Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1824 E. 2021/1380 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1824
KARAR NO : 2021/1380

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/07/2020
NUMARASI :2016/89 Esas – 2020/265 Karar

DAVACI :… (T.C.No:…) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :QNB FİNANSBANK A.Ş. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA TÜRÜ :Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :23/11/2016

KARAR TARİHİ :10/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :22/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Rakabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarihli kararına dayanarak davalının da içerisinde bulunduğu toplam oniki bankanın oluşturduğu kartelin yol açtığı rekabet ihlalinden kaynaklanan uğramış oldukları zararın tespit edilmesi 4057 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58’inci maddelerine dayanılarak tespit edilen zararın üç katının ve haksız fiilin gerçekleştiği andan itibaren en yüksek ticari gecikme faizinin hesaplanarak ilgili tutarın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan talep edilmesine, davacının ihlalin vuku bulunduğu 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında davalı bankadan toplamda 87.000,00 TL bedelli borçlu cari kredisi ve 1.060.000,00 TL taksitli ticari kredi kullandığını, aylık %1,05 ile %1,72 oranında faiz işlediğini, kartel faiz sebebiyle çok büyük zarara uğradığını belirterek şimdilik 500,00 TL üzerinden üzerinden açtıkları davanın alacak miktarının açık olarak belirlendiğinde eksik hacın tamamlanması için süre verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının 21/08/2007 – 22/09/2011 tarihleri arasında davalı bankadan krediler kullandığını, bu kredilerden haksız olarak faiz talep edildiğini belirterek uğradığı zararın üç katına kadarını talep ettiğini, davacının talebinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğu, ayrıca davacı tarafından davayı ispata yarar veya elverişli delil de gösteremediğini, davanın haksız fiilden dolayı zararın tazmini davası olduğunu, bu haliyle tazminat talebinde bulunan kişinin haksız fiilin kanunen aranan bütün unsurlarını oluşturduğunu, meydana gelen zararın varlığını ve miktarını ispatlamak zorunda olduğunu, davanın davayı somutlaştırma ilkesine aykırı olarak açıldığını, husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde hukuka aykırı olarak delillerini eklemediğini, söz konusu Rekabet Kurulu kararının idari bir işlem niteliğinde olup bu kararın iptali için davalı banka Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/2000 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, yargılamanın devam ettiğini ve bekletici mesel yapılması gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davalı bankanın sorumluluğunun gerektirir kusur bulunmadığını belirterek görev itirazı kapsamında dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, diğer davalılardan kullanılan krediler yönünden davanın husumetten reddine, davanın diğer usuli itirazları kapsamında da usulden reddine, zamanaşımı itirazları dikkate alınarak davanın reddine, Danıştay kararının bekletici mesele yapılmasına, davanın esastan reddine, müşterek ve müteselsil sorumluluk talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sayın mahkeme tarafından rekabet kurulu kararı incelenmediğini; ticari krediler yönünden davalı bankanın ihlal yapıp yapmadığı hususu dahi değerlendirilmediğini; Yargıtay kararı gerekçe gösterilerek ticari kredilerde ihlal yapılmadığı düşüncesiyle davanın reddine karar verildiğini; davalı banka Rekabet Kurulu kararının iptali talebiyle Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/2000 E. sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu davanın reddine karar verildiğini; Danıştay 13. Hukuk Dairesi kararı onadığını; onama kararına karşı davalı banka, (7) günlük karar düzeltme süresini kaçırarak, 13/01/2017’de karar düzeltme talebinde bulunduğunu ve 19/01/2017 tarihinde süre aşımı nedeniyle davalı bankanın karar düzeltme talebinin reddine karar verildiğini; böylelikle Rekabet Kurulu kararının kesinleşmiş olduğu hususu açık olduğunu; hal böyle iken kartel faizi uygulandığı tespit edilen rekabet kurulu kararının incelenmeksizin davanın reddine dair verilen karar hukuka aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı tarafça, davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/89 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’dan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; belirtilen gerekçelerle davanın reddine, karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi; HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda; davacı, davalı banka nezdinde ticari nitelikteki krediler kullandığını, davalı bankanın da içinde bulunduğu (12) bankanın kartel oluşturarak rekabeti bozduğu ve kredi kullananlardan fazla faiz aldığı gerekçesiyle söz konusu (12) bankaya Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı idari yaptırım uygulandığını, müvekkili tarafından da rekabet kurulunca kartel oluşturulduğunun tespit edildiği dönemde kredi kullanıldığını, müvekkilinden fazla faiz alınmak sureti ile zarara uğratıldığını belirterek tazminat talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince; davacının kullandığı kredi türünün ticari kredi olması, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararının kapsamında yer alan kredilerin ticari nitelikli kredileri kapsamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının kullandığı ticari krediler yönünden, Rekabet Kurulu kararına göre davalı bankanın da aralarında bulunduğu (12) bankanın kartel oluşturacak şekilde rekabet ihlalinde bulunup bulunmadığı ve davacının tazminat talebinde haklı olup olmadığı üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda; davacının davalı bankadan kullandığı kredilerin ticari kredi niteliğinde oluşu, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında danışıklı faizin tüketici kredilerine ilişkin olması, bir başka anlatımla, kartel oluşumuna dair tespitin ticari kredilere yönelik olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin aynı doğrultudaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2019 tarih ve 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08.01.2020 tarih ve 2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı ilamları).
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.’nun 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*