Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/551 E. 2023/1036 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/551
KARAR NO : 2023/1036
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 17/03/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
NUMARASI : 2022/201 Esas -2023/70 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : FEHA GRUP İNŞAAT ANONİM ŞİRKETİ – … …
VEKİLİ : Av. …- …

DAVA : …
HÜKÜM : Kararın kaldırılması- gönderme
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedelin tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Vekil eden ile Eha Grup İnşaat A.Ş. Arasında 15.11.2021 tarihli malzeme içeriği ve teslim şartlarını içeren satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun 120 ton hidrolik sıvama presi makinesi olup, sözleşme bedelinin 160.000,00-TL+KDV olarak belirlendiğini ve vekil eden tarafından 14.02.2022 tarihinde mal hizmet tutarı olan 164.000,00-TL +KDV olarak toplam 193.520,00-TL üzerinden irsaliyeli fatura kesildiğini ve aynı gün makinenin davalıya teslim edildiğini, faturada hidrolik pres karşılığı 160.000,00-TL ve hidrolik presin yağlanmasına karşılık 4.000,00-TL olmak üzere toplamda 164.000,00-TL +29.520,00-TL KDV olmak üzere 193.520,00-TL olarak kesildiğini ve Eha Grup İnşaat AŞ’ye gönderildiğini, davalı tarafından fatura kesilmeden evvel 140.000,00-TL ödeme yapıldığını, davalının 14.02.2022 tarihinde makineyi itiraz etmeksizin teslim aldığını ancak fatura bedelinin bakiyesi olan 53.520,00-TL yi ödemediğini, 15.11.2021 tarihli sözleşmeye istinaden sözleşme konusu hidrolik presin davalıya kusursuz olarak teslim edildiğini ve davalının makineyi kullanmaya başladığını, makineden herhangi bir kusurun bulunmadığını ve faturasının kesildiğini davalının haksız olarak kalan bakiyeyi ödemediğini, 53.520,00-TL kalan bakiye için Gebze İcra Dairesi’nin 2022/5584 E.sayılı 02.03.2022 tarihli dosya kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı ile 04.03.2022 tarihinde takibin durdurulduğunu, iş bu nedenle itirazın iptalini takibin devamına karar verilmesini ve davalının ödemesi gereken bakiye tutarını açıkca bildiği halde takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğinin açık olduğunu ve alacağın likit bir alacak olması karşısında %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, icra takibine yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptalini, takibin devamına ve alacağın likit bir alacak olması karşısında %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Davalı vekilinin; göreve ilişkin; Mahkemece, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne cevaben gönderilen 24.03.2022 tarihli cevapta davacının ticari işletme kaydının bulunmadığını, Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan gelen cevapta ise davacının bilanço esasına göre defter tuttuğunun tespit olunmakla davanın görevsizlik sebebiyle reddi ile Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak davalı vekili; sözleşme bedelinin 160.000,00-TL+KDV olduğunu, 164.000,00-TL sözleşme bedelinin kararlaştırılmadığını, davacı yan ile akdedilen sözleşmenin 20.Maddesinde teslim tarihi olarak 15.12.2021 olarak belirlendiğini, davacının, dava dilekçesinde dahi makineyi hiçbir delili olmasada 14.02.2022 tarihinde teslim ettiğini iddia ettiğini, vekil edenin 28.02.2022 tarihinde iade faturası kestiğini davacı yanın iddia ettiği 53.520,00-TL lik alacağı ret etmiş olduğunu, davacının, 05.10.2021 tanzim tarihli, 11.01.2022 vadeli 90.000-TL bedelli senet ile vekil edenin borçlu bulunduğunu, senetin aslının itiraz veya talep halinde Mahkeme’ye sunulacağını, borcun, TBK. M.139 anlamında davacının talep ettiği gibi para edimi olduğunu ve muaccel olup takas mahsup şartlarına havi olduğunu, borcun senetle muteber olup çekişmeli bir alacak olmadığını, davanın Ticaret Mahkemeleri’nin görevsiz olması nedeniyle usulden reddini, aksi halde dava dilekçesi ile dahi çelişen taleplerin mesnetsiz olması sebebiyle davanın esastan reddine, esastan aksi kanaat mevcut ise, davacı yan vekil edene 05.10.2021 tanzim tarihli, 11.01.2022 vadeli 90.000-TL bedelli senet ile muaccel bir para edimi borçlu olduğunu, 90.000-TL nin vade tarihinden itibaren üzerine işleyecek avans faizi ile birlikte hesaplanarak davacının iddia ettiği alacaktan takas mahsubuna, takibe girişmekle kötü niyetli ve haksız bulunan davacının, iddia ettiği alacağın likit de olduğundan, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ”davanın reddine ” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Vekil eden ile Eha Grup İnşaat Anonim Şirketi arasında 15.11.2021 tarihli malzeme içeriği ve teslim şartlarını içeren satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusu 120 ton hidrolik sıvama presi makinesi olduğunu, sözleşmenin 19.maddesinde sözleşme bedeli 160.000,00 TL+ KDV olarak belirlendiğini ve sözleşmenin 20.maddesinde teslim tarihi 15.12.2021 olarak düzenlendiğini, vekil eden tarafından 14.02.2022 tarihinde mal hizmet tutarı olan 164.000,00 TL + KDV olarak toplam 193.520,00 TL üzerinden irsaliyeli fatura kesildiğini ve aynı gün makine davalıya teslim edildiğini, faturada hidrolik pres karşılığı 160.000,00 TL ve hidrolik presin yağlanmasına karşılık 4.000,00 TL olmak üzere toplamda 164.000,00 TL + 29.520,00 TL KDV olmak üzere 193.520,00 TL olarak kesildiğini ve EHA GRUP İNŞAAT AŞ’ye gönderildiğini, Eha Grup İnşaat A.ş. tarafından fatura kesilmeden evvel 140.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı 14.02.2022 tarihinde makineyi itiraz etmeksizin teslim aldığını ancak fatura bedelinin bakiyesi 53.520,00 TL’yi ödemediğini, Eha Grup İnşaat A.ş. Tarafından 15.11.2021 tarihli sözleşmeye istinaden 140.000,00 TL ödeme yapılmış olduğunu, sözleşme konusu hidrolik presin kusursuz olarak davalıya teslim edilmiş olduğu ve davalının makineye kullanmaya başladığını, makinede herhangi bir kusurun bulunmadığı ve davalının da bu yönde bir itirazının olmadığı, tarafımızca davalıya teslim edilen ve bedeli sözleşmede yer alan makine karşılığında 160.000,00 TL makine bedeli ve 4.000,00 TL yağ ve yağlama bedeli olmak üzere 164.000,00 TL için fatura kesildiğini ve kdv ile birlikte işbu bedelin 193.520,00 TL olduğu açık olduğunu, davalı haksız olarak bakiye 53.520,00 TL’yi ödemediğini, bu bakiye bedele istinaden tarafça Gebze İcra dairesi’nin 2022/5584 E. sayılı, 02.03.2022 tarihli dosyası kapsamında 53.520,00 TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin 04.03.2022 tarihinde borca itiraz etmiş olduğunu, 04.03.2022 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafın sunmuş olduğu ticari defterden firma 2021 yılında 70.000,00 TL ödeme yapıldığını, 2022 yılında 50.000,00-TL çek düzenlendiğini, 20.000,00-TL havale gerçekleştirildiği, kalan ve dava konusu olan 53.520,00-TL için de 28.02.2022 tarihinde hidrolik pres için iade faturası düzenlendiği kaydı düşülmüş olsa da taraflarına yevmiye defterinden de görüleceği üzere taraflarının ticari defterlerinde böyle bir iade kaydı bulunmadığını, davalı şirket tarafından iade faturasının davacı şirkete bildirilmemiş olduğu bilirkişi tarafından hazırlanmış olan raporda yazdığını ve yevmiye defterinde de davalı şirket tarafından bildirilen bir iade faturası bulunmadığını, yerel mahkeme kararını ve 24.01.2023 tarihli kararının, 23.09.2022 tarihli duruşmada davacı ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi talep edilmesine rağmen davacının ticari defterlerinin istenilmemesini ve davalının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen işbu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
Davacı yanın, 15.11.2021 tarihli makine teslim sözleşmesi doğrultusunda müvekkilin sözleşme konusu malı aldığını, 193.520-TL sözleşme ücretinden, 140.000-TL’nin ödendiğini ancak 53.520-TL bakiyenin ödenmediğini iddia ederek ilgili icra takibine vaki itirazın iptalini talep ettiğini, sözleşme bedeli 160.000-TL + KDV olduğunu, 164.000-TL sözleşme bedeli kararlaştırılmadığını, davacının dava dilekçesinde dahi makineyi, hiçbir delili olmasa da 14.02.2022 tarihinde teslim ettiğini iddia ettiğini, dayanak e-faturanın irsaliye olduğu iddia edilmiş ise de kanun uyarınca fatura irsaliye yerine geçmediğini, vekil edenin e-irsaliye kullanıcısı olması, bu olmasa da e-faturanın “irsaliyeli” olduğu belirtilerek vekil edenin veya temsilcileri tarafından imza edilmesi gerekli olduğunu, davacı dava dilekçesinde ticari defter kayıtlarına delil olarak dayanmamış olduğunu, ticari defterlerini de ibraz etmediğini, vekil edenin defter ve bilahare incelemeye konu belgelerinin delil niteliğine haiz olduğunu, davacı tarafından borca veyahut davaya konu süresinde içerisinde delil sunulmadığını, vekil edenin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı ve mevcut ilişkinin tarafımız beyanıyla birebir örtüşen şekilde de BA-BS formlarında yer aldığının tespit olunduğunu, teslim olgusunu dahi ispat edemeyen davacının taleplerinin haksızlığı sabit olduğunu, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötü niyetli olduğunu, istinaf taleplerinin esastan reddini, yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedelin tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedelin tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davacı; taraflar arasında 15/11/2021 tarihli sözleşme nedeniyle davacının davalının 120 ton hidrolik sıvama presi makinesi imalatı ve teslim işini üstlendiğini, ancak davalının faturadan kaynaklı borcunun bir kısmını ödemediğini, başlatılan icra takibe itiraz edildiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının yapması gereken imalatları eksiksiz ve hatasız olarak tamamlanmadığını ispatlaması gerektiğini, davacıdan 90.000,00 TL bono sebebiyle alacaklı olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise takas ve mahsup savunmasında bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekillince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Gebze İcra Daire’sinin 2022/5584 esas sayılı takip dosyası ile fatura alacak bakiyesine dayalı olarak 53.520,00 TL asıl alacak üzerinden davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine ilamsız takip yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir.
Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kuralla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Taraflar arasında 15.11.2021 tarhli belirtilen 120 ton hidrolik sıvama presi makinesi satışı ve teslimine ilişkin sözleşme akdedilmiş, bu sözleşmede işin bedelinin 160.000 TL + KDV götürü bedel olarak kararlaştırılmıştır. Fakat, davacı bu sözleşmeye ilişkin takibe konu olan (164.000 + KDV) 193.520 TL fatura düzenlemiştir. Davaya konu faturanın davalının defterine kaydedilmesi sebebiyle iş bedelinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Faturadan kaynaklı 53.520,00 bakiye alacağı olduğu iddiasıyla takip yapmış, takibe itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu anlaşmazlık konusu değildir.
Taraflar tacir olup tacir olan davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre; Dava ve takip konusu 14.12.2022 tarih GIB202200000007 nolu faturanın davalının ticari defterlerine işlendiği, iş bu faturadan kaynaklı 28.12.2022 tarihli FHA 202200000008 nolu 53.520 TL bedelli iade faturası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. (Aynı yönde; Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 14.01.2020 tarihli, 2019/1984 Esas, 2020/61 Karar sayılı ilamı) Bu sebeple, takip konusu 53.520,00 TL davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı cevap dilekçesi ekinde bono sureti sunarak davacıdan alacaklı olduğunu belirterek takas def’iini ileri sürmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise herbiri alacağını borcuyla takas edebilir. Davalı yüklenici cevap dilekçesi ve savunmalarında sözleşme konusu işin ifası zımnında yapı ruhsatı aldığını ve bununla ilgili masraflar da yaptığını ileri sürerek mahsup itirazında bulunmuştur. Davalı yüklenici davacı arsa sahibi yararına sözleşme konusu iş ile ilgili iş yapmış ya da yapı ruhsatı almış ve bunlar için kendisi masraf yapmış ise bunların bedelini davacı arsa sahibinin alacağından mahsubunu istemekte haklıdır. Mahsup itirazında bulunabilmek için cevap süresi içerisinde ileri sürülmesi zorunlu olmadığı gibi karşı dava açılarak talep edilmesi de zorunlu değildir. Mahsup talebi itiraz niteliğinde olduğundan yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mevcut delillere göre anlaşılması halinde mahkemece de kendiliğinden gözetilir (Yargıtay 15. HD. 15.07.2010 T. 2010/3016 E. 2010/4126 K.). Farklı sözleşme ilişkisinden doğan karşılıklı borçlar söz konusu ise takasın ileri sürülebileceği ana kadar işlemiş temerrüt faizleri de dikkate alınarak takas yapılmalıdır. Mahkemece, davalının takas-mahsup defi konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı yükleniciye takas-mahsup talebi ile bono aslını ibraz etmesi için süre verilip, davalının takas ettiğini ileri sürdüğü alacağı ile ilgili gösterdiği delilleri toplanıp, itiraza uğraması durumunda sıhhati de gerekirse araştırıldıktan sonra takas-mahsup definin şartlarının değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı eksikliklerin tamamlanması amacıyla diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2023 tarih, 2022/201 Esas – 2023/70 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf talep eden tarafça istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.nun 353/1-a-6. maddesi gereğince 15/09/2023 tarihinde KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı