostane yolla çözülemeyen uyuşmazlıkların Rotterdam’daki Hollanda Tahkim Enstitüsü tarafından görüleceğinin açıkça hüküm altına alındığını, sonuç olarak tahkim anlaşması akdeden bir tarafın, bu anlaşmayı göz ardı ederek uyuşmazlığın çözümü için mahkemeye başvuramayacağını, davacılarının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacıların haksız kazanç elde etmeye çalıştıklarını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin çekişmeli davranma yasağına aykırılık teşkil ettiğini, IFF’nin müşterileri ile olan yazışmalarının hukuka aykırı olarak ifşa edildiğini, davacıların ihtiyati tedbir dosyasındaki beyanlarında sendikal sürece ilişkin gerçeğe aykırı beyanlarla IFF’ye zarar vermek istediklerini, davacıların bildirdikleri tanıkların dinletilmesine muvafakatlarının olmadığını beyanla; tahkim ilk itirazları gereğince davanın usul yönünden reddine, davanın zamanaşımı yönünden reddine, haksız ve açıkça hukuka aykırı bir biçimde ikame edilen davanın esastan reddine, tedbire ilişkin talebin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin birleşen dava dilekçesinde özetle; davalı şirketlerin müştereken ve müteselsilen taraflar arasındaki iş ilişkisini haksız fesih ile sona erdirdikten sonra, davacı şirketler tarafından iş ilişkisi döneminde emek ve yatırımları sonucu belirlenen ve davacılara ait olan 62 adet iş ürününü davacıların gönderdiği ihtarnamelere riayet etmeksizin, kasıtlı olarak emek ilkesine ve dürüstlük kurallarına aykırı, haksız bir şekilde kullanmaya, bunlardan yetkisiz yararlanmaya, haksız rekabet suçunu ve eylemini işlemeye başladıklarını, davalı şirketlerden IFF Aroma A.Ş. İsimli şirketin taraflar arasındaki 10 yıl süren bu iş ilişkisini hiçbir neden veya sebep göstermeksizin, güven ilkesine ve hakkaniyete aykırı olarak 3 ay şeklinde eksik süre vererek, haksız MK. madde 2’ye aykırı olarak kötü niyetli bir şekilde 18 Mart 2020 tarihi itibari ile fesih ettiklerini, davalı şirketlerin haksız fesihle beraber, asgari 6 aylık ihbar süresi dahi bitmeden, müştereken ve müteselsilen, davacıların aroma profilini belirlediği müşterilerine mektuplar göndermeye başladığını, davalı şirketlerin davacılar tarafından kendilerine ihtarname gönderildiği halde, fesihten sonra davacıların belirlediği dava konusu iş ürünlerinin tamamınından yetkisiz yararlanmaya ve bunların tamamını kullanarak aroma üretmeye, davacıların iş ürünleri içinde yüksek semere ve kar elde edilenlerini doğrudan kendi şirketleri üzerinden davacıların müşterilerine satmaya başladıklarını; iş bu haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat konulu davalarının HMK’nın madde 166. gereğince tensip zaptı ile Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/153 Esas sayılı dosyasında davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan “haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i” davası ile birleştirilmesini, her iki dava arasında HMK madde 166.4’de açıklanan bağlantı bulunduğunu beyanla davalıların haksız rekabete aykırı iş ve eylemleri nedeniyle davacılardan Doğal Katkı Malzemeleri ve Tarım Ürünleri A.Ş. adına şimdilik 137.500,00 TL, Ingredium Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına şimdilik 100.000,00 TL toplamda her iki davacı adına şimdilik 237.500,00 TL maddi tazminatın 19/03/2020 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini ve tahsiline, davalıların haksız rekabete aykırı iş ve eylemleri nedeniyle davacılardan Doğal Katkı Malzemeleri ve Tarım Ürünleri A.Ş. Adına 500.000,00 TL, Ingredium Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adına 500.000,00 TL toplamda her iki davacı adına 1.000.000 TL manevi tazminatın 19/03/2020 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların haksız rekabet eylemleri ve tasarrufları sonucunda davacılar lehine doğan diğer yasal hakları saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça davalı şirketler aleyhine açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm talepleri ile birlikte reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Asıl dosyada açılan davada, tahkim ilk itirazının kabulü ile; 6100 Sayılı HMK’nın 413/1. maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Birleşen dosyada açılan davada, tahkim ilk itirazının kabulü ile; 6100 Sayılı HMK’nın 413/1. maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl ve birleşen dava davacıları vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen dava davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin değerlendirmesinin hukuki temelden yoksun olduğunu; delillerin yok sayıldığını; tahkim itirazının mutlak reddi gerekirken, kanuna, hukuka, emredici ve müdahaleci hükümlere ve kamu düzenine aykırı olarak kabul edildiğini; gerekçede dayanılan Yargıtay kararı davalılar yurt dışında kurulmuş yabancı şirket olmadığından somut davada dayanak yapılamayacağını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Asıl ve birleşen dava davalıları vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tahkim sözleşmesinin geçersizliğine ilişkin iddiasının ileri sürülen maddi vakalar itibariyle yanlış ve hukuki olarak mesnetsiz olduğunu; davacı tarafın istinaf gerekçeleri olarak ileri sürdüğü hususları hukuki temelden yoksun, mesnetsiz iddialar olduğunu beyan ile; davacıların istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2021 Tarih – 2020/513 Esas – 2021/220 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi (meni) ve giderilmesi (ref’i), birleşen dava haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, tahkim ilk itirazının kabulü ile asıl ve birleşen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı asıl ve birleşen dava davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesi (ya da tahkim şartı) olup olmadığı ve davada tahkim mercinin yetkili ve görevli olup olmadığıdır.
Davalı şirketlerin tahkim itirazlarında dayandıkları “Agreement Between IFF Aroma Esans Sanayi ve Ticaret A.Ş. and Bulutoglu Doğal Katkı Malzemeleri ve Tarım Ürünleri Ltd. Şti.” isimli sözleşmenin dilinin İnglizce olduğu, Tükçe nüshasının bulunmadığı, sözleşmeyi davacı adına Barbaros Bulutoğlu’nun imzaladığı ve tahkimin sözleşmenin 22. maddesinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tahkim sözleşmesi ya da asıl sözleşme içerisinde yer alsa dahi tahkim şartı asıl sözleşmeden bağımsız, ondan ayrı bir anlaşmadır. Bunun sonucu olarak tahkim şartının geçerliliği, esas sözleşmenin geçerliliğine bağlı değildir. Asıl sözleşmenin geçersiz olması tahkim sözleşmesi veya şartının geçerliliğini etkilemeyeceği gibi, tahkim anlaşmasının herhangi bir sebeple geçersiz olması asıl sözleşmeyi etkilemez ve onu geçersiz kılmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.2012 gün 2011/11-742 Esas, 2012/82 Karar sayılı ilamı). Bunun sonucu olarak asıl sözleşmenin geçerli olması, sayılması ya da geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayılması, ondan bağımsız olan tahkim anlaşması ya da şartının geçerli olması, sayılması ve geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun kabulünü gerektirmez (Yargıtay 15. HD., 05.11.2020 tarih, 2019/3156 E., 2020/2913 K.) Bu nedenle, istinaf incelemesi sözleşmenin 22. maddesinin geçerli olup olmadığı yönünden yapılmış olup, sözleşmenin diğer hükümlerinin geçerliliğine dair bir istinaf incelemesi yapılmamıştır.
İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında 10.04.1926 gün 805 sayılı Kanun’un 1. maddesinde; “Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler, Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmaya mecburdurlar.” denildikten sonra 4. maddede, “bu Kanun’un mevkii meriyete vaz’ından sonra birinci ve ikinci maddeler ahkamına muhalif olarak tanzim kılınmış olan evrak, vesaik, şirket ve müesseseler lehine nazarı itibara alınmaz.” hükmü getirilmiştir.

805 Sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1. maddesi Türkiye Cumhuriyet taabiyetindeki şirket ve müesseselerin ülke içindeki her türlü sözleşmeleri hesap ve defterlerini Türkçe olarak düzenlemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaksızın düzenlenen sözleşmeler ise aynı Kanun’un 4. maddesine göre geçersizdir (Yargıtay 11. HD., 05/02/2019 tarih, 2017/5003 E., 2019/842 K.).
Bu açılamalara göre, Türk tabiiyetindeki şirketlerin her çeşit sözleşmeyi Türkçe yapması zorunlu olduğundan, yabancı bir dilde yapılmış bir sözleşmenin (geçerli olup olmadığı tartışılmaksızın) tahkim şartına ilişkin kısmı geçersiz olacaktır.
Eldeki uyuşmazlıkta davalı şirketlerin Gebze Ticaret Sicili Müdürlüğüne kayıtlı Türk tabiyetine bağlı şirketler olması nedeni ile tahkim şartı içeren sözleşmenin Türkçe yapılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme Türkçe olmadığından 805 sayılı Kanun hükümlerine tahkim şartı geçerli olmayıp davaya bakma yetkisinin Türk Mahkemelerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Kabule göre de; davacı … ile … arasında yazılı bir tahkim sözleşmesi olmaması ve sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince diğer şirketler arasındaki tahkim şartı geçerli olsa bile bu şirketler yönünden bağlayıcı olmayacağı düşünülmeden, bu şirketler yönünden de tahkim dava şartı nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı şirketlerin Türk tabiiyetindeki şirketler olmaları, bu şirketler yönünden 805 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının gerekmesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin tahkim şartı bölümünün geçerli olmaması nedeni ile kararın kaldırılmasına karar verildiğinden, davacılar vekilinin diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine gerek görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen dava davacılarının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2021 Tarih – 2020/513 Esas – 2021/220 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince İstanbul Anadolu 13. Dairesi’nin 07/04/2021 Tarih – 2021/8004 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın yatırana iadesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/03/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*