Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1931 E. 2021/1590 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1931 – 2021/1590
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1931
KARAR NO : 2021/1590

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :13/10/2020
NUMARASI :2020/39 Esas – 2020/411 Karar

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :17/01/2020

KARAR TARİHİ :30/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :04/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki sözleşmeye göre ödenmesi gereken devir bedelinin tamamı ödenmediğinden Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2018/22269 esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine herhangi bir dayanak olmaksızın itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, taraflar arasında 27/10/2017 tarihinde imzalanan sözleşme ile Donuk Pasta Üretim Pazarlama A.Ş. unvanlı 26981 sicil numaralı şirketteki davacı hissesi 300.000,00 TL karşılığında davalı borçluya devredildiğini, bu devrin karşılığı ödenmesi gereken bedelin 100.000,00 TL’si davacının borçlu olduğu İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesinin 2017/23593 sayılı dosyasına borcu karşılığı ödeneceği kalan 200.000,00 TL’nin davacıya ödeneceği konusunda tarafların anlaştıklarını, İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesinin 2017/23593 Esas sayılı dosyasına davacı borcuna karşılık 105.000,00 TL bedelli çek verdiğini, kalan 195.000,00 TL’nin 135.000,00 TL’si 27/10/2017 tarihinde 95.000,00 TL ve 30/10/2017 tarihinde 40.000,00 TL’lik havaleler şeklinde davacıya ödendiğini, sözleşme ile belirlenen 300.000,00 TL’nin 240.000,00 TL’lik kısmı izah edilen şekilde ödenmesine rağmen kalan 60.000,00 TL’lik kısmının ödenmediğini, ödemenin yapılmaması üzerine Kocaeli 6. Noterliğinin 20/11/2017 tarih ve 24442 yevmiye ile ödemenin yapılması talepli ihtar çekildiğini belirterek, Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2018/22269 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu tüm itirazların iptaline, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde sunulan ve şirket hisse devri sözleşmesi olarak nitelendirilen ibranamenin hukuken geçersiz olup hisse devri sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini, anılan 27/10/2017 tarihli ibranamede davalının, davacının dava dilekçesinde bahsi geçen borcu kabul eden herhangi bir beyanı yada imzası söz konusu olmadığını, ibranamede yalnızca davacı ile davalının karşılıklı ibra eylemi söz konusu olduğunu, davalı ile davacı arasında gerçek bir hisse devri işlemi de gerçekleştiğini, davacının 300.000,00 TL bedelle hisselerini davalıya devrettiğini, ancak söz konusu işlemlerde bahsi geçen 27/10/2017 tarihli ibraname referans alınmadığını ancak, sözlü anlaşma yapıldığını ve her iki tarafın da edimlerini yerine getirmesi neticesinde davacı tarafça hisse devri işlemleri gerçekleştirildiğini, hisse devri işlemlerinin akabinde ise taraflar karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettiklerini, söz konusu hisse devrine istinaden ise davalının, davacının dava dilekçesinde bahsettiği ödemeler ile birlikte davacı …aleyhine girişilmiş olan, İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesine ait 2017/23593 E sayılı dosya borcuna mukabil Akbank Carrefoursa İzmit Şubesine ait 15.0000,00 TL, 60.0000,00 TL ve 30.000,00 TL bedelli olmak üzere 3 adet ve toplam 105.000,00 TL’lik ödeme, 27.10.2017 tarihinde 95.000,00 TL, 30.10.217 tarihinde 40.000,00 TL olmak üzere toplam 135.000,00 TL banka havalesi, …’in eski personeli olan Murat Aktaş isimli personele, …’den olan alacağına istinaden 5.000,00 TL ödeme, davacı …’e ait 05/09/2017 tarihli 39.000,00 TL ve 14/09/2017 tarihli 5.000,00 TL elden ödeme aldığına dair imzalı tahsilat beyanları, hisse devrine konu Donuk Pasta Üretim ve Pazarlama A.Ş. şirketi ile ticari faaliyeti olan Türk Yılmaz Tic. Gıda Oto. Turz. Ltd. Şti.’nden, yapılan ticarete teminat olarak alınan 30.000,00 TL, davacının hesabında kaldığını ve taraflarına iadesi yapılmadığını, bir takım ödemeler ile hisse bedeli ödemelerini (Toplamda 319.000,00 TL) davacıya yaptığını, ancak davacının iş bu davaya referans olarak sunmuş olduğu 27/10/2017 tarihli ibranamenin, hisse devri anlaşmasına esas alınmadığını, sadece hisse devri sonrasında adi bir ibraname olarak imza edildiğini, davalının anlaşma gereği 300.000,00 TL ödemeyi davacıya yaptığını belirterek, davacının kötü niyetli olarak açmış olduğu haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2018/22269 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 60.000,00-TL asıl alacak, 1.494,25-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.494,25-TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, hüküm altına alınan 61.494,25-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında hisse devrine ilişkin 300.000,00 TL bedel karşılığında hisse devri anlaşması yapıldığı, söz konusu meblağın davacının bir takım borçlarını ödeme ve nakit olarak elden yapılan ödemeler neticesinde fazla ile ödendiği (fazla yapılan ödemelere ilişkin olarak davacının maddi imkansızlıklar içerisinde olduğu ve adına kayıtlı herhangi bir menkul ya da gayrimenkul kaydının olmaması nedeniyle işlem yapılmadığı) sabit olduğundan, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken eksik ve hatalı inceleme neticesinde davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca kesinlikle alacağın kabulü anlamına gelmemek kaidesiyle davacı taraf her ne kadar takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep etmiş olsa dahi davacının iş bu talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yargılama yapılmaksızın söz konusu yargılamanın dışında alınan bilirkişi raporu sebebiyle alacağın likit olduğundan bahsedilemeyeceğinden, davacıların icra inkar tazminatı istemine karşı itirazın kabulü gerektiğini, nitekim bu durum neticesinde icra inkar tazminatı koşullarınında oluşmadığının açıkça görüldüğünü belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ispatlanamayan iddialarına dayalı istinaf talebinin reddine karar verilmesi, davalının sözleşme ile belirlenen bedelin tamamının davacıya ödendiğine ilişkin bir ispat varakası sunulmadığını, bu haliyle davacının davalıyı ibra ettiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, davalının davacıya elden ödeme yaptığı iddiasını hiç bir belge ile ispatlayamadığını, dava dışı şirketler arasında yapılan ödemelerin davalı borcundan mahsup edilmesinin kabul edilemeyeceği gibi bu iki şirketin ticari hareketlerinin davanın tarafları arasında bir alacağa dahil olduklarını gösterir bir delilin de dosyada bulunmadığını, ana para alacağının hesaplanması için dosya bilirkişiye gönderilmemiş olup alacağın likit olduğunu, bu haliyle itirazın haklı olduğundan bahsetmenin ve icra inkar tazminatının iptalini istemenin hukuka aykırı olacağını belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/39 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava, tarafların karşılıklı hisse devrini ve ibralaşma beyanlarını havi 27.10.2017 tarihli adi yazılı belge nedeniyle davacının bakiye alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Söz konusu belgenin “İbraname” başlıklı kısmında davacının; “Ortağı bulunduğum Donuk Pasta Üretim Ve Pazarlama A.Ş. üvanlı 26981 Ticaret Sicil Numaralı şirketin, 500 adet hissesini 300.000,00TL bedelle 10644034316 T.C, Kimlik numaralı …’e devrettiğimi beyan eder,işbu hisse devrine binaen alacaklı olduğum 300.000,00 TL hisse bedelinin 100.000,00 TL”si, İstanbul Anadolu 6.İcra Müdürlüğü 2017/23593 E. Sayılı icra dosyası le aleyhime başlatılan icra takip dosyasına; 30.03.2018 tarihli çek ile ödeme yapmak suretiyle ve kalan 200.000,00 TL’nin ise tarafıma nakden … tarafından ödenmesini kabul eder, 10644034316 T.C. Kimlik numaralı …’den ve Donuk Pasta Üretim Ve Pazarlama A,Ş.’den şahsım adına ve temsiline yetkili olduğum Milano Cakes Gıda San, Ve Tic. Ltd.şti. adına herhangi bir hak ve alacağım kalmadığını ibra ederim.” şeklinde, belgenin “Beyan ve İbraname” başlıklı kısmında ise” davalının ;”18926150068 T.C.kimlik Numaralı …’den alacaklarımın tahsili amacı ile Kocaeli 5.İcra Müdürlüğü’nde 2017/9480 E. ve 2017/9590 E, sayılı icra dosyaları ile başlatmış olduğum icra takip dosyalarına konu alacağımı ; yukarıda yapılan anlaşma gereği takipsiz bırakacağımı beyan eder, iş bu icra dosyalarına ait alacağımdan …’i ibra ederim. ” şeklindeki beyanlarının yer aldığı, belgenin ayrıca üçüncü bir kişi tarafından tanık sıfatıyla imzalandığı görülmüştür.
Söz konusu belge uyarınca 27.10.2017 tarihinde 95.000,00 TL, 30.10.2017 tarihinde 40.000,00 TL olmak üzere toplam 135.000,00 TL’nin davacıya ödendiği tarafların kabulündedir.
Uyuşmazlık; bahsi geçen adi yazılı belgeye dayalı hisse devrinin geçerli olup olmadığı ve bakiye 60.000,00 TL’nin davacıya ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 484. maddesinde “pay senetlerinin hamiline veya nama yazılı olacağı, hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder.” hükmü, 490. maddesinde ise “Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir. hükmü düzenlenmiştir. Konuya ilişkin içtihatlarında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi; her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiği, bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul belirtilmediğini, hamile yazılı senetlerin, elden teslim ile devredilebileceğini ve bu işlemle pay devrinin yapılmış olacağını, nama yazılı pay senetleri ise, ciro ve teslim ile devredileceğini devrin şirkete karşı pay defterine kayıtla hüküm ifade edeceğini belirtmiş, Daire; 2007/2088 E. 2008/9191K. sayılı ilamında ise “… payın devir vaadi ise şeklen geçersiz ise de, taraflar protokole uyarak karşılıklı edimleri ifa etmişler ise, artık salt şekil noksanlığının arkasına sığınılarak adi yazılı sözleşmenin hiçbir hüküm ifade etmeyeceğini ileri sürmek MK’nun 2 nci maddesi karşısında iyi niyetle bağdaşan bir tutum olarak nitelendirilemez …” şeklinde hüküm vermiş olup, somut olayda da tarafların edimlerinin karşılıklı olarak önemli oranda yerine getirildiği, ve böylece şekil koşuluna uyulmadan yapılan sözleşmeye rağmen, bu aşamadan sonra şekil eksikliğinin ileri sürülmesinin de, MK’nın 2. maddesinde belirtilen iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı görülmekle, davalı vekilinin şirket hisse devri sözleşmesi olarak nitelendirilen ibranamenin hukuken geçersiz olduğu ve hisse devri sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği şeklindeki istinaf itirazına itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin 27/10/2017 tarihli ibranamede müvekkilinin, davacının dava dilekçesinde bahsi geçen borcu kabul eden herhangi bir beyanı yada imzasının söz konusu olmadığı, ibranamede yalnızca davacı ile davalının karşılıklı ibra eylemi söz konusu olduğu, davacı ile müvekkili davalı arasında hisse devrine ilişkin 300.000,00 TL bedel karşılığında hisse devri anlaşması yapıldığı, söz konusu meblağın davacının bir takım borçlarını ödeme ve nakit olarak elden yapılan ödemeler neticesinde fazla ile ödendiğine yönelik istinaf itirazlarının ise, söz konusu belge gereğince davacıya yapılan ödemeler ve tarihleri ayrıca; yerel mahkemece; cevap dilekçesinde beyan ettiği elden ödemelere ilişkin imzalı tahsilat beyanlarını ve ödemeye ilişkin tüm belgeleri sunmak üzere davalı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen, karar gereği yerine getirilmeyerek, davacı tarafından icra dosyasında talep edilen miktarı ödediğini ispata yarar delil sunulmamış olması karşısında reddi gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmamasına göre, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353-(b)-1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 4.200,67 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 1.050,17 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 3.160,50 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) ve 362-(1)-a) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2021

….
Başkan…
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye…
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*