Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1301 E. 2022/2344 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1301
KARAR NO : 2022/2344

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/12/2019
NUMARASI :2014/400 Esas – 2019/679 Karar

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Aidat alacağı
DAVA TARİHİ :30/11/2011

KARAR TARİHİ :30/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :27/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatifin yapılan genel kurulunda ortakların aidat ödemesine karar verildiğini, bu karara karşı iptal davası açılmadığını bu nedenle kesinleştiğini, davacı kooperatifin inşaatları tamamlayıp belediyeden iskan ruhsatı aldığını ve konutları ortaklarına dağıttığını, davalıya ait konutu da davalıya verdiğini konutların ortaklarca kullanılmaya başlanıldığını, Kooperatifler Kanunu ile ana sözleşmeye göre kooperatife borcunu ödemeyen ortakların borçlarından dolayı ortaklıktan çıkarılmasının ihracının öngörüldüğünü, ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereğince konutların teslim edilmiş olması nedeniyle öncelikle alacağın tahsili için ihraç işlemi yerine davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, icra takibi itibariyle müvekkilinin 22.500,00-TL alacağının bulunduğunu beyanla itirazın iptaline, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının ödemesi gerekip de ödenmeyen aidat borcu olmadığını, bu hususun kooperatifin genel kurul zabıtlarının getirtilmesi ile ortaya çıkacağını, davalının yaptığı ödemelere ilişkin dekontları ibraz ettiklerini, davalıdan talep edilen aidat miktarının kooperatifin diğer üyelerinden talep edilen aidattan daha fazla olduğunu, diğer kooperatif üyelerinin ödediği aidatlar ile davalının ödediği aidatların kooperatifin tüm banka kayıtları ile aidat tahsil makbuzları ile yasa gereği tutulması zorunlu defter ve kayıtları ile karşılaştırılmasını, kooperatifin kat mülkiyetine geçmesine rağmen aidat toplamaya devam etmesinin yasal dayanağı olmadığını, site yönetimine geçen kooperatifin üyelerinden aidat toplayamayacağını 2008 ve 2009 aidatlarının yasaya aykırı şekilde talep edildiğini beyanla yapılan icra takibinin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle davacının %40’tan az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… açılan davanın kabulü ile 28.500,00 TL alacağın 22.500,00 TL’sine davalının icra takibiyle temerrüde düşürüldüğü 21/07/2010 tarihinden itibaren, 6.000,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 04/12/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine …” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığı, davacı 6100 sayılı HMK’nın 176-182 maddesine aykırı bir şekilde davasını iki kez ıslah ettiği, davanın ıslahında sadece talep edilen rakamlar arttırılabildiği halde icra takibinde talep edilen aylar dışında ıslah dilekçesi ile yeni talepler dile getirildiği, davanın genişletilmesi anlamına geldiğinden itiraz edilmiş ancak itirazları dikkate alınmadığı, davacı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri usulüne uygun olmadığı halde 6762 sayılı TTK’nın 84. maddesine aykırı bir şekilde dikkate alınmış, sahibi aleyhine delil olduğu halde bu husus dikkate alınmadığı, davalının belgeli birçok ödemesi HC hesaplamasında dikkate alınmadığı, davanın yargılaması 10 yıl gibi makul olmayan ve kabul edilemeyecek uzun bir zaman diliminde yapılmış buna rağmen hatalı bir karar tesis edildiği itirazlar üzerine aynı heyetten ek rapor alınmış, ek rapora yapılan itirazlar zamanaşımı konusundaki talepleri karşılanmadığı, davacı kooperatifin zamanaşımına uğramış alacakları hesaplamaya katıldığından, ispat yükü davacı tarafa ait olduğu halde davalının borcu olmadığını ispatlaması istendiğinden ve yasaya aykırı bir şekilde ispat yükü yer değiştirildiğinden karar usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek; öncelikle tehiri icra taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının davalı lehine ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 10/12/2019 tarih, 2014/400 Esas – 2019/679 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; aidat alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalının, davacı kooperatifin ortağı olduğu, kooperatif genel kurulunda ortakların aidat ödemesine karar verildiği, davacı kooperatif tarafından, inşaatın tamamlanarak belediyeden iskan ruhsatı alındığı ve konutların ortaklara dağıtıldığı, davalıya ait konutun da davalıya teslim edildiği belirtilerek, davalı tarafından ödenmesi gereken aidatların ödenmediği, davalının 22.500,00-TL borçlu olduğu, bu bedelin tahsili için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan Kocaeli 2. İcra Dairesi’nin 2010/1197 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacının 22.550,00-TL aidat alacağı için icra takibi başlattığı, davalı borçlunun ise borca itiraz ettiği, itirazın iptali davasının ise İİK’nın 67. maddede öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.

Davacı vekilince; 16.09.2014 tarihli dilekçe ile itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah ettiklerini, 2007 yılı aidatlarından eylül ekim kasım aylarına ilişkin alacaklarını 1.000,00-TL’den 2.000,00-TL’ye Aralık ayına ait aidat taleplerini 1.000,00-TL’den 4.000,00-TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Dosya arasına aldırılan 25/11/2016 tarihli raporda, kooperatifin genel kurul kararlarından belirlenen ve ödenmesi gereken aidatlar toplam tutarının 140.178,00-TL olduğu, davalının ödemiş olduğu aidatlar toplamının 92.773,00-TL olduğu, buna göre, buna göre davalının davacı kooperatife 47.405,00-TL borçlu olduğu, aidat dışı ödemelerle ilgili bir uyuşmazlık bulunmadığı şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 10/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda, kooperatifin genel kurul kararlarından belirlenen ve ödenmesi gereken aidatlar toplam tutarının 140.178,00-TL olduğu, dosyaya bilirkişi kurulu asıl raporunun ihraz edilmesinden sonra sunulan banka ekstre ve dekontlarına göre davalının ödemiş olduğu aidatlar toplamının 159.573,00-TL olduğu, buna göre aradaki farkın 140,178,00-TL – 159.573,00-TL = -19.395,00-TL davalı üyenin fazla ödemesi göründüğü şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına aldırılan 25/06/2018 tarihli 2. ek raporda, kooperatif üyelerine verilen villaların A, B ve C tipi olmak üzere üç tip olduğu, davalının A tipi villa sahibi olduğu, kooperatifin genel kurul kararlarından A tipi villa için belirlenen ve ödenmesi gereken aidatlar toplamının 219.228,00-TL olduğu, dosyaya sunulan banka ekstre ve dekontlarına göre davalının ödemiş olduğu aidatlar toplamının 159.573,00-TL olduğu, buna göre aradaki farkın 219.228,00-TL-159.573,00-TL=59.655,00-TL davalı üyenin eksik ödemesi olduğu şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 26/03/2019 tarihli 3. ek raporda, davacının alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, kooperatifin genel kurul kararlarından belirlenen ve ödenmesi gereken aidatlar toplamının 218.853,00-TL olduğu, dosyaya sunulan banka ekstre ve dekontlarına göre davalının ödemiş olduğu aidatlar toplamının 159.573,00-TL olduğu, buna göre aradaki farkın 218.853,00TL-159.573,00-TL = 59.280,00-TL davalı üyenin eksik ödemesi olduğu şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesince; ” ….davalının, davacı kooperatif üyesi olduğuna dair taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının davalıdan kooperatif aidat alacağı isteminde bulunduğu, Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşit olduğu, kooperatif üyelerine A, B ve C tipi olmak üzere üç tip villadan birinin verildiği, davalıya verilen villa tipinin A tipi villa olduğu, davalının ödemesi gereken aidat miktarlarının tespiti için hukukçu bilirkişi …, SMMM bilirkişi …, Muhasebe ve Finans Uzmanı …’ dan kök ve ek bilirkişi raporları aldırıldığı, bilirkişi raporlarının gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, mahkememizce hükme esas alındığı, bilirkişi raporunda genel kurul kararlarından tespit edildiği üzere A tipi villa için belirlenen ve ödenmesi gereken aidatlar toplamının 219.228,00-TL olduğu, davalının yaptığı belgeli ödemelerin 159.573,00-TL olduğu, raporda tespit edilen ödemelerin dosyadaki belgelerle uyumlu olduğu, davalı vekilinin rapora itiraz dilekçelerinde davalının yaptığı USD ödemelerin ile 89/1 uyarınca İstanbul 1. İcra Dairesi’nin 2006/9060 Esas sayılı dosyasına yaptığı ödemelerin raporda dikkate alınmadığı beyan edilmiş ise de, davalının USD ödemelerinin 1999 ve 2000 tarihli olduğu aidat ödemelerine ilişkin olmadığı, kooperatifin kuruluş amacı gözetildiğinde kural olarak kooperatif alacaklılarına karşı sadece kooperatifin sorumlu olması nedeniyle, ortakların kooperatif ile olan ilişkileri bakımından kooperatife karşı 3. kişi sayılamayacakları ve kendilerine İİK’nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, davalının icra dosyasına ödeme yapmış olmasının onu borçtan kurtarmayacağı (İzmir BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2018 tarih 2017/3095 Esas ve 2018/522 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir) anlaşılmakla son bilirkişi heyetinden aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilerek 28.500,00-TL alacağın 22.500,00-TL’sine davalının icra takibiyle temerrüde düşürüldüğü 21/07/2010 tarihinden itibaren, 6.000,00-TL’sinin ıslah tarihi olan 04/12/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” gerekçeleriyle yazılı olduğu şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçelerinin davalının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalının T.C. kimlik numarasının yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1.b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.946,83-TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 486,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.460,13-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*