Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/621 E. 2023/693 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/621
KARAR NO : 2023/693
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 26/06/2015
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
NUMARASI : 2020/467 Esas – 2022/661 Karar

DAVACI : … – … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …

DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili – Davalı vekili

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı ve davalı tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının icra dosyasına konu elektrik tüketiminin gerçekleştiği dönemde 9002367 tesisat numaralı yerin abonesi olduğunu, borca konu elektrik faturasını da Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü adına tahakkuk ettirildiğini, bu nedenle davalının borçtan sorumlu olmadığı itirazının yerinde olmadığını, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İsu genel Müdürlüğünün halen dava konusu aboneliği kullanmaya devam ettiğini, icra takibine yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptalini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait tesislerin elektrik enerjisi tedariği için 12.02.2014 tarihinde yapılan Serbest Piyasadan Elektrik Enerjisi Temini İşi ihalesinin davacı şirkette kaldığını ve davacı ile 20/03/2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacının teknik şartnameye uygun hareket etmediğini, nisan 2014 ve mayıs 2014 yılına ait faturaları teknik şartnameye uygun olarak düzenlemediğini, müvekkilinin 29/08/2014 Nisan ve Mayıs ayına ait toplam 3.565.711,60-TL lik 8 adet faturanın 03/02/2015 tarihine kadar taksitler halinde ödenirken cari ayların faturaların fatura son ödeme tarihinde herhangi bir gecikme olmadan süresi içinde ödendiğini, davaya konu faturaların geç ödenmesinin sebebinin davacının şartnameye uygun olarak fatura düzenleyememesi olduğunu, müvekkilinin şartnameye uygun hareket edilmediğinde bedel ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğunu beyanla davacının davasının reddine mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre;…20.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin Nisan-Mayıs 2014 dönemine ait fatura bedelleri nedeniyle ana para alacağını, 78.536,94-TL, icra takip tarihine kadar geçen süre için gecikme zammını 7.555,04-TL, KDV’yi 1.359,91-TL olarak hesapladıkları, takip öncesi işlemiş gecikme zammı ile KDV yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabul kısmen reddine ve davalı icra takibine konu borcun tamamına yapmış olduğu itirazında haksız olup, alacak belirlenebilir ve likit olduğundan kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davanın reddedilen kısmı yönünden davacının kötü niyetle takip yaptığı ispatlanamadığından davanın reddedilen kısmi yönünden kötü niyet tazminatına yer olmadığında karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; verilen kısmen red kararı hatalı olup, bu kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, denetime elverişsiz bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasının kararı hatalı hale getirdiğini, bilirkişi raporunda, gecikme zammı alacağı 78.536,94-TL olarak hesaplanmış ancak faizin de bir gelir olması hasabiyle KDV kanun md. 24-C uyarınca tahakkuk eden ve müvekkili şirket tarafından ödenmesi dolayısı ile de karşı taraftan tahsili zorunlu olan KDV tutarının dahil edilmediğini, eksik hesaplamaya dair haklı itirazlarının dikkate alınmamasının denetime elverişsiz bir rapor üzerinden karar verilmesine yol açtığını, faiz üzerinden tahakkuk ettirilmesi zorunlu olan KDV’nin hesaba dahil edilmemesi fahiş bir hata olup ilgili hatanın istinaf incelemesi neticesinde giderilmesini talep ettiklerini, bilirkişilerin taleple bağlılık ilkesi uyarınca yapmış oldukları yorumun açıkça hatalı olduğunu, hatalı şekilde yapılan yorumu ve ulaşılan sonucu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, dosyadaki bilirkişi raporları arasında yer alan çelişkiler giderilmeksizin karar verilmiş olmasının eksik ve hatalı inceleme yapıldığının en büyük göstergesi olduğunu beyanla; yerel mahkemenin kısmen red kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, karardaki eksiklikler giderilerek davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının aleyhlerine olan kısmı usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Sakarya BAM 7.Hukuk Dairesinin kaldırma kararı sonrası dosyanın yeniden hesap uzmanına gönderilmesi ve hesap yapılarak hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, verilen kararın mevzuata aykırı olduğunu, alacağı kabul etmemekle birlikte aksi kanaatte olunur ise alacağın likit olmadığı yönündeki gerekçeye aynen katıldıklarını, icra inkar tazminatının reddi kararının yerinde olduğunu, ayrıca faize faiz talebini kabul etmedikleri gibi temerrüt oluşmayan dosyada faiz istenmesinin yerinde olmadığını, faiz oranını da kabul etmediklerini beyanla; yerel mahkeme hükmünün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı HMK, 6098 sayılı TBK, 6004 sayılı İİK

3. Değerlendirme
Dava; taraflar arasındaki elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece; 14/05/2019 tarih, 2015/675 esas, 2019/287 sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 09/09/2020 tarih, 2019/1830 esas, 2020/878 karar sayılı ilamı ile eksik inceleme nedeniyle verilen kaldırma kararı üzerine Mahkemece alınan 20/05/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Davalının elektrik enerjisi tedariği için Serbest Piyasadan Elektrik Enerjisi Temini İşi İhalesinin davacı tarafından alındığı, taraflar arasında 20/03/2014 tarihli sözleşme imzalandığı, davalının davacının 9002367 nolu abonesi olduğu, sözleşmede işin tanımının idarenin ihtiyacı olan sözleşmede miktarı ve teknik şartnamede teknik özellikleri belirtilen serbest piyasadan elektrik enerji temini işinin ihale dökümanı ile bu sözleşmede belirlenen şartlar dahilinde yüklenici tarafından temini ve idareye teslim işi şeklinde yapıldığı, teknik şartnamenin 6.2. maddesinde tüketim bildirimlerinin yüklenici tarafından şartnameye göre düzenleneceğinin ve bu şekilde düzenlenen fatura asıllarının son ödeme tarihinden itibaren 15 gün önce ulaşmaması durumunda geç ödemelerde gecikme bedelinin tahakkuk ettirilemeyeceğinin düzenlendiği, 12. maddede ihale konusu hizmete ilişkin ödemenin İSU Genel Müdürlüğü muhasebe usulüne göre aylık hak ediş hazırlanılarak yapılacağının, teklif cetvelinde belirtilen 2 ayrı tarife için ticarethane resmi daire abone grubuna tek bir fatura, ticarethane diğer-2 içme ve kullanma suyu abone grubuna bir fatura isteneceği gibi idarenin istediği abonelere münferit, diğerlerine toplu fatura istenebileceği, fatura eklerinde tarife gruplarına ait her bir abonenin tükettiği aylık elektrik bedelinin gösterileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı adına Nisan-2014 dönemi için 1.758.222,50 TL bedelli ve Mayıs-2014 dönemi için 1.807.489,10 TL bedelli olmak üzere toplam 3.565.711,60 TL bedelli iki adet fatura düzenlendiği, faturaların ödeme için davalıya gönderildiği, ancak faturaların teknik şartnamenin 12. maddesine uygun olarak düzenlenmemesi nedeniyle davalı tarafından davacıya iade edildiği, davacının daha sonra faturaları teknik şartnameye uygun olarak düzenleyip 08/08/2014 tarihli ve 6042 sayılı yazısı ile davalıya gönderdiği, faturaların tamamının 29/08/2014 son ödeme tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Davalı faturaları tebliğ aldıktan sonra ödeme için davacı ile görüşmeler gerçekleştirmiş ve 8 taksitte ödeme yapmak istediğini davacıya bildirmiştir. Davacı şirket ise 16.10.2014 tarih ve 8053 sayılı yazısında açıkça “3 taksit yapabileceğini ve bu 3 taksitte gecikme faizi almayacağını, ama 01.11.2014 tarihinden itibaren faiz işleteceğini açık ve net olarak davalıya bildirmiştir. Buna göre taraflar arasında sözlü veya yazılı bir ödeme planı veya takviminin mevcut olmadığı sabittir. Davalı ise arada anlaşma olmaksızın kendi inisiyatifi ile her iki fatura toplam borcunu son taksiti 03/02/2015 tarihinde olmak üzere 6 taksitte ödemiş bulunmaktadır.
Davacının gecikme faizi talep ettiği faturalar 29/08/2014 son ödeme tarihli olup, bu faturalar teknik şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak düzenlenen faturalardır. Zira zaten faturalar davalı tarafından da kabul edilmiş ve ödenmiş bulunmaktadır. Dava konusu her iki faturadaki asıl alacak bedellerinin davalı tarafından ödendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının takibe konu Kocaeli 5. İcra Müdürlüğünün 2015/5748 sayılı dosyasında talep ettiği tutar gecikme faizi bedeline ilişkindir.
Dosyada faturaların usulüne uygun düzenlenmediği döneme ilişkin davacının herhangi bir gecikme faizi talebi bulunmamaktadır. Davacı 16.10.2014 tarih ve 8053 sayılı yazısında; nisan/mayıs-2014 döneminden kalan bakiye borcun tutarının 2.915.504,10 TL olduğunu, bu bedelin 31/10/2014 tarihine kadar ödenmesini, aksi takdirde 01/11/2014 tarihinden itibaren bu bedele gecikme bedeli uygulanacağını davalıya ihtar etmesine rağmen davalının bakiye bedeli 31/10/2014 tarihine kadar ödemediği anlaşılmaktadır. Davacının açıkça gecikme faizi alacağından vazgeçmesi veya feragati bulunmamasına göre; davacının bu talebi ile bağlı kalınarak 2.915.504,10 TL için 01/11/2014 tarihinden itibaren gecikme faizi isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Dosyada alınan kök bilirkişi raporu ve ek raporlar olaya aydınlatmaktan uzak olup, hesap yöntemi bakımından da taraf ve yargı denetimine elverişli olmayıp, İstinaf kaldırma kararı sonrası dosyaya kazandırılan, gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli, olaya uygun 20/05/2022 tarihli heyet raporunda tespit olunduğu üzere, davacını talebi ile bağlı kalınarak 2.915.504,10 TL için 01/11/2014 tarihinden itibaren gecikme faizi isteyebileceğinin kabulü ile, taraflar arasındaki sözleşme ve teknik şartname hükümleri de değerlendirilip, davalının yapmış olduğu ödemeler de nazara alınmak suretiyle hesaplanan 78.536,94 TL asıl alacak, 5.073,18 TL gecikme zammı, ve KDV olmak üzere toplam 84.523,29 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesinde ve abonelik ilişkisinden doğan faturadaki asıl alacağın ferisi niteliğinde gecikme cezasının tahsiline yönelik takipte, İİK’nın 67. Maddesi anlamında alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/11/2022 tarih, 2020/467 E – 2022/661 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcı yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 5.773,78 TL harçtan, peşin yatırılan 1.445,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.328,78 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)

4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca 18/05/2023 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı