Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1018 E. 2022/585 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1018
KARAR NO : 2022/585

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI : 2018/2 Esas – 2020/531 Karar

DAVACI : … –

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/12/2017

KARAR TARİHİ : 21/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 19/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … isimli sigorta ettirenin 01.06.2016 tarihinde davalı şirkete başvurarak kendisinin ve aile bireylerinin Allianz Sigorta A.Ş. nezdinde sağlık sigortalarının bulunduğunu ve fakat Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketine geçiş yapmak istediğini bildirdiğini, davalı şirketin Anadolu Anonim Türk Sigorta Acentası olmaması gerekçesiyle ve sigortacılık mevzuatının ilgili hükümleri uyarınca iş paylaşımı yapmak üzere müvekkili şirkete başvurduğunu, davacının iş paylaşımı kabul etmesinin ardından gerekli olan belgeler, sigorta ettirenin geçişine ilişkin belgeler ve sigortalının imzasını içerir Bireysel Soru Formu dahil tüm evrakların davalı sigorta acentası tarafından hazırlanarak müvekkili şirkete gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından sigortacılık mevzuatı kapsamında iş paylaşımına ilişkin acentelere verilen yetkiye dayanarak, davalı şirketçe gönderilen evraklar uyarınca sigorta ettiren adına 0004002316 numaralı poliçe düzenlendiğini, sigorta poliçesinin düzenlenmesinden kısa bir süre sonra sigorta ettirenin aile bireylerinden … isimli kişinin hastalanması üzerine gerçekleştirilen 21.835,63.-TL sağlık harcamasının dava dışı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından karşılandığını, karşılanan bu bedelin, sigortalının eşinin hasar tazminatı için yaptığı başvuru üzerine gerçekleştirilen değerlendirme neticesinde ”poliçe tanziminde alman bireysel soru formunda bulunan imzanın sigorta ettirenin kendisine ait olmadığı ve sahte imza kullanıldığının anlaşılması’’ gerekçesi ile müvekkili şirketten rücuen tahsil edildiğini, davalı sigorta acentesinin Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinin acenteler arası iş paylaşımını düzenleyen hükümlerine, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı ve kusurlu davranışları neticesinde sigortalar arası geçişe ve Bireysel Soru Formuna dayanarak düzenlenen poliçe ile davaya konu iş bu bedelin müvekkili şirket tarafından ödenmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin yetkili olunan sigorta şirketi adına aracılık faaliyetinde bulunduğu sırada davalı şirketin imzanın sahte olarak atılması gibi iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı hareketlerinden dolayı maddi yönden ağır mağduriyet yaşadığını, Gölcük 1. Noterliğinin ll Mayıs 2017 tarih – 03560 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile mevcut durum belirtilerek zararın davalıdan tazmininin istendiğini, davalı şirket tarafından Gölcük 1. Noterliğinin 23 Mayıs 2017 tarih – 03812 yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile, tüm işlemlerin müvekkili tarafından takip edildiğini, kendileri tarafından herhangi bir belgenin düzenlenmediğini ve acenta olarak belgeleri eksiksiz düzenlemek ve beyan alma yükümlülüğünün müvekkili şirkette olduğunu bildirdiklerini, sigortacılık mevzuatının hiçbir hükmünde iş paylaşımı yapıldığı durumlarda sigorta evraklarının hangi acente tarafından hazırlanacağına ilişkin bir düzenleme olmadığı gibi uygulamada da iş paylaşımı yapılan sigorta acentesi tarafından düzenlendiğini, sigorta ettirene imzalatıldığını, bu nedenle belgelerin düzenlenmesi ve soru formunun alınmasının tarafların insiyatifinde olduğunu, davaya konu somut olayda, tarafların iş paylaşunı yaptığı ve belgelerin davalı şirket tarafından düzenlendiğinin açık olduğunu, yapılan iş paylaşımı karşılığı olarak davalı şirkete verilen komisyon ücretine ilişkin makbuzların mevcut olduğunu, bu makbuzların iş paylaşımı yapıldığına ve davalının sorumluluğun bulunduğunun ispatı olduğunu, müvekkili şirketçe ödenen 21.835,63 TL’nin, sigortalar arası geçiş evraklarının hazırlanmasında ve özellikle Bireysel Soru Formu üzerinde bulunan imzaların sahteliği hususunda kasıt derecesinde ihmali olduğunu iddia ettiği davalı şirketten tazmini gerektiğini, bu sebeple Gölcük İcra Müdürlüğünün 2017/2684 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …’nun yetkilisi bulunduğu şirkete başvurarak kendisinin ve ailesinin Allianz Sigorta A.Ş. nezdinde sağlık sigortası olduğunu, ancak başka bir sigorta şirketine geçiş yapmak istediğini, bilgilendirilip herhangi bir sigorta şirketine yönetmelerini istediğini, bunun üzerine kendisine herbir sigorta şirketinin koşullarının tek tek anlatıldığını ve …’ nun geçiş yapmak için Anadolu Anonim Sigorta A.Ş.’yi seçtiğini, …’ nun arkadaşları olması nedeniyle işini halledebilmesi için kâr amacı güdülmeksizin kendisinin davacı şirkete yönlendirildiğini, iş paylaşımının söz konusu olmadığını, …’ nun arkadaşları olması ve şirketlerinin sağlık poliçesi düzenlememesi sebebiyle kar amacı güdülmeksizin davalıya yönlendirildiğini, …’ nun Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketine geçişi ile ilgili tüm belgeler bireysel soru formunun davacı tarafından doldurulduğunu, kendileri tarafından düzenlenmediğini ve davacı şirkete gönderilmesinin söz konusu olmadığını, herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, davacının Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’ nin kendisine rücuen başvurması neticesinde … ile kendilerine başvurduğunu, sigortalının hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen 8.000,00 TL ödeme yaptığını, davacının iş paylaşımı karşılığı olarak gönderdiğini iddia ettiği ücretin kendileri tarafından talep edilmediğini, …’ nun iyiniyetli olarak davacıya yönlendirildiğini ve kar amacı güldülmemiş olduğunu, sigortalı ile ilgili tüm işlemlerin davacı acente tarafından takip edildiğini, sigortalının ve davacı şirketin bilgisi dışında herhangi bir belgenin taraflarınca düzenlenmediğini ve imzalamadığını, belgeleri eksiksiz düzenlemenin ve beyan almanın davacının sorumluluğunda olduğunu, doğacak tüm zararlardan sorumluluğun davacı şirkete ait olduğunu beyanla davanın reddine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … açılan davanın reddine, koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemedeki yargılama sırasında her iki tarafın ticari defterleri incelenmek üzere bilirkişiye gönderildiği, bilirkişi her iki defter üzerinde yaptığı inceleme üzerine defterlerde taraflar arasında süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı bildirildiği, bu değerlendirme sonucu ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında belirttiği üzere, bilirkişi raporuna itibar ettiği ve bu hususun davacı ve davalı arasında bir iş paylaşımının olmadığına delil olduğunu kabul ettiği ancak davacı ve davalı şirket arasında iş paylaşımı olduğu ve davaya konu sigorta işi nedeniyle, müvekkil şirketin davalı şirkete komisyon ödemesi yaptığı davalı şirketin cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile sabit olduğu ayrıca bilirkişiler tarafından yapılan ticari defter incelemesi ile ilgili olarak, HMK’nın 222. maddesine son yapılan değişiklikle eklenen “ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde ticari defterler sahibi lehine delil olarak kullanılmaz” hükmü uyarınca her iki tarafın ticari defterinde bulunmayan bir hususun davalı lehine delil olarak kabul edilmesi hukuka aykırılığını, davalının cevap dilekçeleri, tanık beyanları ve sonuç olarak tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davranarak kusurlu ve hukuka aykırı bir davranışta bulunan davalı şirket, davacı zarara uğramasına sebep olduğundan zarardan sorumlu olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2020 Tarih – 2018/2 Esas – 2020/531 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.

Dosyanın incelemesinde; dava dışı … isimli sigortalının 01.06.2016 tarihinde davalı şirkete başvurarak kendisinin ve aile bireylerinin Allianz Sigorta A.Ş. nezdinde sağlık sigortalarının bulunduğunu ve fakat Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketine geçiş yapmak istediğini bildirdiği, davalı şirketin Anadolu Anonim Türk Sigorta Acentası olmadığı, bu nedenle, sigortacılık mevzuatının ilgili hükümleri uyarınca iş paylaşımı yapmak üzere davalının davacıya başvurduğu, davacının, iş paylaşımını kabul etmesinin ardından gerekli olan belgeler, sigorta ettirenin geçişine ilişkin belgeler ve sigortalının imzasını içerir bireysel soru formu dahil tüm evrakların davalı sigorta acentası tarafından hazırlanarak davalı şirkete gönderildiği,davacı şirket tarafından sigortacılık mevzuatı kapsamında iş paylaşımına ilişkin acentelere verilen yetkiye dayanarak, davalı şirketçe gönderilen evraklar uyarınca sigorta ettiren adına 0004002316 numaralı poliçe düzenlendiği, sigorta poliçesinin düzenlenmesinden kısa bir süre sonra sigorta ettirenin aile bireylerinden … isimli kişinin hastalanması üzerine gerçekleştirilen 21.835,63.-TL sağlık harcamasının dava dışı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından karşılandığı, karşılanan bu bedelin, poliçe tanziminde alınan bireysel soru formunda bulunan imzanın sigorta ettirenin kendisine ait olmadığı ve sahte imza kullanıldığının anlaşılması gerekçesi ile davacı şirketten rücuen tahsil edildiği belirtilerek, davacı tarafından ödenen 21.835,63 TL’nin davalının sorumluluğu olduğu için davalıdan talep edildiği, bunun için davalı aleyhine Gölcük İcra Müdürlüğünün 2017/2684 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe davalının itiraz ettiği, itirazın hükümden düşürülmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında iş paylaşımı olup olmadığı ve davacı sigorta şirketine yönlendirilen dava dışı …’ nun evraklarının davalı tarafça sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği, davacı şirketin dava dışı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketine ödediği bedeli davalıdan talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosya arasına aldırılan 08.08.2019 tarihli raporda; davacı ve davalı tarafın 2015, 2016, 2017 ve 2018 dönemlerine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun, eksiksiz olarak usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığı, sahibi lehine takdiri Mahkmeye ait olmak üzere takdiri delil özelliğine haiz olduğu, davacı ticari defterlerinde, davalı adına yapılan bir işlem kaydının hiç olmadığı, ticari defterlerde davalı adının hiç geçmediği, davacı ticari defterine göre, davalı taraf ile ticari bir ilişkisinin olmadığı, borç ve/veya alacak doğuracak işlem kayıtlarının hiç olmadığı, dolayısıyla da muaccel ve/veya müeccel bir alacak/borcun davacı ticari defterlerinde hiç doğmadığının oluşmadığının tespit edildiği, davalı ticari defterlerinde, davacı adına yapılan bir işlem kaydının hiç olmadığı, ticari defterlerde davacı adının hiç geçmediği, davalı ticari defterine göre, davacı taraf ile ticari bir ilişkisinin olmadığı, borç ve/veya alacak doğuracak işlem kayıtlarının hiç olmadığı, dolayısıyla da muaccel ve/veya müeccel bir alacak/borcun davalı ticari defterlerinde hiç doğmadığı, oluşmadığı, taraf ticari defterlerine göre taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunduğuna dair kaydın olmadığı, dosyaya sunulan banka dekontları ile hakediş hesaplama dokümanlarına göre de dava konusu olay dahil tarafların aralarında ticari ilişkinin olduğuna dair bir tespit yapılamadığı, rücu talebine esas ödemenin davacı şirket tarafından dava dışı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketine ödendiğine ilişkin bir belgenin dosya kapsamında yer almadığı şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
2016/27 sayılı Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinin Uygulanmasına İlişkin Genelgenin İş paylaşımı başlıklı 7.1 maddesinde ”Sigorta acentelerinin doğrudan sigorta şirketi tarafından yetkilendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda her ne ad altında olursa olsun doğrudan sigorta şirketi tarafından yetkinin verilmediği yapılanmalar çerçevesinde iş paylaşımında bulunulması mümkün değildir.”
7.2. maddesinde, “Acenteler arası iş paylaşımı yetkili olunan sigorta şirketi adına aracılık faaliyetinde bulunulması, iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde mümkündür. İşbirliği yapılan acente sayısının beşi aşması veya işbirliği yapılan acentelerin aynı il sınırları içerisinde bulunmaması durumları iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık olarak kabul edilir.”
7.3. maddesinde ”Yapılan işbirliğinde, sigortalının mağdur olmaması için sigorta poliçesinin başka bir sigorta acentesinden düzenlendiğine dair sigorta ettirene bilgi verilmesi ve sigorta sözleşme akdeden tarafından tanzim edilen prim tahsilat makbuzunun sigorta ettirene teslim edilmesi gereklidir.” düzenlemesi mevcuttur.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; davacının, davalı ile aralarında sigortacılık mevzuatının ilgili hükümleri uyarınca iş paylaşımı olduğunu, …’nun davalı şirket tarafından gerekli olan belgeler, sigorta ettirenin geçişine ilişkin belgeler ve sigortalanacak kişinin imzasını içerir Bireysel Soru Formu dahil tüm evrakların davalı sigorta acentası tarafından hazırlanarak iş paylaşımı kapsamında davacıya gönderildiğini, sigortacılık mevzuatı kapsamında iş paylaşımına ilişkin acentelere verilen yetkiye dayanarak, davalı şirketçe gönderilen evraklara göre davacı tarafından sigorta ettiren adına … adına 0004002316 numaralı poliçe düzenlendiğini iddia ettiği, sigorta ettiren …’ nun aile bireylerinden … isimli kişinin hastalanması üzerine gerçekleştirilen 21.835,63.-TL sağlık harcamasının dava dışı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından karşılandığı, 21.835,63.-TL’nin, sigortalının eşinin hasar tazminatı için yaptığı başvuru üzerine gerçekleştirilen değerlendirme neticesinde ”poliçe tanziminde alman bireysel soru formunda bulunan imzanın sigorta ettirenin kendisine ait olmadığı ve sahte imza kullanıldığının anlaşılması’’ gerekçesiyle davacıdan tahsil edildiği, davacının …’na ait evrakların davalı tarafından kendisine gönderildiği ve imzaların sahte olduğundan bahisle davalının iyiniyetli olmamasına dayanarak 14.557,08 TL’nin rücuen tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği, davacının taraflar arasında iş paylaşımı olduğunu ispat etmesi gerektiği, sigorta firmalarının veya sigorta acentelerinin birbirlerinden komisyon gelirlerini ”sigorta komisyon gider belgeleri” ile tahakkuk ettirip ve bu belgelere istinaden de ödeme yaptıkları, davacı şirketin davalı adına sigorta komisyon gider belgesi düzenlemediği ve böyle bir belgeye dayalı komisyon tahakkuk ettirmediği, dolayısıyla gider yazmadığı, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığı, borç ve/veya alacak doğuracak işlem kayıtlarının hiç olmadığı, dolayısıyla da muaccel ve/veya müeccel bir alacak/borcun davalı ticari defterlerinde hiç doğmadığı, oluşmadığı hususlarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, Mahkememizce rapora itibar edildiği, davacı tarafça dosyaya bir takım bonolar ibraz edildiği, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğu ilkesini haiz olduğu, hangi amaçla düzenlendiğinin tespit edilemediği, banka dekontlarının incelenmesinde göndericinin …, alıcının ise … olduğu, dekont açıklamasında komisyon ödemesi yazılmış ise de dava konusu poliçe tarihinin haziran 2016 olduğu, ödeme dekontlarının ise daha önceki bir tarihte düzenlenmiş olduğu, davacının mevcut delillerle taraflar arasında iş paylaşımı olduğunu ispat edemediği, delil listesinde yemin deliline dayandığı Mahkememizce yemin delilinin hatırlatıldığı, davacının davalı tarafa yemin teklif ettiği, … ve …’ın davalı şirketi münferiden temsile yetkili oldukları ve ayrı ayrı ”…Sigorta ile şirketimiz arasında iş paylaşımı bulunmadığına, şirketimizin davacı …Sigorta ile sağlık sigortası alanında hiç iş paylaşımı yapmadığına, …’nun tarafımızca, hiçbir karşılık almaksızın ve beklenmeksizin yalnızca iyi niyet gereği …Sigorta’ya yönlendirildiğine, bu iyi niyetli yönlendirme dışında …’na ilişkin hiçbir işlemin tarafımızca yapılmadığına, …’nun başvuru işlemleri ve belgelerinin hiçbirinin şirketimizce hazırlanmadığına, … işleminin tamamen iyi niyetli bir yönlendirmeden ibaret olduğuna ve kazanç amacı güdülmediğine” dair yemin ettikleri, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine ve koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ile ulaşılan sonucun dosya kapsamı delillere uygun ve isabetli olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/03/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*