Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/622 E. 2023/1233 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/622
KARAR NO : 2023/1233
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 28/04/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
NUMARASI : 2022/244 Esas – 2023/117 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVALILAR : 1-TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM ANONİM ŞİRKETİ – …- …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …

2-SAKARYA ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA İHBAR OLUNAN : GULF SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA :Elektrik hattındaki dalgalanma nedeniyle davacının işletmesindeki elektrik sayaçları, panosu, kablolar, kamera sistemleri ve otomasyon sistemlerinde oluşan maddi zararın tazmini

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davalılar vekilleri

Taraflar arasındaki elektrik hattındaki dalgalanma nedeniyle davacının işletmesindeki elektrik sayaçları, panosu, kablolar, kamera sistemleri ve otomasyon sistemlerinde oluşan maddi zararın tazmini davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davalılar tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların sorumlu oldukları elektrik dağıtım sistemlerindeki yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle 17/01/2021 tarihinde yaşanan elektrik hattı dalgalanmaları nedeniyle müvekkilinin işletmesindeki elektrik ve otomasyon sistemlerinde ağır hasar meydana geldiğini, Sedaş’a yaptıkları başvuru üzerine sorumlunun Teiaş olduğunun bildirildiğini, Teiaş tarafından da sorumlunun Sedaş olduğunun bildirildiğini, zararlarının karşılanmadığını beyan ederek; şimdilik 2.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı TEİAŞ vekili cevap dilekçesinde; taraflarına husumet yöneltilemeyeceği, kar yağışı nedeniyle TEİAŞ hatlarının SEDAŞ hatlarına yaklaşması üzerine koruma rölelerinin devreye girdiği, hatların periyodik bakımlarının yapıldığı, davada SEDAŞ’ın sorumluluğunun bulunduğu savunmaları ile davanın reddini talep etmiştir.
Davalı SEDAŞ vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası şartları oluşmadığı ve davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, tazmin şartlarının bu davada oluşmadığı, talebin usulsüz olduğu, iç tesisatların bakımlarının yapılması ve kontrollerinin abone sorumluluğunda olduğu savunmaları ile davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre;… davalıların yapı mahiyetindeki elektrik hatlarında gerekli bakım ve onarımına ilişkin gerekli özeni göstermedikleri bu ihmali davranış nedeni ile de eylemlerinin hukuka aykırı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı TEİAŞ vekili istinaf dilekçesinde; 17.01.2021 tarihinde meydana gelen yoğun kar yağışı nedeniyle oluşan buz yükü sonucu hattlarının iletkeni SEDAŞ’a ait olan enerji nakil hattına yaklaşmış olsa da enerji iletim hatlarının Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinde belirlenen emniyet mesafelerine göre tesis edildiğini ve periyodik bakımlarının yapıldığını, somut olayda; müvekkili teşekküle atfı kabil bir kusur izafesinin söz konusu olmadığını beyanla; yerel mahkemenin eksik incelemeye, araştırmaya ve yanlış değerlendirmeye matuf kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı SEDAŞ vekili istinaf dilekçesinde; davacının tavuk yetiştiriciliği işi ile iştigal ettiğini ve işyerindeki birden fazla cihazda müvekkili kurumun sunmuş olduğu elektrik hizmetinden kaynaklı hasar oluştuğunu iddia ederek hasar bedellerinin tazminine ilişkin müvekkili şirkete karşı açılan davada müşterek ve müteselsilen sorumlu tutularak davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu beyanla; açıklanın ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle eksik inceleme ve hatalı tespitler neticesinde müvekkili aleyhine verilen kararın kaldırılarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; davalı taraflarca haksız ve kötü niyetli olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğunu beyanla, istinaf başvurularının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Elektrik hattındaki dalgalanma nedeniyle davacının işletmesindeki elektrik sayaçları, panosu, kablolar, kamera sistemleri ve otomasyon sistemlerinde oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı HMK, 6098 Sayılı TBK, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği,

3. Değerlendirme
Dava; elektrik hattındaki dalgalanma nedeniyle davacının işletmesindeki elektrik sayaçları, panosu, kablolar, kamera sistemleri ve otomasyon sistemlerinde oluşan maddi zararın tazmini talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Dava konusu olayda davalı TEİAŞ’a ait enerji nakil hattının 1977 ve 1952 yıllarında geçici kabullerinin yapılarak tamamlandığı, diğer davalı SEDAŞ’a ait hatların sonradan yapılmış olduğu, hatların birbirlerine olan yaklaşım mesafeleri ile ilgili olarak davalı TEİAŞ tarafınca dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre Elektrik kuvvetli akım tesisleri yönetmeliğinde belirtilen yaklaşım mesafelerine göre uygun olarak tesis edildiği, ancak hava koşulları sebebi ile oluşan hat kopması sebebi ile davalılardan TEİAŞ’ın hat iletkenlerinden birisinin koparak diğer davalı SEDAŞ’a ait hattın üzerine düşerek zarar verdiği TEİAŞ’ın hat koruma elemanlarının açması sonucunda enerjinin kesildiği, ancak diğer davalı SEDAŞ’ ait koruma elemanlarının SEDAŞ’a ait hattaki enerjiyi kesmemesi sonucunda davacı tarafın ve diğer çevrede bulunan ve aynı hattan beslenen tüketicilere ait cihaz /mallarda hasar meydan geldiği; oluşan hasarın meydana gelmesinde davacı tarafın kusurunun bulunmadığı, davalı taraf TEİAŞ ‘a ait hat iletkeninin kopması nedeni ile diğer davalı SEDAŞ hattı üzerine düşmesi sonucunda davacı tarafın cihaz/ mallarına yüksek gerilimin sirayet etmesi sonucunda tamamen kullanılamaz hale geldiği, özellikle enerji kablolarının da dayanma kapasitesinin üzerinde voltaj gelmesi sebebi ile özelliklerini kaybederek kullanılmayacak hale geldiği değerlendirmesi yapılmıştır. Davalı SEDAŞ’ a ait enerji nakil hattının diğer davalı TEİAŞ’ın hatlarından sonra yapılması , dava konusu olayda davalı SEDAŞ’ın koruma elemanlarının devreyi açarak hattı enerjisiz bırakmaması nedeni ile tali kusurlu olduğu, ve diğer davalı TEİAŞ’ın enerji nakil hatlarında buz yükü nedeni kopması sonucunda diğer davalı SEDAŞ’ın hattına hasar vermesinden ve TEİAŞ’ın hat bakımlarından ve işletmesi sorumluluğundan dolayı asli kusurlu olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
Davalı şirket (SEDAŞ) bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/1899 E., 2020/4058 K. Nolu 14/09/2020 tarihli ilamında da vurgulandığı üzere; Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk halleri olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumlu- luğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutulurken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu- özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz.
Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği TBK’nın 69. maddesi gereğince “…imal olunan her hangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapıl-masından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur.” TBK’nın 71/1.maddesine göre de; “Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.” Belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, davalı, zarar- landırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15)
Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Aksine kusursuz sorumlu olan davalının, olayla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Uygun illiyet bağı ancak, üç halde kesilir. Bunlar; mücbir sebep, zarar görenin ağır kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusurudur.
Davalı, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 26-1 gereğince davacı tarafından 10 günlük süre içinde usulen yapılmış bir başvuru bulunmadığını savunmuş ise de, yönetmelikte belirtilen 10 günlük başvurusu süresi zararın tazmini konusunda idari başvuru yolu işaret edilmiş olup genel hükümler dahilinde dava açılmasına yasal engel bulunmadığı, Mahkemece, davacının işletmesindeki elektrik sayaçları, panosu, kablolar, kamera sistemleri ve otomasyon sistemlerinde meydana gelen zararda davalıların kusurlu olduğu, bilirkişi raporu ile tespit olunan kusur durumlarının davalılar arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, böylece, davacının elektrik enerjisini kullandığı binanın sistemin kullanımına uygun olduğu, denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup, bu kapsamda davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KOCAELİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 21/02/2023 tarih, 2022/244 E – 2023/117 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalıların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan alınması gereken 14.294,95 TL harçtan, davalı TEİAŞ tarafından yatırılan 3.573,74 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.721,21 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davalı SEDAŞ tarafından yatırılan 3.574,00 TL’nin alınması gereken 14.295,95 TL’den mahsubu ile bakiye 10.720,95 TL’nin bu davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3- Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı