Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1032 E. 2022/562 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1032 – 2022/562
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1032
KARAR NO : 2022/562

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2019/203 Esas – 2021/81 Karar

DAVACI : ÖZBEYEMLAK İNŞAAT MALZEMELERİ GIDA TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : AKTUĞLA TOPRAK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. ….

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 17/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının tuğla üretimi yapan davalıdan tuğla satın almak için toplamı 537.000,00 TL olan çekler verdiğini, cari hesap alacağına karşılık davalı tarafça fatura dökümü yapılan tuğlaların davacıya teslime edildiğini, teslim edilen malların toplamının 368.712,49 TL olduğunu, davalı taraftan bakiye alacaklarının 368.712,49 TL olduğunu, iş bu cari hesap ekstresinde bulunan bakiye borç sebebiyle icra takibi başlatmak zorunluluğunun hasıl olduğunu, borçlu hakkında Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/29741 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin icra takibine borcum yoktur diye itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça davacı şirket aleyhine açılan icra takibinin haksız olarak başlatıldığını, icra takibine itiraz sonucu takibin durduğunu, takibin durmasına müteakip davacının, davalı şirket ile mal alışverişinde bulunduğunu, bu mallara karşılık davalı şirkete avans olarak çek verildiğini, çeklerin ödendiğini, buna karşılık davalı şirketin 368.712,49 TL tutarındaki malı kendilerine teslim etmediğini iddia ederek huzurdaki davanın açıldığını, davalı şirketin davacı taraf ile yapmış olduğu ticaret neticesinde üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, malların tamamını davacıya teslim ettiğini, malların teslim ettiği hususu taraflarınca ticari defterler kayıtları, mal teslimine ilişkin her türlü evrak ve tanık beyanları ile ispatlandığını, davacının iddialarının aksine davalı şirketin davacıya borçlu değil davacı tarafın davalı şirkete borçlu olduğunu, davacı tarafın davalı şirkete borçlu olduğu hususunun ise tarafların ticari defter kayıtları, dosyaya ibraz edilecek cari hesap ekstreleri ve davacının, davalı şirkete borçlu olduğunu kabul ettiği 31/12/2017 tarihli mutabakat mektubu ile ispatlanacağını, davacının borcuna ilişkin olarak taraflarınca icra takibi başlatıldığını belirterek davanın reddi ile icra takibinin iptaline, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının Kocaeli 8. İcra Müdürülüğünün 2018/29741 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 53.464,36 TL üzerinden devamına,
Hüküm altına alınan 53.464,36 TL üzerinden hesaplanacak % 20 İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlayla ilişkin talebin reddine,
Davalının mahsup talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, davalı firmadan 368.712,49 TL alacaklı olup, hükme esas alınan bilirkişi raporu hatalı olduğunu; dosyaya sundukları tüm belge, defter ve sair deliller incelendiğinde davacının cari hesap alacağının 368.712,49 TL olduğunu açıkça görüldüğünü; ancak yerel mahkeme bilirkişi raporlarına karşı yaptıkları itirazları dikkate almadan eksik ve hatalı hazırlanmış olan 15.01.2021 tarihli bilirkişi raporunu hükme esas alarak davacının alacak miktarının 53.464,36 TL olduğuna karar verdiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2021 Tarih – 2019/203 Esas – 2021/81 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; ticari satımdan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının davalıya avans çekleri verdiğini, davalının bu çeklere karşılık bir kısım mal teslim etmesine rağmen, 368.712,49 TL karşılığı malın teslim edilmediğini belirterek Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/29741 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, süresinde ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, davalının tüm malların teslim edildiği ve borcu olmadığı gerekçesi ile davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişilerden 31/12/2019, 06/07/2020 ve 15/01/2021 tarihli raporlar alındıktan sonra davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının verdiği avans çeklerine karşılık davalının mal teslim edip etmediği ve davacının alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Davalı, davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi ve çeklerin mal teslimi (satış sözleşmesi) için verildiğini, buna karşılık malların eksiksiz teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Bu savunma ile artık malların teslim edildiğini ispat yükü davalıdadır.
İlk derece mahkemesince tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır. 31/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile 06/07/2020 tarihli ek raporda; taraf defterlerinin birbirini teyit etmediğinin gibi defter kayıtları ile cari hesap ekstrelerinin de birbirini tutmadığı, davacının kendi defterlerine göre davalıdan 70.221,81 TL alacağı, 13.400,00 TL borcu, davalının kendi defterlerine göre davacıdan 547.341,41 TL alacağı, 1.094.682,82 TL borcu olduğu belirtilmiş, rapora itirazlar üzerine alınan 15/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların defter kayıtlarının kendi içerisinde çelişkili olduğu gibi birbirini de teyit etmediğinden, defter kayıtlarına göre
somut borç alacak tespiti yapılamayacağı, tarafların yasal
defterinin karşılıklı uyumlu olmaması, davalının vergi dairesine vermiş olduğu BS formlarından alacak tutarının tam ve doğru tespit imkânı bulunmaması nedeniyle,
alacak borç miktarının tam ve doğru tespit edilmesinde davacı tarafından imza ve
kaşe edilmiş 31.12.2017 tarihli Mutabakat Mektubunda 99.642,55 TL alacaklı olduğu, bu tarihten sonra, tarafların yasal
defter kayıtlarında yer alan kendi aralarında düzenlediği alış ile satış faturaları (davalının davacıya düzenlediği 46,764,99 TL bedelli fatura),
taraflar arasındaki yasal defterlerinde yer alan ödeme ve tahsilatlar birlikte
değerlendirilerek, davacının 53.464,36 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi uyarınca; eksiksiz ve usulüne uygun tutulan, açılış ve kapanış tasdikleri yapılan ve birbirini teyit eden ticari defterler sahibi lehine delil olacağından taraf defterleri de bu koşulları sağlamadığından mutabakat mektubu tarihi olan 31/12/2017 tarihinden önceki defter kayıtları alacak borç ilişkisinde dikkate alınamamalıdır. 31/12/2017 tarihli mutabakat mektubu uyarınca davacının alacak miktarı 99.642,55 TL olup bu tarihten sonra davalının düzenlediği 46,764,99-TL fatura bedeli mahsup edildiğinde davacının 53.464,36 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın bu miktar üzerinden kabulüne, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve davalının mahsup talebinin aynı sözleşme ilişkisi nedeniyle taraflardan birinin katlandığı bazı yükümlülüklerin ya da elde ettiği bir kısım semerelerin diğer tarafın alacağından indirilmesi talebini içermediğinden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; davalı ile taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/03/2022


Başkan….
¸e-imzalıdır.
….
Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*