Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1067 E. 2022/615 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1067 – 2022/615
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2021/1067
KARAR NO :2022/615

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :31/03/2021
NUMARASI :2020/138 Esas – 2021/294 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
:……
VEKİLİ :……
DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :05/03/2020

KARAR TARİHİ :21/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ :30/03/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından 25/06/2018 tarihli kredi kartı ödemesi ile davalı tarafa bedel ile 05/07/2018 tarihinde Garanti Bankası kredi kartı üzerinden 10.000,00-TL, toplamda 115.000,00-TL üzerinden anlaşma sağlandığını, davacıya bu meblağ karşılığında herhangi bir teslimat yapılmadığını ve söz konusu meblağında tarafınıza iade edildiğini, ödeme yapılmış olmasına ve tüm taleplerine rağmen hiçbir teslimat yapılmadığını, ödenen bedelin de taraflarına iade edildiğini, bu olayın meydana gelmesinde davacının hiçbir kusuru bulunmadığı gibi kendisi de yanıltıldığını ve zarara uğratıldığını, bu hususun karşı tarafa ihtarname ile bildirildiğini, takibe esas olan ödemenin yapıldığını gösteren banka dekontlarında da görüleceği üzere davacı tarafından davalı tarafa ödeme yapıldığını, dosyaya sözleşme sunulmamış olması davacı tarafından borçluya söz konusu konusu sözleşme için ödeme yapılmamış olduğunu göstermediğini, davalı tarafın bayileri aracılığı ile ticaret yapmakta olduğunu ve bu nedenle bir kusurunun bulunmadığı ileri sürülse de takibe esas olan ödemeyi gösteren banka dekontlarında da davalı tarafın hesabına para gönderildiğinin aşikar olduğunu, borçlunun bu borcunu bilerek ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla teminatsız veya belirlenecek teminat karşılığında davalı şirket adına kayıtlı banka hesapları, taşınmaz ve araçların kaydına tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Mersin 6. Noterliği’nin 02/07/2019 tarih ve 23528 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete gönderilen ihtarnamede 115.000,00-TL bedel üzerinden anlaşma sağlandığını ancak teknenin davacı tarafa teslim edilmediğinden bahisle ödenen bedelin iadesini talep ettiğini, davalı şirketin tekne üreticisi yada satıcısı olmadığını, bu nedenle davalı şirketin davacı şirket ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davalı şirketin herhangi bir sözleşmenin tarafı da olmadığını, davalı şirketin bayileri aracılığı ile ticaret yaptığını, yani doğrudan şahıslarla muhatap olmadığını, bayilerin davalı şirketin internet sayfasına girerek kendilerine verilmiş olan kullanıcı adı ve şifre ile ekrana giriş yaptığını, yani davalı şirketin üretici firma ve ürünlerini bayilerine sattığını, söz konusu işlemde davalı şirketin bayisi olan Celal Isınlık Orman Ürünleri ve Mobilya Malzeme San. ve Tic. Ltd. Şti. Firmasına ait olduğunu, bayilerin ürün satın almak istediği zaman davalı şirketin kendilerine vermiş olduğu şife ve kullanıcı adı ile davalı şirketin internet sitesine giriş yaparak sipariş verdiğini, bu nedenle davalı şirketin olayla herhangi bir ilgisinin yahut olayda kusuru bulunmadığını, ihtiyati haciz kararının yasal şartları oluşmadığını, davalı şirket bakımından haksız teşkil etmekte olduğunu ve davacı tarafça teminat yatırılmadığını, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunmadığını, tüm bu nedenlerle; haksız davanın reddine, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davacı kötü niyetli hareket ettiğinden davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın HMK’nın 114/1-ç maddesi uyarınca pasif husumet yokluğundan reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı, dava dışı şirket aracılığı ile davalının ürünlerini davalının hesabına aldığından taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmakta olduğunu, davalının ve dava dışı şirketin davacıya karşı müteselsil sorumluluğunun bulunmakta olduğunu, dava dışı şirketin webpos sistemine yönlendirmede bulunularak ödeme işlemlerinin gerçekleştirilmesinin de dava dışı şirketin kendi adına hareket etmeyerek davalı ad ve hesabına işlemler gerçekleştirdiğinin anlaşılmakta olduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki ticari ilişkinin her ne kadar bayilik olarak nitelenmiş olsa da bayilik olmadığını, yargılamaya konu olayda da davacı ifanın hiç gerçekleşmemesi yani malın teslimi hizmetinin hiç gerçekleşmemesi söz konusu olup ortada ayıplı bir hizmetin bulunduğunun anlaşılmakta olduğunu, davanın pasif husumet yokluğundan reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini, Yargı içtihatları uyarınca davanın aktif veya pasif husumet yönünden reddedilmesi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, bu yönüyle de yerel mahkeme kararının hukuka aykırılık taşımakta olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı üretici firma olduğunu, ürünlerini bayilerine satmakta olduğunu, söz konusu işlem de davalı şirket bayisi olan, “Celal Isınlık Orman Ürünleri ve Mobilya Malzeme San. ve Tic. Ltd. Şti. Firması tarafından gerçekleştirildiğini, bayiler, ürün satın almak istediği zaman, davalı şirketin kendilerine vermiş olduğu şifre ve kullanıcı adı ile davalı şirketin internet sitesine giriş yaparak sipariş verildiğini, ödemenin kimin kartından yapıldığı, yani bayinin kendi finansmanı nasıl sağladığı, davalı şirket ile ilgili bir durum olmadığını, davacı tarafın davacı ile davalı şirket arasında ticaret olduğu iddiasının hukuka aykırı olduğunu, davalı bayi ile birlikte müteselsil sorumlu tutulması iddiasının reddinin gerekmekte olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2021 tarih, 2020/138 Esas – 2021/294 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine yöneliktir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta davacı taraf, davalı ile 115.000,00-TL üzerinden anlaşma sağlandığını, müvekkiline ödediği bu meblağ karşılığında herhangi bir teslimat(tekne) yapılmadığını, söz konusu meblağın iade edilmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalı borçlunun bu borcunu bilerek ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı taraf bayileri aracılığı ile ticaret yapmakta olduğunu ve bu nedenle bir kusurunun bulunmadığını ileri sürse de, takibe esas olan ödemeyi gösteren banka dekontlarında da davalı tarafın hesabına para gönderildiğinin aşikar olduğunu beyanla, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere lehimize inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiş, davalı taraf ise, tekne üreticisi ya da satıcısı olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin davacı şirket ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir sözleşmenin tarafı da olmadığını, müvekkili şirketin bayileri aracılığı ile ticaret yaptığını, yani doğrudan şahıslarla muhatap olmadığını beyanla, haksız davanın reddine, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davacı kötü niyetli hareket ettiğinden davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Yerel mahkemece hükme esas alınan 03/03/2021 tarihli SMMM Bilirkişi raporunda; davalı şirketin incelenen ticari defter tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını ve kayıtların usulüne uygun olarak yapıldığını, davacı tarafından webpos aracılığı ile davalı şirketin müşterisi ve bayisi olan dava dışı Celal Isınlık Orman Ürünleri Mobilya Malzeme Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’den olan cari hesap alacağından mahsup edildiğini ve söz konusu alacağın adı geçen bayinin uhdesinde olduğunu, davalı şirketin bayileri aracılığı ile satış yaptığını, sipariş ve ödemelerin bayileri tarafından webpos aracılığıyla yapıldığını, takibe konu olan alacağın da davalı şirketin bayisi olan Celal Isınlık Orman Ürünleri ve Mobilya Malzeme San. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından webpos aracılığı ile şirket hesabına çekim yapılarak ödendiğini ve davacı ile davalı şirket arasında mal alım satımına yönelik ticari bir ilişkinin olmadığı bildirilmiştir
İlk derece mahkemesince, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından webpos aracılığı ile davalı şirketin müşterisi ve bayisi olan dava dışı Celal Isınlık Orman Ürünleri Mobilya Malzeme Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’ne ödeme yapıldığı, ancak ticari ilişkiye konu teknenin kendilerine teslim edilmediği gibi yapılan ödemenin de iade edilmediği ileri sürülmektedir. Davacı taraf bayi olduğunu öğrendiği Celal Isınlık Orman Ürünleri Mobilya Malzeme Sanayi Ticaret Ltd. Şti’nin bayilik sözleşmesi imzaladığı davalıdan para iadesini istemekte olup, husumetin mevcudiyetini webpos ile yapılan ödemenin davalının uhdesine geçmesine dayandırmaktadır. Oysa yapılan defter incelemeleri üzerine alınan bilirkişi raporlarına göre davanın tarafları arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Davalı vekili tarafından mahkememizce incelenen bayilik sözleşmesi de diğer bayilik sözleşmelerinde olduğu gibi, bayinin sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına, rizikosu kendine ait olmak üzere satmayı taahhüt ettiği, dolayısıyla mali yönden bağımız olduğunu gösterir kayıtlar içerdiği, Celal Isınlık isimli şirketin davalının bir temsilcisi veya onun bir çalışanı olmadığı, bayilik sözleşmesinde bayinin üreticinin temsilcisi olması durumunun söz konusu olamayacağı, zaten üreticiyi bir bayilik sözleşmesi yapmaya iten etkenlerin başında bayinin kendi ad ve hesabına hareket etmesi ve risklerin bayi tarafından yüklenmesi olduğundan, gerek davacının davalı ile ticari ilişkisinin bulunmaması, gerek davalı ile bayisi arasındaki cari hesaptan kaynaklı para transferinin davacıyla irtibatının bulunmaması, gerekse bayilik kurumunun hukuki statüsü gereği davanın davalı Yıldız Entegre Şirketine karşı açılmasında hukuki yararın bulunmadığı anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.

Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; davacı tarafından dosyaya sunulan kredi kartı ekstrelerinde, davacının 05/07/2018 tarihinde 10.000,00-TL, 25/06/2018 tarihinde 100.000,00-TL olmak üzere toplamda 110.000,00-TL’nin davalı Şirkete ödediği görülmekte ise de; davalı Yıldız Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş.’nin incelenen defter kayıtlarından, davacı … tarafından 2018 yılında webpos aracılığı ödenen ve davalı şirketin hesaplarına giren toplam 110.000,00-TL’nin, davalı şirketin 108 nolu diğer hazır değerler geçici hesabına kaydedildiğinin ve daha sonra 102528 nolu müşterisi ve bayisi olan Celal Isınlık Orman Ürünleri Mobilya Malzeme Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin alacak cari hesabına aktarılarak, bu şirketten olan cari alacağından mahsup edildiğinin, sanayi işletmesi olan davalı şirketin üretmiş olduğu malların bayileri aracılığı ile satıldığının, doğrudan müşteriye satış yapılmadığının, sipariş ve ödemelerin bayileri tarafından şirketin internet sayfasından, kendilerine verilen şifre ile giriş yapılarak webpos aracılığıyla yapıldığının, takibe konu olan alacağın davalı şirketin bayisi olan Celal Isınlık Orman Ürünleri Mobilya Malzeme Sanayi Ticaret Ltd. Şti. tarafından webpos aracılığı ile şirket hesabına çekim yapılarak ödendiğinin, davacı ile davalı şirket arasında doğrudan mal alım/satımına yönelik ticari bir ilişkinin olmadığının, davalı Yıldız Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı Celal Isınlık Orman Ürünleri Mobilya Malzeme Sanayi Ticaret Ltd. Şti. arasında bayilik ilişkisi bulunmakla her iki şirketin ayrı tüzel kişiliği olduğunun anlaşılmasına göre, ilk derece mahkemesince pasif dava ehliyetinin yokluğuna ilişkin hüküm tesis edilmesi isabetli görüldüğünden, davacı vekilinin red kararının isabetsiz olduğu yönündeki istinaf başvurusu yerinde değildir.
Bununla birlikte karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlıklı AAÜT 7/2. maddesine göre, davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet sebebiyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere, üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülen davalar için öngörülen avukatlık ücreti 4.080,00-TL olup, davalı vekilinin, bu vekalet ücretine hak kazandığı anlaşılmakla, mahkemece nispi tarifeye göre davalı yararına 14.875,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğundan, açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve davalı lehine maktu vekalet ücreti verilmesi yönünde aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Gerekçeli karar başlığında; davalının adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kısmen kabul, kısmen reddine, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE;
Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2021 tarih, 2020/138 Esas – 2021/294 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın HMK’nın 114/1-ç maddesi uyarınca PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
b-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.273,07-TL harcın mahsubu ile artan 1.213,77-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-6325 sayılı HUAK 18/A-13,14. maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden Kocaeli Arabuluculuk Bürosu 2020/145 numaralı dosyasında ödenen 1.320,00-TL Arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde haksız çıkacak taraftan tahsil olunacağı düzenlendiğinden davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan masraflarının davacının üzerinde bırakılmasına,
f-HMK’nın 120. maddesi gereğince davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
b-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
d-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
e-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
f-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*