Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1057 E. 2022/564 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1057 – 2022/564
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1057
KARAR NO : 2022/564

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2021
NUMARASI : 2019/433 Esas – 2021/226 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : ALLİANZ SİGORTA A.Ş – …
VEKİLİ : Av. …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/02/2018

KARAR TARİHİ : 18/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 17/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Kocaeli, Gölcük ilçesi, İhsaniye, Pafta No: G23C03d4a, Ada No:35, Parsel No:25’de bulunan binanın maliki olduğunu, davacının binasının yeni tüm işyeri sigorta poliçesi adlı ve 0001-0110-03164022 poliçe nolu poliçe ile 20/12/2016-2012/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere yangın sigortası yaptırdığını, davacının gayrimenkulünün 17/07/2017 tarihinde çıkan yangında yandığını, bu konuda savcılık soruşturması (Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/1753 HZ sayılı dosya) sürdüğünü, savcılık dosyası incelendiğinde binada çıkan yangının kesin sebebinin henüz belli olmadığını, davacı işyerinin yangın sigortası sebebi ile davalı şirket nezdinde 2017 YB 12122-1 nolu hasar dosyası ile hasar dosyası açıldığını, bu dosyadan yapılan ekpertiz raporuna göre binada meydana gelen hasar toplamının 272.966,25 TL olduğunun tespit edildiğini, iş bu tespite rağmen icra takip günü olan 30/01/2018 tarihine kadar davalı sigorta şirketi yangının kesin nedeni bilinmediği gerekçesi ile herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının işyeri olan binasının yangın gününden bu yana yaklaşık (7) aydır yandığı şekli ile durduğunu, davacının mağduriyetinin her geçen gün arttığını, davacının daha fazla mağdur olmamak için davalı sigorta şirketinin en az ödemesi gereken miktar olan 214.000,00 TL’nin tahsili için Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5741 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu miktarın sigorta şirketinin ödeyeceği en az miktar olduğunu, davalının borçlu olduğunu bile bile haksız ve kötü niyetle yapılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve sair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5741 esas sayılı takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminat taleplerinin kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda ticaret mahkemeleri mahkemelerinin görevli olduğunu, öncelikle görev itirazında bulunarak dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, esasa ilişkin olarakta meydana gelen yangın olayının çıkış sebebi ve dolayısıyla ortaya çıkan hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı, henüz kesin suretle tespit edilemediğinden, bu aşamada davalı şirketin davacı tarafa karşı herhangi bir teminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, hak böyle iken haksız ve dayanaksız ikame edilen huzurdaki davanın reddi gerektiğini, davanın sigortalı mahalde bulunan kiracıya ihbar edilmesini, davanın reddine,, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi İle,
2-Davalının Kocaeli 8. İcra Dairesi 2018/5741 E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 214.000,00-TL asıl alacak 7.915,07-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 221.915,07-TL üzerinden, asıl alacak olan 214.000,00-TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına,
3- Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4- Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçelerinin (17) nolu delilinde açıkça yemin deliline dayanmış olmalarına rağmen bu husus mahkeme tarafından göz ardı edildiğini ve yemin teklif etme haklarının hatırlatılmadığını; davacının, hasarın teminat dahilinde kaldığına yönelik ispat külfeti davacı üzerinde olduğunu, davacı hasarın teminat dahilinde kaldığını şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edemediğini; davalı sigorta şirketinin hasardan sorumsuzluğuna ilişkin itirazları saklı kalmak kaydıyla, davacının müşterek kusuruna ilişkin itirazımızın karşılanması için yeni bir heyetten rapor alınmasına dair taleplerinin göz ardı edildiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediği iddiası tamamen gerçek dışı olduğunu; zira dosya kapsamında ek rapor alındığını; bilirkişi ek raporunda dava konusu olaya ilişkin tespitlerde herhangi bir değişiklik yapılmadığını; davacının üzerine düşen bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğini; işbu hususun yerel mahkemece tespit edildiğini beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2021 Tarih – 2019/433 Esas – 2021/226 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; rizikonun gerçekleşmesi nedeni ile sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalının, davacının işyerini Tüm İş Yeri Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı, 17/07/2017 tarihinde yangın çıkması suretiyle rizikonun gerçekleştiği, davacının hasarı ihbar etmesine rağmen davalının rizikonun teminat dışı olduğu gerekçesi ile tazminat talebini reddettiği, davacının Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/5741 E. sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrine süresinde itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişilerden 14/10/2020 tarihli rapor ile ek rapor alındıktan sonra davanın kısmen kabulüne karar karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.

Uyuşmazlık; rizikonun gerçekleşmesi nedeni ile tüm işyeri sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir.
Davacının, Kocaeli İli Gölcük ilçesi, İhsaniye, Pafta No:G23C03d4a, Ada No:35, Parsel No:25’de bulunan binanın maliki olduğu, davacının davalı sigorta şirketine binasının yeni tüm işyeri sigorta poliçesi adlı ve 0001-0110-03164022 poliçe nolu poliçe ile 20/12/2016-2012/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere yangın sigortası yaptırdığı, davacının gayrimenkulünde 17/07/2017 tarihinde yangın çıkması şeklinde rizikonun gerçekleştiği, yangının nedeninin belli olmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyasında 272.966,25 TL hasarın meydana geldiği ancak yangının çıkış nedeni belli olmadığı gerekçesi ile ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince; mahallinde bir yangın konusunda uzman bilirkişi, bir sigorta uzmanı ve bir inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti ile keşif yapılmış ve rapor alınmıştır. 12/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; dört katlı olan binada meydana gelen yangından herhangi bir iz ve emarenin kalmadığı, tamirat ve tadilatının yapılmış olduğu ve işyerinin kullanılır vaziyette olduğunun görüldüğü, yangın hasarı kaldırılmadan olay yerinde araştırma ve inceleme yapmış olan bilirkişi ve ekspertiz raporlarında belirtilmiş olan yangının seyyar elektrik prizinden kaynaklanmasının teknik olarak mümkün olduğu ve yangın hasarı oluşturan ısıl deformasyonların, prizin olduğu alandan başlayarak diğer alanlara yayılmasının, yangının başka bir etkenden değil, uzatma kablosu olan seyyar priz kaynaklı olduğunu kuvvetlendirdiği, meydana gelen yangının kiracının kullanmış olduğu seyyar uzatma kablo kaynaklı olması nedeniyle yangından bina sahibinin değil, kiracının sorumlu olduğu, meydana gelen hasarın olay tarihinde KDV hariç 201.400,00 TL bedelle, dava tarihinde aynı işlerin KDV hariç 221.540,00 TL bedelle giderilebileceği belirtilmiştir. Sigorta bilirkişisi 16/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; yangın hızlandırıcı emarelerine rastlanmaması ve ahşap yüzeyler üzerinde ani ve hızlı olmayan yavaş yanmanın işaretlerinin ve yanış şekli göz önüne alındığında yangının kundaklama olmadığı, elektriksel bir yangın olduğu belirtilerek rizikonun teminat dışında olmadığı belirlenmiştir. Rapora itirazlar üzerine yeni bir sigorta bilirkişisi ile önceki teknik bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 03/03/2021 tarihli ek raporda; yangının çıkış sebebi ile zarar miktarına ilişkin görüşlerinde değişiklik bulunmadığı, davacı tarafın 214.000,00 TL asıl alacak ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyecek olan 7.915,07 TL yasal faizi davalıdan talep edebileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesi uyarınca; sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesine göre; “(1) Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir.
(2) Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir”.
Bu hükümler uyarınca, riziko gerçekleştiğinde sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiğini doğru bir şekilde sigortacıya bildirmesi gerekir. Rizikonun ihbar edilen şekilde gerçekleşmemesi halinde “asıl” gerçekleşme şekli Yangın Sigortası Genel Şartları’nın A.4. maddesinde ve ek klozlarda sayılı teminat dışı hallerden olduğu taktirde teminat ödemesi yapılmayacaktır. Bu iddiayı ise sigortacının ispatlaması gerekir (m.1409/2).
Eldeki uyuşmazlıkta; davalı sigorta şirketi rizikonun gerçekleşme şeklinin şüpheli olduğu gerekçesi ile tazminat talebini reddetmiş ise de, dosyadaki delillerden yangının elektrik prizinden meydana geldiği, kundaklama olmadığı anlaşıldığı gibi sigorta şirketince de yangının ihbar edilenden başka ne şekilde gerçekleştiğinde dair somut bir vakıa ileri sürülmediği, sigortacının rizikonun ihbar edilenden başka şekilde geldiğini ispat edimini yerine getiremediği, bu nedenle rizikonun teminat içinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu aşamada, davalı vekilinin yemin deliline ilişkin istinaf istemi incelendiğinde; dosyadaki delillerden rizikonun elektrik prizinden çıktığı ispatlandığına göre, artık davalının ispatlanan maddi vakıanın aksini yemin delili ile ispatlaması imkanı kalmadığından ilk derece mahkemesince yemin delilinin hatırlatılmamasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Zarar miktarına ilişkin alınan bilirkişi raporlarında, zararın miktarının yöntemine göre hesaplandığı, temerrüt tarihinin ihbar tarihine ve TTK’nın 1427. maddesine göre belirlenerek yapılan faiz hesabının doğru olduğu, alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile likit olmaması nedeniyle, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken ‭‭15.159,01-TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 3.790,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 11.368,71-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/03/2022

….
Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*