Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1820 E. 2021/1384 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1820
KARAR NO : 2021/1384

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/07/2020
NUMARASI :2019/216 Esas – 2020/273 Karar

ASIL DAVA
DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA TÜRÜ :Tazminat
DAVA TARİHİ :23/05/2019
BİRLEŞEN DOSYA :Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/424 Esas sayılı dosyası
DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA TÜRÜ :Tazminat (Ayıplı Araç Satımından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :10/10/2019

KARAR TARİHİ :10/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ :27/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; …plakalı Mercedes Benz marka 2015 model aracı ile dava dışı Şahintürk Nak. Petrol Ürn. San. Tic. Ltd. Şti’den 07/12/2016, 08/12/2016, 25/12/2016 ve 02/01/2017 tarihlerinde yakıt aldığını ve son yakıt alımından sonra aynı tarihte aracının çalışmadığını, araçtaki arızanın yakıttan kaynaklanmadığı gizli ayıplı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 17.769,99 maddi tazminat ve 10,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 17.779,99 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın yakıt deposunun plastik malzemeden yapıldığı dolayısıyla iç yüzey kaplamasının bölgesel olarak kalkmasından dolayı metal parçacıklarının filtreyi tıkaması gibi bir ihtimalin olmadığını, depo malzemesi ve iç kaplamanın incelenmediğini, arızanın yakıt alımından hemen sonra gerçekleştiğini, depodan alınan numunenin şeffaf bir kaba konulduğu ve suya benzeyen yakıttan başka bir sıvının olduğunu, tamir kapsamında yakıt deposunun içinin temizlendiği, yakıt pompası yüksek basınç pompası ve yakıt enjektörlerinin değiştirildiği ancak metal parçacıkların yakıt filtresini tıkadığına dair bir tespitin yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı Olimtur Seyahat Acentaları Otomotiv Turizm ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu aracın 2015’de 0 km olarak alındığını, 37.000 km civarında iken 29/06/2016 tarihinde satıldığını arızanın satıştan yaklaşık 20.000 km sonra gerçekleştiğini, aracın hali hazırda 50.000 km bakımı yapıldıktan sonra bu arızanın oluştuğu dikkate alındığında davalı firmanın sorumluluğunun bulunmadığını, arızada kusurunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Asıl dava için davalı Mercedes yönünden davanın REDDİNE,
Birleşen dosya yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olması nedeniyle BK’nın 125. maddesi gereği 10 yıllık zamanaşımına tabi olacağını, bununla birlikte Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/210 Esas sayılı dosyası ile açılan davada zamanaşımının kesildiğini, taraflarınca ihbar külfetinin yerine getirildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında ifade edildiği gibi, huzurdaki davada davalı şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, nitekim davacı tarafında bu hususu istinaf konusu etmediğini, yerel mahkeme’nin davalı şirket hakkındaki davayı red gerekçesinin hukuka uygun olduğunu, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/210 E. sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporları ile huzurdaki bu dava dosyasına sunulan 22/05/2020 tarihli bilirkişi raporlarının birbirleriyle çeliştiği gibi bu raporların hükme esas alınamayacağını belirterek; davacının istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/216 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava; davacı tarafından ikinci el olarak davalıdan satın alınan araçta meydana gelen arıza nedenine uğranılan zararın tazmini istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince; asıl davanın reddine, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı adına kayıtlı …plaka sayılı 2015 model Mercedes-Benz marka aracın davalı Olimtur Seyahat Acentaları Otomotiv Turizm ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’den 29/06/2016 tarihinde satın alındığı, davaya konu aracın 07/12/2016, 08/12/2016 25/12/2016 ve 02/01/2017 tarihlerinde dava dışı şirketten satın alınan yakıt alımları sonrası çalışmadığı, arızanın yakıttan kaynaklanmadığı, aracın gizli ayıplı olduğu ileri sürülerek, eldeki davalar ile aracın tamir bedeli olan 17.769,99-TL ile 10,00-TL değer kaybı tazminatının, asıl ve birleşen dosya davalılarından tahsilinin talep edildiği, davalı satıcı tarafından cevap dilekçesi ile zamanaşımı, diğer davalı ithalatçının ise husumet itirazında bulunduğu, mahkemece uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK’nın 219. vd. Maddeleri kapsamında yer aldığı belirlemesi yapılarak davacı ile ithalatçı arasında satış sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle asıl davanın reddine, davaya konu araçtaki ayıbın satıcı davalı tarafından öngörülmesi veya saklanmasının mümkün olmaması, aracın ayıplı olarak devredildiğinin, dolayısıyla davalının ağır kusurlu olduğunun ispat edilememesi nedeniyle, davanın 2 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğu, bu süreninde geçmesi nedeniyle, davanın satıcı davalı yönünden ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; ikinci el araç satımından kaynaklanan uyuşmazlıkta uygulanması gereken mevzuat ile uygulanacak mevzuat hükümlerine göre davanın satıcı yönünden zamanaşımına uğrayıp uğramadığı üzerinedir.
Bu bağlamda; davaya konu araca yönelik alım-satım sözlemesinin tarafları ticari şirket olup, araç ikinci el olarak satın alınmıştır. Tarafların tacir olması, aracın ikinci araç satımına yönelik olması nedeniyle uyuşmazlıkta, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulama olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu hale göre; taraflar arasında satış sözleşmesi bulunması nedeniyle ileri sürülen hukuki sebeplere göre; uyuşmazlıkta ayıba ilişkin hükümlerin yer aldığı, 6098 sayılı TBK’nın 219. vd. maddelerinin uygulanması gerektiği değerlendirilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 231. maddesinde “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenleme gereğince; satıcının daha uzun süreli sorumluluk üstlenmediği hallerde araçta ortaya çıkacak ayıplardan dolayı açılacak dava, aracın devrinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi olup, davalı satıcı satılanın ayıplı olarak devredilmesinde ağır kusurlu ise iki yıllık zaman aşımından yararlanamaz.
Eldeki uyuşmazlıkta, davacı tarafından …plaka sayılı, 2015 model Mercedes-Benz marka araç davalı Olimtur Seyahat Acentaları Otomotiv Turizm ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’den 29/06/2016 tarihinde satın alınmış, 29/03/2019 tarihinde arabuluculuğa başvurularak, davalıya yönelik eldeki dava 10/10/2019 tarihi itibariyle açılmıştır. Dolayısıyla davacının arabuluculuğa başvurduğu tarih itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Öte yandan, davaya konu araçtaki ayıbın türü ve niteliğine yönelik bilirkişi raporu ve dosya kapsamı delillere göre; davalının davaya konu aracı ayıplı olarak devrettiği, dolayısıyla ağır kusurlu davrandığına yönelik iddia ve delilin bulunmadığı, bu yönde ispatın gerçekleştirilemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, iki yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmamasına neden olacak koşullar somut olayda gerçekleşmemiştir. Bu hali ile ilk derece mahkemesinin; uyuşmazlığa yönelik vakıa ve hukuki değerlendirmesi usul ve yasaya uygun olup, davacı istinaf sebepleri yerinde değildir.
Diğer yandan, davacı tarafından ileri sürülen istinaf nedenlerinin satıcı-davalı Olimtur Seyahat Acentaları Otomotiv Turizm ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’ne yönelik açılan dava hakkında verilen karara ilişkin olması nedeniyle istinaf incelemesi davalı ithalatçı (Mercedes-Benz Türk A.Ş.) yönünden kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden yapılmış, bu davalı hakkında verilen kararda da kamu düzeni yönünden yasaya aykırılık görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) ve 362-(1)-a) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*