Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/522 E. 2023/1024 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/522
KARAR NO : 2023/1024
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 02/08/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
NUMARASI : 2021/435 Esas – 2022/916 Karar

DAVACI : DEVAPLAST OTOMOTİV VE BEYAZ EŞYA ÜRÜNLERİ SANAYİ TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : TRABZONLULAR KADIOĞLU HUZUR OTOMOTİV TURİZM İNŞAAT VE NAKLİYAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesi niteliğinde araç tamirinden kaynaklanan ayıplı ifa sebebiyle tazminat

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki tazminat (sözleşmeden kaynaklanan) davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın şanzıman sorunları ile alakalı olarak davalı şirketçe 06.06.2017 tarihinde 11.800,00 TL fatura kesildiğini, bu fatura bedelinin şirkete ödendiğini, söz konusu araçla ilgili olarak davalı şirketçe giderildiği beyan edilen arızaların kısa süre içinde tekrar ettiğini, müvekkili şirketin yetkilisi tarafından davalı tarafa konu ile ilgili bilgi verildiğini, yürüyemez olan aracın davalı tarafça 2018 Nisan ayında teslim alındığını, araçtaki aksaklıklar giderilmediği gibi müvekkilinin hiç tanımadığı bir başka tamir şirketi tarafından arandığını ve bu firmaca tamirat bedeli olarak yüklü bir miktar ödeme talep edildiğini, bu olaydan sonra müvekkilinin davalı tarafa ihtarname gönderdiğini, davalı tarafın aracın tamiri noktasında eser sözleşmesinden kaynaklı sonuç garantisini yerine getirmediğini, müvekkilinin daha fazla zarar görmemek adına müvekkilinin aracını Gün Otomotiv’e tamir ettirdiğini, aracın tamiri için davalı tarafa ödenen bedelin 11.800,00 TL olduğunu, bu tutar karşılığı gereği gibi iş görüp aracı ayıptan ari şekilde teslim edemeyen davalı taraf nedeniyle müvekkilinin ayrıca Gün Otomotiv’e 19.000,00 TL ödeme zorunda kaldığını, davalı tarafın aracı tamir etmek değil, aracı gönderdiği firmadan geri teslim almaya dahi tenezzül etmediğini, tüm bu nedenlerle; davanın kabulüne, şimdilik 1.000,00 TL ve aracın gereğincen fazla davalı yan uhdesinde bulunmasından kaynaklı katlanılan araç kiralama bedelleri için şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL’nin tazminat olarak davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirkete ait .. plakalı Audi Q5 aracın arızası nedeni ile müvekkili şirkete tavsiye üzerine getirildiğini, rutin tüm servislerde yapıldığı üzere aracın test cihazına bağlandığını, test cihazında ilk incelemede aracın şanzumanının arızalı olduğu tespit edildiğini ve araç sahiplerine bildirildiğini, araç sahiplerini aracın bu zamana kadar şanzuman yağının değişmediği bilgisini verdiklerini, müvekkili şirket çalışanları tarafından şanzımanın söküldüğünü ve incelendiğini, sonuç olarak müvekkili tarafından düzenlenen 08/06/2017 tarihli 318916 sayılı faturada yer alan arızanın tespit edildiğini, araca ait sıfır şanzıman fiyatları araştırıldığında yaklaşık 50.000,00 TL civarlarında olduğunun tespit edildiğini ve bunun karşı taraf bildirildiğini, bu hususta herhangi bir garantinin verilmediğini, davacı şirket yetkililerinin revizyon yapılmasının daha ekonomik olması sebebi ile garanti olmadığını bilerek ve isteyerek şanzımanda revizyon yapılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın onayı üzerine şanzımanda kısmi reviziyon yapıldığını, müvekkili çalışanlarınca aracın tekrar cihaza bağlandığını ve hiçbir uyarı alınmadığını, aracın sahibine sağlam çalışır bir şekilde teslim edildiğini, daha sonra aracın tekrar müvekkili şirkete getirildiğini, tüm işlemlerin yapıldığını ve aracın çıkartılmadan önce cihaza sokularak kontrol edildiğini, aracın daha sonra uzunca bir süre davacı şirket tarafından kullanıldığını, son olarak aracın 26/03/2018 tarihinde tekrar arıza yaptığında müvekkili şirkete getirildiğini, müvekkili şirketin çalışanlarının aracı tekrar test cihazına bağladıklarını, çıkan arıza bilgisinini farklı olduğunun görüldüğünü, müvekkili şirketin çalışanlarının yapılan tamirat ile şuan oluşan arıza arasında bağlantı olmadığını bildirdiklerini, bunun üzerine aracın başka bir şirket olan Gün Otomotiv tarafından tamir edildiğini, aracın müvekkili tarafından tamir edildikten sonra kullanıma bağlı olarak arızlandığını, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, tüm bu nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ” ….Mahkememizce alınan 01/03/2022 tarihli raporu ile, … plakalı aracın, belirli aralıklarla otomatik şanzıman ünitesinde tamirat işlemi uygulandığı, buna ilişkin olarak ilk tamirde ve ikinci tamirde, yapılan işlemler ve değiştirilen, tamirat uygulanan parçalar otomatik şanzımanın unsurları ve aynı amacın yerine getirilmesi için kullanılmakta olduğu, dolayısı ile birinci ve ikinci tamir arasında illiyet bağı olduğu sonucuna ulaşıldığı, ikinci tamire konu arıza kendi başına bağımsız bir arıza olduğu söylenemeyeceği, birinci tamirde yapılan işlemlerde aynı bölgede daha dar kapsamlı yapıldığı, arızanın kaynağına tam olarak inilemediği ve arızanın giderilmesini sağlamadığı sonucuna varıldığı, ilk yapılan tamiratın arızanın tam kaynağına inilmeden, arızanın giderilmesini sağlamadan yapıldığı, amacına uygun yapılmadığı, dolayısıyla ayıplı sayılması gerektiği sonucuna varıldığı, arızanın giderilmesi bedelinin, 19.000,01 TL tutarlı faturada yer aldığı şekliyle uygun olacağı, tamiratın yedek parça tedariki, uygun planlama ve işçilik ile 7 günde tamamlanabileceği, bu süre zarfında ikame araç bedeli olarak 1.750,00 TL tutarın uygun olacağı belirtilmiş olup, rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak, davanın kabulüne” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda fatura bedelleri değil bağımsız değerlendirme yapılması gerekir iken denetime elverişli olmayan sadece kanaate dayalı tespitte bulunulmasının hatalı olduğunu, BAM kararına da aykırı tespit olduğunu, izah edildiği üzere BAM kararında mahkemece yapılması gerekenler yazılmış olmasına rağmen eksik ve BAM kararında işaret edilen hususlar değerlendirilmemiş bir bilirkişi raporu esasa alınarak karar verildiğini, kararın yasaya ve BAM kararına aykırı olduğunu, özellikle BAM tarafından hangi hususların dikkate alınması gerektiği de yazılmış olmasına rağmen ısrarla bilirkişi raporu almayarak karar vermeye yönelinmesi son derece yanlış olduğunu, itirazlarımızı karşılar ek rapor aldırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporu eksik ve hatalı olduğunu, mahkemenin bu raporu esas alarak karar vermesi hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda temel hataların olduğunu, özellikle delillerimiz arasında yer alan dosyada mevcut 16/08/2017 tarihli Erel Otomotiv cevabi yazısını dikkate alınmaması, müvekkilim tarafından yapılan işlemin kısmı revizyon (tamir) olduğu Dava dışı Gün otomotiv tarafından yapılan işlemin ise şanzımanın içinin tamamen değiştirilmesi niteliğinde olduğu, kısmi revizyonun (tamirin) garanti kapsamında olup olmayacağı ve ayıplı tamir sayılıp sayılmayacağı, her iki tamir arasında 11 ayı aşkın bir süre geçmesi (08/06/2017-21/05/2018), dosyada mevcut 16/08/2017 Tarihli Erel Otomotiv Cevabi yazısında arıza kaydında Çatallar da sıkışma olduğu şanzımanın değişmesi gerekir tespitine rağmen aracın 9 ay kullanılmasının şanzımana etkisi konuları değerlendirilmediğini, davacı yanın kusurlu davranışları ile oluşan arıza sebebi ile müvekkilinin şirketten talepte bulunulduğunu, pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerekeceğini, bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak müvekkilim tarafından yapılan tamirin içeriği ve neler olduğu ile dava dışı Gün Otomotiv şirketinin yapmış olduğu tamirat ve içeriği karşılaştırılmadığını, sadece Gün Otomotiv şirketinin kayıtları dikkate alınmış ve o kayıtlarda yer alan hidrolik ünitesinin supaplarında sıkışma olduğu tespiti ile sonuca gittiğini, rapor bu yönü ile eksik ve hatalı olduğunu, rapor karara esas alındığından kararda aynı gerekçeler ile hatalı olduğunu, davacı yan ekonomik gerekçeler ile kısmı tamiri kabul ettiğini, şanzımanın tamamen değiştirilmesi yada içinin tamamen değiştirilmesini kabul etmediğini, bilirkişi tarafından kısmi revizyonun (tamirin) garanti kapsamında olup olmayacağı ve ayıplı ifa sayılıp sayılmayacağının değerlendirilmesi gerekeceğini, davaya konu aracın emsallerinin günlük 250,00 TL civarı olduğu tespit ile ikame araç bedeli hesaplaması yapıldığını, bu bedele de itiraz ettiğini, emsal araçların bedeli çok daha düşük olduğunu, bu bedel üzerinden mahkemece karar verilmesi doğru olamadığını, bilirkişi raporunda açıkça aracın arızasının giderilme bedelinin 19.000,01 TL olduğu yazılı olduğunu, davacı yan müvekkile tamir yaptırmamış olsa idi bilirkişi raporuna göre 19.000,01 TL ödemesi gerekecekti. mahkemenin bilirkişi raporunda yer alan bu tespiti dikkate almadan karar vermesi doğru olmadığını, izah edilen ve resen gözetilecek sebepler ile; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/435 Esas 2022/916 K. sayılı kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini aksi kanaatte ise kabul anlamına gelmemek ile birlikte sadece müvekkile ödenmiş fatura bedeli olan 11.800,00 TL bedel üzerinden karar verilmesini yada yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesini oluşması halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin yaptığı tamir işleminin dava dışı Gün Otomotiv tarafından yapılan tamir işlemi ile aynı mahiyette olduğu ve davalı tarafından yapılan tamir işleminin ayıplı olduğu karar kaldırma sebebi ile yeniden yapılan yargılama neticesinde yerel mahkemenin verdiği karar ile de sabit olduğunu, yerel mahkemece yürütülen yargılama hukuka uygun olup davalının istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, açıklanan nedenler ile; itirazlarımızın kabulüne ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 14.02.2023 tarih 2021/435 Esas, 2022/916 karar sayılı kararının onanmasına, yargılama giderlerinin istinaf talebinde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekalet ücretinin avukat olarak adımıza hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi niteliğinde araç tamirinden kaynaklanan ayıplı ifa sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 HMK, 6098 Sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava, eser sözleşmesi niteliğinde araç tamirinden kaynaklanan ayıplı ifa sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı iş sahibi davalı yüklenicidir.
Taraflar arasında araç tamirine ilişkin sözlü eser sözleşmesi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı, kendisine ait aracın şanzıman sorunları nedeniyle davalıya tamir için teslim edildiğini, davalı tarafça aracın tamir edildiği söylenerek aracı teslim aldıklarını, buna karşılık arızanın kısa sürede tekrarladığını, arızanın giderimi için üçüncü bir firmaya tamirat bedeli ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle aracı uzun süredir kullanamadığını beyanla ayıplı tamirat bedeli ve ikame araç bedelinin davalıdan tahsilini talep edilmiş, davalı ise, dava dışı firmaya yaptırılan tamiratla müvekkilinin yaptığı tamirat arasında illiyet bağı bulunmadığını aracın davacıya ayıpsız teslim edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece 2018/617 Esas -2020/30 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuş, vaki istinaf üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2020/1171 Esas – 2021/965 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının HMK.353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece kaldırma kararı sonrasında gerekli tahkikat işlemleri tamamlanarak davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Tüm dosya kapsamı mahkemece toplanan deliller ve özellikle hükme dayanak bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı aracındaki ikinci tamire konu arızanın kendi başına bağımsız bir arıza olduğu söylenemeyeceği, birinci tamirde yapılan işlemlerde aynı bölgede daha dar kapsamlı yapıldığı, arızanın kaynağına tam olarak inilemediği ve arızanın giderilmesini sağlamadığı sonucuna varıldığı, ilk yapılan tamiratın arızanın tam kaynağına inilmeden, arızanın giderilmesini sağlamadan yapıldığı, amacına uygun yapılmadığı, dolayısıyla ayıplı sayılması gerektiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulü yönünde verilen kararda kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan 354,90 TL istinaf karar ve ilam harcından alınması gereken 1.417,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.062,53 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,(harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak 14/09/2023 tarihinde karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸