Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/645 E. 2023/685 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/645
KARAR NO : 2023/685
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
NUMARASI : 2021/348 Esas – 2022/534 Karar

DAVACI : MACİT EMLAK TAŞIMACILIK HAFRİYAT İNŞAAT TAAHHÜT TURİZM TİC. LTD. ŞTİ. – … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVALI :SUALP YAPI TURİZM SAN. VE TİC. A.Ş. – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Fatura alacağının tahsiline ilişkin itirazın iptali

HÜKÜM : Kaldırma, yeniden hüküm – başvurunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili – Katılma yoluyla istinaf eden davalı vekili

Taraflar arasındaki icra takibine vaki itirazın iptali davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili ve katılma yoluyla istinaf eden davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından 71.040,00-TL fatura bedeli ve 5.219,98 TL adi kanuni faiz olmak üzere toplam 76.259,98-TL alacak için borçlu hakkında Fethiye İcra Dairesinde 2019/11006 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın yetki itirazı sonrası kabul edilerek dosyanın Kocaeli İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, Kocaeli 8.İcra Müdürlüğünün2020/995 Esas sayılı dosyası ile borçlu şirkete gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, müvekkili ile davalı arasında 18/07/2018 tarihinde “Körfez Kız Meslek Lisesi Mermer İşleri Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme gereği yüklendiği mal ve hizmeti almasına rağmen fatura bedelinin 23.000,00 TL miktarı ödenmediğini, fatura ile de davalının mal ve hizmeti teslim aldığı ve bedelin ödenmediğinin sabit olduğunu, tarafların tacir olduğunu ve faturanın ticari defterlere kayıt zorunluluğu olduğunu, dava konusu faturanın müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafından sürümcemede bırakmak ve alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla kötü niyeti olarak itiraz ettiğini, davalının haksız ve borcun ödenmesini geciktirmeye matuf itirazıyla takibin durmasına neden olduğundan itirazın kaldırılarak takibin devamına ve alacak likit olduğundan borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın görevli mahkemede açılmadığını, taraflar arasında mevcut uyuşmazlığın görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, tarafların tüzel kişi tacir olduğunu ve uyuşmazlık konusunun eser sözleşmesi ile ilgili olduğu, taraflar arasındaki işin işletmeyle ilgili ticari iş olduğu ve ilişkinin TTK da düzenlenen bir konu olduğundan görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı şirket ile aralarında 18/07/2018 tarihinde 151.040,00 TL bedelli sözleşme imzalandığını, buna göre müvekkili adına 01/09/2018 tarihli 80.000,00 TL, 15/12/2018 tarihli 71.040,00 TL bedelli iki adet fatura düzenlendiğini, davacı şirketin üzerine düşen edimi 30 gün içerisinde yapacak ve bunun karşılığında müvekkili şirketçe 151.040,00 TL ödeme yapılacağını, işin süresinde bitirilmemesi halinde işin bitim tarihini geçen her gün için 500,00 TL cezai şart öngörüldüğünü, işin bitim tarihinin 18/08/2018 olmasına rağmen davacı şirketçe o tarihte işe başlandığını, buna rağmen müvekkili şirketçe iyi niyetli olarak bütün ödemeler yapıldığını, davacı tarafça işin tesliminin 2019 yılı Nisan Mayıs aylarını bulduğunu, işin geç teslim edilmesinin müvekkili şirketi zor duruma düştüğünü, müvekkili şirkete kötü niyetli olarak icra takibi başlatıltıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ” …. avacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan alacağı bulunmamakta, davalının ticari defterlerine göre ise davacı 3.780,86-TL alacaklı görünmektedir. Davacı yan icra takibinde ise sadece 15/02/2018 tarihli 71.040,00 TL bedelli faturayı takip dayanağı olarak göstermiştir. Bu fatura ise davacı defterlerine göre peşin olarak tahsil edilmiştir. Bu faturaya ilişkin alacak davalı defterlerine göre de 20/12/2018 tarihinde ödenmiş görünmektedir. Bir başka deyiş ile icra takibine ve dolaylı olarak da davaya dayanak fatura yönünden taraf ticari defterleri birbirini teyit etmekte ve davacının davalıdan alacaklı olmadığı görülmektedir. Davacının kötüniyetli olduğuna dair bir delil ya da vakıanın olmadığı mahkememiz tarafından kabul edilmekle davalının kötü niyet tazminatının da reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla istinaf eden davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece ispat yükü hususunda hataya düşülerek,ispat yükü ters çevrilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ödeme iddiasında bulunmuş,bir kısım ödeme dekontları dosyaya ibraz ettiğini, ispat yükünde hataya düşüldüğü gibi aynı zamanda davalı tarafından sunulan delil kapsamında bulunan dekontların değerlendirilmemiş olması,dekontların davaya konu hukuki ilişkiye ait olup olmadığının tespiti ile,ödeme kabul edilmesi halinde ise bakiye borcun hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkemece ticari defter kayıtları hükme esas alınarak red kararı verilmiş ancak hatalı değerlendirme yapıldığını, davalı tarafça müvekkile ödeme yapılmadığı gibi,Macit Emlak adına raporda gözüken muhasebe kalemleri dahi ayrı ayrı hesaplarda kayıtlı olduğunu, (102 banka,92 vb.,129 şüpheli alacaklar,dava ve icra takibine geçilmiş alacaklar,gibi birden fazla hesap).tamamı ödenmiş gibi toplanıp, toplam alacaktan mahsubu şeklindedüzenlene rapor hükme esas alındığını, ayrı ayrı değerlendirilip gerçekten ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekeceğini, bilirkişi raporunda ödemeden söz edilmekle birlikte ödemenin ne şekilde olduğu ve hangi hesapla kapatıldığı,davalı defter ve belgelerinde müvekkil şirket lehine yapılan ödemelerin belgelerinin ne olduğu hususları açıklanmadığını, ortaklara alacak hesabı da bir alacak hesabı olduğunu, faturalar bu hesapta takip edilip banka ödemesi yapıldığı zaman kapatıldığını, Vergi Usul Kanunu 459 sayılı tebliğinde belirtildiği gibi 7000-TL’yi aşan işlemlerin finansal kurumlar aracılığıyla yapılması gerektiğinin zorunlu olup davalının da ödemesini bu şekilde ispatlaması yine ticari defterlerinde ödeme hususunun finansal kuruluşlar aracılığıyla yapıldığının ilgili hesapta gösterilerek gerçekten ödeme yapılmış ise hesabın bu şekilde kapatılması gerekeceğini, faturaların banka ödemesi yapıldığı zaman kapatılması gerekeceğini, bu hususta da ispat yükü davalıda olduğunu, dava konusu 15.12.2018 tarih ve 276782 no’lu fatura 20.12.2018 tarihinde 61 yevmiye maddesi ile kaydedilmiş olup bu kayıttan dolayı yapılan işlemin 331 ortaklara borca işlenmiş olduğu doğru ancak peşin satış olduğu doğru olmadığını, çünkü 24.12.2015 tarih ve 29572 no’lu resmi gazetede yayınlanan ve yukarıda belirtilen Vergi usul Kanunu 459 sayılı tebliğinde belirtildiği gibi 7000-TL’yi aşan işlemlerin finansal kurumlar aracılığıyla yapılması gerektiğinin zorunlu olduğu belirtildiğini, bilirkişi tarafından cari hesapta görünen fatura ve ödeme belgelerinin tamamının dosyaya sunulmadığının tespiti yapıldığını, bilirkişi raporları arasında ve ek raporun kendi içinde çelişki bulunduğunu, raporlara itirazlarımız giderilmeden ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, ispat yükü yer değiştirecek şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden de karar usul ve yasaya aykırı olup bu yönüyle de istinaf talebinde bulunduklarını, açıklanan sebeplerle ve resen göz önüne alınacak nedenlerle; öncelikle istinaf incelemesi neticelene kadar tehiri icra kararı verilmesini talep ederiz. istinaf isteğimizin kabulüyle, usul ve yasaya aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın istinaf sebepler doğrultusunda inceleme yapılmasıyla davanın kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından yapılan istinaf başvurusuna cevapları yönünden; dava konusu 15.12.2018 tarih ve 276782 nolu fatura 20.12.2018 tarihinde yevmiye defterine kaydedildiği, inşaat malzemesi satışı olduğu, peşin satış olarak kayıtlı olduğu tespitinde bulunulduğunu, tüm incelemeler ışığında raporda davacı şirketin 2018 yılı kayıtlarında peşin tahsil edildiği kayıtlı olan 15.12.2018 tarih ve 276782 nolu 71.040,00 TL bedelli faturadan herhangi bir alacağının bulunmadığı tespit ve sonucuna varıldığını, rapordan da anlaşılabileceği üzere müvekkil şirketin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, 06.12.2021 tarihli rapor davacının davasında haksızlığını gösterdiği gibi cevap dilekçesinde belirtilen tüm hususları da doğruladığını, ayrıca her ne kadar davacı taraf ispat yükü hususunda hataya düşüldüğünü ve ispat yükünün ters çevrildiğini ileri sürse de ispat yükü kendi üzerinde olduğunu, somut davada alacaklı yazılı delille ispatlanması gerekli olan alacağını ispat edememiş, davacının ticari defterlerine göre takibe konu faturadan herhangi bir alacağının bulunmadığı bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, hal böyleyken davanın reddi yönünde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, katılma yoluyla istinaf sebepleri yönünden; İcra ve İflas Kanununun 67 maddesinin 2.fıkrasına göre; “Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğinde olduğunu, anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlandığını, hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanması gerektiğini, öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edildiğini, dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davacının ticari defterlerine göre alacağı olmadığı ortaya çıktığını, dolayısıyla kendi defterlerine göre dahi alacağı olmadığı tespit edilen dava dosyasında basiretli bir tacir olarak davacının alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiğinin açık olduğunu, bu halde işbu dava dosyasında icra takibine girişen alacaklının kötü niyetli olduğu ve aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin açık olduğunu, hal böyle iken yerel mahkemece kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırılık oluşturduğunu, dolayısıyla Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/348 Esas sayılı dosyasında verilen kötü niyet tazminatı talebimizin reddine dair karara karşı katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurma gereği hasıl olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf talebinin reddi ile, istinaf talebimizin kabulüne, mahkeme kararının kötü niyet tazminatı bakımından kaldırılmasına ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, fatura alacağının tahsiline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 HMK, 6098 Sayılı TBK, 6102 sayılı TTK, 2004 Sayılı İİK

3. Değerlendirme
Dava, fatura alacağının tahsiline ilişkin itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince doğrudan, davalı vekilince katılma yoluyla istinaf yoluna başvurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalıya taraflar arasında kararlaştırılan 18.7.2018 tarihli yapım işi karşılığında takibe konu 71.040 TL bedelli faturadan kaynaklı 23.000 TL nin tahsili istemiyle eldeki itirazın iptali davası açılmışsa da, mahkemece toplanan deliller ve davacıya ait defter ve kayıtlara göre, takip konusu fatura bedelinin peşin olarak tahsil edildiği yönünde kaydın bulunduğunun bilirkişi incelemesiyle tespit edildiği, davalının da davaya cevabında ödeme savunmasının bulunmasına göre davacı defterlerindeki ödeme kaydı aleyhine delil olarak kabul edileceğinden mahkemece davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalının istinafı incelendiğinde;
İİK 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötüniyet tazminatı olup, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötüniyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötüniyetli değilse aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilemez.
Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere davacının kendi defter ve kayıtlarında dava ve takip konusu fatura bedelinin peşin olarak tahsil edildiği kayıtlıdır. Bu durumda dava konusu meblağın ödendiği davacının defterlerinde kayıtlı olmakla ödenen bu alacağın tekrar takibe konulması nedeniyle bu miktarla ilgili davacı takibinde haksız ve kötüniyetli olduğundan bu miktarın %20 sine isabet eden tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerekir. Bu nedenle davalının kötüniyet tazminatı talebi yerinde görülerek davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın istinaf başvuru talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafın istinaf başvuru talebinin kabulü ile, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/09/2022 tarih 2021/348 E. 2022/534 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile davacının dava konusu edilen 23.000 TL yönünden haksız ve kötüniyetli olduğundan bu miktarın %20 sine isabet eden 4.600 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL harcın, peşin alınan 392,79-TL harçtan mahsubu ile bakiye 212,89-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, (hükmün ferisine yönelik kaldırma yapıldığından mahkeme karar tarihinde yürürlükte olan vekalet ücreti takdiri korunmuştur)
8-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,(harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
İstinaf incelemesi bakımından;
9-Davacının başvurusu yerinde görülmediğinden alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,(harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
10-Davalının başvurusu yerinde görüldüğünden yatırılan istinaf karar harcının talep halinde tarafına iadesine,
11-Davacının istinaf aşamasına yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-Davalının istinaf aşamasında yaptığı 220,70 TL başvuru harcı masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
14-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 17/05/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸