Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1857 E. 2021/1432 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1857 – 2021/1432
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1857
KARAR NO : 2021/1432

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :06/01/2020
NUMARASI :2017/104 Esas – 2020/7 Karar

DAVACILAR :1-M…
:2-…
:3-…
VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR :1-…
:2-…
VEKİLİ :Av….
:3-ATILGAN EL.İNŞ. TUR.GIDA VE HAYVANCILIK LTD. ŞTİ. – …
DAVA TÜRÜ :Tazminat
DAVA TARİHİ :23/05/2011

KARAR TARİHİ :13/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :27/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların 1948 yılında murisleri …’nun kurmuş olduğu Denet Civata A.Ş.’de %26,25 hisseye sahip olduklarını, şirketin üretiminin ağırlıklı olarak otomotiv ve beyaz eşya sektöründe gerçekleştiğini, dünyada yaşanan küresel ekonomik krizin müvekkili şirketin satışlarını etkilediğini, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/529 Esas sayılı dosyasında 16/09/2010 tarihli duruşmada şirketin tedbir isteminin kabul edildiğini, bu gelişmeler devam ederken şirketin hakim ortağı davalı …’ın yabancı bir ortaklık yapılacağı konusunda davalının hileli davranışlarına inanarak %45 hissesini davalı… ve onun yönetiminde olan Atılgan Elektrik İnşaat Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti.’ye yine davalı…’ın emrinde olan … ve …’a bila bedel devir ettiğini, müvekkillerinin bilgisi olmaksızın …’ın, …’a bila bedel hisse vermek suretiyle davacıların şirket üzerindeki etki ve yetkilerini muvazaalı olarak kaldırdıklarını, bu şekilde işbirliği yaptıkları sabit olmakla davacılardan …nun 13 yıldan bu yana tacir sıfatı ile genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak yöneticilik haklarını muvazaalı işlemlerle haksız olarak aldıklarını, davacının yönetim kurulu üyeliğinden 02/02/2011 tarihli dilekçesi ile 21/01/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere istifa ettiğini, davacının katılmadığı şirketin 19/01/2011 tarihli 220 karar nolu yönetim kurulu kararında davacının da haberi olmaksızın şirketin yönetim kurulu başkanlığına…’ın seçildiğini, davacıların ortak oldukları şirketi batırmaya yönelik olarak davalıların birlikte hareket ettikleri ve şirket borçlarının müvekkili davacıların şahsi mallarının satışı sureti ile ödenmesi konusunda her iki tarafın muvazaalı eylemlerde bulunduğu, 2 nolu davalının payını bila bedel devrinin ticari teamüller ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, 2 nolu davalının şirketin ticari faaliyetlerini sonlandırmak ve şirketi iflasa yöneltmek amacı ile 1 ve 3 nolu davalılarla iş birliği içerisinde hareket ettiğini, 1 ve 3 nolu davalıların muvazaa yolu ile sahip oldukları hisselere ve güçlerine illegal yollar kullanarak şirkete hakim oldukları ve şirket içinde var olan şirkete ait tüm aktifleri mahkemenin tedbir kararına rağmen satarak paraya çevirdikleri bunları şirketin borçlarının ödenmesinde kullanmadıklarının açıkça anlaşıldığını, davalıların piyasa değeri 390.000,00 TL olan şirkete ait 100 ton atıl ve 30 ton karantinayı irsaliyesiz ve faturasız olarak sattıklarını, davalıların şirketin aktifinde yer alan ve şirket müşterileri olan MGI firmasının siparişlerinin üretilmesinde kullanılan şirkete ait kalıpların usulsüz olarak Fransız şirket önderliğindeki ekibe verildiğini, davalılar şirketin know-how (tasarımı) oluşturan çok gizli üretim bilgilerini Fransız şirketi önderliğindeki firmaya verdiklerini, davalıların yönetim yetkilerini kötüye kullanarak Rami Kışla Cad. No:74 Topçular adresinde bulunan eski fabrika binasının eternet ve çelik konstrüksiyonunu söküp faturasız biçimde sattıklarını, davalıların yönetim kurulu üyeleri olduklarından bu haksız eylemleri nedeni ile TTK’nın 336. maddesi gereğince davacıların ortağı oldukları şirkete vermiş oldukları zararlardan sorumlu olduklarını, davalıların şirketin yönetim kurulu başkanlığı ve üyeliğini yürütürken şirketlerin ticari kazançlarını ortaklığın tüzel kişiliğine yansıtmadıklarını, aksine bu kazançlardan kendilerine haksız kazanç elde ettiklerini, davacıların şirket pay sahibi olarak yönetim kurulu üyeleri hakkında bu davayı açması ve alınacak zarar miktarının da şirkete verilmesini talep etme haklarının TTK’nın 309. maddesi gereği olduğunu, bu sebeple yönetim kurulu başkanı davalı… ile yönetim kurulu üyesi 2 nolu davalı …’ın davacıların ortağı olduğu Denet Civata San. A.Ş.’de muvazaalı olarak hisse devirleri yaptıkları, bu şekilde haksız olarak şirket yönetim kuruluna seçildikleri ve göreve geldikten sonra davalıların TTK’nın 335. maddesine aykırı olarak yapmış oldukları TTK’nın 336. maddesine giren haksız eylemleri nedeniyle; davacıların ortak olduğu Denet Civata San A.Ş.’de uğranılan maddi zarara karşılık olmaz üzere fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; TTK’nın 309. maddesi gereğince 50.000,00 TL’nin Denet Civata San. A.Ş.’ye verilmek üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1 nolu davalının talimatı üzerine 3 nolu davalının şirkete ait tüm malları sattığı anlaşılmakla 3 nolu davalının şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin HUMK 101 ve 103 ve TTK’nın 161. maddeleri gereğince tedbiren önlenerek şirkete yönetim kayyumu atanması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …nun Denet Civata A.Ş.’nin eski sorumlu müdürü olduğunu, Denet Civata San. A.Ş.’nin davacı olan … Genel Müdür konumunda iken bilinçli ve sistemli bir şekilde gerçekleştirilen fiillerle mali realiteler dışında ve olağanüstü olarak zarar ettiğini, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/529 Esas sayılı dosyası ile iflası talep edilen şirket durumuna düştüğünü, davacının şirketin içini boşalttığını ve bu duruma kasten getirdiğini, davacı idaresindeki şirketin çok dağınık olarak yönetildiğinden tüm hesaplar ve yapılan işlerin tek tek uzman kişiler tarafından gözden geçirilmeden davacı hakkında herhangi bir hukuki yola başvurulmadığını, yeni yönetim kurulunun 02/02/2011 tarihinde davacıların iddialarının aksine tüm yasal prosedürleri yerine getirerek göreve geldiğini, davacı …nun bu aşamada yönetim kuruluna seçildiğini, yeni yönetimin şirketin mali incelemelerini ortaya koyup davacının sorumluluğu gündeme gelince davacının 20/02/2011 tarihinde istifa ederek görevinden ayrıldığını, bu tarihten sonra davacının TCK’nın 155/2 maddesi dahil işlemiş olduğu birçok suçu gizlemek amacı ile asılsız suç duyurularında bulunmaya ve davalar açmaya başladığını, yeni ortakların …na veya şirkette başka birisine yönelik herhangi bir hakaret veya cebri davranışı olmadığını, karantina ve atıl malzemenin satıldığının doğru olduğunu, bu malzemelerin ticari ürün olarak değil, hurda olarak satıldığını, bu malların değerinin iddia edilenin aksine 60.000,00TL değerde olduğunu, alınan paranın gayri resmi olarak işçilerin haftalıklarına harcandığını, Renault ve Citroen otomotiv fabrika bantlarının davalılara verdikleri siparişleri alamadıkları için durmak üzere olduğunu, durması halinde her bir şirketten 100.000 Euro bant durma cezasının kesileceğini bildirmeleri üzerine kalıpları kendilerine verdiklerini, bu firmaların 19.800,00 Euro alacakları olduğu için alacaklarına karşılık kalıpları verdiklerini, Rami Topçulardaki fabrika binasının sökülmesi çevreden gelen tehlike şikayetleri üzerine yaptırıldığını, yıkımı yapan firmaya yıkım ve çevre düzenlemesi karşılığında üzerindeki hurdaların verildiğini, davalıların Denet Civata’nın iflasında sorumlu olmadıklarını, …nun bütün hazırlıklarını şirketin iflasına göre yaptığını, Denet Civata’da … döneminde, şirket içi yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ayyuka çıktığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; davacıların davalı Atılgan Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti. ‘ne karşı açmış olduğu davasının HMK’nun 114/1-d ve 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, davacıların davalılar… ve …’a açmış olduğu davasının kısmen kabulü ile; 25.000,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak dava dışı Denet Civata San. A.Ş.’ye verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiş, karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı Denet Civata A.Ş.’nin 17.01.2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan (5) nolu karar gereğince şirketin yönetim kuruluna “… Atılgan Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti. adına tek yetkili imza sirküleri bulunan …’ın … bizzat hazır bulunduğu yönetim kurulu üyeliklerine de 1 yıl süre ile görev yapmak üzere seçildikleri” belirtildiğini, şirketin 21.01.2011 tarihli başkan ve başkan vekili seçimi ile imza yetkilerinin tespiti toplantısında; …’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na , …’ın yönetim kurulu başkan vekilliğine seçildiği de görülmüştür. Şirketin olağan genel kurul Hazirun cetvelinde …’ın şahıs olarak şirkette pay sahibi olmadığı, sadece bu kişinin Atılgan Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti.’nin temsilcisi olduğunun tartışma dışı olduğunu, şirketin yönetim kurulu üyeliğine de Atılgan Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti temsilcisi olarak …’ın seçildiğini, hal böyle olunca, yerel mahkemenin bu davalı Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti hakkında pasif husumetten vermiş olduğu red kararında hukuki isabet bulunmadığını, yerel mahkemece ispatlanmadığı belirtilen know-how (tasarım) oluşturan gizli üretim bilgilerinden dolayı şirketin zarara uğradığını, şirketin envanterinde bulunan imalat pres makineleri ve 11 adet makinelerin davalılar tarafından fabrika binasından kaçırılmak suretiyle satıldığını, yine şirket hesabına gelen 9.000 Euro (Componenta’dan gelen) paraları yönetim kurulunun zimmetine geçirdiğinin de sabit olduğunu, huzurdaki davanın yönetim kurulu üyelerini sorumluluk davası olduğu tartışma dışı olduğundan, söz konusu zararlardan yönetim kurulunun kusursuz sorumluluğu bulunduğunu, bunun aksinin davalı tarafın kanıtlaması gerektiğinin sabit olduğunu, davalıların Ticaret Mahkemesine gönderilen davada şirketin ticaret defterlerini ve belgelerini incelemeye sunamadıklarından şirketin basiretli yönetim dediği açıkça ortaya çıktığından oluşan tüm zararlardan davalı tarafın müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu sabit olduğundan yerel mahkemece kısmen reddedilen kararın yasaya aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’ın gerekçeli kararın ilk sayfasında gösterildiği halde kararın hüküm kısmında … için bir hüküm kurulmadığını, davada hiç adı geçmeyen … adlı birisi için hüküm kurulduğunu, yerel mahkemenin … adlı kişiden kastının … olması durumunda; TTK’nın 309. maddesi gereği zarar gördüğünü iddia eden ortakların şirketin iflasından önce dava açabileceğini, şirket iflas ettiğinde haklarının iflas idaresine geçeceğini, davayı iflas idaresi takip etmediği halde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, TTK’nın 309. maddesinin ortaklara her türlü zarar için dava açma hakkı vermeyeceğini, sadece kanunun 305-306-307 ve 308. maddelerinde yazılı hallerde ortakların dava açabileceğini, şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında tazminat davası açılması için şirket genel kurulunun karar alması gerekirken bu karar yokluğuna rağmen davanın kabul edilmesinin yasa hükmüne aykırı olduğunu, yerel mahkemenin iflas dosyasında 2. alacaklılar toplantısı yapılıncaya kadar duruşmaları ertelemediğini, iflas dosyasının ne aşamada olduğunu sormadan karar verdiğini, yerel mahkemenin davalıların davacı taleplerini kabul ettiğini gerekçe göstererek davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, ancak davalı … veya vekilinin hiçbir yazılı veya sözlü beyanlarında davacı taleplerini kısmen veya tamamen kabul etmediklerini, tam tersine tüm davacı taleplerini reddettiklerini, davalı …’ın müflis şirketin fabrikalarına 2011 yılında hiç gitmediğini, şirkete hiçbir zaman müdür olmadığını, şirketin günlük işleriyle iştigal etmediğini, yürütülen savcılık soruşturmalarında davalı …’ın şüpheli değil müşteki sıfatıyla ifade verdiğini ve şüphelilerden şikayetçi olduğunu, davada ispat yükünü davalıya yükleyen mahkemenin, usul kuralları aleyhine karar verdiğini, davacıların iddia ettikleri şirket zararının mahkeme tarafından 25.000,00 TL olarak tespitinin bilirkişiler tarafından tespit edilmediğini, bilirkişilerin şirket kayıtlarının bulunamadığını ve davacı taleplerinin hesaplanamayacağını raporlarına yazdıklarını, buna rağmen somut delil olmadan, hiçbir bilimsel veri veya hesaplama yapılmadan şirket zararının 25.000,00 TL olarak tespit edilmesinin gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacılar vekili davalı … vekilinin istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; şirket yönetim kurulu üyesi …’ın TTK’nın 309. maddesi uyarınca şirket ortaklığına dava açma hakkı verilemeyeceği yönündeki istinaf taleplerinin hukuka uyarlı olmadığını, huzurdaki davanın hukuksal dayanağının TTK’nın 336. Maddesi olduğunu, huzurdaki davanın şirket tüzel kişiliği aleyhine açılmış bir dava olmadığını, aksine yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı açılmış bir tazminat davası olduğunu, bu davada yönetim kurulu üyesi olan davalıların yönettikleri şirketi basiretli yönetmeyerek iflasına sebebiyet verdiklerinin de açık olduğunu, hal böyle olmasına rağmen yerel mahkemece davada taraf olmayan şirket hakkında Gebze 1. İflas Müdürlüğü’nde 2003/1 E. sayılı dosyada İflas masası oluştuğundan, bu masaya şirket yöneticileri olan davalılar hakkında dava açıldığı yönünde tebligat yapıldığını, ancak şirket tüzel kişiliğinin davalı taraf sıfatı olmadığından, eldeki davaya da bu sebeple devam edildiğini, davalının bu yöndeki istinaf talebinde de hukuki isabet bulunmadığını belirterek; davalı …’ın istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/104 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan dava dışı şirketin zararının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacıların davalı Atılgan Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti. karşı açmış olduğu davasının HMK’nın 114-(1)-d) ve 115-(2) maddesi gereğince usulden reddine, davacıların davalılar… ve …’a açmış olduğu davasının kısmen kabulü karar verilmiş olup, hüküm davacılar ile davalı … vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.

İstinafa konu Mahkeme kararının 6. sayfasının 3 nolu paragrafında; “davalılardan…’ın yönetim kurulu üye ve başkanı, ….’ın yönetim kurulu üyesi, diğer davalının ise şirket ortağı olduğu,” ibarelerinin bulunduğu görülmüştür. Davalılar arasında “…” adlı kişi bulunmamaktadır. Eldeki davanın davalıları…, … ve Atılgan Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti.’dir. Bununla birlikte “…” adı hem gerekçede hem de hüküm fıkrasında geçmekte, olup,davalı … hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Kararın gerekçe kısmında ve hüküm fıkrasında davalı “…” yerine sehven “…” yazılmış olduğu ve bu yanlışlığın yerinde düzeltilebilecek maddi hata olduğu düşünüldüğünden, kararda eleştirilmekle yetinilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 27. davanın taraflarının, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları hükme bağlanmış, maddede bu hakkın; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını ve Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği açıklanmıştır.
Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı yönündeki hukuksal değerlendirmeler bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. Mahkeme; taraflarca sunulan tüm delilleri ile birlikte talepleri değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa’nın 141-(3) maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK’nın 297. ve 27. maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmalıdır.
Eldeki dosyada; davacılar vekili 31.10.2019 tarihli talep açıklama dilekçesinde: 1-Piyasa değeri 390.000 TL olan şirkete ait 100 ton atıl (sipariş olmayan mamul malzeme) ve 30 ton karantinanın (müşterinin iade ettiği malzeme) irsaliyesiz ve faturasız olarak satışından, 2-Şirketin aktifinde yer alan ve şirket müşterileri olan MGI firmasının siparişlerinin üretilmesinde kullanılan şirkete ait kalıplar usulsüz olarak elden çıkarılmasından, 3-Şirketin know-how (tasarımı) oluşturan çok gizli üretim bilgilerini başka rakip firmalara verilmesinden,4-.Rami Kışlasında bulunan eski fabrika binasının eternet ve çelik konstrüksiyonunu söküp faturasız biçimde satmışlar ve duvarlarının da yıkılmasından, 5-Şirketin envanterinde bulunan cıvata imalat pres makineleri olan çeşitli ebat ve ağırlıkta (15 ton ila 65 ton arasında değişen) 11 adet makine davalılar tarafından fabrika binasından çıkarılmış ve başka bir mekana kaçırılarak satılmasından ve 6-Şirket hesabına müşterilerden gelen 9.000 Euro (Componenta’dan gelen) bedel de davalılar tarafından faturasız ve belgesiz olarak harcanmasından kaynaklanan zarar kalemlerini talep etmiştir.
Dosyada aldırılan Bilirkişi raporunda ise, dava dışı Denet Cıvata A.Ş.’nin 2011 yılına ait yasal defter ve belgelerinin ibraz edilmesi ve incelenmesi gerektiği bildirilmiş ancak; bu defterler yerel Mahkemece bulunamamıştır.Bilirkişi Heyeti hükme esas ek raporda da dava konusu dönemin 2011 yılı olduğu, davalıların 17/01/2011 tarihinde yapılan genel kurul kararıyla yönetime geldikleri anlaşıldığından, dava dışı şirketin 2011 yılına ait yasal defter ve belgelerinin ibraz edilmesi ve incelenmesi gerektiğini, dosya kapsamına göre şirkete ait olan makine teçhizat ve demirbaşların toplam değerinin 5.330.000,00 TL olduğunu ancak; hangi makinelerin satıldığının tespit edilmesinin mümkün olmadığını, kalıpların üretim ve tasarımının yüksek maliyetler gerektirdiğini, bu sebeple 280 Kg ağırlığında kalıpların ve know-how oluşturan çok gizli üretim bilgilerinin değerinin 100.000,00 TL civarında olabileceği kanaatine varılmakla birlikte, dosya içerisinde kalıp ve know-how bilgilerinin detayına ve satışına ait bir belgeye rastlanılmadığını, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda 31/12/2010 tarihli bilanço aktifinde152 mamuller hesabında 2.119.761,80 TL stok bulunduğu, ancak bu stokun 2011 yılında ne kadarının kullanıldığı, ne kadarının stokta kaldığının 2011 yılı defter ve belgelerin ibraz edilememesinden dolayı tespitinin yapılamadığı belirtmiştir.
Hükme esas alınan Bilirkişi raporu eksik incelemeye dayalı olup, yerel mahkemece, davacılar vekilinin yukarıda anılan açıklama dilekçesinin 1,5 ve 6 nolu bentlerinde yer alan talepleri hakkında hüküm tesis edilmemek suretiyle, yetersiz ve eksik bilirkişi raporuna dayanarak, HMK’nın anılan hükümlerine uygun şekilde karar verilmesi için yeterli delil toplanmadan ve değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer yandan; davalılardan … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada mahkemece verilen, sanığın yetkilisi olduğu şirketle müşteki şirket arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesine aykırı davranarak sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sadece sözleşmeye aykırılık oluşturacağı, dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf boyutunda kalacağı,Sanık …’a atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunun yasal unsurlar bakımından oluşmadığı gerekçesi ile verilen beraat kararı Yargıtay 15. Ceza Dairesince;” Sanığın, Denet Civata San. AŞ. yetkilisi olarak katılan şirket ile yaptığı finansal kiralama sözleşmesi uyarınca kiraladığı makineleri sözleşme koşullarını yerine getirmemesi nedeniyle kiraladığı makineleri iade etmesi hususunda kendisine gönderilen ihtara rağmen söz konusu makineleri iade etmeyerek üzerine atılı suçu işlediği iddia edilen olayda; sözleşmenin yapıldığı tarihte şirket müdürü olan … ile hisse devrinden sonra yönetime gelen … ve …’ın tanık olarak dinlenilip, suç tarihlerinde katılan şirketten kiralanan makinelerin nerede olduğu, iadesinin neden sağlanamadığı sorulup söz konusu makinelerin yeni yönetime devredilip devredilmediği hususları araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,” nedeniyle bozulmuştur.
Davalılardan… hakkında da,davacı …nun mağduru olduğu, İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/162 Esas sayılı dosyasında hizmet nedeniyle güveni kullanmak, tehdit vs suçlardan kamu davası açılmış olduğu, davacılar vekilinin de 31.10 2019 tarihli açıklama dilekçesinde;”-Dosya içerisinde bulunan Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.03.2015 tarih 2014./162 sayılı yazısında yapılan maliye uzman yardımcısı ve maliye uzmandan oluşan heyetin yapmış olduğu inceleme sonucunda davalılardan… hakkında, raporun 34. sayfasında 11. olay olarak tespit edildiği gibi ; “… …,’nun şirketin yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmasından sonra hakkında iflas erteleme kararı bulunan Denet Cıvata A.Ş.’ye ait satışa hazır mamullerin ve yan mamullerin ve daha sonra da fabrikanın içerisinde üretimde kullanılan malzemelerin ve makinelerin satılması ve yaklaşık 3.000.000 Euro değerindeki fabrikaya ait elektrik ve mekanik projelerin sökülüp satılması üzerine söz konusu şirketin uğramış olduğu iddia edilen 15.000.000 TL tutarındaki zarar …”dır. tespitinde bulunmuşlardır. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Denet Cıvata A.Ş. hakkında iflas kararı veren Gebze 2. Asliye Hukuk(ATM) Mahkemesinin 2012/526 Esas sayılı dosyasında verilen kararın gerekçesinde ise; “tedbir kararlarına rağmen davacı şirket yetkililerince şirketin mevcut makine ve mallarının kaçırıldığı iddiası ve bu araştırma çerçevesinde söz konusu malların güvenliğini sağlamak amacıyla müdahil TEB vekiline tedbiren yediemin sıfatı ile yetki verildiği; ayrıca söz konusu mal kaçırma ve tedbir kararlarına uygun davranmamaları nedeniyle davacı şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğu; bunlardan sonra en son 10/03/2011 tarihli duruşmada verilen bütün ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verildikten sonra devamında ve ilgili müdahil vekilinin şirketin mevcut varlığının korunmasının sağlanması talebi üzerine 31/03/2011 tarihli duruşmada bu kez şirketin mal varlığının muhafazasına yönelik karar oluşturulduğu belirlenmiştir. Ayrıca; şirketin faaliyetinin tamamen sonlanmış olması, ayrıca şirketin mallarının da korunmasının imkansız hale geldiği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde şirketin iyileşme ihtimalinin olmadığı, taraf sayısı ve dosya kapsamı gözetildiğinde duruşma günü verilmesinin ve yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasının zaman kaybından ve gereksiz külfetten başka bir anlam taşımayacağı; borca batık olduğu ve iflasın ertelenmesi talebinin reddi ile bunun zorunlu sonucu olarak davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından bu doğrultuda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” denilmiş olup,incelemeye konu ilk derece mahkemesi kararı, yukarıda bahsi edilen ceza dosyalarının kapsamı,dosyaların sanığı olan adı geçen davalılara yüklenen suçların ve maddi vakıaların eldeki davanın konusu ile irtibatlı olup olmadığının irdelenmemiş olması itibarıyla da eksik incelemeye dayalıdır.
Bu nedenlerle, davalılardan … ve… hakkındaki ceza dosyalarının akıbeti, dosyalarda adı geçenler üzerine atılı suçların eldeki dava dosyasına konu işlem ve eylemlerle bağlantısı olup olmadığı ve sonuçlanmalarının davaya etkisi olup olmadığı araştırılarak, gerekiyorsa sonuçlanmalarının bekletici mesele yapılması gerekirken bu yola gidilmemiş olması ayrıca; Denet Civata A.Ş. hakkında iflas kararı verilen Gebze 2. Asliye Hukuk(ATM) Mahkemesinin 2012/526 Esas sayılı dosyası kapsamı gerekli ölçüde incelenip değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) hükmü uyarınca davacılar ve davalı … vekillerinin istinaf itirazlarının kabulüyle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, HMK’nın 353-(1)-a) hükmü gereğince yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a maddesi gereğince; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/01/2020 tarih, 2017/104 Esas ve 2020/7 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalılar hakkında düzenlenen 09/10/2020 tarihli ve 965,25 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
9-Tarafların diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.13/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye…
¸e-imzalıdır

Üye…
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*