Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/312 E. 2023/411 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/312
KARAR NO : 2023/411
KARAR TARİHİ : 16/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 30/01/2023
NUMARASI : 2022/1010 Esas -2023/95 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …- …

DAVA : İcra tehdidi altında yapılan ödemelerden kaynaklı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili talebi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, taraf vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesinde özetle ; Davalı tarafça vekil eden aleyhine İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2018/13073 Esas sayılı dosyası kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, vekil eden ise yasal süresi içerisinde İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2018/253 Esas numaralı ile itirazda bulunduğunu, davalı tarafça vekil edenin aleyhine yapılan takibe devam edildiğini ve her türlü haczin uygulandığını, icra takibi devam ederken vekil eden adı ve hesabına olmak üzere kızı … tarafından toplamda 38.141,00 TL ödendiğini, icra takibi iptal edildiğini, vekil edene haciz tehdidi altında birtakım ödemelerde bulunmak zorunda kaldığını, bunun neticesinde davalı taraf sebepsiz yere zenginleştiğini beyanla; vekil eden ad ve hesabına muhtelif tarihlerde icra tehdidi dolayısıyla davalı tarafa yapılmış olan toplam 38.141,00 TL’nin takibin iptal edilmesi sebebiyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak vekil edene ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Görev itirazları uyarınca öncelikle davanın usulden reddini talep ettiklerini, sebepsiz zenginleşme ya da istirdat davası şartları oluşmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dava ticari bir dava olduğundan ve konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğundan dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğunu, ancak davacı tarafından arabulucuya başvuru yapılmadan dava açıldığını, davanın bu sebeple de usulden reddi gerektiğini, davacının paranın iadesi için daha önce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/126 E. Sayılı dosyasından dava açtığını, dava devam ettiğini, aynı paranın iadesi için açılan işbu davanın derdestlik nedeniyle HMK 114/1(ı) uyarınca usulden reddi gerektiğini bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-İlk derece mahkemesinde görülen davada, davanın esasına girilmeksizin hatalı ve eksik değerlendirme sonucu davanın usulden reddine karar verilmiş olup istinaf kanun yoluna başvuru zorunlululuğunun hasıl olduğunu,
-Davalı tarafa karşı açmış olduğu kambiyo senetlerinden kaynaklanan sebepsiz iktisap nedeniyle alacak davanın ilk önce asliye hukuk mahkemelerinde açıldığını, yapılan incelemede gelen müzekkere cevapları sonrası vekil edenlerin tacir kaydı olması nedeni ile yerel mahkeme dosyasından görevsizlik kararı verildiğini, görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğuna karar verildiğini,
-Görevsizlik kararı kesinleşmeden tarafça ivedilikle arabulucuya başvurulduğunu ve görevli mahkemeye dosya gönderilmeden arabulucu görüşmeleri sonlandırılarak tutanak tutulduğunu, dosyanın görevli mahkemede açıldığı tarihten önce tarafça arabulucu görüşmeleri sonlandırılarak anlaşamama tutanağı tutulduğunu, ilk derece mahkemesi güncel tarihli içtihata aykırı olarak dava şartı arabuluculuğun sağlanmadığı gerekçesi ile davayı usulden reddettiğini,
-Görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğunu ve son tutanak görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarih olan 28/12/2022 tarihinden önce 30/11/2022 tarihinde tutulduğunu, bu tutanağın görevsiz mahkemede davanın açılmasından önce sunulmaması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Dosyanın görevli mahkemeye tevzi edilmesininden sonra tarafça arabulucu tutanak aslı 30/12/2022 tarihinde mahkemeye sunulduğunu, görevsizlik kararının verilmesinden sonra tarafça arabulucu dava şartı görevli mahkemede dava açılana kadar tamamlanarak eksiklik giderildiğini, dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddedilmesi emsal içtihatta da belirtildiği üzere; usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Görevsiz mahkeme olan Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/282 Esas sayılı dava dosyası 30.12.2021 tarihinde açıldığını, Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/282 Esas 2022/266 Karar sayılı dosyasında 16.11.2022 tarihinde görevsizlik kararı vermiş ve görevli mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna belirlediğini, görevsizlik kararı üzerine tarafça Gebze Arabuluculuk Bürosuna 25.11.2022 tarihinde başvurulduğunu,
-Gebze Arabuluculuk Bürosunun 2022/899 Büro Dosya Nolu ve 2022/141453 Arb. nolu dava şartı arabuluculuk son tutanağı anlaşamama ile 30.11.2022 tarihinde sona erdiğini, Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/282 Esas 2022/266 Karar sayılı görevsizlik karar 28.12.2022 tarihinde kesinleştiğini, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1010 Esas sayılı dava dosyası ise 28.12.2022 tarihinde tevzi edilmek suretiyle açıldığını, dava şartı Arabuluculuk Son Tutanağı ise mahkemece herhangi bir ihtar dahi verilmeksizin, dosya Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildikten ve esas numarası alındıktan sonra 30.12.2022 tarihinde sunulduğunu,
-Gebze Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı kesinleşmeden yaklaşık bir ay önce tarafça dava şartı arabulucukuk başvurusu bitirildiğini, arabuluculuk görüşmeleri 30.11.2022 tarihinde son tutanak düzenlenmek suretiyle sona erdirildiğini, bu tarihten yaklaşık 1 ay sonra ise görevsizlik kararının 28.12.2022 tarihinde kesinleştiğini, dosya Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmeden çok önce (yaklaşık 1 ay kadar önce) arabuluculuk dava şartı yerine getirildiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Yerel mahkemenin, görevsiz mahkemede açılan dava tarihinden sonra arabuluculuğu başvurulduğundan ve arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinden bahisle verdiği usulden red kararı, dairence doğru kabul edilirse mevcut hukuk kurallarının öngördüğü sistemin tamamen işlevsiz hale geldiği anlamına geleceğini,
-Üstelik hukuk düzeninin taraflardan, görev kuralı konusunda asla yanılmamasını beklemesi de mümkün olmadığını, birçok konuda ve hala görevli mahkemeler konusunda ciddi tartışmalar ve farklı içtihatlar mevcut olduğunu, hukuk sisteminde yer alan görev kurallarının muğlak olması ve yüksek yargının değişen yorumları nazara alındığından hali hazırda birçok dava türünde görevli mahkemeler konusunda ciddi tartışmalar mevcut olduğunu, Yüksek yargının bile çözmediği ve tartışmaya devam ettiği böylesi bir konuda taraflardan yanılmaz olmalarını beklemenin mantık kurallarıyla izah edilemediğini,
-Uyuşmazlıkta görevsizlik kararı kesinleşmeden son önce arabuluculuk dava şartının yerine getirilmesi sebebiyle, görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği görevli mahkemenin, görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihi baz almasına imkan verilmesi yargıyı içinden çıkılmaz bir hale getireceğini, bu durumda tarafların yeniden dava açmak zorunda kalacağını, yeniden harcama yapacağını ve yargılama en başından başlayacağını, dava şartı arabulucuğa ilişkin başta 6352 sayılı HUAK m.18/A-2 olmak üzere getirilen düzenlemeslerin amacının ve beklentisinin bu olduğunu yorumlamak mümkün olmadığını, dava şartı arabuluculuk düzenlemesinin tek ve başlıca amacının, sonuç olarak yerel mahkemenin bu hatalı ve hukuka aykırı kararının kaldırılmasını talep ettiğini,
-İstinaf başvurunun kabulüne, yerel mahkeme kararının hukuka ve usulü aykırı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Davacı, vekil eden aleyhine görevsiz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, Mahkemenin görevsizlik kararından sonra, arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olduğunu düşünerek arabulucuya başvurduğunu ve akabinde dosyayı görevli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne taşıdığını, ara bulucuya başvuru dava şartı tamamlanabilir nitelikte olmadığından Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi davanın usulden reddine kararın verdiğini,
-Davacı istinaf dilekçesi ile adeta usuli olarak yaptığı hataların Bölge Adliye Mahkemesi tarafından görmezden gelinmesini talep ettiğini, davacı hem arabulucuya başvurmayarak hem de davasını görevsiz mahkemede açarak usul kurallarını iki kez ihlal ettiğini, görev kurallarının ihlali Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, dava şartının ihlali ise Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından karara bağlandığını, kararların hukuka uygun olduğunu,
-Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen davanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın devamının niteliğinde olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan tüm usuli işlemler geçerliliğini koruduğunu, nasıl yürüyen davada sonradan arabuluculuk dava şartının tamamlanması mümkün olmuyorsa, görevsizlik kararını üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde de dava şartının sonradan tamamlanması mümkün olması gerektiğini, aksinin kabulünün, arabulucuya başvurmadan görevsiz mahkemede dava açanları, arabulucuya başvurmadan görevli mahkemede dava açanlara göre daha avantajlı konuma getirir ki böyle bir durumun hukuk mantığıyla bağdaşmayacağının açık olduğunu,
-Bu nedenlerle; davacının istinaf sebeplerinin reddine, vekil edenin kendisini vekille temsil etmesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmediğinden vekil eden lehine vekalet ücretine hükmedilmek sureti ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra tehdidi altında yapılan ödemelerden kaynaklı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı tarafça vekil edeni aleyhine İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2018/13073 Esas sayılı dosyası kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, vekil edeninin takibe itiraz ettiğini, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takiplerinde itiraz, satış dışındaki hiçbir takip işlemini durdurmaması sebebiyle vekil edeni tarafından haciz tehdidi altında olmak üzere toplamda 38.141,00 TL ödemde bulunduğunu, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/253 Esas sayılı dosyada yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından alacaklı olduğunu iddia eden davalının takip hakkının bulunmaması sebebiyle İİK madde 170/a-2 maddesi gereğince re’sen takibin iptaline karar verildiğini, davalı taraf sebepsiz yere zenginleştiğini belirterek 38.141,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise, görev ve derdestlik itirazında bulunarak arabulucuya başvuru şartı sağlanmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 114/2. maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davanın 30.12.2021 tarihinde Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verildiği, davacı tarafın görevsizlik kararı kesinleşmeden önce 25.11.2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve görüşme yapılarak anlaşma olmadığına dair 30.11.2022 tarihinde tutanak düzenlendiği, verilen görevsizlik kararının 28.12.2022 tarihinde kesinleştiği ve görevli mahkeme olan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1010 Esas sayılı dosyasında 30.01.2023 tarihinde açılan davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiğilinden araştırılması gerektiği belirtilmiş, anılan kanunun 114. maddesinin 1. fıkrasında dava şartları sayılmış, aynı yasa maddesinin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde, mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunması aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi, ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
İş bu davada, yukarıdaki kanuni düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu, görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarih olan 28.12.2022 tarihinden önce 30.11.2022 tarihinde arabulucuya başvuru şartının davadan önce yerine getirildiği, davacı tarafça 30.12.2022 tarihinde dosya karara bağlanmadan önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, işin esasına girilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan, (Aynı yönde; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/4240 Esas, 2022/6367 Karar sayılı ilamı) kaldırma sebebine göre davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı H.M.K’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince KABULÜNE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2023 tarih, 2022/1010 E – 2023/95 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf maktu karar harcının (179,90 TL) istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının ve istinaf başvuru harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinaf kararının İlk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK.nun 362/1.c. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı