Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1839 E. 2021/1410 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1839
KARAR NO : 2021/1410

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : 2016/1005 Esas – 2020/334 Karar

DAVACI :… –

VEKİLLERİ :Av. … –
DAVALI :…
VEKİLLERİ :Av. ….
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :01/08/2016

KARAR TARİHİ :10/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :07/10/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif üyesi bulunan davalının kooperatif üyeliği nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmediğini, aidat borcunu ödemediğini, bunun üzerine Gölcük İcra Dairesinin 2012/4200 Esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile üye hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu, itirazda ileri sürülen gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını belirterek; itirazın iptalini, takibin devamını ve asıl alacağın ve davalı hakkında %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirdiğini, davacı kooperatiften borcu yoktur yazısı aldığını, kooperatif tarafından üyelikten çıkarıldığını, davacı kooperatife borcu olmadığını, 2012 yılında başlatılan icra takibine itiraz ederek durdurulduğunu; itirazın tebliğinden 1 yıl içinde mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açabileceğini bu nedenle davanın red edilmesi gerektiğini, Kooperatif yönetimince alınan 24.6.2016 tarihli 2016/290 sayılı kararda adı geçen kişilerin kaç kişi olduğunu ve bu kişiler dışında son 7 yıldır aidat ödemeyen kişiler olup olmadığını; bu kişiler hakkında yönetimce işlem başlatılıp başlatılmadığı ve neden kendisi hakkından 2 kere icra takibi ve mahkeme yoluna gidildiğinin sorulması gerektiğini, üye ve üye olduğu iddia edilen kişilerin tümüne aynı işlemlerin uygulanması gerektiğini belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın reddine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemeye sunulan emsal nitelikli raporların da, yargılamayı aydınlatan 02/11/2017 tarihli bilirkişi raporunun da hiçbir gerekçe gösterilmeden karara konu edilmemesi ve dikkate alınmaması, büyük bir çelişki ile hukuka aykırılık oluşturduğunu, eşitlik ilkesi gereği kooperatif amacını yerine getirmeden, kendi istediğini aldığında haksız ve hukuka aykırı olarak aldığında üyeliğin sonlandığını iddia etmek tüm teamüllere aykırı olmakla, kooperatif üyeliği devam eden davalı için; kooperatif üyeleri kooperatif üyeliği devam ettiği müddetçe kooperatif aidatlarını ödemekle yükümlü olduğundan, davalının mahkeme kararı ile devam eden üyeliği neticesinde kooperatif aidatlarını ödeme yükümlülüğü ve diğer tüm yükümlülükleri devam ettiği, davalı üyelikten çıkarıldığına dair genel kurul kararının iptalinden bugüne dek her toplantıya çağrılmış fakat davete icabet etmediği ayrıca davalı, iptal edilen ilgili Genel Kurul kararıyla haksız olarak üyelikten çıkarılan fakat kararın iptali ile üyeliklerinin devam ettiği üyelerden sadece biridir ve özel olarak davalı adına bir alacağın tahsili yoluna gidilmediğini, kararın hukuka aykırı olduğunun en net göstergesi ise 30/11/2008 tarihli Genel Kurul kararının 4. maddesine dayandırılmış olması olmakla hukuken sakat olan bu karara dayanak yapılarak tüm sair hususların göz ardı edilmiş olması, salt buna dayanarak davalının borcu olmadığının tespitine karar verilmesi haksızlık meydana getirmiştir. bu maddenin mutlak butlanla batıl olduğuna ilişkin 2019/498 Esas sayılı Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde bir kooperatif üyesi tarafından dava açıldığı, … dosyasının (2014/463 E. 2016/284 K.) Yargıtay incelemesinden döndükten sonra karar verilmesi taleplerine rağmen yargılama ekonomisi ilkesine gölge düşürülerek. davacı müvekkil kooperatif sebepsiz yere masrafa sürüklenmiş, zor durumda bırakıldığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemece bekletici mesele yapılan işbu davaya benzer nitelikte ve emsal niteliğindeki 2014/463 E. 2016/284 K. sayılı … dosyası Yargıtay incelemesinden bozma kararı ile müvekkil lehine sonuçlandığını, Yargıyay 23. Hukuk Dairesi 2016/5266 E., 2019/1 242 K. sayılı kararında açıkça kooperatifin alışılmışın aksine etaplar halinde inşaatlar yaparak üyelere konutları tahsis ettiğinin belirtildiğini, davalı tüm borçlarını ve yükümlülüklerini yerine getirdiği ve borcu olmadığına dair belge verilerek kooperatifle ilişkisi sonlandırıldığını, kooperatif hukukunda eşitlik ilkesi, Yargıtay kararında da açıklandığı üzere mutlak şekilde uygulanamayacağı, somut olaya göre tayin edilecek şekilde mutlak ya da nisbi eşitlik uygulaması söz konusu olduğu, takibin müvekkil tarafından durdurulmasını müteakip, davacının, 4 yıla yakın bir süre bekledikten sonra kötü niyetle açılan huzurdaki dava, dürüstlük kurallarına açıkça aykırı ve yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğunu beyan ederek, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/09/2020 Tarih – 2016/1005 Esas – 2020/334 sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; kooperatif aidat alacağından kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca; istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı Kooperatif Yönetim Kurulu’nun 09/06/2008 tarihinde aldığı kararla davalı hakkında üyelikten çıkarma kararı verdiği, davacı kooperatifin 30.11.2008 tarihli Genel Kurulunun 4. maddesinde; “1. etap aidatı devam eden üyeler ile 30.4.2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişiğinin kesilmesi hususunda oybirliği ile karar verildiği şeklinde karar alındığı, davalının kura çekimine katıldığı, şerefiye farkını ödediği, hissesine ait gayrimenkulün tapuda adına tescil edildiği, genel kurulun 4. maddesinin Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğu, davacının üyeliğinin devam ettiği bu nedenle aidat alacağı için başlatılan Gölcük İcra Dairesi 2012/4200 Esas sayılı icra takibine itirazın iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince davalının takip tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borcu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalının, davacı kooperatifin 185 nolu ortağı olarak 30.8.2006 tarihinde kooperatif üyesi olarak kaydedildiği, 9.6.2008 tarihli 2008/38 nolu YK kararında davalı …’ın da içinde bulunduğu 25 kişinin üyelikten çıkarılmalarına karar verildiği, kooperatifin, 15/01/2008 tarihinde kat irtifaklı ferdi tapusunu resmi olarak davalıya devrettiği, davalının dairesini teslim aldığını ve bütün ödemelerini yaptığını belirterek üyelikten ayrıldığı, kooperatif yönetim kurulu tarafından 09/06/2008 tarihli karar ile üyelikten istifa eden davalının üyelikten çıkışına oy birliği ile karar verildiği, 30/06/2007 tarihli genel kurulun (10) nolu kararının Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/143 Esas 2011/315 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği, davalı kooperatifin 30/11/2008 tarihli genel kurulun (4) dört nolu kararının “1. etap aidatı devam eden üyeler 30/04/2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişkilerinin kesilmesine” ilişkin karar aldığı ve bu kararın halen geçerli olduğu, aynı hususta davacı kooperatife karşı menfi tespit istemi ile açılan davada, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/463 Esas 2016/284 Karar sayılı ilamınında verilen kısmen kabul kısmen red kararı da Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2019 tarihli 2016/5266 Esas 2019/1242 Karar sayılı ilamında, davalı kooperatifin alışılmışın aksine etaplar halinde inşaatlar yaparak üyelere konutları tahsis ettiğinin anlaşıldığı, 30/11/2008 tarihli iptal edilmeyen genel kurulun 4. maddesine göre 30/04/2009 tarihine kadar ödemesini yapan üyelere yönetim kurulu tarafından belge verileceğinin kararlaştırıldığı, dosyadaki bu deliller ışığında davacının kooperatife inşaat maliyeti ile ilgili herhangi bir borcunun olmadığının kabulü gerekeceğinin belirtilerek kararın bozulduğu, alınan bilirkişi raporlarına göre, davalının kooperatiften ayrılma tarihi itibari ile tüm borçlarını ödemiş olduğu ve 30/11/2008 tarihli genel kurulun (4) dört nolu kararının halen geçerli olduğu görülmekle davacının istinaf istemlerinin yerinde olmadığı ve reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı 30/11/2008 tarihli genel kurulun (4) dört nolu kararının, genel kurulun usulüne uygun yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu belirtmiş ve bu kararın üyeler arasında eşitsizliğe neden olduğunu ileri sürmüştür. Yukarıda da belirtildiği gibi, genel kurul kararının iptal edilmediği, kooperatifin yönetimi değiştikten sonra bir genel kurulun geçersizliğini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının emsal olarak dayandığı dava dosyasının temyiz incelemesinde Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2019 tarihli 2016/5266 E. 2019/1242 K. sayılı ilamı ile davacı kooperatifin genel kurul kararının geçerli olması nedeni ile alacaklı olamayacağını belirttiği görülmüştür. Bu nedenle davacının, genel kurul kararına ilişkin istinaf istemlerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.’nun 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK.’nun 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/09/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*