Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/747 E. 2023/793 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/747
KARAR NO : 2023/793
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 06/09/2022
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
NUMARASI : 2023/32 Esas – 2023/45 Karar

DAVACI : KAPLANER MÜHENDİSLİK İNŞAAT TURİZM PETROL LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : ADA TANKER İMALAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Cezai şart istemi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

HÜKÜM : Miktar bakımından kesin karar – Usulden red
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki Tazminat (Cezai şart istemine ilişkin) davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 12.05.2022 tarihli 100.000,00 TL bedelli faturadan bakiye 10.000,00 TL alacağın tahsiline yönelik ikame edilen Sakarya 2. İcra dairesinin 2022/8645 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunulduğu, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında 12.05.2022 tarihinde müvekkile ait … plakalı aracın ADR Taşıt Uygunluğunun sağlanması ve akaryakıt dolumuna uygun hale getirilmesi için aracın davacı tarafından dönüştürülmesi konusunda anlaşma yapıldığını, gerekli işlemlerin yapılmasının ardından aracın davacı yana teslimi sonrasında Shell Körfez Terminaline yakıt alımı için gidildiğinde dolum sırasında yakıtın araçtan taştığını ve buna ilişkin olarak Shell & Turcas Petrol A.Ş. tarafından 20.06.2022 tarihli araç eksiklik tespit tutanağı düzenlendiğini, dava konusu aracın davacı tarafından yakıt dolumuna uygun hale getirilmediği anlaşıldığından durumun derhal davacıya bildirildiğini ve TSE nezdinde gerekli başvuruların yapıldığını, 12.05.2022 tarihli tutanakta teslim edileceği belirtilen 4-3 düşürücü ve hortumların müvekkili teslim edilmediğini, talep edilen 10.000,00 TL bedelin aracın eksiksiz ve kusursuz olarak taraflarına teslim edilmemesi, eksiksiz teslim edilmemekten kaynaklı aracın kullanılamaması nedeniyle doğan zarar ve teslim edilmesi gereken malzemelerin teslim edilmemesi nedeniyle taraflarınca ödenmediğini, 4-3 düşürücü ve hortumların teslim edilmemesi ve aracın eksiksiz olarak teslim edilmemesi ve eksiksiz olarak teslim edilmemekten kaynaklı uğranılan zarar nedeniyle bakiye tutarın müvekkilce davacıya ödenmediğini belirterek davanın reddini ve davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalı ile yapılan anlaşmaya ilişkin tutanakta aracın ön ödeme yapıldığı günden itibaren 15 işgünü sonunda teslim edileceğinin belirtildiğini, ön ödeme taraflarınca yapılmış ise de 15 günlük süre sonunda aracın hatasız ve eksiksiz olarak taraflarına teslim edilmediğini, aracın hatasız ve eksiksiz olarak teslim edilmemesinden yasaklı hale geldiğini ve geçen sürede aracın kullanılamaması nedeniyle müvekkilin zarara uğradığını, ayrıca 12.05.2022 tarihli tutanakta teslim süresini geçen her işgünü için günlük 1.000,00 TL cezai işlem davacı-karşı davalı yanca kabul edildiğini, bu nedenle 15 işgünlük sürenin sonu ile aracın eksiksiz teslim tarihi arasında geçen 15 işgünlük sürede her bir işgünü için günlük 1.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL’lik cezai şartın taraflarına ödenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre;…arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; karşı davaya konu olan cezai şart konusunun davacı tarafça yapılan arabuluculuk başvurusunda karşı taraftan talep edilmiş olup 20.07.2022 tarihli arabuluculuk son tutanağında bu hususun; “Karşı taraf şirket vekili Kaplaner Mühendislik İnşaat Turizm Petrol Ltd Şti Vekili Av. … beyanında, Karşı tarafın icra takibine konu ettiği tutarı kabul etmiyoruz. Aksine müvekkil şirketin, karşı taraftan mal teslimi ve cezai şart talebi bulunmaktadır. dedi.” şeklinde yer aldığını, dolayısıyla karşı dava konusu olan taleplerinin asıl davaya konu olan arabuluculuk görüşmesinde taraflarınca ileri sürüldüğünü, bu nedenle; usul ekonomisi gereğince davacı tarafından yapılan başvuru sonucunda düzenlenen arabuluculuk son tutanağının karşı dava için de geçerli sayılması gerektiğini, aksinin kabulü özü itibariyle esnek ve katı usul hükümlerinden ari olan arabuluculuk yolunun amacına aykırılık teşkil edeceğini, ilgili yasal düzenlemeler doğrultusunda davalı yanın talebini görülmekte olan asıl davada ileri sürüp bu hususta yargılama yapılabiliyorken arabuluculukta iki ayrı başvurunun ve dolayısıyla iki ayrı sürecin yürütülmesinin zorunlu kılınmasının usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğu gibi hak arama hürriyetine de aykırılık teşkil edeceğini, diğer yandan mahkemece verilen süre içerisinde taraflarınca arabuculuğa başvurulmuş olup mahkemece red kararı verilmeden önce arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğunu, bu yönüyle de verilen kararın hukuka aykırı olduğunu beyanla; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Tazminat (Cezai şart istemine ilişkin) istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı HMK, 6763 sayılı Kanun

3. Değerlendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde “miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin” olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, “maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek” suretiyle söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Öte yandan, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen Ek madde 1/2 gereğince HMK’nun 341. maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında (HMK341/2 madde fıkrası Anayasa Mahkemesi’nin 24/2/2022 tarihli ve E.2021/34-K.2022/21 sayılı Kararı ile “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden iptal edilmiş olup somut davadaki uyuşmazlık bu kapsamda olmadığından), hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüş olduğundan, 6763 sayılı Kanun değişikliği ile yapılan parasal sınırlar, ancak söz konusu Kanun’un yürürlüğe girdiği 02.12.2016 tarihi ve sonrasında verilen ilk derece mahkemesine ait kararlar yönünden esas alınabilecektir.
Buna göre, ilk derece mahkemesine ait karar tarihi, 02.12.2016 tarihinden önce ise 1.500,00 TL, 02.12.2016 tarihi ve sonrasında ise (2017 takvim yılı başına kadar) 3.000,00 TL, 01.01.2017 sonrasında (2018 takvim yılı başına kadar) 3.110,00 TL, 01.01.2018 tarihi ve sonrasında (2019 takvim yılı başına kadar) 3.560TL, 01.01.2019 tarihi ve sonrasında (2020 takvim yılı başına kadar) 4.400TL ve 01.01.2020 tarihi ve sonrasında ise 5.390 TL (2021 takvim yılı başına kadar), 01.01.2021 tarihi ve sonrasında ise 5.880 TL (2022 takvim yılı başına kadar), 01.01.2022 tarihi ve sonrasında ise 8.000 TL (2023 takvim yılı başına kadar) olarak 01.01.2023 tarihi ve sonrasında ise 17.830 TL (2024 takvim yılı başına kadar) olarak uygulanacaktır.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir ve kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Kesinlik sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını geçmeyen tarafın kanun yoluna başvurma hakkı yoktur. Kısaca kanun yoluna konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Somut olayda, tazminat davasına konu toplam asıl alacak 15.000,00 TL olup istinafa konu asıl alacağın miktarına göre hüküm tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesinde yazılı kesinlik sınırı 17.830 TL’nin altında olduğundan, ilk derece mahkemesi tarafından davacının istinaf kanun yolu başvurusunun kesin karara karşı yapılması sebebiyle 6100 sayılı HMK’nın 346.maddesine göre reddedilmesi gerektiği, ancak mahkemece bu yönde bir karar verilmediği, dosyanın bu hali ile Dairemize gönderildiği, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca parasal kesinlik sınırı nedeniyle temyiz edilemeyecek kararların temyizi halinde Yargıtay’ca temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi bu yolda Dairemizce de karar verilebileceği gözetildiğinde, kesinlik sınırının dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf isteğinin kesin karara ilişkin olması sebebiyle bu yönden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; davacının istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 341/2, 346 ve 352/1 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusunun kötüniyetle yapıldığı saptanamadığından HMK’nın 351 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
3-Davacının yatırdığı istinaf harçlarının talebi halinde iadesine,
4-İstinaf yasa yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istinaf yasa yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca dava değeri dikkate alınmak suretiyle aynı yasanın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 08/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı