Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/644
KARAR NO : 2023/1236
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 25/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
NUMARASI : 2019/318 Esas – 2023/115 Karar
DAVACI : OK-SA İNŞAAT NAKLİYE TURİZM TEMİZLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : DENGE HARİTA İNŞAAT VE YAPI ELEMANLARI SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı hizmet nedeniyle uğranılan zararın ve tazmini istemi
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davalı vekili
Taraflar arasındaki Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı hizmet nedeniyle uğranılan zararın ve tazmini istemi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararı davalı tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; sözleşme ile davalı şirketin vekil edene üstlenmiş olduğu iş ile ilgili olarak harita hizmetleri ve kübaj işlerinin yapımını üstlendiğini, davalı şirketin üstlediği işin ifası kapsamında 02.04.2019 tarihinde inşaat alanında kazı öncesi kazı kotlarını vekil edene verdiğini, vekil eden İş Ortaklığının ise davalı şirketin kendisine vermiş olduğu kazı kotları doğrultusunda kazı işlemlerine başladığını ve davalı Şirket tarafından kendilerine bildirilen kota kadar kazı yapmak suretiyle kazı işlemini tamamladığını, davalı şirket sözleşme kapsamında gerekli ölçümleri yaparken kullanmış oldukları cihaza sıfır kotu yazılacağı yerde +2 kotu yazarak ölçümleri teknik kurallara aykırı olarak yerine getirdiğini, söz konusu hatalı yazımın doğrudan davalı şirket çalışanları tarafından gerçekleştirildiğini, taşeron tarafından yanlış nokta veya kot verildiğinden tüm sorumluluk taşerona ait olduğunu, işverenin uğramış olduğu zararları karşılamakla yükümlü olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden( 22.04.2019) itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak vekil edene ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kocaeli Arsalanbey Beldesi sınırları içerisinde Kredi Yurtlar Kurumu tarafından yaptırılacak olan 1000 kişilik öğrenci yurdu yapımı işinde ihaleyi kazanan Arslanlar- Ok- Saiş ortaklığı adına Ok-Saiş Ortaklığı İnş. Nak. Turz. Tem. San. Ve tic. Ltd. Şt.nin yetkilisinin …’ın firmalarına müracaatı üzerine arazi harita işlerini yapmak için 11/03/2019 tarihinde anlaştıklarını, inşaat aşamasına gelindiğinde taraflarınca verilen onaylı proje üzerinde gerekli altyapı çalışmalarını yaparak Kartepe Belediyesinden inşaat ruhsatı almaları için talep ettikleri Yapı Aplikasyon krokisinin taraflarınca hazırlandığını, ilgili Kartepe Belediyesinde onaylı projeler yanısıra, taraflarınca hazırlanan Yapı Aplikasyon krokisine göre değerlendirerek kendilerine inşaat ruhsatını verdiğini, firma yetkilisi …’ın firmalarını telefonla arayarak hafriyat işlemlerine başlayacaklarını ve bu işlemler için bina köşelerinin arazide işaretlenmesini istediğini, çalışma sırasında kendilerine kazıya B bloktan başlanacağının ifade edildiğini, daha sonra firma yetkilisi …’ın kendilerini aradığını ve onaylı projeden farklı olarak C blok ve yönetim merkezini doğru yönüne doğru 5.55 metre olarak bilgisayar ortamında kaydırılmış olan bir projeyi taraflarına verdiklerini, yönetim merkezinin sıfır kotunun diğer yapılardan 2 metre daha yüksek olduğundan …’ın inşaat görevlisi olarak çalışan inşaat kalfasının işaretlenmesini istediğini, arazide +2.00 olarak belirtilerek, yönetim merkezi sıfır kotu olan 85.50 işaretlendiğini, burada kasıt B Bloğun sıfır kotunun 2 metke üzeri iken, yönetim merkezinin sıfır kotunun 2 metre üzeri olarak kalfa tarafından yanlış anlaşılıp, kazının 2 metre fazla yaptırıldığını, kusurun tamamen yüklenici firmanın ilgisizliği yanısıra, işin başında ihalede istenen ve teknik şartnamede belirlenen, sorumlu teknik personelin bulunmayışı, inşaat sahasında sadece sorumlu …’ın görevlendirdiği bir inşaat kalfasının bulunması ve bu şahsın yetkisizlik ve teknik ve yetersizliğinden kaynaklandığının aşikar olduğunu, mahkemece arazide teknik çalışma yapan firma görevlileri, … ve …’nun dinlenmeleri yanısıra, görevlendirilecek konunun uzmanı, mimar, inşaat mühendisi ve harita mühendisinden oluşacak bir teknik bilirkişi heyetinin incelemesinde kusurun tamamı ile yüklenici firmada olduğunun açık olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre;…
1-Davanın KABULÜNE,
2-Toplam 52.851,50 TL tazminat bedelinin 1.000,00 TL’si yönünden 22/04/2019 tarihinden itibaren, 51.851,50 TL7si yönünden 20/12/2022 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf kanun yoluna başvurmak gerektiğini, tüm dosya kapsamında deliller, tanık ifadeleri, proje ve müvekkili şirketçe sunulan belgeler ve verilen kotlar incelendiğinde, fazladan kazı yapılmasında müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığının açık olduğunu, davacı şirketçe kazı işlemi yapılırken, projeye dikkat edilmeden ve müvekkili şirket çalışanları sahada hazır edilmeksizin kazı işlemi yapılarak fazladan kazı yapıldığını, söz konusu hatalı işlem yapıldıktan sonra davacı şirketçe sorumluluk bertaraf edilmek üzere müvekkili şirket yetkililerinin iyiniyeti kullanılarak rapor imzalatıldığını, sadece bu rapor nedeniyle müvekkili şirkete kusur atfedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, söz konusu raporun davacı tarafça kötüniyetli olarak imzalatıldığına ilişkin dinlenen tanık ifadelerinin de bu hususu doğrular nitelikte olduğunu beyanla; açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının kaldırılarak yersiz ve yasal dayanaktan yoksun açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevap dilekçesinde; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı hizmet nedeniyle uğranılan zararın ve tazmini istemi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı HMK, 6098 sayılı TBK,
3. Değerlendirme
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı hizmet nedeniyle uğranılan zararın ve tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı iş sahibi(yüklenici), davalı yüklenici (alt yüklenici)dir.
Davacı; 1000 kişilik yurt yapım ihalesini idareden aldığı, imalatın haritacılık ve kübaj işlerinin davalıya yaptırıldığı, davalı tarafından sözleşme kapsamında edimi üstlenilen işin hatalı kodlar girilmesi nedeniyle fazla kazıma neden olduğu ve bunun davacıya bir maliyet oluşturduğu, davacının fazladan yapılan kazı masrafları ile dolgu masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; davalı ise davacının şantiyedeki çalışanlarının yanlış yönlendirmesi nedeniyle fazladan kazı yapıldığı ve sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, çalışanlarının yanlış yönlendirmede bulunması nedeniyle ortaya çıkan zarardan davacının sorumlu olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Taraflar arasında davacının yapımını üstlendiği yurt yapımı işinin haritacılık ve kübaj işine ilişkin eser sözleşmesi yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktır. Taraflar arasında kurulduğu anlaşılan sözleşme, kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Tarafların tacir oldukları, aralarındaki ticari iş mahiyetinde olmakla, taraflar arasındaki anlaşmazlık ilişkin yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir.
Taraflar arasında 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1.). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır.
Ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları aynı kanunun 475. maddesinde; Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde işsahibi, eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme ve genel hükümlere göre tazminat isteme olarak belirtilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde; davacının 1000 kişilik yurt yapım ihalesini idareden aldığı, imalatın haritacılık ve kübaj işlerinin davalıya yaptırıldığı, davalı tarafından sözleşme kapsamında edimi üstlenilen işin hatalı kodlar girilmesi nedeniyle fazla kazıma neden olduğu ve bunun davacıya bir maliyet oluşturacağı hususlarında bir ihtilaf bulunmamakla birlikte, davacının fazladan yapılan kazı masrafları ile dolgu masraflarından davalıyı sorumlu tuttuğu, davalının ise davacının şantiyedeki çalışanlarının yanlış yönlendirmesi nedeniyle fazladan kazım yapıldığı ve sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, çalışanlarının yanlış yönlendirmede bulunması nedeniyle ortaya çıkan zarardan davacının sorumlu olduğunu savunduğu, dolayısıyla ihtilafın fazla kazım ve dolgu masraflarının maliyeti ile sorumluluk hususlarında toplandığı belirlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan, dosyada bulunan tespit raporu ve diğer raporlar arasındaki çelişkileri gideren, olaya uygun, denetime elverişli bilirkişi heyet raporu ile her iki tarafının da %50 oranında ortaya çıkan zarardan sorumlu oldukları tespiti yapılmıştır. Davacının kusur oranının yapılan işin gerekleri bilinerek gerekli denetim görevinin ve eleman bulundurma yükümlülüklerinin ihmalinden kaynaklandığı, davalının kusur oranının ise kod okumadaki hatadan kaynaklandığı da gerekçeli bir şekilde açıklanmıştır. Ayrıca, bu tespit doğrultusunda davacının ticari defter ve kayıtları incelenmesi neticesinde, davacının davaya konu fazla kazımdan dolayı üçüncü kişilere yapılan zarar ödemelerini toplam 63.000,00 TL tutarında olan üç adet çek ile ve bir adet 15.000,00 TL’lik çek ile yaptığı, böylece bilirkişi raporu ile tespiti yapılan 27.703,00 TL zarar ile dolgu masraflarına yönelik üçüncü kişilere 78.000 TL ödeme yapıldığı ispatlandığından kusur oranı gözetilerek davacının ıslahı doğrultusunda davanın kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KOCAELİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 23/02/2023 tarih, 2019/318 E – 2023/115 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.610,28 TL harçtan, peşin yatırılan 903,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.707,28 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.
*
…
Başkan
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Katip
…
¸e-imzalı