Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1694 E. 2022/160 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1694
KARAR NO : 2022/160

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :15/10/2019
NUMARASI :2017/801 Esas – 2019/989 Karar

DAVACI-
KARŞI DAVALI :ASLAN ÇİMENTO A.Ş. – Cami M. Kaplan C. No: 149 Darıca/KOCAELİ
VEKİLİ :Av. ………
DAVALI-
KARŞI DAVACI :… ……
VEKİLİ :Av. … ……
DAVANIN KONUSU :Tazminat-Alacak (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :08/11/2017
KARAR TARİHİ :25/01/2022
KR. YAZIM TARİHİ :24/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 05.03.2017 tarihinde, elektrik enerjisi tedariğine ilişkin, 2017 Nisan-2017 Kasım ayları arasında 8 ay süre ile geçerli olmak üzere sözleşmenin akdedildiğini, akdedilen sözleşmenin 5.1 maddesi ile sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre zarfında, davalı tarafından temin edilen elektrik enerjisinin birim satış fiyatının 179,45 TL/MWh sabit fiyat olduğunu, yine aynı sözleşmenin 5.4 maddesinde ise sabit fiyatın Yekdem birim maliyetinin ortalama 40 TL/Mwh olarak kabulü ile hesaplandığını, Yekdem maliyetinin artma /azalma yönünde değişmesi halinde karşılıklı mahsuplaşma yapılacağının hüküm altına alındığını, davalı şirketin, 01.06.2017 tarihli yazısı ile “enerji tedariki noktasında şirketlerinden kaynaklanmayan ve öngörülemeyen olumsuz piyasa koşulları nedeni ilediğer tedarikçi firmaların müşterilerine yaptığı fiyat revizelerini yapmak zorunda kaldıklarını, Haziran 2017 dönemi dahil bundan sonraki faturalarınızda aktif enerji birim fiyatınız EPDK ulusal tarife üzerinden %6 iskonto sonucu oluşan 0,192906 TL/kWh üzerinden fatura edileceği, fiyat revizesine sunulan yazılı teklifi 09.06.2017 tarihine kadar yazılı olarak reddetmediğiniz takdirde yazının tebliğinden sonra tahakkuk edecek faturaların revize edilmiş enerji satış fiyatı üzerinden hesaplanacağı, aksi halde sözleşmenin devam etmesi şirketimiz için edim ifasını katlanamayacak hale getireceğinden başka bir bildirime gerek kalmaksızın sözleşmenin feshedileceği” şeklinde bildirimde bulunduğunu, davalı şirketin 15.06.2017 tarihli yazısı ile “Revize fiyat teklifi yazımıza cevaben göndermiş olduğunuz yazınıza istinaden tarafınıza gönderilen revize fiyat teklifi ve sonrasında tarafınızla gerçekleştirilen toplantı neticesinde mutabakat sağlanamaması nedeni ile, cevabınız üzerine sözleşmenizin münfesih hale geldiği, fesih tarihine kadar geçen dönem için faturalandırmanın sözleşme hükümleri kapsamında yapılacağı, fesihten sonra mevzuat gereği elektrik tedarik edilmesi gereken süre sonuna kadar (30.06.2017) geçen dönem için, faturanızın EPDK ulusal tarife fiyatı üzerinden tahakkuk ettirileceği” şeklinde bildirimde bulunduğunu, davalı tarafından yöneltilen fiyat revize teklifi ve bu teklifin kabul edilmemesi üzerine sözleşmenin fesih edilmesinin, sözleşmeye bağlılık ilkesinin açık ihlali olduğunu, hukuka aykırı olduğunu ve bu nedenle davacı şirketin uğramış olduğu zararın giderilmesi gerektiğini, işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyan etmiş, şimdilik zararlarının 30.000,00.-TL’lik kısmının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Elektrik Enerjisi Tedariğine Ait Sözleşmenin 5.7.maddesinde, “… elektrik enerjisi maliyetlerini etkileyen Kamu Kurum kararları, piyasa koşulları, maliyeti etkileyen bileşenler ve EPİAŞ ve/veya alım fiyatları, tarife yapısı değişikliği gibi enerji satış fiyatını etkileyen tüm nedenlerden dolayı müvekkil Şirketin fiyat ayarlaması talep edebileceği, fiyat değişiklikleri hususunda mutabakata varılamaması durumunda tarafların sözleşmeyi tek taraflı olarak 1 ay içinde fesih etme hakkına sahip olduğu… ” düzenlendiğini, taraflar arasında akdedilen Elektrik Enerjisi Tedariğine Ait Sözleşmenin 5.7. maddesine göre; elektrik enerjisi maliyetlerini etkileyen Kamu Kurum kararları, piyasa koşulları ve maliyeti etkileyen tüm bileşenler ve EPİAŞ ve/veya alım fiyatları, tarife yapısı değişikliği gibi enerji satış fiyatını etkileyen tüm nedenlerden dolayı fiyat uyarlaması talep edebilme hakkı mevcut olduğunu, sözleşmenin 5.7. Maddesinde elektrik enerjisi maliyetlerini etkileyen nedenlerin gösterildiğinin, bu nedenlerle fiyat uyarlaması talebinde bulunulduğunu, taraflarca mutabakata varılamaması nedeniyle müvekkili şirket tarafından sözleşmenin feshedilerek, elektrik tedariğine son verildiğini, davacıya EPDK ulusal tarife fiyatından daha düşük teklifte bulunulmasına rağmen, davacının bu teklife yanaşmadığını, bu kararıyla sözleşmenin münfesih hale gelmesine sebebiyet verdikten sonra kendisine sunulan teklifin üzerinde bir fiyatla elektrik tedarik etmesinin ve buna bağlı olarak işbu davayı ikame etmesinin iyiniyet ve dürüstlük kurallarıyla bağdaşmadığını, davacının iddia ve taleplerine dayanak olacak herhangi bir yazılı delil dahi sunmadığını, davacı tarafından davalı şirkete gönderilen her bir ihtarnameye cevaben, talep edilen bedellerin fahiş olduğu, bu bedellerin ne şekilde hesaplandığının tespit edilemediği belirtilerek itiraz edildiğini, elektrik enerjisi maliyetini etkileyen nedenler arasında döviz fiyatları gösterilmekte ise de, davalı şirketin bu bileşenin yanında, Kurul Kararı, piyasa koşulları ve EPİAŞ alım fiyatlarındaki değişiklikler nedeniyle fiyat uyarlaması talebinde bulunduğunun açık olduğunu, davacının aşırı ifa güçlüğü başlığı altındaki açıklamalarının kabul edilemez olduğunu, sözleşmede belirtilen koşullarının gerçekleşmiş olması nedeniyle, davalı şirket tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, EPİAŞ raporlama görüntüsünde açıkça görüleceği üzere, Elektrik Enerjisi Tedariğine Ait Sözleşmenin münfesih hale gelmesinden sonra, 2017 yılı Haziran ayını takip eden dönemlerde elektrik enerjisi birim fiyatının, revize teklif fiyatının dahi çok üzerinde gerçekleştiğini, davacının sözleşmenin haksız fesih edildiği iddiasıyla zararını kalem kalem tespit edebilmişken heyet denetiminden kaçınmak için işbu kısmi alacak davasını 30.000-TL üzerinden ikame etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından düzenlenen e-faturaların sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak tahakkuk ettirildiğini, taraflarca yeni birim fiyat hususunda mutabakata varılamadığından sözleşmenin münfesih hale geldiğini, bu hususun karşı davalıya bildirildiğini, nihayetinde müvekkili şirket ile karşı davalı arasındaki sözleşmenin 01/06/2017 tarihinde feshedildiğini, karşı davalının haziran ayı elektrik tüketiminin müvekkili şirketten tedarik edildiği hususunun Haziran dönemine ilişkin e-fatura ile sabit olduğunu, davalı tarafın Haziran dönemine ilişkin faturaya karşı süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığından fatura alacağının kesinleştiğini, ancak itirazsız kesinleşen fatura borcunun tamamanın bugüne kadar ödenmediğini, tüm bu nedenlerle karşı davalının sözleşmeye göre asli edim yükümlülüğü olan bedel ödeme borcunu yerine getirmediğinden e-fatura bedelinden kalan bakiye 98.307,26.-TL’nin temerrüt tarihi olan 25/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davacı tarafından açılan asıl davanın reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı/karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı/karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, bilirkişi heyetinde avukat sıfatıyla yer alan Ferhan Arıkan’ın hangi konuda uzman olduğu belirtilmediği, “fesihte haklılık” gibi hakime ait konuda kanaat bildiren avukat bilirkişinin bu dosyada görevlendirilmesi ve ticaret hukukunda uzman öğretim görevlisinin dahil olduğu heyetten rapor aldırılması taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporu ve taraf beyanları karara geçirildiği ancak talep, savunma ve delillerine neden itibar edilmediği irdelenmeyerek somut gerekçe ortaya konulmadığını; derdest davaya konu ihtilafın kilit noktasını, davalı-k.davacının akdin feshinde haklı olup olmadığı hususu oluşturduğu, karşı dava, asıl davada haklı olunduğu için borçlu olunmayan bir miktara dair bulunduğu, davalı-karşı davacının ileri sürdüğü üzere akdin uygulanmasını değiştirilmesini gerektiren bir maddi olgu piyasada sözkonusu olmadığı gibi, basiretli bir tacirin dahi öngöremeyeceği ve kendisinden kaynaklanmayarak akde katlanmasının beklenemeyeceği bir durum da söz konusu olmadığı; gerçek olmayan ve gerekçe gösterilmeye çalışılan maddi iddia doğru olmadığı gibi bu hususu görüşmek için yapılan girişimlerinin de mutabakatsızlıkla sonuçlandığı ve böylece akdin mutabakat sağlanamaması nedeni ile akdin haksız feshedildiği yönündeki iddiaları da doğru olmadığı, bilirkişinin feshin haklı olup olmadığını belirleme biçiminde “hukuki bir konuda” mahkemeye ait bir alanda görüş bildirme hakkı bulunmadığı, bu durum mahkemenin yetki ve görevini üstlenmek anlamına gelmekle yasaya aykırı bulunacağını, sözleşmenin açık hükmünü ihlal edildiği, davalı tarafından yöneltilen fiyat revize teklifi, bu teklifin kabul edilmemesi üzerine sözleşmenin fesih edilmesi; sözleşmeye bağlılık ilkesinin açık ihlali olmakla müvekkil şirketin uğramış olduğu zarar hesaplanarak giderilmesi gerektiğini beyan ederek, asıl davanın reddine dair yerel mahkeme kararının kaldırılarak davaya konu alacak bakımından bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın kabulüne dair kararın kaldırılarak esastan reddine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı/karşı davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; asıl davada, taraflarca imzalanan sözleşme uyarınca, usule göre müvekkil şirket tarafından sözleşmeyi feshettiği, anılan sözleşmenin feshinde müvekkil şirketin haklı olduğu; karşı davada, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, kayıtlara göre müvekkil şirketin 98.307,26-TL alacaklı olduğu, davacı-karşı davalının borcu bulunmadığı, 98.307,26-TL tutarlı farkın, 17.07.2017 tarihli düzenlenen aynı faturadan kaynaklandığı, fatura yekdem ve birim fiyat farkı açıklamasıyla düzenlenmişse de sözleşmeye göre davacı-karşı davalı tarafından böyle bir fatura düzenlemesinin mümkün olmadığı tespit edildiği mahkemenin kararında gerekçelendirilmek suretiyle belirtilmiş ve deliller dayanak olarak gösterilmiş ve gerekçelendirildiği ayrıca bilirkişiler tarafından çelişkili ya da taraflı bir Rapor düzenlendiği hususu, izahtan vareste bulunduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının onanmasına, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2019 Tarih – 2017/801 Esas – 2019/989 Karar sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava; sözleşmenin erken ve haksız feshedilmesi nedeni ile tazminat istemine, karşı dava; sözleşme gereğince elektrik tüketimine dair düzenlenen faturadan kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl davanın reddine , karşı davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm asıl dosya davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında 05.03.2017 tarihinde, elektrik enerjisi tedariğine ilişkin, 2017 Nisan-2017 Kasım ayları arasında 8 ay süre ile geçerli olmak üzere sözleşme akdedildiği, akdedilen sözleşmenin 5.1 maddesi ile sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre zarfında, davalı tarafından temin edilen elektrik enerjisinin birim satış fiyatının 179,45 TL/MWh sabit fiyat olduğu, yine aynı sözleşmenin 5.4 maddesinde ise sabit fiyatın yekdem birim maliyetinin ortalama 40 TL/Mwh olarak kabulü ile hesaplandığı, yekdem maliyetinin artma /azalma yönünde değişmesi halinde karşılıklı mahsuplaşma yapılacağının hüküm altına alındığı, davalı şirketin, 01.06.2017 tarihli yazısı ile, “enerji tedariki noktasında şirketlerinden kaynaklanmayan ve öngörülemeyen olumsuz piyasa koşulları nedeni ile fiyat revizelerini yapmak zorunda kaldıklarını, Haziran 2017 dönemi dahil bundan sonraki faturalarınızda aktif enerji birim fiyatınız EPDK ulusal tarife üzerinden %6 iskonto sonucu oluşan 0,192906 TL/kWh üzerinden fatura edileceği, fiyat revizesine sunulan yazılı teklifi 09.06.2017 tarihine kadar yazılı olarak reddetmediğiniz takdirde yazının tebliğinden sonra tahakkuk edecek faturaların revize edilmiş enerji satış fiyatı üzerinden hesaplanacağı, aksi halde sözleşmenin devam etmesi şirketimiz için edim ifasını katlanamayacak hale getireceğinden başka bir bildirime gerek kalmaksızın sözleşmenin feshedileceği” şeklinde bildirimde bulunduğu, davalı şirketin mutabakat sağlanamaması nedeni ile sözleşmeyi feshettiği , yapılan fesih sonrası davacının eldeki davayı açtığı ve açılan davada fesih sonrası oluşan zararın tazmininin talep edildiği, davalının da karşı dava açtığı ve sözleşmenin feshedildiği dönem için düzenlenen fatura bedelini davacıdan talep ettiği, ilk derece mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı asıl dosya davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada tarafların ticari defterlerinin incelenerek davalının davacıdan fatura kaynaklı bir alacağının olup olmadığının tespiti yoluna gidilmiş olduğu görülmüştür.
Dosya arasına alınan raporda özetle; incelenen karşı davacı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalı-karşı davacı ile davacı-karşı davalı arasında, davalı-karşı davacı taraf resmi defterlerine göre ticari bir ilişki bulunduğunu, davalı-karşı davacı tarafın incelenen defterlerine göre; davalı Aslan Çimento A.Ş.’den 2017 dönem sonu itibariyle 98.307,26.-TL cari bakiye alacağı olduğunu, davalı-karşı davacı …..’nin davacı-karşı davalı Aslan Çimento adına keşide ettiği 25/07/2017 tarihli Denizli 4. Noterliğinin 19277 yevmiye nolu ihtarnamesi ile cari bakiye alacak konusunda borçluya usulüne uygun bildirim yapıldığını, Mahkemenin davalı-karşı davacı tarafın alacaklı olduğu hükmünü takdir ettiği durumda anılan 25/07/2017 tarihli ihtarnamenin tebliğ tarihinden sonra verilen süre olan 3 günlük süre bitimine denk gelen tarihten itibaren faiz işletilmesi ve talebe bağlı kalınarak tarafların tacir olması sebebiyle yıllık (%9,75 ) oranında ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanması gerektiği şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan raporda özetle; Davacı-karşı davalı şirketin 2017 yılına ilişkin E–Defter beratlarının süresinde alındığını, envanter defterinin açılış tasdiki süresi içinde yapılmış olup TTK ve VUK’a göre uygun olduğunu, defterlerin delil kudretine haiz olup Takdiri Sayın Mahkeme‘nin olduğunu, dava konusu faturanın, alacağın davacı-karşı davalı şirketin yasal defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı-karşı davalı şirketin defter kayıtları, dava konusu fatura, alacak ve ödemelere göre; davacı-karşı davalı şirketin, davalı-karşı davacı şirkete 14.11.2017 dava tarihi itibariyle alacak-borç bakiyesinin olmadığı tespit edilmiş olduğunu, davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı şirket arasındaki hesap bakiye farkının 98.307,26 TL olduğunu, bu farkın davacı-karşı davalının 17.07.2017 tarihinde davalı-karşı davacı tarafa 98.307,26 TL tutarında Yekdem ve birim fiyat fark bedelli fatura düzenlediği ve bu faturanın davalı-karşı davacının kayıtlarında olmadığından kaynaklandığının bildirildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince asıl dosya davacısının davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesi sonrası uğradığı zarar olup olmadığı hususunda konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, dosya arasına aldırılan raporda özetle; davacı-karşı davalının sözleşmenin erken fesih nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davacı ve davalı-karşı davacı şirketinin 30/06/2017
tarihli ………. fatura nolu 1.756.026,51.-TL bedelli fatura alacağının faiziyle birlikte davalıdan istemiyle açılan karşılık davada davacı Aslan Çimentonun zararının tazmini isteminin haklı bulunmadığını, davalı … şirketinin 30/06/2017 tarihli …….. fatura nolu 1.756.026,51.-TL bedelli fatura alacağının faziyle birlikte davalıdan tahsili alacağının sözleşmeye uygun ve kabul edilebilir bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli bulunduğunu ve tarafların tacir oldukları için sözleşmenin koşullarına uymak ve basiretli davranmak zorunda olduklarından sözleşmenin feshinin haklı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; Asıl davada; davalı-karşı davacının sözleşmeyi feshetmesinin taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine uygun olduğu, elektrik tedarikçisi davalı-karşı davacının Yekdem farklarının 40TL/MVH üzerine çıkması nedeni ile uyarlama talep ettiği, davacı- karşı davalının bu talebi karşılamadığı, talebin karşılanmaması üzerine belirlenen usule göre tedarikçinin sözleşmeyi feshettiği, sözleşmenin feshedilmesinde davalı-karşı davacının haklı olduğu anlaşılmakla, davacının davasının reddine şeklinde, Karşı davada; davalı-karşı davacının sözleşmeden kaynaklı olarak tüketim faturası düzenlediği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, son tüketim faturasının her iki şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalı-karşı davacının ticari kayıtlarına göre 98.307,26.-TL alacaklı olduğu, davacı-karşı davalının ticari kayıtlarına göre borcu bulunmadığı, 98.307,26.-TL farkın davacı-karşı davalı tarafça düzenlenen 17.07.2017 tarihli aynı tutarlı faturadan kaynaklandığı, faturanın Yekdem ve birim fiyat farkı olarak düzenlendiği, fatura ile herhangi bir mal ve hizmet teslim edilmediği, sözleşmeye göre böyle bir fatura düzenlenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, karşı davacının davasının kabulüne şeklinde karar verilmişse de verilen kararın doğru olmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada, tüm dosya kapsamından; taraflar arasında 05.03.2017 tarihinde, elektrik enerjisi tedariğine ilişkin 2017 Nisan-2017 Kasım ayları arasında 8 ay süre geçerli olmak üzere sözleşme akdedildiği, akdedilen sözleşmenin 5.1 maddesi ile sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre zarfında, davalı tarafından temin edilen elektrik enerjisinin birim satış fiyatının 179,45 TL/MWh sabit fiyat olduğu, yine aynı sözleşmenin 5.4 maddesinde ise sabit fiyatın Yekdem birim maliyetinin ortalama 40 TL/Mwh olarak kabulü ile hesaplandığı, yekdem maliyetinin artma /azalma yönünde değişmesi halinde karşılıklı mahsuplaşma yapılacağının hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli davalı-karşı davacının akdin feshinde haklı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı tarafından yöneltilen fiyat revize teklifi ve bu bu teklifin kabul edilmemesi üzerine başladığı, sözleşmenin davalı-k. davacı tarafından fesih edilmesinin, dosya kapsamı delilere göre haksız olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmenin fesih edilme şartlarının açıkça yer aldığı, ancak davalı-karşı davacı tarafından fesih hükümlerinin tam işletilmeden sözleşmenin feshine gidildiği, bu durumda, sözleşmeye bağlılık ilkesinin açıkça davalı-karşı davacı tarafından ihlal edildiği anlaşılmış, bu durumda, asıl dosya davacı şirketin uğramış olduğu zararın ilk derece mahkemesince hesaplattırılması, bunun için konusunda uzman bilirkişi heyetinden yeniden rapor aldırılması ve tüm dosya kapsamının değerledirilmesi sonrasında oluşacak kanaate göre; karşı dava davacısının da talepleri göz önünde bulundurularak asıl dava ve karşı dava hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması hatalı olmuş bu nedenle de verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6)-3) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 15/10/2019 tarih, 2017/801 Esas ve 2019/989 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 25/01/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*