Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1954 E. 2021/1767 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1954
KARAR NO : 2021/1767

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2019/72 Esas – 2020/364 Karar

DAVACI : … (T.C. NO:…) –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … (T.C. NO:…) –
VEKİLİ : Av. … –

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2018

KARAR TARİHİ : 22/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 17/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ağabeyi olan …’in Körfez’de emlak işleriyle uğraştığını; karlı bir arsa işi olduğundan, kendisinin 25 yıllık arkadaşı …’ndan borç istediklerini; ağabeyi …’in iyi niyetini göstermek için ailece içerisinde oturmakta olduğu damadı…’in tapusu olan Mimar Sinan Mah. Mehmet Aki Ersoy caddesi No:124/4 adresinde oldukça merkezi bir yerde bulunan piyasa değeri 250.000,00-300.000,00 TL vivarında 3+1 evini kendisine teminat olarak verebileceğini söylediğini ve bu şekilde aralarında anlaşma olduğunu; bu sözlü anlaşmaya göre …’nun abisine 150.000.00TL borç verecek, arsa satılınca 225.000.00-TL yani 75.000,00 TL kar payı ya da faiz alacağını; daha sonra evin yerini ve konumunu çok beğendiğini; işyerine çok yakın olduğunu; teminat olarak kendisine verdikleri evi tapusuyla almak istediğini ağabeyine şifahen söylediğini; abisininde evin üzerinde 250.000.00-TL ipotek olduğunu; 200.000,00-TL’sinın ödendiğini; 50.000,00-TL ipotek borcunun kaldığını; borcu ile birlikte kabul etmesi halinde damadı ile görüşerek satabileceğini söylediğini ve 250.000,00-TL’ye anlaşıldığını; 50.000,00-TL ipotek parasını düşüp, abisine 200.000,00-TL vereceğini; evin tapusunu …’nun üzerine, verecekleri gün, arsa işini de tapuda hal etmek için hep birlikte Körfez Belediyesi Emlak Müdürlüğüne gittiklerini; alacağı arsanın emlak borcunun bulunduğunu; emlak borcunun ödenmesi için …’ndan 1.500,00-TL ön kaparo istendiğini; o da cebinden boş senet çıkarttığını; abisininde de aynı gün öğleden sonra tapuda alacağı arsanın sahipleriyle buluşup işlemleri bitireceğinden dolayı, arsa işinin emlak borcunu yatıramadığından dolayı yatabileceği korkusuyla, biraz da mecburiyetten benim de (25) yıllık dostu olduğuna güvenerek adres yazarak her ikisinin de boş senetleri imzaladığını; ancak meblağ yazılmadığını; kendisinin öğleden sonra evin satışı olunca senetleri iade edeceğini söylediğini; abisi … ve … ile arsa sahiplerinin tapu müdürlüğünde buluştuklarını; orada evin tapusu … adına tescillendiğini ve şahsın abisine 108.500,00-TL daha verdiğini; 40.000,00-TL’yi de (10) güne kadar vereceğini söylediğini; abisinin senetleri sorduğunda, “abi plaj yolundaki evimde kaldı. 40.000,00-TL’ yi verirken, onları da sana vereceğim” dediğini; abisinin de şahsın (25) yıllık dostum olduğundan dolayı kendisine güvenerek fazla da ısrar etmediğini; abisine ilk etapta toplamda 110.000,00-TL verdikten bir müddet sonra …’nun yazdığı SMS’1er de” siz benden aldığınız parayla 5 kuruş ödemeden 300-400 bin TL kazanacakmışsınız. Bana 75.000,00-TL değil, 100.000,00-TL vereceksiniz Aksi halde size kalan 40.000,00-TL’yi vermem. Arsa işiniz yarım kalır. Açık senetlere 250′ şer bin TL yazar icraya veririm” dediğini; kendilerinde ilk başka fazla para koparmak istediğini zannederek işi ciddiye almadıklarını; ancak aradan bir müddet geçtikten sonra dolar ve altın yükseldi diyerek, kendilerinden daha yüksek meblağlar istemeye başladığını; en son olarak da kendisine teminat amacıyla verdiği boş senedine 225.000,00-TL abisininde kendisine verdiği boş senede de 275.000,00-TL gibi karşılığı olmayan uçuk rakamlar yazmak suretiyle icraya verdiğini; ne kendisinin ne de abisi …’in …’a tek kuruş borçlarının olmadığını; kendisine teminat olarak Körfez Emlak Müdürlüğünde vermiş oldukları boş senetleri güvenimizi kötüye kullanarak kendisi doldurmak suretiyle icraya verdiğini bu nedenlerle; davalıya borcu olmadığımızın tespitine, ayrıca şu anda çok yüksek miktarda bir icra takibi ile karşı karşıya olduğumdan dolayı, icra dosyalarına tedbir konulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu iş bu davanın kötü niyetli olduğunu; kasıtlı olarak alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla bu davanın ikame edildiğini; davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu iddiaların asılsız olduğunu; kendisine iftira attığını; beyanlarının gerçeği yansıtmayan soyut beyanlar olduğunu; davacının senedin borcunu ödememek ve süre kazanmak amacıyla gerçek dışı, hukuki dayanaktan yoksun iddialar iler sürdüğünü, bu nedenlerle; davacının mesnetsiz ve gerçek dışı iddialara dayanan davasının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ceza davasının bekletici mesele yapılmadan davanın reddine karar verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu; menfi taspit davasında senedin incelenmesi için bilirkişiye gönderilmeden davaya yeterli görünmesi delillerin yeterince araştırılmadan karar verildiğini gösterdiğini; mahkemenin yargılama esnasında yargılama usulunü değiştirerek davaya devam etmesi, tarafımıza değişen usule göre beyanda bulunmak için süre verilmemesi adil yargılanma hakklarının ihlali niteliğinde olduğunu; yerel mahkemece görev itirazlarımız değerlendirilmediğini; dava haksız fiile ilişkin olduğunu; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerektiğini; mevcut dava ile birebir örtüşen emsal kararların bulunduğunu; buna rağmen mahkemenin aksi kanaatte bulunup karar vermesinin hukuka uygun olmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf istinaf harcını nispi şekilde hesaplayarak yatırması gerekirken maktu olarak yatırmış olduğundan istinaf talebinin reddi gerektiğini; davacı tarafın emsal olarak sunmuş olduğu tüm içtihat ve emsaller, dava konusu uyuşmazlıkla alakalı olmadığını; senede ilişkin herhangi bir imza itirazı olmadığından senet üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması mantığa ve hukuka uygun olmadığını; son olarak davacı taraf bir takım soyut beyanlarla imzasız belgeler sunmuş ise de sebebi belli olmayan ve imzasız belgeler sunmak, yargılama sonucunun aleyhine olduğunu anlayan karşı tarafın yargılama sürecini uzatmak amacıyla yaptığı bir hamle olduğunu beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 Tarih – 2019/72 Esas – 2020/364 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalının, davacı tarafından düzenlenen 15/06/2018 düzenleme, 10/07/2018 vade tarihli, 225.000,00 TL bedelli bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile Körfez İcra Dairesi’nin 2018/1300 esas sayılı icra takibini başlattığı, davalının senedi hile ile aldığı ve anlaşmaya aykırı doldurduğu gerekçesiyle eldeki davayı açtığı, aynı zamanda davalı hakkında dava konusu senet nedeniyle şikayetçi olduğu, davalının davanın reddini istediği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi uyarınca, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Menfi tespit davasında kural olarak; hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır. Takip kambiyo senedine dayandığı zaman, ispat yükü yer değiştirir ve ispat yükü davacı/borçluda olur. Eldeki dava, kambiyo senedi olan çekten kaynaklanmaktadır. Bu durumda ispat yükü davacı borçludadır.
Davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada davalı hakkında resmi belgede sahtecilik, kamu kurumunun aracı olarak kullanılmak suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçlamasıyla dava açıldığı, davanın Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/396 esas sayılı dosyasında devam ettiği anlaşılmıştır.
Bu noktada, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, eş söyleyişle; ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durulmasında yarar vardır:

Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 74’de düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını, aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz” hükmü yer almaktadır.
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.1.975 tarihli, 1971/T-406 E. ve 1975/1 K; 23.1.1985 tarihli, 1983/10-372 E. ve 1985/21 K.; 27.04.2011 tarihli, 2011/17-50 E. ve 2011/231 K.; 03.04.2013 tarihli, 2012/19-873 E.,2013/433 K. sayılı kararları).
Bu açıklamalar doğrultunda eldeki uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/396 esas sayılı dosyasında devam ettiği ve ceza dosyasının sonuçlanmasının zaman alacağı gerekçesiyle bu davanın sonucunun beklenmesinden vazgeçilmiş ise de ceza yargılamasına konu bonolardan birinin eldeki davaya konu bono olması, ceza dosyasında tespit edilecek maddi vakıanın hukuk hakimini bağlayacağı dikkate alınarak ceza dosyasının sonucunun beklenmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre diğer istinaf istemleri incelenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 Tarih – 2019/72 Esas – 2020/364 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*