Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/303 E. 2023/756 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/303
KARAR NO : 2023/756
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
NUMARASI : 2021/424 Esas – 2022/1007 Karar

DAVACI : CMS MAKİNE VE DANIŞMANLIK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.- … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : SİLVAN SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ – … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı alacak

HÜKÜM : Kararın kaldırılması-Yeniden hüküm kurulması
İSTİNAF EDEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili 11.06.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket (CMS Makine) ile davalı şirket arasında 20.06.2017 tarihinde 7 adet You Ji marka, çeşitli modellerde CNC tezgahlarının – davalı şirketin eski fabrikasından sökülüp yeni fabrikasına sökülüp-kurulması işlemlerinin yapılması için “Kurulum Sözleşmesi” yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşme ile yükümlendiği tüm işleri yerine getirdiğini, sözleşme konusu bedelleri ve tezgahlar için gereken lazer kalibrasyon bedelini davalı şirkete fatura ettiğini, davalı şirketin fatura bedellerini ödemediği için müvekkili tarafından İstanbul Anadolu 25. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün 2019/8572 Esas sayılı dosyasına yetki itirazı ile birlikte, tüm borca itiraz etmiş olduklarını, davalı taraf faturaları ticari defterlerine işlediğini, TTK’da sürelerde itiraz etmediğini, sözleşme konusu edimlerin müvekkil şirket tarafından yerine getirilmesine rağmen davalı şirket tarafı sözlü oyalamalarda bulunulduğunu, borcunu kısmen dahi ödemediğini, davalı tarafın, müvekkilinin kurulum işlemleri sonrasında herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, taraflar tacir oldukları için ticari defter kayıtlarında cari hesap alacağı görülmekte ve bu alacak varlığını sürekli olarak sürdürmekte olduğunu, ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonrasında alacaklarının tespit edileceğini, müvekkil şirketinin davalı şirketle yaptığı sözleşme ile davalının eski fabrikasındaki CNC tezgahlarını yeni fabrikaya naklettiğini; sökme, taşıma, lazer kalibrasyon ve kurulum giderlerini fatura ettiğini; ancak davalı tarafın haksız bir şekilde fatura alacağını ödemediğini, tarafların ticari defterleri, BA formları ve sair ticari kayıtlarının bilirkişi marifeti incelenmesi sonucu tespit edilecek cari hesap alacağının, hesaplama sonrasında artırılmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL alacağın davalı taraftan alınarak davacı şirkete ödenmesine, dava masrafları ve avukatlık ücretlerinin de davalı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili 07.07.2021 cevap dilekçesinde özetle; yetki sözleşmesi uyarınca dosyaya bakmakta yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, yetki itirazının reddi halinde davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine, mahkemece davanın esasına girilmesi halinde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ” …. taraflar arasında hizmet sözleşmesi yapıldığı, davacı tarafça sözleşmeye istinaden faturalar düzenlendiği, bu faturaların tamamının davalının ticari defter ve kayıtlarından yer aldığı, dava konusu sözleşme dışında taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, her iki taraf ticari defter ve kayıtlarında dava konusu alacağın varlığının tespit edildiği, her iki taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, ticari defterlerin delil özelliği taşıdığı, dava konusu makinelerin lazer kalibrasyon ayarlarının yapılmış olduğunun tespit edildiği ve makinelerin çalışır durumda ve üretimde kullanıldığının tespit edildiği, yapılan tespitlere göre davacının davalıdan 105.000,00-USD alacaklı olduğu, davacı vekilinin 28/11/2022 tarihinde alacağını Türk Lirasına çevirerek davasını ıslah ettiği, ıslah dilekçesi ile ticari temerrüt faizi talep ettiği, tarafların tacir olması nedeniyle ticari temerrüt faizi talebinin yerinde olduğu, netice olarak, davacının davasını ispat ettiği anlaşılmakla; dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının dikkate alınmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararının olmadığını, (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/193 Esas 2021/7861 Karar, 08.04.2021 tarihli ilamı) davacı davasını ispatlayamadığını, dava konusu uyuşmazlık davacının lazer kalibrasyon işlemini yapıp yapmadığı noktasında değil bu işlemin bedelinin sözleşme bedeline dahil olup olmadığı noktasında toplandığını, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/17289 Esas 2014/619 Karar ve 16.01.2014 tarihli ilamı) davacı talepleri hayatın olağan akışına da aykırılık teşkil ettiğini, faizin türüne ilişkin taleple bağlılık ilkesine ve yasanın emredici hükmüne aykırı karar verildiğini, davacının alacağını yabancı para üzerinden talep etmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle, yapılacak yeniden yargılama neticesinde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 20.12.2022 tarihli 2022/1007 sayılı kararı kaldırılarak haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 HMK, 6098 Sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece, davacının ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında 20.06.2017 tarihinde 7 adet You Ji marka, çeşitli modellerde CNC tezgahlarının – davalı şirketin eski fabrikasından sökülüp yeni fabrikasına sökülüp-kurulması işlemlerinin yapılması için “Kurulum Sözleşmesi” düzenlendiği, sözleşmeye göre sökme ve kurulum bedelinin 110.000 USD olarak kararlaştırıldığı, ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı; 20.06.2017 tarihli sözleşmeden kaynaklı edimlerini ifa ettiğini, tezgahlar için gerekli kalibrasyon işini de ifa ettiğini, bu işlerle ilgili fatura düzenlediğini, ilk olarak davalı hakkında İstanbul Anadolu 25. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün 2019/8572 Esas sayılı dosyasında 105.900 USD üzerinden 13.3.2019 tarihli ilamsız takip başlattıklarını, davalının yetkili icra dairesinin Gebze icra daireleri olduğu yönündeki yetki itirazı ile birlikte tüm borca itiraz etmesi nedeniyle eldeki davayı alacak davası şeklinde Gebze Mahkemelerinde açarak şimdilik 10.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,
Davalı; yetki sözleşmesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri oludğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, taraflar arasında 20.06.2017 sözleşme dışında başkaca hukuki ilişki bulunmadığını, davacının fazlaya ilişkin kesilen lazer kalibrasyon işine ilişkin faturalarının iade edildiğini, bu işlerin sözleşmeye dahil olmadığını, lazer kalibrayon yapılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalının yetkiye yönelik istinafı incelendiğinde; her ne kadar sözleşmede münhasır yetki sözleşmesi kararlaştırılmışsa da, davacı, münhasır yetki kararlaştırılan İstanbul İcra Dairelerinde takip yapmış, davalı ise, münhasır yetkiye rağmen Gebze icra dairelerinin yetkili olduğu yönünde yetki itirazında bulunması üzerine eldeki dava Gebze Mahkemelerinde açılmıştır. Buna rağmen bu defa da davalının yetki sözleşmesine dayanarak yetki itirazında bulunması dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağı gibi davalı vekilince dosyaya ilk işlem 22.6.2021 tarihinde yapıldığı, 2 haftalık yetki itirazının son gününün 6.7.2021 tarihi olduğu oysa davalı tarafça 7.7.2021 tarihinde yetki itirazında bulunduğu da anlaşıldığından itirazın yasal sürede de olmadığı anlaşılmakla davalının yerinde olmayan yetki itirazının reddi gerekmiştir.
İşin esası incelendiğinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 vd. maddelerde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişiye incelettirilmesi neticesinde davalının ticari defter ve kayıtlarında davacının davalıdan 58.659,82 USD alacak kaydı bulunduğu, ayrıca, davalının önce defterine kaydedip sonra iade faturası düzenlediği 19.3.2018 tarihli 11.800 USD ve 35.400 USD tutarlı faturalar nedeniyle tarafların defter kayıtlarının birbirini tutmadığı, iki adet iade faturasının dahil edilmesi durumunda davacı yüklenicinin alacağının 105.900 USD olacağı, işin keşfen tespiti neticesinde, dava konusu sözleşmedeki kararlaştırılan kurulumlarının tamamlanmış olduğu ve makinelerin çalışır vaziyette oldukları, söz konusu lazer kalibrasyon işlemlerinin davacı tarafından yapılıp yapılmadığının makine üzerinden tespiti mümkün olamamakla birlikte, makinelerin üretimde kullanıldığı dikkate alındığında lazer kalibrasyon ayarlarının yapılmış olduğu, lazer kalibrasyon işiyle ilgili sözleşmede açıklık olmadığı yönünde bilirkişilerce rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, davalının kendi ticari defterlerlerine kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç olmayacağı, fatura içeriklerinin davalı iş sahibi aleyhine davacı yüklenici lehine kesinleştiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde de, sözleşmede kararlaştırılan kurulumlarının tamamlanmış olduğu ve makinelerin üretimde kullanıldığı dikkate alındığında lazer kalibrasyon ayarlarının yapılmış olduğunun da anlaşılmasına göre davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini ifa ettiği de anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacı yüklenicinin 105.900 USD alacağa hak kazandığının kabulü gerekmektedir.
Taraflar arasında kararlaştırılan sözleşmede iş bedeli yabancı para cinsinden kararlaştırılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça faturalar Türk Lirası cinsinden düzenlenmiş ise de; yabancı para cinsi üzerinden fatura düzenlenmesi mümkün olmayıp faturada yabancı para karşılığı düzenlendiği belirtilmiş olmasa dahi Türk Lirası üzerinden düzenlenmiş olması yabancı para cinsinden olan iş bedelinin Türk Lirasına çevrildiği sonucunu doğurmaz.
6098 sayılı TBK’nın 99. m. hükmünce yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde vade veya fiili ödeme tarihindeki rayice göre Türk parası ile ödenmesi istenebilir. Davacı yüklenici dava dilekçesinde talebini kısmi dava olarak açıklayarak 10.000 TL üzerinden TL cinsinden kullanmıştır. Seçimlik hakkını bu şekilde kullandıktan sonra iradeyi sakatlayan sebeplerin bulunmaması dışında bundan dönülmesi mümkün değildir. Bu durumda, davacının sözleşme konusu işle ilgili hakettiği iş bedeli olan 105.900 USD nin davacının seçimlik hakkını kullandığı dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden karşılığı (Emsal Kapatılan Yargıtay 15. H.D. 2015/6172 E,2017/219 K; 2017/150 E, 2018/1770 K sayılı kararları) olan 8,5595 TL üzerinden TL ye dönüştürülmesi ile 906.451,05 TL olacağından bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, davacı tarafça ıslah dilekçesiyle ticari temerrüt faizi talebinde bulunulduğundan hükmedilen alacağa ıslah tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça istinaf dilekçesinde 13 Eylül 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı uyarınca dava konusu sözleşmenin döviz cinsinden kararlaştırılamayacağı ileri sürülmüşse de, HMK.357.madde uyarınca istinaf incelemesi sırasında ” ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz” hükmü gereği davalının bu yöndeki iddiası savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamındadır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/12/2022 tarih 2021/424 E. 2022/1007 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; 906.451,05 TL cari hesap alacağının, 28/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 61.919,67.-TL karar ve ilam harcından başlangıçta yatan 170,78.-TL peşin harç ve 33.521,72.-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye kalan 28.227,17.-TL.-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
İlk Derece Mahkemesince hesaplanan harç miktarı ile Dairemizce hesaplanan harç miktarının farklı olduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince düzenlenen 13/02/2023 tarih, 2023/71 nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenmesine,
3-Dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecine yönelik 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin, kabul red oranına göre (0,46) 607,20 TL sinin davacıdan, kalan kısmının davalıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ile 170,78.-TL peşin harç ve 33.521,72.-TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan gider avansından harcanan, 51,50.-TL tebligat ve müzekkere gideri, 419,90.-TL keşif harcı, 150,00.-TL ile 1.800,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.271,40.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.044,84 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yargılama sırasında davalı tarafından yatırılan delil avansından harcanan, 150,00.-TL tebligat ve müzekkere giderinden ibaret yargılama giderinin kabul red oranına göre 81,00 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 117.709,61.-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 133.317.-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Taraflar arasında 20/06/2017 tarihinde imzalanan kurulum sözleşmesi için damga vergisi ödendiğine dair belge sunulmadığından, sözleşmenin ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne gönderilmesine, damga vergisi tahsili gerekmesi halinde ilgililerden tahsili hususunda işlem yapılmasının istenilmesine,
10-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana İADESİNE,
İstinaf incelemesi bakımından;
Davalı vekilinin başvurusu kısmen yerinde görüldüğünden yatırılan istinaf karar harcının tarafına iadesine,
Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 492,00 TL başvuru harcı ve 145,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 637,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Kararın tebliği ve diğer işlemlerin dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 01/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸