Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1927 E. 2021/1536 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1927
KARAR NO : 2021/1536

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/09/2020
NUMARASI :2019/542 Esas – 2020/362 Karar

DAVACI :RGH MAKİNA İNŞ. ÇELİK KONS. NAK. GIDA TUR. İTH. VE İHR. TİC.LTD.ŞTİ.
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Alacak (Gabin Hukuksal Nedenine Dayalı)
DAVA TARİHİ :23/12/2019

KARAR TARİHİ :27/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :27/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı firma ile davalı şirket arasında 2018 yılı içerisinde gayrimenkul satım sözleşmesi yapılarak devir işlemi gerçekleştiğini, devre konu taşınmazların Kocaeli ili, Başiskele İlçesi, Döngel Mah. 488 Ada 12 Parsel 61/6027 ve 61/6028 cilt-sahifede kayıtlı 5457,25 m² yüzölçümlü arsa ve Barbaros Mah. Yunus Emre Cad. No:12/1 Başiskele/Kocaeli kayıt ve adres bilgilerini içerdiğini, uzun süren ve ısrarlı pazarlıklar sonucunda yapılan devrin toplam satış bedelinin taraflar arasında 18.000.000,00 TL + KDV tutarında belirlenerek işlem gerçekleştirildiğini, buna karşın sürecin en başından beri her iki tarafın malumu olduğu üzere bahse konu taşınmazın, devir tarihi itibariyle bedeli 30.000.000,00 TL civarında bir meblağ olduğunu, ayrıca taraflar arasındaki ilk sözlü anlaşmanın 35.500.000,00 TL üzerinden yapılmasına karşı süreç ve yaşananlar sonucunda davalı tarafından fiyatın davacının ekonomik durumu da bilindiğinden sömürü düzeyinde pazarlıklar sonucu 18.000.000,00 TL + KDV haline getirildiğini, fakat yapılan bu taşınmaz satımı hukuki işleminde gabin (aşırı yararlanma) durumunun mevcut olduğunun aşikar olduğunu, davalı şirketin davacı şirketin mali açıdan büyük bir dar boğaz içinde bulunmasından kasten yararlanmak suretiyle ve açık bir oransızlık ile taşınmaz ve içindeki demirbaşları iktisap ettiğini, yasalarımıza göre aşırı yararlanma halinin açık bir şekilde hukuka aykırı olduğunu ve sözleşmenin iptal edilebilir kılınmasına sebep olan hallerden birisi olduğunu, bu sömürülme sonucu yasa koyucu zarar gören tarafa açıkça iki seçimlik hak tanıdığını, davalı şirkete çekilen ihtarnamelerin ve yapılan ticari arabuluculuk görüşmelerinde de kendilerine beyan edildiği üzere davacı şirketin kullandığı seçimlik hak sözleşmedeki edimler arasındaki açık oransızlığın giderilmesinden ibaret olduğunu, davanın tarafları arasında kapsamlı bir devir işlemi gerçekleştirildiğini, satışın temel kaynağının müvekkilin içinde bulunduğu ve neredeyse iflasın eşiğine gelmiş olan mali durumu olduğunu, davacı şirketin temel olarak inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, devam etmekte olan veya tamamladığı hiçbir taşınmazı elinden çıkaramayan neticesinde büyük bir nakit akışı sıkıntısı çeken davacının gerek piyasaya gerekse finans kuruluşlarına olan yüklü miktardaki borçlarını ödeyemez duruma geldiğini ve bu nedenle davaya konu satış işlemini yapmaktan başka çare kalmadığını, bu düşünce sonrası davalı taraf ile görüşmeler ve pazarlıklar başladığını, davacı şirketin her türlü fiyat kırma tekliflerini öyle yada böyle kabul etmek zorunda olduğunu bilen davalı tarafın bunu her geçen gün biraz daha kullandığını, davacının halen mali sıkıntılar ve birçok haciz işlemiyle uğraşmak zorunda kaldığını, 31/12/2018 tarihinde Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/798 Esas sayılı dosyasında konkordato başvurusunda bulunduğunu ve aynı tarihte geçici mühletin 02/04/2018 tarihinde ise kesin mühlet kararı alındığını, davacının büyük oranda toparlandığını ve halen süreci doğru ve artık çok rahat bir biçimde yürütebildiğini, devredilen gayrimenkullerin bedelleri ve arasındaki fahiş oransızlığın davalı tarafça bilindiğini, yüksek mahkeme kararına göre bahsedilen %50 civarında ve hatta daha fazla oransızlığın açık bir şekilde gabin göstergesi olduğunu, bu kapsamda sömürünün ortadan kaldırılarak edimler arasındaki bariz oransızlığın giderilmesi amacıyla ortaya çıkacak alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL’lik kısmını ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı taraftan alınması amacıyla bu davayı ikame ettiğini ayrıca bu alacağın bir nebze olsun garanti altına alınması ve davalının muhtemel kötü niyetli tasarrufların önüne geçmek amacıyla dava konusu taşınmazlar üzerinde öncelikle teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat mukabilinde devir ve temlikinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir konulmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağını, Kocaeli ili, Başiskele İlçesi, Döngel Mah. 488 Ada 12 Parsel 61/6027 ve 61/6028 cilt-sahifede kayıtlı 5457,25 m² taşınmaza ilişkin davalı şirket ile 22/03/2018 tarihinde yaptığı satış sözleşmesindeki bedele ilişkin gabin hukuksal nedenine dayalı olarak sözleşmedeki açık oransızlığın giderilmesi istemine dayandığını, davacının bu davayı açmakta ve mahkemeden hukuksal korunma istemekte hukuki yararı bulunmadığını, davanın maktu harç yatırılmak suretiyle belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davaya konu iddiaya nazaran davacının ne miktarda alacak talep edebileceğini bilebilecek durumda olmasına rağmen fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla 1.000,00 TL’lik alacak bedeli gösterip maktu harç yatırmak sureti ile belirsiz alacak davası olarak ikame ettiğini, belirsiz alacak davası açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının ikame ettiği davada kötü niyetli olduğundan aleyhine disiplin para cezası verilmesi gerektiğini, davalının 22.500.000,00 TL bedel ile satın aldığı taşınmaza ilişkin eğitim dönemi boyunca davacının ödemediği çalışan ve öğretmen maaşlarının tamamını ödediğini, ayrıca taşınmazın ayıplı olmasından dolayı yaptığı tadilat masrafları ile birlikte taşınmazı rayiç bedelinin çok üzerinde bir bedelle satın aldığını, bu durumun mahkemece yapılacak olan incelemede açıklığa kavuşacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın HMK’114/1-d maddesi uyarınca usulden reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraf ve dava ehliyetinde ya da vekalet ilişkisinde herhangi bir hata olmadığını, her şey usulüne uygun olmasına karşın bu gerekçeyle davanın reddinin açık şekilde hukuka aykırı olduğunu, kısa karar ile gerekçeli karar arasında bariz biçimde çelişki olduğunu, gerekçeli karar içeriğinde izah edilen usulden ret gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekilinin istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu, davacının bu davayı açmakta ve hukuksal korunma istemekte hukuki yararın bulunmadığını belirterek; davacının istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/542 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinde belirlenen değerde gabin nedeniyle nispetsizlik bulunduğu iddiasına dayalı alacak (fark bedelinin) tahsili istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından bahisle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı maliki bulunduğu taşınmaz ile üzerindeki özel eğitim kurumu olarak kullanılan binanın demirbaşlarıyla birlikte davalıya 18.000.000,00-TL+KDV bedelle satıldığını, ancak satım konusunun değerinin yaklaşık 30.000.000,00-TL değerinde olduğunu, davalının, kendisinin mali durumundaki sıkıntıdan yararlanarak ve bu durumu kullanarak satım değerinde nispetsizlik oluşturduğunu belirterek edimler arası orantısızlığın giderilmesini ve şimdilik 1.000,00-TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalının ise, hukuki yarar yokluğu, hak düşürücü sürenin aşımı ile gabin koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı HMK’nın 31. Maddesi uygulanarak davanın kısmi dava mı belirsiz dava mı olduğunun belirlenmesine yönelik davacıya yönelttiği soru üzerine davacının belirsiz alacak davası olarak açıldığı yönündeki beyanı üzerine davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, hemen belirtmek gerekir ki; maddi vakıayı bildirmek taraflara hukuki nitelendirme yaparak olayı çözümleme hakime aittir.
Davacı, gabin hukuksal nedene dayalı olarak açtığı davaya yönelik dava dilekçesi içeriğinde ve netice-i talepte; fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile alacağın şimdilik 1.000,00-TL’ kısmını talep etmiştir. Dava, bu niteliği itibariyle kısmi alacak davasıdır. 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi, belirsizlik veya çelişki halinde uygulanması gereken düzenleme olup, talepte belirsizlik bulunmamaktadır. Belirsizliğin bulunmadığı bu durumda mahkemece koşulları gerçekleşmediği ve dava türünün nitelendirmesinin hakime ait olduğu gözetilmeksizin, davacının çelişkili davranışına sebebiyet verecek uygulamaya giderek bundan davacı aleyhine sonuç çıkarması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu bina, arsa ve demirbaşın değerine yönelik olarak davacı tarafından yaklaşık miktar belirtilmiş ise de; mahkemece hukuki olgulara göre davanın haklılığının belirlenmesi halinde dahi, fark bedelini bilirkişi incelemesi neticesinde belirleyeceğinden, dava değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına dair mahkeme kabulü de doğru görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir.

Ayrıca, mahkemece, karar içeriğinde davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesine göre hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine dair gerekçe oluşturulmuş iken, kısa karar da davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesine göre usulden reddine karar verilmesi, maddi hata niteliğinde görüldüğünden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, mahkemece, davalının diğer itiraz ve savunmaları gözetilerek davanın görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih, 2019/542 Esas ve 2020/362 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-3) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.27/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*