Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1009 E. 2021/837 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1009 – 2021/837
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1009
KARAR NO : 2021/837

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/329 Esas 2019/714 Karar
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
DAVACI : …
VEKİLLERİ : …


DAVALI : 1- AXA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – 0649003994600011
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/02/2012
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2021
Taraflar arasında görülen Tazminat davası sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Altınova ilçesi Cumhuriyet Mh. Pafta No:… Parsel No:…’ da kayıtlı üzerinde işmerkezi olan taşınmazın tamamının davacıya ait olduğunu, davalı …’ ın ise işmerkezinde kiracı olup giriş katında “Bizim Market” ünvanıyla market işlettiğini, davalı kiracının işletmekte olduğu markette 19/03/2011 tarihinde yangın meydana geldiğini, meydana gelen zarar sonucu Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/11 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespitte yangının işmerkezine verdiği zararın 250.710,24 TL inşaat, 2.082,65 TL elektrik gideri, 20.000,00 TL mahrum kalınan kira olmak üzere toplam zararının 272.792,89 TL olduğunun belirlendiğini, dava konusu taşınmazın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, davalı sigorta şirketinin, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, davalı kiracının zararı ödemediğini belirterek; davacının iş yerinde meydana gelen zararın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı … ve poliçe limiti ile sınırlı olarak davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerin iş yeri olması nedeniyle iş bölümü itirazında bulunduklarını ve dosyanın Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmesini, dava konusu yangının çıkış nedeninin tespit edilmesinin önemli olduğunu, BK 58. maddesinde bina malikinin sorumluluğunun düzenlendiğini, kira kaybından kaynaklanan zarardan davalı şirketin sorumlu olmadığını, davalı şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun poliçede belirtilen teminat limiti kadar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili dilekçesinde özetle;Bilirkişilerce yapılan inceleme ve tespitlerin aradan uzun zaman geçmiş olması nedeniyle somut ve objektif olmasının mümkün oladığını, yangının çıkış sebebinin elektrik tesisatının yetersiz olması olduğunu, davalı tarafından davacının müteaddit kereler ihtar edilmesine rağmen davacı tarafından gerekli önlemlerin alınmadığını meydana gelen yangında davalının kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davanın kabulü ile; 250.710,00 TL bina zararı, 2.082,65 TL elektrik tesisatı zararı olmak üzere toplam 252.792,65 TL maddi tazminatın ( davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limiti olan 80.00,00 TL ile sınırlı olmak üzere ) dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Kira kaybına ilişkin taleplerin feragat nedeniyle reddine,
karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı Axa Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinafa konu işbu davanın niteliği tazminat davası olup görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olması gerektiğini, zira Ticaret mahkemelerinin görev alanına girmesi için uyuşmazlığın ticari bir ilişkiden kaynaklanması ya da her iki tarafın da tacir olması gerektiğini, uyuşmazlığın haksız fiil kaynaklı olduğunu davacı tarafın da gerçek kişi olduğunu, kamu düzenine ilişkin olan görev konusunun yargılamanın kanun yolu da dahil olmak üzere her aşamasında incelenmesi gerektiğinden bu itirazlarını tekrarladıklarını, dolayısıyla özel yetkili olan Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanında olmayan işbu davanın usul bakımından da reddi gerektiğini, uyuşmazlık yapı malikinin sorumluluğundan kaynaklanmakta olup mahkemece uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya içeriğinde bulunan iki bilirkişi raporunun da dava konusu ihtilafın en önemli konusunu çözmekten uzak olduğunu, davalı şirketçe yaptırılmış bulunan ekspertiz raporunun 4. sayfasında: “İlyas Karadağ İş Merkezinde, Deta Mühendislik Ltd. Sti. tarafından hazırlanan 03.06.1999 tarihli onaylı elektrik projesinin uygulandığı, 220 VAC/2 kw gücünde elektrik tesisatının kurulduğu ve kullanıldığı anlaşılmaktadır. … tarafından elektrik tesisatının 1999 yılında Recep Bey tarafından kurulduğu açıklanmıştır.” tespitinin yer aldığını, davaya konu olan yangın hadisesinin meydana gelmesinden önce projenin değiştirilip değiştirilmediği konusunun incelenmediğini ve bir tespit bulunmadan hüküm kurulduğunu, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarının dikkate alınmamış olması da ilk derece mahkemesinde verilen kararın bozulmasını gerektirdiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı aleyhine açılan huzurdaki davada zararın ve sorumluların tespiti için birçok bilirkişi raporu alınmışsa da işbu bilirkişi raporlarının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayandığını, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi heyeti tarafından tespit için keşif yapılan tarih dava konusu yangının meydana gelmesinden uzun yıllar sonra gerçekleştirildiğini, dava konusu olayın 2011 yılında meydana geldiğini; ancak söz konusu raporun 2015 yılında tanzim edildiğini, olay ile tespit tarihi arasındaki zaman farkının tespitin gerçeğe aykırı olduğunun bariz göstergesi olduğunu, bilirkişi heyetince yapılan inceleme ve tespitlerin aradan geçen uzun zaman nedeniyle somut ve objektif olmasının mümkün olmadığını, davaya konu yangın sonrası söz konusu gayrımenkullerin onarılması keşif sırasında gerçek hasarın tespitine engel olduğunu, bu hususun bilirkişi raporunda da açıkça tespit edildiğini, dava konusu gayrimenkul sahip olduğu fiziksel koşullar nedeniyle derhal tadil edildiğinden objektif zarar tespitinin mümkün olamadığını, davaya konu yangında davalının kusuru bulunmadığını, yangının çıkış sebebinin elektrik tesisatının yetersiz oluşundan kaynaklandığını, bu hususta davalı, davacıyı müteadditi ihtar etmesine rağmen davacı tarafından gerekli önlemler alınmadığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle meydana gelen yangından davalının sorumlu tutularak yerel mahkemece fahiş miktarda tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, dosya kapsamında tanzim edilen 26.04.2017 tarihli raporda da, dosyada mübrez davalının beraatine ilişkin ceza mahkemesi kararı ve bu karara ilişkin yargıtay onama kararı ile birlikte dosya kapsamındaki tüm deliller yeterince incelenmeden, davalı market işletmesinde kullandığı elektrikli araçlar nedeniyle yangına sebebiyet verdiği, davalının kusurlu olduğu yolunda hatalı görüş bildirildiğini, dava konusu yangında davalının kusursuz olmasına rağmen davalının tüm zarardan sorumlu tutulduğunu, dosya kapsamında alınaran bilirkişi raporlarında davacı yapı malikinin sorumluluğu açısından eksik inceleme yapıldığını, tanık beyanları tarafından durumun ispatlanmasına rağmen mahkemece bu durumun dikkate alınmadığını, davacı tarafından dava konusu gayrimekulde olması gereken otomatik yangın söndürme sisteminin bulunmadığını, davacı tarafından gerekli emniyet tedbirleri alınmadığını, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalıların başlıca itirazlarının bilirkişi raporlarına olup bunların yanında, davacının üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmediğini iddia ettikleri gibi, soruşturma dosyası kapsamında yapılan değerlendirmelere de itiraz ettiklerini, tüm dava dosyası detaylı bir şekilde incelendiğinde dava kapsamında 3 ayrı bilirkişi raporu alındığını ve her bir raporun zaten yapılan itirazlar neticesinde tekrardan bilirkişiye gönderildiğini fakat her defasında bilirkişinin aynı sonuca vardığının görüleceğini, bu teknik ve hukuki gerçeklik karşısında halen bilirkişi incelemesinin defaten ortaya koyduğu maddi ve teknik gerçekliğe itiraz etmek davanın ve olayın gerçekliklerine uymayacağını, ısrarla davacının gerekli önlemlerin alınmadığına dair iddiaların ortaya atıldığını, davaya konu olay hakkında açılan soruşturma dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda UEDAŞ ın onayladığı gücün 5244 W olduğu fakat eşyaların beslenmekte oldukları prizlerin 5244W den fazla olabileceği, dolayısı ile proje dışı elektrik tesisatının mevcut olduğu ve yangının davalı tarafından yaptırılan bu elektrik tesisatı değişikliğinde malzeme ve işçilik kullanımının hatalı olmasından kaynaklandığının anlaşıldığını, her bilirkişi raporunda ve hatta soruşturma dosyası kapsamında olan bilirkişi raporunda dahi sorumlunun davalı olduğunun sabit olduğunu, görüldüğü üzere gerek hukuki gerek cezai tahkikatın tüm aşamalarında davalının sorumluluğu sabit tutulmuş olup miktar üzerinde de ufak değişiklikler dışında her bilirkişi raporu sabit ve neredeyse aynı rakamları uygun gördüğünü, tüm bu maddi ve hukuki gerçeklikler karşısında davalıların itiraz ileri sürmesi olayın maddi gerçekliklerine uymadığı gibi hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, belirterek davalıların itirazlarının reddine karar verilerek dosyanın mevcut haliyle kesinleşmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tapu Kaydı, Kira sözleşmeleri, Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/11 D iş sayılı Tespit dosyası, Tanık, Keşif, Bilirkişi Raporları, Ekspertiz Raporu, vs.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda;
Dava, yangın sonucu oluşan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalılar tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 69. (818 s. BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK’nun 69/1. maddesinde “Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur” denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (HGK’nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar).
19.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğinin Yağmurlama Sistemi başlıklı 96.maddesinde;”(1) Yağmurlama sisteminin amacı; yangına erken tepki verilmesinin sağlanması ve yangının kontrol altına alınması ve söndürülmesi için belirli bir süre içerisinde tasarım alanı üzerine belirlenen miktarda suyun boşaltılmasıdır. Yağmurlama sistemi, aynı zamanda bina içindekilere alarm verilmesi ve itfaiyenin çağrılması gibi çeşitli acil durum fonksiyonlarını da aktif hâle getirebilir. Yağmurlama sistemi; yağmurlama başlıkları, borular, bağlantı parçaları ve askılar, tesisat kontrol vanaları, alarm zilleri, akış göstergeleri, su pompaları ve acil durum güç kaynağı gibi elemanlardan meydana gelir. Yağmurlama sistemi elamanlarının TS EN 12259’a uygun olması şarttır.
(2)Aşağıda belirtilen yerlerde otomatik yağmurlama sistemi kurulması mecburidir: d) Toplam alanı 2000 m2’nin üzerinde olan katlı mağazalarda, alışveriş, ticaret ve eğlence yerlerinde,…” düzenlemesi mevcuttur.
Olaya ilişkin tutulan yangın raporunda yangının çıkış nedeninin tespit edilemediği, savcılık aşamasında alınan raporda “yangının harici bir neden yada sabotajla çıkmış olabileceği kanaatine ulaşıldığı”,Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 26/04/2011 tarihli ekspertiz raporunda; inceleme konuları üzerinde herhangi bir yanıcı ve yangın başlatıcı madde artığına rastlanılmadığını, benzin, gazyağı, tiner vb yanıcı ve yangın başlatıcı maddelerin uçucu özellikleri nedeniyle kolayca buharlaşıp ortamdan uzaklaştıklarından tespit edilemeyebileceği, elektrik kabloları üzerinde SEM (taramalı elektron mikroskop) cihazı ile yapılan incelemeler neticesinde herhangi bir ARK oluşumu gözlenmediği, tespit dosyasında alınan heyet raporunda “yangının davalı tarafından işletilen markette meydana geldiği”, 15/07/2011 tarihli ekspertiz raporunda “yangının mevcut elektrik tesisatının elektrik projelerine projeye uygun olmaması, buata gelen/çıkan hatların buat içinde düğüm oluşturmadan elektrik dağıtım terminaline klemensler il direkt bağlanmaması; buat içinde kontak dirençleri oluşturabilecek şekilde düğümler/yumaklar yapılarak elektrik hatlarının birbirine bağlanması; bağlantı kısımlarındaki elektrik tellerinin ısınması; ısınan kısımlarda zamanla tufallar oluşması; tufal oluşmasınında kontak direncinin ve ısınmanın daha fazla artmasına neden olması; ısı artışının, tufallaşmaya ve kontak direncinin artmasına, kontak direncinin artmasının da daha fazla ısı artışına neden olması yoluyla kısır döngüye girilmesi sonucunda yangının aşırı ısınan buatta başladığı; market içindeki kolay yanabilen emtiaların tutuşması nedeniyle yayıldığı, işhanı merdiven boşluğunun baca gibi çalışması nedeniyle de yangının büyüdüğü ve islenme benzeri olumsuz etkilerinin işhanı içinde yayıldığı kanaatine varıldığını, normal akım değerinin 8 amper olmasına rağmen, Bizim Marketin ana panosunda ki sigortanın 63 amper olarak seçilmesi, sigortanın koruma özelliğinin zayıflatılması, buatta ki ayıplı bağlantı nedeniyle oluşan kısa devre sonrasında sigortanın atmamasına ve elektrik devresinin açılmamasına ve yangının başlamasına neden olduğunu, Bizim Market için Eser Mühendislik Ltd. Şti tarafından hazırlanan 04/06/2008 tarihli onaylı güç artırımı projesinin doğru olduğu ancak Recep Bey tarafından kurulan ilave güç artırımı tesisatının projeye uygun olmaması, yapılan uygulamanın standart dışı ve ayıplı olması nedeniyle Bizim Marketin 220 V buatında yangın başladığı, elektrik tesisatını kuran Recep Beyin Bizim Markette ki yangının ve hasarın meydana gelmesinden asli ve % 100 kusurlu olduğu tespitinin mevcut olduğu ve yine mahkemece aldırılan İnşaat mühendisi, Elektrik Mühendisi ve Kocaeli Üni. Hukuk Fak. Medeni Hukuk ABD öğretim üyesinin 26/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; zarara TBK m. 69 uyarınca yapı malikinin sorumluluğunu doğuracak yapının yapımındaki bozukluğun veya bakımındaki noksanlığın sebep olduğunu gösteren bir bilgi/belge, tespit bulunmadığı, yangının davalı …’ın işyerinde başladığı, yangına davalı … tarafından ayrıca döşenen elektrik tesisatının ayıplı olmasının sebep olabileceği, davalının işyerinde elektrik tesisatının kapasitesi üzerinde makine kullandığı, bu durumun yangına sebep olduğu, bundan dolayı davalı …’ın meydana gelen zarardan sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilrkişi raporunda davalıların, davacının sorumluluğu konusundaki itirazlarına yönelik rapor alınmadan karar verilmiştir. Tarafların itirazları ve dayanak belgeleri de ayrıntılı bir biçimde karşılanmamıştır. Bu durumda mahkemece; davacının itirazlarının değerlendirilmek üzere binanın elektrik projesinin ve varsa yapılan tüm güçlendirme ve tadilat projelerinin getirtilerek bina maliki olan ve kanunen kusursuz sorumluluğu kabul edilen davacının illiyet bağını ortadan kaldıran belirli hallerin varlığı şartıyla sorumluluktan kurtulabileceği de gözetilmek suretiyle, binanın yapım ve bakım eksikliğinin bulunup bulunmadığı, az yukarıda bahsedilen Yönetmelik kapsamında yangının gerçekleştiği işmerkezinin Yağmurlama Sistemi kurulması gereken binalardan olup olmadığının ve adı geçen yönetmelikte belirtilen yangın önleme tedbirlerinin davacı tarafından alınıp alınmadığının, yağmurlama sistemi var ise çalışıp çalışmadığının, yangının büyüyüp yayılma sebepleri ile yangına müdahalede eksiklikler olup olmadığının irdelendiği, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak İş Güvenliği Uzmanı (Elektrik Mühendisi), İş Güvenliği Uzmanı (yangın inc. ve güv. uzmanı)’ndan teşkil ettirilecek en az üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, dosya kapsamında alınan tüm raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde, somut verilere dayalı, gerekçeli, denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahalli mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden hüküm kurulması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2019 tarih ve 2019/329 Esas 2019/714 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, deliller değerlendirilip yeniden karar verilmesi için mahkemesine iadesine,
İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
İstinaf peşin harcının istek halinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yapılmasına,
6100 sayılı HMK’nın 302/5.maddesi uyarınca gerekli bildirimlerin Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a-6 ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2021
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır