Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1049 E. 2021/1778 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1049 – 2021/1778
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1049
KARAR NO : 2021/1778

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2021 Tarihli İhtiyati Tedbire İtirazın Reddi Kararı
NUMARASI : 2021/123 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
İHTİYATİ TEDBİRE
İTİRAZ EDEN/DAVALI : ARBEN641 BEYAZ EŞYA TEKNİK SERVİS NAKLİYE İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. -…
VEKİLİ : Av. ..

DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ : 05/03/2021

KARAR TARİHİ : 25/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 25/10/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının 6 ortaklı kurulan davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, kurucu ortakların aynı zamanda şirketin kurulduğu tarihte Arçelik Şirketi’nin teknik servis sahibi olduğunu, ilk 2 yıl şirket müdürlüğünü davacı …yaptığını, 2 yıl sonra kurucu ortak …’nın müvekkili meşakkatini çektiği ve başarılı yönetimi ile montaj işi de verilerek taltif edilmiş ve şirketin müdürü olduğunu, ortakların şirket kurulurken sözlü ve yazılı olarak servis sözleşmesi biten ya da servis sözleşmesi feshedilen ya da ölen ortağın hisselerini diğer ortaklara devredeceği ve servis sözleşmesinin feshedildiği tarihte kendiliğinden ortağın şirketteki ortaklığının sona ereceği konusunda anlaşıldığını, şirket kurulduktan sonra 6 ortaktan 2 sinin servis sözleşmesi sona erdiği ve ortak taraflar arasında kuruluştaki akde ve verdikleri taahhütlere bağlı kalarak hisselerini diğer ortaklara devrederek ortaklıktan ayrıldığını, geriye davacı müvekkili ve 3 ortağın kaldığını, ortaklardan …’nun şirket sözleşmesi Arçelik Pazarlama A.Ş tarafından feshedildiğini, …’nun ortaklar arasındaki sözleşmenin 15 maddesine göre şirket ortaklığı servis sözleşmesinin sona ermesiyle kendiliğinden sona ermesine rağmen şirketten ayrılmadığını ve hissesini diğer ortaklara devretmeye yanaşmadığını, şirketin o tarihteki müdürü … ve …’nu ortaklıktan çıkarması için gerekli işlemleri yapması için sözlü ve yazılı ihtarda bulunulmuş ancak şirket müdürü …’nın buna yanaşmadığını, kısa bir süre sonra şirket müdürü …’nın şirket sözleşmesinin feshedildiği, fesih tarihinden sonra … adlı şirkete müvekkilini sokmamaya, müvekkiline şirketle ilgili bilgi vermemeye başladığını, Arçelik Pazarlama A.Ş şirket adına ihtarname keşide ettiklerini müvekkili ve …’in diğer faal ortağı …’in haricen öğrendiğini, …’in sözleşmesinin Arçelik Pazarlama A.Ş tarafından feshedildiği ve şirketin faaliyetinin bittiği ve şirketin bugün bir tabela şirketi olduğunu, şirket müdürü olarak ortaklığın sona ermiş olmasına rağmen ortak ve müdür olarak …’nın azli için Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/83 sayılı dosyası ile azıl davası açıldığı, davanın karar aşamasında olduğu, şirket müdürü olarak kayıtlarda görülen ve azli istenen ve halen azil davasının karar aşamasında olan … ve işbirlikçi ortağı …’nun şirket kurulurken ortaklar arasında imzalanan sözleşmeye göre ortaklık sıfatının kalmadığını, toplantıda aldıkları kararların hukuki olmadığını, bu kişilerin ortaklık sıfatının sona erdiği ve ortak karar almaların düşünülemeyeceği ortak oldukları kabul edilse dahi genel kurul toplantısının ertelenmesini talep eden ve kar dağılımına engel olma yönünde azınlık hisseye sahip olan müvekkilinin mutlak hakkını çiğnenerek kar dağıtımı kararının alınamayacağını belirterek 04/03/2021 tarihinde alınan tüm kararların tedbiren dava sonuna kadar durdurulması ve uygulanmamasını, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 16/03/2021 tarihli ara karar ile; ” Davacının yürürlüğün durdurulması talebinin kısmen KABULÜ ile; 04/03/2021 tarihli genel kurul kararının 4 nolu kararın 6102 sayılı TTK.’nun 449. maddesi uyarınca tedbiren YÜRÜTÜLMESİNİN GERİ BIRAKILMASINA; 04/03/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan (1), (2) ve (3) nolu kararlarının tedbiren yürürlüğünün geri bırakılması talebinin ise şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 04/03/2021 tarihli genel kurulda belirtilmeyen şerh düşülmeyen, dava dilekçesinde belirtilmeyen hiçbir olayın, olgunun veya itirazın daha sonradan dava kapsamında beyan edilmesine yani iddiaların ve delillerin genişletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, dosyada yürütmenin geri bırakılmasına karar verildiği, dosyaya sunulan herhangi bir kesin ve inandırıcı delil yada teminatın olmadığını, müvekkili şirketin resmi kayıtlarından anlaşılacağı üzere feshedilmediği yada tasfiyesine başlanmadığını, hali hazırda var olan bir şirket olduğunu, 04/03/2021 tarihinde gerekli prosedürleri yerine getirmek suretiyle genel kurul toplantısının yapıldığını, dava dilekçesi ekinde sunulan şirket sözleşmesinin ticaret sicile kaydedilmiş bir sözleşme olmadığını, ticaret sicil kayıtlarına tescil ve ilan olunmayan bir sözleşmenin şirketi ve şirket üzerinde ortaklarını bağlamayacağını belirterek 16/03/2021 tarihli ara kararı ile verilen 04/03/2021 tarihli genel kurul kararının 4 nolu kararının 6102 sayılı TTK’nın 449 maddesi uyarınca tedbiren yürütmenin geri bırakılmasına ilişkin karardan dönülmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 14/04/2021 TARİHLİ ARA KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … ihtiyati tedbire itirazın reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle tedbir kararının teminatsız verilmiş olmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, 04/03/2021 tarihli genel kurulda ve dava dilekçesinde belirtilmeyen, şerh düşülmeyen hiçbir olayın, olgunun veya itirazın daha sonradan dava kapsamında beyan edilmesine yani iddiaların ve delillerin genişletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, 04/03/2021 tarihli Genel Kurul Kararının 4 nolu kararının 6102 sayılı TTK 449. maddesi uyarınca tedbiren yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin 16/03/2021 tarihli ara kararla verilen tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/123 Esas – 14/04/2021 tarihli ara kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Derdest dava kapsamında davacı vekilinin , davalı şirketin 04/04/2021 tarihinde alınan tüm genel kurul kararlarının tedbiren dava sonuna kadar durdurulması/ geri bırakılması talebi üzerine, ilk derece mahkemesinin 16/03/2021 tarihli ara kararıyla talebin kısmen kabulüne; 4 nolu kararın TTK’nın 449. maddesi gereğince tedbiren yürütmesinin geri bırakılmasına, 1, 2 ve 3 nolu kararların tedbiren yürürlüğünün durdurulması talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili reddedilen 3 nolu karar yönünden , davalı vekili ise kabul edilen 4 nolu karar yönünden karara itiraz etmiş, itiraz üzerine ilk derece mahkemesinin 14/04/2021 tarihli ara kararıyla itirazların reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamı delillere göre; aynı taraflar arasında aynı genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin görülen dava kapsamında, dairemizin 2021/787 Esas-2021/1140 karar sayılı ve 10/06/2021 tarihli kararı ile esastan istinaf incelemesi yapılarak tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, istinaf konuları hakkında kesin hüküm bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Karar başlığında; davacı vekilinin adresinin yazılmaması ile davalı ve vekilinin adreslerinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; istinafa konu mahkeme kararı hakkında kesin hüküm bulunması nedeniyle, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafın istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-Dosyanın mahkemesine iadesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2021

….
Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip…
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*