Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/803 E. 2023/860 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/803
KARAR NO : 2023/860
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
NUMARASI : 2022/968 Esas -2023/286 Karar

DAVACI : … – (T.C.: …) …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : LİNDE OPSAN OTOMOTİV PARÇA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi
HÜKÜM : Kararın kaldırılması- gönderme
İSTİNAF EDEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Vekil edenin boya işi yaptığını, davalı firmanın teklifi ile firmanın kendisine ait olan fabrikanın tamamını boyama işi ile anlaştıklarını, davalı firmanın vekil edenin gerçekleştirmiş olduğu emek ve malzemelerinin tam ücretini kendilerine ödemediğini, alacağını tahsil etmek amacı ile Gebze İcra Dairesi 2022/18113 Esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız takip başlattığını, davalı firmanın ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, itirazın kaldırılması için yasal süreçlerin başlatıldığını, davacı vekil edenin, Gebze Arabuluculuk Bürosu 2022/115443 dosya numarası ile arabuluculuk süreci yapıldığını ve süreç sonunda tarafların anlaşmaması ile sonuçlandığını, bu anlaşma ve beyanın fabrika binasını boyamak için orada bulunan vekil edenin ve vekil edenin yardımcısı …’ın bizzat huzurunda geçtiğini, 206.900-TL ön ödeme yaptığını, geri kalan bakiyenin ise de iş bitiminde Kdv dahil ödeneceğinin belirtildiğini, tüm yardımcıları ile birlikte 33 gün boyunca fabrika binasını boyayarak bitirdiklerini ve iş bitiminde yapıyı tamamı boyalı bir şekilde teslim ettiklerini, iş bitiminde vekil edenin davalı firmanın vekil edenini mağdur ettikten sonra hiçbir ödeme yapmadığını, borcu ödemekten kaçındığını, üstelik haksız bir şekilde de borca itiraz ettiğini, davalı firmanın itirazının haksız olup, kaldırılması gerektiğini, davanın kabulü ile davalı yanın haksız itirazının kaldırılmasını, alacağın faizi ile hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Davacı tarafından sunulan teklife ilişkin e-postada görüleceği üzere; tüm malzeme, ekipman ve işçilik davacıya ait olmak üzere üzerinde anlaşılan rakamın 145.000-TL + KDV olduğunu, davacının, üzerinde anahtar teslim olarak anlaşılmış olan bu fiyat teklifini boyama işinin yapılacağı fabrikayı inceleyerek ve yapılacak işin tam olarak ne olduğunun bilincinde olarak verdiğini, işin toplam bedeli 145.000-TL + KDV olsa da; davacının sürekli ısrarları karşısında vekil eden şirketin, davacıya banka dekontlarından da görüleceği üzere; 04/03/2022 tarihinde 85.550,00-TL, 31/03/2022 tarihinde 36.250,00-TL ve 21/04/2022 tarihinde 85.100,00-TL olmak üzere toplam 206.900,00-TL anlaşılan bedelin üzerinde bir ödeme yaptığını, davacının taleplerinin yine bitmek bilmediğini ve vekil eden şirkete düzenlemiş olduğunu, 27/05/2022 tarihli GIB2022000000002 nolu ve 464.513,30-TL tutarındaki fatura ile vekil edenin şirketten, üzerinde anlaşılmış olan bedelin hemen hemen 3 katına tekabül eden bir talebi olduğunu, taraflarınca alınan duyumlara göre davacının, kendi akrabası olan … isimli bir kişinin işletmekte olduğu nalburdan, basiretli bir iş adamı gibi davranması gereken davacının, teklif aşamasında fabrikaya gelerek gerekli incelemeleri yapması akabinde verdiği 145.000-TL + KDV’lik teklifi ile bağlı kalması gerektiğini, davanın esastan reddini, davacının talep etmiş olduğu faizin, faiz oranının ve faize ilişkin taleplerin reddini, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ”davanın usulden reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Davacı taraf tacir olduğunu, davaya konu alacak iddiasının davacı …’in ticari işletmesiyle ilgili olduğunun açık olduğunu, davacı … şahıs olarak değil, ticari faaliyetine ilişkin ve … Ticari İşletmesi olarak hareket ettiğini, vekil eden şirket ile olan ticari ilişkisini de … Ticari İşletmesi olarak sürdürdüğünü ve buna ilişkin e-arşiv fatura düzenlediğini, vekil eden otomotiv parçalarının üretim faaliyetlerini sürdürdüğünü, yüzlerce işçinin çalıştığı fabrika binasının boyama ve dekorasyon işlerini boya ve diğer malzemeler yüklenici tarafından karşılanmanın ve anahtar teslim olmak üzere yaptırmak amacıyla davacının da dahil olduğu çeşitli işletmelerden ticari teklif almış olup bu tekliflerin değerlendirilmesi neticesinde davacının ticari işletmesiyle çalışmaya karar verdiğini, davacı … de vekil eden şirket ile anlaşmış oldukları fabrika binasının boyama işini bizzat kendisi bedeni çalışmaya dayandırarak gerçekleştirmediğini, … Ticari İşletmesi’nin çalışanları/yardımcıları/altyüklenicileri ile yerine getirdiğini, davacı bir tacir olarak malzeme temini yapmak suretiyle ve başkalarını çalıştırarak anahtar teslim bir ticari işi yerine getirdiğini, yerel mahkemenin görevsizlik kararının ortadan kaldırılıp Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilmesini, yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince; dava dilekçesinin dava şartları yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, Kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açık usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Anılan bu tür uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Davalı iş sahibi şirketin sözleşme konusu işleri ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davacı gerçek kişi olup, davacı sicile kayıtlı tacir olmadığı, faaliyetinin esnaf faaliyeti sınırını da aşmadığının belirlenmesi karşısında eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Eldeki davaya bakma görevi genel mahkeme sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan sebeplerle; ilk derece mahkemesi dosyasında, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2023 tarih, 2022/968 Esas- 2023/286 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan yeterli harç alındığından harç tahsiline yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK. 362/1-c maddesi uyarınca 15/06/2023 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı