Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1879 E. 2021/1440 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1879
KARAR NO : 2021/1440

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :04/09/2020
NUMARASI :2019/398 Esas – 2020/270 Karar

DAVACI :1-… (T.C. NO:…) –
:2-… (T.C. NO:…) –
:3-… (T.C. NO:…) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… (T.C. NO:…) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :12/01/2016

KARAR TARİHİ :13/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :27/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı arasında 02/01/2008 tarihinde iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 20. maddesi gereğince sözleşmeden tek yanlı dönen tarafın diğer tarafa 300.000 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacıların sözleşme gereği bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, buna rağmen davalının sözleşmede bağıtlanan yükümlülüklerine aykırı eylem ve işlemlerde bulunduğunu, sözleşmenin 4. maddesine göre tarafların şirketin faaliyette bulunduğu taşınmazla ilgili olarak şirketin devamı süresince birbirlerine karşı şuyun idamesi mükellefiyeti altında olduklarını birbirlerine taahhüt ettiklerini, davalının bu taahhüdüne aykırı olarak İzmit ilçesi M.Alipaşa Mahallesi 3629 ada 20 parselde kayıtlı taşınmazla ilgili olarak Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 2010/1064 E. sayılı ortaklığın giderilmesi davası açtığını, mahkemece taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4. maddesi gereğince “şuyun idamesi mükellefiyeti”ne istinaden ortaklığın giderilmesi davasının reddine karar verdiğini, sözleşmenin 5. maddesine göre sözleşmenin imzalandığı tarihte Bel-Pet. Petrol Ürünleri Dağıtım Nakliye Ltd. Şti. adına kayıtlı olup sözleşme kapsamı dışında bırakılan mülkiyet ve tasarruf hakları davacı …’e bırakılan BMW marka otomobilin davalı tarafça davacının evinin önünden el konularak alındığını, 8. ve 15. maddeye göre sözleşmenin imzalandığı tarihte Bel-Pet Ltd. Şti.’nin anlaşmalı olduğu akaryakıt dağıtım şirketi POAŞ ile çalışması konusunda anlaşma yapılmış olmasına, bayilik süresi dolduğunda ise yeni bayilik anlaşmasının oy birliği ile alınacak karar ile yapılacağı konusunda anlaşılmış olmasına rağmen davalının davacıların rızası hilafına sona eren bayilik sözlemesine devam edilmemesine ve kendisinin belirlemiş olduğu Aytemiz Petrol unvanlı dağıtım şirketi ile tek başına bayilik sözleşmesi imzaladığını, bu nedenle bayilik sözleşmesi sona erdirilen POAŞ ile Bel-Pet Ltd. Şti. arasında İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/390 E. sayılı dosyasında yargılaması yapılan derdest hukuki ihtilafın meydana geldiğini, şirket yönetimi için taraflar arasında imzalanan sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmeyen davalının şirketin faaliyet konusu kapsamına giren bir anlamda haksız rekabet sayılabilecek faaliyetlerde bulunduğunu, davacının bu konularda ve sözleşme kapsamındaki ilgili tüm konular dahil olmak üzere davalıya Marmaris 3. Noterliği’nden 09/10/199 tarih ve 06664 yevmiye sayılı ihtarname yolladığını, sözleşmenin 17. maddesine göre Kocaeli İzmit ilçesi M. Alipaşa Mahallesi 3629 ada 22 parselde kayıtlı taşınmazın taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamı dışında olduğunu, 22 parsel sayılı taşınmazdan sağlanacak bilumum fayda, gelir ve masrafların Beller ailesine ait olacağının kararlaştırılmış olmasına rağmen davalı …’ün bu maddeye aykırı olarak hareket ederek davacıların kazanç kaybına uğramasına neden olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle sözleşmenin 20. maddesine göre ödemesi gereken cezai şartın tahsili amacıyla davalı aleyhine Kocaeli 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11997 E. sayılı icra takibi yapıldığını davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; cezai şartın zamanaşımına uğradığını, cezai şart talebini içeren sözleşmenin geçerli olmadığını, resmi şirket ortağı ilan edildikten sonra şirket idaresinin adi ortaklık protokolüne göre değil, şirket ana sözleşmesine ve TTK’nın hükümlerine tabi olduğunu, asıl sözleşme geçerli olmadığından cezai şartın da istenemeyeceğini, dava konusu olayda tek taraflı dönmenin söz konusu olmadığını, aksine sözleşmenin 2. maddesi gereğince davalı …’ün şirkete ortak olduğunu ve bu ortaklığın halen devam ettiğini, sözleşmenin ana konusunun şirketin ve petrol istasyonuna ait taşınmazın %50 miktarının 1.500.000 TL bedelle devredilmesi olduğunu, 2008 yılında devir gerçekleştirilerek ortaklık ilişkisinin kurulduğunu, sözleşmeden dönmenin söz konusu olmadığını, davalının ana edimini yerine getirdiğini, sözleşmeden dönmeden değil olsa olsa sözleşmeye aykırı davranışlardan söz edilebileceğini, sözleşmeden aykırılıkların cezai şarta bağlanmadığını, sözleşmeden dönmenin cezai şarta bağlandığını, sözleşmenin bir kısım hükümlerinin geçerliliğini resmi devir işlemleri yapıldıktan sonra geçerliliğini yitirdiğini, bir kısım hükümlerin davacılar tarafından ihlal edildiğini, sözleşme tarihinde borca batık ve iflas eşiğinde olan davacıların davalıyı kandırarak Bel-Pet Ltd. Şti’ne ortak ettiklerini, ortaklık parası ile bankalardaki sıkıntılarını giderdikten sonra ve sermaye artışı ile şirket normal işler hale geldikten sonra davalının şirketten çıkarılması için her yola başvurduklarını, beş yılı aşkın süredir şirketin kayyıma devri ve işleyişinin tıkanması için dava üstüne davalar açtıklarını, kar dağıtımını engellediklerini, şirket genel kurullarına katılmayarak yönetim ve işleyişi tıkamaya çalıştıklarını, davacıların şirkete ve ortağına olan sorumluluklarını ihlal ederek sürekli davalıya ve şirkete karşı haksız ve hukuka aykırı iddialarla dava açtıklarını, sözleşmeden dönmenin söz konusu olmadığını, olsa olsa bazı konularda sözleşmeye aykırılığın tartışılabileceğini, kötü niyetli olan davacılarının taleplerinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine aykırı olduğu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Açılan davanın reddine …” karar verilmiştir.
Davalı vekili 05/10/2020 tarihli dilekçe ile, 2004 sayılı İİK’nın 67-(2) maddesi gereği kötüniyet tazminatı talebinde bulunduklarını; tefhim edilen kısa karar ile tebliğe çıkarılan gerekçeli kararda bu talep hakkında müspet veya menfi bir karar verilmediğini; 6100 sayılı HMK’nın 305-(A) hükmü gereğince cevap dilekçesi ile talep edilen kötü niyet tazminatı hakkında hüküm verilmesini talep etmiş, İlk derece mahkemesi 13/10/2020 tarihli ek karar ile; koşuları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi, dönme cezasının muacceliyetine ilişkin diğer olasılıkları tamamen göz ardı ettiğini; yetersiz bir inceleme yaparak hukuka aykırı bir karar verdiğini; dava tarihinin, davalı tarafın zamanaşımı itirazlarını da tek başına geçersiz kılabildiğini; ilk derece mahkemesinde davalının Belpet Limited Şirketi’ni hukuka aykırı olarak terk etmesi bütünüyle ihmal edildiğini, ne gerekçeli kararda ne de tahkikatın geri kalanında ele alınmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili 13/10/2020 tarihli ek karara karşı sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; 2004 sayılı İİK’nın 67-(2) hükmü, takibinde haksız ve kötüniyetli görülen alacaklının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiğinin düzenlendiğini; noterde ve tapuda devir işlemlerinin yapıldığını ve kararlaştırılan meblağın eksiksiz olarak ifa edildiğini; davalının bu klozu kullanıp dönmek ve parasını alıp gitmek yerine kararlaştırılan meblağın tamamını ödeyerek taşınmaz paylarını satın aldığını; noterde sözleşme imzalayarak şirkete ortak olunduğunu ve ana sözleşmenin tescil edildiğini çok iyi bilen buna rağmen, göz göre göre “sözleşmeden döndü, dönme cezası ödensin” diyerek takip yapıp huzurdaki davayı ikame eden davacıların haksızlığı ve kötüniyetinin apaçık ortada iken kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme ek kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili ,davacılar vekilinin istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde ise; davacıların takip yapmakta ve dava açmakta haksız olduklarının sabit olduğunu; davanın reddine dair kararın haklı ve hukuka uygun olduğunu; davacıların, açılan dava ile ortaklıktan dönme cezasına hükmedilmesi gerektiğini iddia ve talep etmişlerse de, ilk olarak davacılar, dava ve cevaba cevap dilekçelerinde böyle bir iddiada bulunmadıklarını; davacıların bu hususu bir istinaf gerekçesi olarak öne sürmesinin mümkün olmadığını; davanın reddine ilişkin hükmün haklı, adil ve hukuka uygun olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/398 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda taraflar arasında 02.01.2008 tarihinde, Belpet Ltd. Şti ve şirketin faaliyet gösterdiği arsanın mülkiyetinden ve şirket hissesinden pay devrini kapsar şekilde “İş Ortaklığı Sözleşmesinin” imzalandığı, sözleşmenin ana konusunun, şirketin ve üzerinde benzin istasyonu bulunan gayrimenkulün %50 miktarının 1.500.000 Tl bedelle davalı …’e devredilmesi olduğu, bu şekilde ortaklık ilişkisinin kurulduğu. sözleşmenin 20. maddesinde ise sözleşmeden tek taraflı dönme halinde dönen karşı tarafa 300.000TL cezai şart ödemekle yükümlü olduğunun hükme bağlandığı, sözleşmenin 2. maddesi uyarınca davalının Bel-Pet Pet.Ürünleri Dağ.Ltd. Şti ne ortak olduğu,sözleşmenin 7. maddesine göre akaryakıt istasyonunun iç idaresi, temsil ve ilzamında davalı …’ün yetkili olduğu ancak,sermaye arttırımı,3. kişilerle yapılacak işbirliği anlaşmaları nın davalı … ve ortak … in müşterek kararlarıyla gerçekleştirileceği kararlaştırılmıştır.
Davacıların daha önce Kocaeli 1. AHM nin nin 2016/421 Esasında; davalı aleyhine açtığı ortaklık payının ödenmemesi nedeniyle alacak ve ecrimisil tazminatı davanın reddine karar verilmiş, davacıların istinaf başvurusu üzerine,Dairemizin 08.07.2020 tarihli ve 2019/1778 Esas, 2020/780 Karar sayılı kararı ile; davacıların cevaba cevap dilekçesinde ve istinaf başvuru dilekçesinde açıkça beyan ettikleri üzere; ortaklık bedelinin davalı tarafından ödendiğinin sabit olduğu, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince; davacıların ortaklık bedeli talebi yönünden davanın reddi kararında usul ve yasaya aykırı bir hususun mevcut olmadığı,tüm bu açıklamalara göre; davalının şirketi temsil yetkisinin bulunmaması nedeniyle ve fiilen de davacıların taşınmazı kullanmalarını veya kiraya verilmesini engellediği hususu da sabit olmadığından ilk derece mahkemesince davacıların ecrimisil talebinin reddi kararının doğru olduğu şeklinde hüküm verilmiştir.
Davacılar Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/409 sayılı esasında da Şirket Müdürü , davalı … ve Belpet Ltd. Şti. ne açtıkları tazminat-haksız rekabet ve Şirkete kayyım atanması talepli davada ise, davalı … aleyhine açılan dava iddialar sübut bulmadığından reddedilmiş,karar Yargıtay’da onanarak kesinleşmiştir.
Bununla birlikte davalı … de 24/01/2017 tarihinde Kocaeli 2. ATM nin 2019/88 E. Sayılı dosyasında Ticari Şirketin Sona Erdirilmesi ve Tasfiyesi davası açmış,Mahkeme davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile, davalı şirketin fesih talebinin reddine; davacının, davalı Bel-Pet Petrol Ürünleri Dağıtım Nakliye İnşaat Ltd. Şti.’ndeki (Kocaeli Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün (14188) sicil numarasında kayıtlı şirket) ortaklığından çıkmasına izin verilmesine; 2.190.616,66 TL ayrılma akçesinin kararın kesinleşmesinden itibaren, işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, asli müdahillerin davalarının reddine karar vermiş, kararın istinafa getirilmesi üzerine Dairemizce, eksik inceleme nedeniyle yerel mahkeme kararı kaldırarak, dosyanın gönderilmesine karar vermiştir.
Eldeki dosyada yerel Mahkemece her ne kadar; Bel-Pet Petrol Ürünleri Dağıtım Nakliye Ltd. Şti.’ne davalının ortak alınması sürecinde şirketin toplam hisselerinin %50’sinin … ve … tarafından şirkete ortak olmak isteyen …’e temliki, ayrıca İzmit ilçesi Mehmetalipaşa Mahallesi 3629 ada 20 parselde 1213/1479 pay maliki olan … tarafından 739,5/1479 payın davalının da şirket malvarlığının % 50 si olan 1.500.000 TL ödemeyi taahhüt ettiği, hisse devri ve ödemenin gerçekleştiği, davalının Bel-Pet Ltd. Şti. ortağı olduğu, şirkete temsil ve ilzama yetkili olarak …’ün tayin edildiği, bir takım faaliyetler gerçekleştiği, davacıların, davalarını ve sözleşmenin 20. maddesi gereğince talep ettikleri ceza koşulunu, davalının sözleşmeyi, içinde yer alan pek çok edim açısından ihlal ettiğine dayandırdıkları, davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, tarafların beyanlarından, dosyaya ibraz edilen delillerden ve tüm dosya kapsamından davalının sözleşmeden dönme yönünde irade beyanı veya sözleşmenin feshi yönünde açık veya örtülü beyanının olmadığı, sözleşmenin feshedildiği veya davalının sözleşmeden dönme yönünde irade beyanını kullandığını ispat yükünün davacılarda olduğu, bu hususun ispatlanamadığı, bu nedenlerle davacıların sözleşmenin 20. Maddesine göre cezai şart talep edebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de,somut olayda taraflar arasında imzalanan “iş ortaklığı sözleşmesi” davalı …’ün Bel-Pet Petrol Ürünleri Dağıtım Nakliye Ltd. Şti.’ne davalının ortak alınması amacıyla akdedilmiş bir “ön sözleşme” niteliğinde olup,şirket hisselerinin ve petrol istasyonuna ait taşınmazın %50 ‘sinin devri bedeli olarak kararlaştırılan 1.500.000TL davalı … tarafından ödenmekle tarafların söz konusu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdikleri,ön sözleşme amacının gerçekleştiği anlaşıldığından artık bu sözleşmeden tek taraflı dönmenin söz konusu olamayacağı, davacıların dava dosyasında ileri sürdükleri eylem ve işlemlerin ise davalının Bel-Pet Petrol Ürünleri Dağıtım Nakliye Ltd. Şti.’ne ortak olmasından sonra bu Şirketin iç idaresi, temsil ve ilzamı ile ilgili olduğu görülmüş
olup, yerel mahkemece kararın gerekçesinde açıklanan nedenle hata yapılmış ancak; davanın reddine karar verilmesinin netice itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili ise istinaf başvurusunda, yerel mahkemenin ek karar ile kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; yerel mahkemenin ek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir.
Somut uyuşmazlıkta ;takibin haksız olduğu anlaşılmış ise de, kötü niyetle başlatıldığı ispat edilemediğinden ve davacının alacağı özellikle hukuki tartışma ve değerlendirme konusu olduğundan dolayı kötüniyet şartlarının oluşmadığı, yerel mahkemenin ek kararının doğru olduğu düşünüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun da esastan reddine, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, incelemeye konu kararın gerekçesinin yukarıda açıklandığı üzere düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Taraf vekillerinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN REDDİNE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/09/2020 tarih, 2019/398 Esas ve 2020/270 Karar sayılı kararının gerekçesinin HMK’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince kamu düzeni açısından gerekçesi düzeltilmek üzere KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Açılan davanın REDDİNE,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 2.749,98 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 2.695,58 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacılara iadesine,
c)Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL harç gideri ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 24.388,57 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f)Dava açılırken peşin yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)Tarflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
b)Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca; alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan toplam 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının taraflardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
c)İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
d)İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
e)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
f)Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi13/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*