Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1958 E. 2021/1592 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1958
KARAR NO : 2021/1592

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :07/09/2020
NUMARASI :2019/46 Esas – 2020/296 Karar

DAVACI :… – XCMG Building 1 Tuolanshan Road Xuzhou Economic and Technological Development Zone Jiangsu/ÇİN
VEKİLİ :Av. … –
DAVALILAR :1-ÖZMAK DIŞ TİCARET VE OTOMASYON SİSTEMLERİ MAKİNA İMALAT SAN. TİC. A.Ş. –
:2-ÖZMAK MAKİNA İTHALAT İHRACAT PAZARLAMA A.Ş. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Tanıma ve Tenfiz
DAVA TARİHİ :05/02/2019

KARAR TARİHİ :30/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :04/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından yapılan başvuru neticesinde Çin Uluslararası Ekonomik ve Ticaret Hakemlik Komisyonu’nun vermiş olduğu karar ile davacı şirketin davalılardan 12.088.120 Amerikan Doları tutarında alacağı olduğu ve bu alacağın 15/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılar tarafından davacı şirkete ödenmesine karar verildiğini, anılan kararda ayrıca davalıların davacı şirkete 300.000 RMB avukatlık ücreti ile 742.179,60 RMB tahkim ücreti ödeyeceğinin hükme bağlandığını belirterek alacağın kesin nitelikteki bir yabancı hakem kararıyla hükme bağlanmış bir alacak olduğunu, alacağın belirli ve muaccel bir alacak olduğu İİK’nın 257 maddesinde gösterilen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kabulünde bu yönde bir isabetsizlik görülmediğini, hakem kararının henüz tenfiz edilmediği, hakem kararına dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine engel bulunmadığını, belirterek İİK’nın 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, Çin Uluslararası Ekonomik ve Ticaret Hakemlik Komisyonu 11/06/2018 tarihinde vermiş olduğu hakem kararının hüküm bölümünün tüm yönleri ile tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tahkim sözleşmesinin aslını dava dilekçesi ile birlikte sunmamış olduğundan davanın reddinin gerektiğini, davacının alacak miktarını dava dilekçesinde belirtmiş olduğu belirtmiş olduğu alacak miktarı üzerinden harç yatırmadığını, davacının 6100 sayılı HMK’nın 121. maddesi ve 194. maddesi hükmünü yerine getirmediğini, davalı Özmak Dış Ticaret Şirketi’nin XCMG firmasından olan alacağının tahsili talebi ile Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1105 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve yargılamanın devam ettiğini, davacının ihtiyati haciz ve hakem kararının tenfizi talebini Özmak Makine ve İzmak Dış Ticaret şirketlerine birlikte yönelttiğini, delil olarak sunduğu belgelerde Özmak Dış Ticaret şirketinden alacaklı olduğu iddiası bulunduğunu, Özmak Makine firmasından zaten bir alacak iddiası bulunduğu Özmak Makina firması yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, söz konusu hakem kararının tenfizi yabancı hakem kararlarının Türkiye’de tenfizini düzenleyen MÖHUK’e Newyork Konvansiyonu’na ve Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında imzalanan ikili anlaşmaya açıkça aykırı olduğunu, imzalanmış sözleşmede düzenlenen tahkim şartının geçerli olmadığını, tahkim şartının olduğu sözleşme tarafınca kesinlikle imzalanmadığı ve tahkim şartının kabul edilmediğini, tahkim kararının geçersiz oluğunu ve tenfiz edilemeyeceğini, sözleşmenin imzalandığı iddianın tekrarlamakla birlikte davacı tarafın dilekçesinde sunduğu sözleşmenin sahte olarak oluşturulduğunu, davacı tarafın dilekçesinde sunduğu sözleşmenin yetkili kişilerce imzalanmadığını belirterek davalı aleyhine ikame olunan işbu haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddi ile davacının Çin Uluslararası Ekonomik ve Ticaret Hakemlik Komisyonunun 11/06/2018 tarihli kararının tenfizi talebinin reddine, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Özmak Dış Ticaret adına akdedilen 13.11.2013 tarihli sözleşmede tahkim kaydının yer aldığı 8. sayfada davalının imzası olmadığından bahisle davalının tahkim iradesinin bulunmadığı yönündeki kararın açıkça usule, hukuka, evrensel hukuk ilkelerine ve adalete aykırı olduğunu, 13.11.2013 tarihli sözleşmede tahkim kaydının yer aldığı 8. sayfada davalının imzası olmadığı ve bu durumun davalının tahkim iradesi bulunmadığı olarak yorumlandığını, davalı 13.11.2013 tarihli sözleşmenin bire bir aynısı olan 26.11.2013 tarihli sözleşmenin tahkim kaydı da dahil tüm sayfalarını imzaladığını, hakem kararına göre davalı Özmak Dış Ticaret hakkında 13.11.2013 tarihli sözleşmeye, Özmak Makine hakkında ise 26.11.2013 tarihli sözleşmeye göre hüküm kurulduğunu, ancak yerel mahkeme kararında sadece 13.11.2013 tarihli sözleşmeye göre hüküm kurulduğunu, 26.11.2013 tarihli sözleşmeyi adeta yok saydığını, 26.11.2013 tarihli sözleşmeyle ilgili değerlendirme dahi yapmadığını, her iki sözleşmede yer alan tahkim anlaşmasının geçerliliği tahkim yeri hukukuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, hakem kararı ile tahkim anlaşması geçerli kabul edilip ifa edildiğine göre tahkim yeri hukukuna göre tahkim anlaşmasının geçerli olduğunu, …’in yetkisiz olduğu ve bu nedenle tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiası Türk Hukuku’na göre değerlendirilse dahi tahkim sözleşmesinin geçerli olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın nispi harca tabi olmakla birlikte ilk derece mahkemesi tarafından verilen 15.11.2019 tarihli ara kararın hukuka aykırı olduğunu, işbu nedenle davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; yabancı hakem kararlarının tenfizi davalarının maktu harca tabi olduğunu, nispi harca hükmedilemeyeceğini, maktu harca tabii davalarda da maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hukuken geçerli bir tahkim sözleşmesi veya şartı bulunmadığından ilk derece mahkemesinin kararının hukuka uygun olduğunu, 13.11.2013 tarihli ilgili sözleşmenin tahkim şartını içerir 8. sayfasında imza bulunmadığı ve bu nedenle taraflar arasında açık, yazılı ve geçerli bir tahkim iradesi bulunmadığı hususunda ilk derece mahkemesi tarafından gerekçeli kararda yapılan açıklamalarda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı tarafından hukuka aykırı olarak dosyaya sunulan 13.11.2013 tarihli sözleşmenin muhtelif sayfalarında imzası olduğu beyan edilen …’in sözleşme tarihinde ilgili sözleşmeyi imzalamaya yetkili olmadığından aksi yöndeki iddiaların reddi gerektiğini belirterek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/46 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle 5718 sayılı MÖHUK 60 vd. maddeleri ile New York Konvansiyonu uyarınca, yabancı hakem kararının tenfizi isteğine ilişkindir.
5718 sayılı MÖHUK 60-63.maddelerinde, yabancı hakem kararlarını tenfizi düzenlenmiştir. Buna göre, ” kesinleşmiş” ve ” icra kabiliyeti kazanmış ” veya ” taraflar için bağlayıcı olan” yabancı hakem kararlarının tenfiz şartları, yabancı mahkeme kararlarının tenfizi şartlarından ayrı olarak düzenlenmiştir.
MÖHUK 60-(1) maddesinde, ”Kesinleşmiş ve icra kabiliyetini kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebilir ”aynı Yasa’nın, 61.maddesine göre ise, yabancı bir hakem kararının tenfizini isteyen taraf dilekçesine, tahkim sözleşmesi veya şartının aslı yahut usulüne göre onaylanmış örneğini, hakem kararının usulen kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcılık kazanmış aslı veya usulüne göre onaylanmış örneğini, sayılan belgelerin tercüme edilmiş ve usulen onanmış örneklerini eklemek zorundadır.
Yabancı hakem kararlarının tenfizi konusundaki diğer mevzuat ise New York Konvansiyonudur. New York Konvansiyonu’na göre, tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesine gelince; yabancı hakem kararlarının tenfizini engelleyen haller Newyork Sözleşmesinin V. maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin V. maddesindeki şartlardan bir kısmını tenfiz mahkemesi resen dikkate almak zorundadır. Diğer şartları ise tarafların iddia ve ispat etmesi gerekir. Mahkeme tarafından resen dikkate alınacak şartlar; 1-Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, 2- Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır. Taraflarca iddia ve ispat edilecek tenfiz engelleri ise; 1- Tahkim anlaşmasının taraflarının ehliyetsiz olması veya tahkim anlaşmasının geçersiz olması, 2- Hakkında hakem kararının tenfizi istenilen tarafın hakem seçiminden veya tahkim yargılamasında usulen haberdar edilmemiş olması veya delillerini sunma imkanından mahrum edilmesi, 3- Hakem karanının, tahkim anlaşmasında yer almayan bir hususa ilişkin olması veya tahkim anlaşmasının sınırlarını aşması, 4-Hakemlerin seçiminin veya hakemlerin uyguladıkları usulün tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği yer hukukuna aykırı olması, 5- Hakem kararının tabi olduğu veya verildiği yer hukuku hükümlerine göre kesinleşmemiş veya icra kabiliyeti kazanmamış veya verildiği yer mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasıdır (…, “Yargıtay Kararları Işığında ICC Hakem Krarlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi”, 25.11.2008 tarihinde İstanbul Sanayi Ticaret Odasında yapılan ICC Tahkimine İlişkin Milletlerarası Seminer’de sunulan tebliğ, Ankara Barosu Dergisi, Yıl:67, sayı:1, Kış 2009, sh.58,59).İST BAM 14HD : 2018/130 E.: 2018/1042 K.
Somut olayda; davacı vekilinin mahkemenin 02.12.2019 tarihli ara kararı gereği 13.11.2013 tarihi sözleşmenin İngilizce örneğini ve yeminli-onaylı örneğini sunduğu, sözleşmenin 6. sayfasına kadar sağ ve sol alt kısımlarda imzaların bulunduğu, 6-9 sayfalarda ve dahi tahkim şartının olduğu 8. sayfada sadece davacı şirket kaşesinin olduğu, davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığı, taraflar arasında tahkim anlaşması yapıldığının davacı tarafça ortaya konulamamış olduğu görülmüş olup, İlk derece mahkemesi kararındaki sözleşmenin İngilizce ve Türkçe tercümesi incelendiğinde tahkim sayfasına ilişkin olarak 8 nolu sayfada davalıların imzasının bulunmadığı, davacının tahkim iradesini bildirdiğini, ancak davalı taraf ise aynı iradeyi gösterdiğine ilişkin New York Sözleşmesinin II/2. maddesi kapsamında tahkim şartını kabul ettiğine dair herhangi bir irade açıklamasında bulunmadığı, bu durumda tarafların tahkim sözleşmesi konusunda birbirine uygun irade beyanında bulundukları kabul edilemeyeceğine dair gerekçe isabetli görüldüğünden davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf itirazının ise, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin içtihatlarına göre, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin davalarının eda davası değil, tespit davası niteliğinde olması nedeniyle, mahkemece yargılama harcı ile takdir edilen vekalet ücretinin, maktu olarak belirlenmesi gereklidir denildiğinden reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacı şirketin ve davalıların vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, tarafların istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; tarafların İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının taraflardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.30/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*