Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/562 E. 2023/1056 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/562
KARAR NO : 2023/1056
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 19/06/2015
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2016/1233 Esas – 2020/492 Karar

DAVACI : … … – …
VEKİLLERİ : Av. …- … …
Av. …- …
DAVALI : DEMİRCAN ALÜMİNYUM İNŞAAT SAN.VE DIŞ TİC.TURİZM LTD.ŞTİ. -(… :…) …
DAVA : İtirazın İptali

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil İSU Genel Müdürlüğünün 213565 sicil ve 54029652 nolu abonesi olan davalı firmanın 2010/08-2011/03 dönemleri arası kullanılmış olduğu su borcunu ödememesi üzerine Gebze 1.İcra Müdürlüğünün 2012/4871 Esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, firma yetkilisinin kendi ve şirket adına 26/03/2013 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, davaya konu ve icra takibini ilişkin alacaklarının 2010/08 döneminde gerçekleştirilen ek tahakkuk ile 2011/01 ve 2011/03 dönemleri ödenmeyen fatura alacağına ilişkin olduğunu, müvekkili idarenin alacağına ilişkin belirli dönemlerde davalıya yapılan bildirimlere rağmen borcununu ödemediğini ve borçlunun ödemediği borca haksız şekilde itiraz ettiğini, müvekkilinin yasa ve yönetmeliklere uygun hareket ettiğini beyanla; davalının haksız ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu borca itirazının iptaline ve icra takibinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre;…hükme esas alınan 30/04/2018 tarihli rapor ile; sayacın üzerindeki endeksin 2 yıl 2 kgün sürede okunamamasında ve itirazlı fatura oluşumunda Demircan Alüminyum İnş. San. Ve Dış. Tic. Turizm Ltd.Şti’nin %50 kusurlu İSU’nun %50 kusurlu olduğunu, bu kusur durumunun göz önünde bulundurulduğunda uygulanacak (KDV hariç) 14.215,00TL gecikme zammında %50 indirim yapılması yönünde görüş bildirildiği, davalının aboneliğinin sonlanması, suyu kullanmaması yönünde itirazı mevcut olmayıp, sayacın okunamamasındaki ve ortaya çıkan endeks farkında kusuru bulunmadığını ispat edemediğinden endeks farkı olan 6548 m3 suyun davalı tarafından kullanıldığı ve kullanımı bedelinden davalının sorumlu olacağından davacının müterafik kusuru nedeniyle gecikme zammından %50 indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne ve takip konusu alacak likit olup, davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan, takip konusu asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin kararı tüm kalemler yönünden yerinde olup gecikme zammı ve gecikme zammı KDV si yönünden yerinde olmadığını, mahkemenin kararında asıl alacak yönünden taleplerini kabul ettiğini fakat davacı idareyi müterafik kusurlu sayarak gecikme zammı yönümden % 50 indirim yönünde hüküm tesis ettiğini ve gecikme zammı KDV sine hüküm tesis etmediğini, davacı idarenin gecikme zammı tahakkukunu yönetmeliklerine ve mevzuata göre yapmakta olduğunu, bu sebeple yönetmelik ve mevzuat gereği tahakkukların yerinde olduğunu, yönetmelikte bu hususta bir indirim bulunmadığı gibi dosya kapsamında açıkça görüleceği üzere sayacın okunmamasında idarenin kusurunun olmadığını, sayacın kilit altında olduğu ve idarenin kusuru olmadığından okunamadığının açıkça dosyada belirtildiğini beyanla; izah edilen ve re’sen gözetilecek sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın iadesine ya da hükmün düzeltilerek talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, su kullanım bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı HMK, 2560 sayılı İSKİ Kanunu, İSU Tarifeler Yönetmeliği

3. Değerlendirme
Dava, su kullanım bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı kurum, 2560 sayılı İSKİ Kanunu’nun ek 5. ve geçici 10. maddeleri uyarınca kurulmuş olup, çalışmaları özel hukuk hükümlerine bağlı bulunmakta ve tacir sıfatını taşımaktadır.
Davacı kurum ile davalı şirket arasında 21/08/2008 tarihinde abonelik sözleşmesi imzalandığı ve davalı tarafça abonelik sözleşmesinin fesh edilmediği anlaşılmıştır.
Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe, abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak su bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsil sorumludur. Davacının Yönetmelik gereği suyu kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur, tüketilen su bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından indirim sebebi olabilir. Aksine düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ( Y. 3. HD’nin 2014/13973 -2015/6492 sy. K.).
Davacı tarafça 2010/08 döneminde gerçekleştirilen ek tahakkuk ile 2011/01 ve 2011/03 dönemleri ödenmeyen su borcuna ilişkin tahakkuk ettirilen faturalar için icra takibi başlatılmıştır.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu uyarınca, gerek abonenin sayacı kilitli tutması, gerekse İSU görevlilerince sayacın kilitli olması nedeniyle aboneye ihtar bırakmaması yada yazı ile ikaz etmemesi nedeniyle sözleşme tarihi olan 21/08/2008 tarihinden itibaren 06/09/2010 tarihine kadar sayaç üzerindeki endeks okunamamış, bu tarih itibariyle sayaçtan 7273 m3 su tüketim değeri okunmuştur. Bu durumda 21/08/2008-23/08/2010 tarihleri arasında 6548 m3 su kullanıldığı ve bu tespite göre günlük su kullanım bedeli 6448/732 gün=8.94 m3/gün olmakta, davalı abone sayaçta tespit olunan miktara, sayacın bozuk olduğunu belirterek itiraz etmiş olup İSU Tarifeler Yönetmeliğinin 77 ve 59/a. Maddeleri gereğince sayacın üzerindeki endeksin 2 yıl 2 gün sürede okunamamasında ve itirazlı fatura oluşumunda iki tarafın eşit kusurlu olduğu kanaati bildirilmiş olup, anılan yasal düzenlemeler karşısında davalı abonenin normal tüketim bedelinden sorumlu olacağı açıktır. Davacı kurumun 2 yılı aşkın sürede sayacın okunması esnasında bozuk olduğu tespit olunmasına karşın değiştirmemesi, abonenin sayacı kilitli tutmasını engelleyebilmek için herhangi bir ihbar bırakmamak suretiyle kullanımda müterafik kusuru olduğundan gecikme cezası ve buna ilişkin KDV’de kabul olunan kusur oranı gözetilerek indirim yapılmasına dair ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davacı vekili tarafından bu yöne değinen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 30/09/2020 tarih, 2016/1233 E – 2020/492 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın, peşin yatırılan 742,00 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 472,15 TL’nin talebi halinde davacı tarafa iadesine, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca 15/09/2023 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı