Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1985 – 2021/1538
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1985
KARAR NO : 2021/1538
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/06/2020
NUMARASI :2019/371 Esas – 2020/175 Karar
DAVACI :AXA SİGORTA A.Ş. –
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :
VEKİLİ :Av. …
DAVA : Rücuen Alacak( Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :24/05/2018
KARAR TARİHİ :27/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :27/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketinin 90789600 nolu poliçe ile davalıya ait … plakalı aracı 13/11/2014 – 13/11/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortaladığını, 12/09/2015 günü 15:40 sularında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile alkollü olarak kontrolsüz yakın takip sonucu duramayıp aracının ön kısmı ile önünde aynı istikamette kırmızı ışıkta beklemekte olan…plakalı aracın arka kısmına çarptığını, bu çarpma sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan hemen sonra kaza mahallinde resmi memurlar tarafından kaza tutanağına göre bu kazanın oluşumunda … plakalı komyonete sürücüsünün alkollü araç kullanmaktan dolayı kusurlu olduğunun belirtildiğini, ZMS Sigorta genel şartlarına göre sözleşmeye aykırılık sebebi ile sözleşmeyi yapan davalı …’a rücu etme gereği hasıl olduğunu, olay yerinde tutulan kaza tutanağında davalıya ait araç sürücüsünün alkollü olduğunun tespit edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığının sabit olduğunu, bu nedenlerle davalının icra dosyasında borç, talebe ve ferilerine yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına, %20 haksız icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ayrıca davacıya ait taşınmaz ve araç kayıtlarının kontrol edilerek dava kesinleşene kadar mal kaçırma ihtimaline karşı kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı aracın …’in sevk ve idaresinde iken 12/09/2015 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davacı tarafından başlatılan Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2018/7356 Esas numaralı dosyasında asli kusurlu sürücü …’in taraf gösterilmemiş olduğunu, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalıya icra takibi başlatıldığını, …’e de icra takibinin yönetilmesi ve iş bu davanın tarafı olması gerektiğini, hiçbir kusuru olmayan müvekkilinin taraf olarak gösterilmesinin hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, davalı adına kayıtlı aracın kaza tarihinde davalının bilgisi dahilinde olmadan güzergah dışına çıkarak kazaya karıştığını, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü …’in asli kusurlu olarak davanın tarafı olması gerektiğini, davacı tarafın araç sürücüsünün kanında alkol tespit edilmesi sebebi ile ödemiş olduğu zararın tamamını herhangi bir kusur araştırılması yapılmadan talep etmesinin yerleşik Yargıtay içtihatları ile bağdaşmadığını, bu nedenlerle davanın usulden reddine, …’e işbu davanın ihbar edilmesine, kusur durumunun araştırılması için uzman bilirkişilerce rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulüne, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2018/7356 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan İİK 37/2. madde uyarınca 7.739,58 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davanın sadece araç maliki olan davalıya yöneltildiğini, kazaya karışan araç sürücüsünün de icra takibi ve bu davada taraf olması gerektiğini, kazanın münhasıran alkol etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği hususunu aydınlatan bilirkişi raporu alınmadan (yanlış alkol miktarı üzerinden değerlendirme yapılarak) hükme elverişsiz bilirkişi raporuyla karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, trafik tespit tutanağında dava dışı sürücü …’in takip mesafesine uymadığı için duramayarak kaza yaptığı açıkça yazmadığını, bu itibarla kazanın münhasıran alkol etkisi altında yaşanmadığının ortada olduğunu, yerel mahkemenin görevsizlik kararı üzerine tarafına vekalet ücreti hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/371 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta genel şartlarına aykırılık iddiasına dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesinde;
“(1)Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.
(2)Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin; “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle; güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 95-(2). maddesi uyarınca; sigorta sözleşmesinden veya sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle; sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden; sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması yada indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir.
ZMMS Poliçesi Genel Şartları’nın B.4/d maddesi hükmü uyarınca da; tazminatı gerektiren olayın, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa; sigortacı, 3. kişinin zararını karşıladıktan sonra akidi olan kendi sigortalısına rücu edebilir. Davacı sigortacının; aracın alkollü kullanılmış olması nedeniyle; bu aracın neden olduğu kaza sonucu 3. kişiye ödenen sigorta tazminatını talebe hakkı bulunmaktaysa da, bu talebi sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına isabet eden miktarla sınırlı olup, ayrıca; münhasıran alkol etkisiyle kazanın meydana gelmiş olması gereklidir.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla; sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.
Somut olayda; davacı sigorta şirketi nezdinde 90789600 nolu poliçe ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı bulunan ve davalının maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın dava dışı sürücünün 0,54 promil alkollü olarak sevk ve idaresinde iken kontrolsüz yakın takip sonucu kırmızı ışıkta bekleyen…plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, davacı şirket tarafından maddi hasara uğrayan karşı yan aracı için 19/02/2016 tarihinde 7.739,58-TL hasar tazminatı ödediği, ilk derece mahkemesince aldırılan 11/02/2020 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; meydana gelen olayda dava dışı sürücünün almış olduğu alkolün etkisi (kaza anındaki miktarı uyarlama ile 0,6475) ile kazanın meydana geldiği, kazanın oluşmasında başkaca etkenin bulunmadığı, dolayısıyla münhasırlık koşulunun somut olayda bulunduğu belirlemesi ile sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunun ve sigorta şirketince yapılan ödemenin, ödenmesi gereken tazminat sınırları içerisinde kaldığının belirtildiği, bu hali ile bilirkişi raporu dosya kapsamı somut delillere uygun, denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, zarar gören 3. kişinin hasar bedellerini ödeyen davacı sigortacının, davalı sigortalısına karşı rücuen tazminat talep etme şartlarının oluştuğu değerlendirilmiştir.
Öte yandan, sigorta şirketi tarafından hasar ödemesi 19/02/2016 tarihinde yapılmış olup, eldeki davaya konu icra takibi ise, 07/03/2017 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır. Bu nedenle davalının bu yöndeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, davalı tarafından yargılama içerisinde Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi tarafından verilen görevsiz kararı gereği vekalet ücreti verilmesi gerektiği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; 6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince, kanunda yazılı haller dışında yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen, davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. 323. madde de, vekalet ücreti yargılama giderlerinden sayılmıştır. Aynı Kanunun 331/2 maddesine göre de, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Bu bağlamda, eldeki uyuşmazlığa yönelik nihai hükmü kuran mahkemece yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin davada haksız çıkan davalı tarafa yükletilmesi, ayrıca görevsizlik kararı nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28/02/2019 tarihli ve 2017/3004 Esas 2019/217 Karar sayılı emsal nitelikli kararı da bu yöndedir.
Diğer yandan, dava konusu tazminat miktarı likit (belirli, muayyen) olmayıp hükmedilecek tazminat miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru değil ise de; davalının bu yönde açık istinaf sebebi bulunmadığından bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 528,69 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 132,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 396,29 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) ve 362-(1)-a) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/09/2021
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye…
¸e-imzalıdır
…
Üye…
¸e-imzalıdır
…
Katip…
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*