Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/952 E. 2023/1701 K. 15.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/952
KARAR NO : 2023/1701
KARAR TARİHİ : 15/12/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
NUMARASI : 2020/852 Esas -2023/317 Karar

DAVACI : LİDER KALIP SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : ARTUT MİMARLIK MÜHENDİSLİK İNŞAAT PETROL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVA İHBAR OLUNAN : 1- İZOSTİL İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİ SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -… – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA İHBAR OLUNAN : 2- ASSAN PANEL SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -… – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Vekil edene ait Mermerciler Sanayi Sitesi içerisinde yer alan … Pafta, … Ada, … Parselde yer alan idari ve fabrika binasının çatı ve dış cephe kaplama işinin davalı şirket tarafından sözleşme ile belirlenen şekilde taahhüt edildiğini ve imal edildiğini, ilgili sözleşme, keşif listesi, teklif dosyası ve hakediş tablolarında görüleceği üzere 30.09.2013 tarihinde teslim edilmek üzere ve 1.010.000-TL + KDV bedeli ile kararlaştırılan çatı ve dış cephe işinin davalı tarafından yapıldığını, davacı tarafça iş bedelinin eksiksiz ödendiğini, esasen sanayi sitesinde diğer binalar gibi görüntü ve yalıtım elde edeceğini bekleyen davacının birkaç yıl sonra baş gösteren sorunlar ile karşı karşıya kaldığını, binaların dış cepheleri aktığını, renklerin birbirine karıştığını, çatıdan kar ve yağmur suları damlamaya başladığını, bina yüzeyine dokununca toz halinde boyalar çıktığını, çatının ise vekil eden tarafından kısım kısım onarılmaya çalışıldığını fakat bunun yeterli olmadığını, hala yağmur yağdığında zeminde su birikmesin diye kovalar konulduğunu, yapılan bu ayıplı imalat ve inşaatın vekil edenin binasına değer kaybettirdiğini, eski ve kirli bir görüntüye sebebiyet verdiğini, imalatı etkileyecek kadar çatı akıttığını, çok daha önce yapılan aynı emsaldeki ve aynı sanayi sitesindeki binalarda en ufak bir sorun bulunmazken davacının binasının uzaktan dahi belli olacak şekilde ayıplı imal ve inşa edildiğini, izah etmeye çalışılan ayıplar ağır kusur neticesinde oluşmuş olmakla mevcut durum Mahkememizin 2020/57 D.İş sayılı dosya ile tespit edildiğini, tespit edilen ayıplı ve ağır kusurlu imalattan kaynaklı zararlarının 155.302,00.-USD olarak belirlendiğini, işbu ayıpların giderilmesi esnasında müvekkilinin kendi işleri de menfi anlamda etkilenecek olup söz konusu olumsuz etkilenme nedeni ile uğrayacakları iş gücü kaybı ile binanın değerindeki düşüşün de taraflarınca talep edildiğini, bu sebeplerle müvekkilinin şirketin idari bina ve fabrika binasının çelik konstrüksiyon panel kaplama ve idari bina strüktürel cephe, kompozit panel kaplama işlerindeki eksikliğin, çatı imal ve inşasındaki eksikliğin ve ayıbın, ve mevcut durumu ile bu halin giderilmesi için ez cümle davalının ayıplı imalatının giderilmesi için uğradıkları zararın, eksik ve ayıpların binada oluşturduğu değer kaybının 10.000,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Vekil eden firma ile davacı firma arasında 2013 yılında imzalanan eser sözleşmesi gereğince, İstanbul Mermerciler Sanayi Sitesi içerisinde bulunan fabrika binası ve idari binanın çelik konstrüksiyon panel kaplama işinin yapımı hususunda tarafların anlaştıklarını ve müvekkili firmanın anlaşma gereğince üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz bir şekilde yerine getirerek sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen bitim tarihi olan 30.09.2013 tarihinde projenin bitirilerek teslim edildiğini, davacı firmanın da gerekli kontrolleri yaptıktan sonra bu tarihten itibaren fabrikada hemen çalışmaya başladığını, davacı taraf dava dilekçesinde Mahkememizin 2020/57 Değişik İş sayılı dosyasında tespit yapıldığını belirttiğini, bu tespit dosyasına gerekli itirazların taraflarınca yapıldığını, tespitin yapılacağı tarih ve zamanın vekil eden firmaya iletilmediğini ve vekil eden firma yetkilileri tarafından yerinde açıklama yapılması söz konusu olacakken bu husus dışarıda bırakılarak tek taraflı bir tespit yapıldığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, kural olarak delil tespiti her iki tarafın huzurunda yapıldığını, gerekli itirazları tespit dosyasına yapmış bulunduklarını, vekil eden firma anlaşma gereğince en kaliteli malzemeyi kullandığını, vekil eden firmanın tesliminden sonra yapılan diğer işlemlerden kaynaklanan hatalar var ise bunun sorumlusu firmanın olamayacağını, amatörce yapılacak müdahaleler nedeni ile müvekkili firmanın sorumlu tutulması mümkün olmadığını, eser sözleşmesine konu binanın tamamında bir bozulma söz konusu olmayıp lokal olarak bazı bölgelerde olduğu iddia edilen boya akmasının teknik olarak giderilmesi de mümkün olup boyama işlemi ile eski haline getirmek mümkün olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde ağır kusurlu imalattan bahsettiğini, kesinlikle kabul etmediğini, izah edildiği üzere kullanılan malzemeler birinci sınıf malzeme olup bir an için aksi düşünülse bile bu malzemelerin üreticisi vekil eden firma olmadığını, zaten dava dilekçesinde de sözleşme dışı kalitesiz bir ürünün kullanıldığından bahsedilmemekte olduğunu, zaman içerisinde çatıdan su sızmalarının olduğundan bahsedildiğini ve dış cephe panellerinin boyasında akma olduğundan bahsedildiğini, 7 yıllık kullanım süresi içerisinde mevsimsel koşullardan kaynaklanan ufak tefek problemler olduğunu ise lokal olarak müdahale edilebildiğini, bu hususu kusur olarak müvekkili firmaya atfetmek mümkün olmadığını, davacı tarafın 7 yıldır binayı kullanmakta üretim ve faaliyet yaptığını, dava dilekçesinde iddia edilen aksaklıklar kesinlikle ağır kusur teşkil etmemekte olup ağır kusur binanın kullanımının tamamen durması hallerinde söz konusu olduğunu, davacı taraf 7 yıldır çalışmaya devam etmekte olup birden çatıdan su damlamaya başladığını ve dış cephe boyasında problemler oluştu diyerek aslında başlangıçta kontrol ederek aldığı binayı ağır kusur var diyerek haksız bir talep ileri sürmeye çalıştığını, müvekkili firmanın ağır kusurunun söz konusu olabilmesi için kasten veya ağır ihmali söz konusu olması gerektiğini, sözleşmeye göre alınan ürünler birinci kalitede ise ve saygın firmanın ürünleri projede kullanılmış ise sözleşme dışına çıkılıp merdivenaltı bir fimanın ürünleri kullanılmamış ise bu durumda kasten veya ağır ihmal durumu da söz konusu olmadığını, davacı taraf ile aralarındaki sözleşmede belirtilen ürünler kullanıldığını, bu ürünler davacının talebi üzerine sözleşmeye yazıldığını, vekil edenin kusurunun bulunmadığına ilişkin olarak da davanın malzeme aldığımız firmaya ve üretici firmaya ihbarını talep ettiklerini, bugüne kadar ayıba ilişkin herhangi en ufak bir ihbar dahi söz konusu olmadığını, 7 yıl içerisinde onlarca hatta yüzlerce yağmur yağışı söz konusu olup 7 yıl sonra çatım akıyor demek basiretli tacir anlamında da karşı tarafın ihmal ve kötü niyetini gösterdiğini, davacı taraf, projenin tesliminden 7 yıl sonra dava açarak projedeki bazı hususları göstererek tazminat talep ettiğini, eserin ayıplı ve kusurlu olduğu anlamına gelmemek kaydı ile zamanaşımı itirazında bulunduklarını, vekil eden firma 7 yıl önce teslim ettiği bu eserle ilgili olarak teslim tarihinden sonra herhangi bir uyarı ve ihtarla karşılaşmadığını, eğer bilirkişilerin bahsettiği eksik hususlar söz konusu olsa idi yasal yollarla bu durum müvekkili firmaya bildirilmiş olacağını, malzeme kalitesi ve işçilikten kaynaklanan bir aksama asla söz konusu olmadığını, davacı taraf ayıp bedeli değer kaybı ve işgücü kaybı olduğunu belirterek dava açtığını fakat dava dilekçesi içeriğinde bu yönde ne bir ayrıntılı beyan ne de bir delil belirtmemiş ve sunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ”davanın reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Yerel mahkemece davanın 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu taraflarca davanın zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığı ve gerekçede aynen ” …. davalının işin yapımında ağır kusurlu olduğu konusunda bir iddianın bulunmadığı… “gerekçeleri ile haklı davanın reddedildiğini, dava dilekçesinin 5. bendinde açıkça davalının ayıpların ağır kusur ile oluşmuş olduğu belirtildiğini ve davaya dayanak yapıldığını, bu konuda iddianın bulunmadığı yönündeki karar gerekçesinin hatalı olduğunu, mahkemece oluşturulan 24. 08.2022 tarihli bilirkişi raporunda ilgili ayıpların açık ayıp niteliğinde olmayıp gizli ayıp niteliğinde olduğunu, panel malzemelerinin iyi olmadığı işçiliğin de iyi yapılmadığı tespit edildiğini, bu tespit ile hem davalının ağır kusuru ile imalat yaptığı hem de gizli ayıp nedeni ile ayıbın taraflarca tespit edilemediğinin anlaşılmasının gerektiğini, taraflarca ayıba 2020 tarihinde muttali olunduğunu, zaman aşımı süresi içerisinde işbu davayı açmış olduğunun kabulü gerekirken ve ağır kusur nedeniyle zaman aşımı uygulaması söz konusu değil iken işbu mahkeme kararının ve gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, ayıbın 2020 yılında fark edildiğini, davanın zaman aşımı süresi içerisinde olduğunu, ayıp ağır ihmal ile oluşmakla esasen bu durumda zaman aşımı işlemediğini, kararın hukuka aykırı olması nedeni ile kararın ortadan kaldırılmasını talep ettiğini, tehir-i icra taleplerinin kabulünü, istinaf taleplerinin duruşma açılarak incelenmesine, kararının kaldırılmasını, davanın tüm talepler yönünden tam kabulünü talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı vekili, vekil edenine ait Mermerciler Sanayi Sitesi içerisinde yer alan idari ve fabrika binasının çatı ve dış cephe kaplama işinin davalı şirket tarafından sözleşme ile belirlenen şekilde taahhüt edildiğini ve imal edildiğini, ilgili sözleşme, keşif listesi, teklif dosyası ve hakediş tablolarında görüleceği üzere 30.09.2013 tarihinde teslim edilmek üzere ve 1.010.000-TL + KDV bedeli ile kararlaştırılan çatı ve dış cephe işinin davalı tarafından yapıldığını, davacı tarafça iş bedelinin eksiksiz ödendiğini, esasen sanayi sitesinde diğer binalar gibi görüntü ve yalıtım elde edeceğini bekleyen davacının birkaç yıl sonra baş gösteren sorunlar ile karşı karşıya kaldığını, binaların dış cepheleri aktığını, renklerin birbirine karıştığını, çatıdan kar ve yağmur suları damlamaya başladığını, bina yüzeyine dokununca toz halinde boyalar çıktığını, çatının ise vekil edeni tarafından kısım kısım onarılmaya çalışıldığını fakat bunun yeterli olmadığını, bu hususlara ilişkin tespit yaptıırıldığını, tespit edilen ayıplı ve ağır kusurlu imalattan kaynaklı zararlarının 155.302,00.-USD olarak belirlendiğini, bu sebeplerle eksik ve ayıpların binada oluşturduğu değer kaybının, ayıplı imal ve inşanın giderilme bedeli ve giderilme süresi ile iş akışında meydana getireceği zararların tazmini için şimdilik ve tüm hakları saklı kalmak kaydı ile; 10.000,00 TL’nin (ıslahla 856.000,00 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zaman içerisinde meydana gelen rutin aksaklıklardan vekil edeni firmanın sorumlu tutulması mümkün olmadığını, teslimden sonra yapılan diğer işlemlerden kaynaklanan hatalardan davalı firma olamayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Taraflar arasındaki bila tarihli sözleşmeyle davacının idari bina ve fabrika binası çelik konstrüksiyon, panel kaplama ve idari bina strüktürel cephe, kompozit, panel kaplama işinin yapımına ilişkin yazılı eser sözleşmesi vardır. Sözleşmenin 4. maddesinde sözleşme bedelinin toplam 1.010.000,00 TL olarak belirlendiği ve ödeme şeklinin kararlaştırıldığı, 6. maddesinde işin teslim süresi 30/09/2013 olarak düzenlendiği, sözleşmede garantiye ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır.
Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 147/6 maddesine göre yüklenicinin kastı veya ağır kusuru ile akdî hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebi ile açılacak davalar hariç olmak üzere eser sözleşmesinden doğan bütün davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımının başlangıcı da aynı yasanın 149. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu, yani yüklenicinin eseri iş sahibine teslim ettiği tarihtir. TBK 154. maddesine göre de kısmi ödeme ile zamanaşımı kesilir ve TBK 156. maddesine göre yeni bir süre işlemeye başlar.
Mahkemece hükme esas alınan 23/03/2022 ve 24/08/2022 tarihli bilirkişi kök ve ek raporlarında; çatı ve cephe panellerinin malzeme kalitesi ve işçiliğin iyi yapılmadığı problemli olduğunu, davalının yapmış olduğu işlerin gizli ayıp statüsünde olduğunu, yapılan işin (eserin) iş sahibinin kullanamayacak kadar ayıplı olmadığını, işin tesliminde (eserin) ayıp olmadığını, yapılmış olan hataların açık ayıp olmadığı ve bunun gizli ayıp olmasından kaynaklandığını, işcilik ve malzeme zafiyetine üretimin oluşturduğu belirtilen aksamalar firma ile müşteri arasında karşı imajın kaybolmasına neden olduğunu, yapının kullanım (teslimat) 10 yıl olduğundan garanti süresinin olmayışından bakıma ihtiyacı olduğunu mütalaa edilmiştir.
Somut olay yapılan bu genel açıklamalar çerçevesinde irdelendiğinde; taraflar arasında eser sözleşmeleri ilişkisi kapsamında yüklenicinin edimi gereği olarak, yapılması gereken işin fen ve tekniği ile amacına uygun imal etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Dava konusu bila tarihli sözleşme kapsamında iş bedelinin ödenmediği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Sözleşmeye ilişkin son hak edişin 31.10.2023 tarihinde düzenlendiği, davacı yüklenicinin bu tarihte işi bitirip teslim ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Keşfen yapılan incelemede, cephe panellerinde açık renkli boyanın toz halinde aktığı ve yatay koyu renkli panellerin renklerinin değiştiği, cephede kötü bir görünüm yarattığı, çatıdaki birleşim vidalarının paslanmış olduğu, eksik vidaların olduğu ve vida altındaki plastik contalarının olmadığı, çatıda aydınlatma olarak konulan şeffaf panellerin yıprandığı yer yer çatlaklarının bulunduğu tespit edilmiş olup, bilirkişilerin gizli ayıplı teknik tespitinin aksine somut olayda ayıpların ağır kusur olduğunu gösterir delil bulunmamaktadır. Davalının davaya ve ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunduğu, eser sözleşmelerinden doğan alacak talebi sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/6. maddesi gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamaşımının başlangıcı ise eserin teslim tarihinin 31.10.2023 olduğu gözönüne alındığında dava tarihi itibari ile zamanaşımı dolduğundan, davacının talepleri yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI.KARAR
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2023 tarih, 2020/852 Esas – 2023/317 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 269,80 TL harçtan, peşin yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.b.1 ve 361/1 maddeleri gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere 15/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı