Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/300 E. 2023/755 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/300
KARAR NO : 2023/755
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
NUMARASI : 2020/849 Esas – 2022/881 Karar

DAVACI : KAYA YAPI İÇ MİMARLIK TASARIM İNŞAAT DENİZ TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : DERE CONSTRUCTION TAAHHÜT ANONİM ŞİRKETİ – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeline ilişkin itirazın iptali

HÜKÜM : Tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili – Davalı vekili

Taraflar arasındaki faturadan kaynaklanan bakiye alacak için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı aleyhine Gebze 4. İcra müdürlüğünde 2019/41708 esas sayı takibe geçmiş, davalı da borcun tamamına itiraz etmiş, davacı da huzurdaki davayı açtığını, davalıya ödemesi gereken 9.316,56 Euroluk borç için çeşitli defalarda e-mail yazışmalarında davalı tarafından çeşitli zamanlarda ödeneceği yazıldığını, bu minvalde davalı 3.316,00.-EURO ödeme yaptığını, davacının alacağı 6.000,50.-EURO kaldığını, davalı Üsküdar 9. Noterliğinden gönderilen ihtarname ile temerrüde düşürüldüğünü, davacı, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına ve yargılama giderlerinin davalı yana bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın İzmir yetkili mahkemelerinde açılması gerektiğini, davalı, davacının şartnamede kararlaştırılan malzemeleri teslim etmediğini, farklı malzeme kullandığını, projede paslanmaz malzemeleri kullanılacağı şartnamede yazılmasına rağmen davacı paslanan malzeme kullandığını, dolayısıyla, davacının teslim ettiği malzemeler ayıplı olduğunu, ayrıca davacının taahhüt ettiği işi eksik yaptığını, davalı vekili, davanın reddi ve %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına ve yargılama giderlerinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; “1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/41708 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 5.113,90.-EURO asıl alacak üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren devlet bankalarının EURO cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına, 2-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının (32.387,35.-TL) %20’si oranında olan 6.477,47.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru ve cevap dilekçesinde özetle; davanın muayene ve ihbar külfetlerinin yerine getirilmemesi nedeni tamamen kabulü gerekirken gizli ayıptan bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının dosyada ödeme yapacağına dair yazışmaları bulunduğunu, ancak dava ikamesine kadar yazılı bir ayıp ihbar ve muayene külfetini yerine getirdiğine dair bir delilinin olmadığını, 22.3.2021 tarihli ön inceleme duruşması 3 no.lu bendinde ayıplı iş iddialarına yönelik ihbarın sunulması için kesin süre verilmesine rağmen böyle bir ihbarı da davalı dosyaya sunmadığını, zaten sözlü beyanın bulunduğunu davalı delil listesinde belirttiğini, davalının ilk defa cevabında ileri sürdüğü ayıp iddiasına karşı beyan dilekçemizde de; “daha önce bu iddiayı hiç ileri sürmediği” beyan edildiğini, bilirkişi raporuna ve ek rapora itirazlarımız da gözetilmediğini, davalının istinaf dilekçesi, cevap dilekçesinin birebir tekrarı niteliğinde olup; bu hususlar sayın mahkemece değerlendirildiğini, davalı yanın hiçbir muayene külfetini yerine getirdiğine dair delili ve ihbar külfetini yerine getirdiğine dair delilinin olmadığını, davalı salt huzurdaki davayı sürüncemede bırakmak kastıyla daha önceden hiç ileri sürmediği bu iddiaları öne sürmüştür ki bu açıdan mezkur iddialar davalının kötü niyetini alenen ortaya koyduğunu, net olan likit alacakla ilgili icra inkar tazminatı gerektirecek koşullar mevcut olup söz konusu tazminata müvekkil lehine hükmedilmesinde usule aykırılık olmadığını, davalının iddiaları hala kötü niyetini devam ettirmesinin bir yansıması olduğunu,
ayrıca davalı yanın 6102 sayılı hmk 329 gereği dava değerinin takdiren % 15ine vekalet ücreti olarak hükmedilmesi gerekirken bu husus da değerlendirilmediğini, anılan bağlamda davalının istinaf istemlerinin reddini talep ettiklerini, arz ve izah edildiği üzere, fazlaya ilişkin talep haklar saklı kalmak kaydıyla, incelemenin HMK m. 356 uyarınca duruşmalı olarak yapılmasına, tehiri icra taleplerinin kabulüne, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi E: 2020/849, K: 2022/881, T: 21.11.2022 kararının kısmen kabul yönünden onanmasına ve davalı istinaf istemlerinin reddine, kısmen red ve buna bağlı sonuçlar yönünden kararın kaldırılmasına ve davamızın kabulüne ve itirazın iptaline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin, % 20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılar üzerinde bırakılmasına, davalı yanın 6102 sayılı hmk 329 gereği dava değerinin takdiren % 15ine vekalet ücreti olarak hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından sözleşmeye aykırı, eksik ve ayıplı imalat yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazların değerlendirilmediğini, eksik inceleme sonucu verilen karar hatalı olup kaldırılması gerektiğini, tespit edilen ayıpların yapının bütününe ne şekilde zarar verebileceği ve bunun maliyetinin ne olacağı yönündeki itirazların değerlendirilmediğini, icra inkar tazminatının şartları oluşmamasına rağmen aksi yönde verilen kararın hatalı olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle,
istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılarak haksız davanın reddine, davacının dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu istinaf sebepleri mesnetsiz olup reddi gerektiğini, mahsup bir defi değil itiraz niteliğinde olduğundan yargılamanın her aşamasında ileri sürülebildiğini, nitekim yerleşik Yargıtay Kararları da bu yönde olduğunu, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas: 2014/857 – Karar : 2014/6878 – Tarih: 26.11.2014) davacının dilekçesi incelendiğinde süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığının iddia edildiğinin görüldüğünü, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin E:2015/4343, K:2016/2603 Sayılı Kararı) davacı tarafından sunulan zamanaşımı defi süresi içinde ileri sürülmediği gibi, gizli ayıbın bulunması halinde zamanaşımından bahsedilemeyeceğini, (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2005/12829 K. 2005/18863 T. 19.12.2005 Kararı), arz ve izah edilen nedenlerle,
davacının mesnetsiz istinaf taleplerinin reddine,
istinaf taleplerinin kabulüne,
yerel mahkeme kararının kaldırılarak haksız davanın reddine, davacının dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 HMK, 6098 Sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında “K 2010 A Yatay Yaşam Hattı” nın yapımı ve davalının Aliağa fabrikasına kurulumu hususunda davalının siparişi, davacının da siparişe ilişkin teklif formu sunması üzerine eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında kurulan sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddeleri hükümlerine göre eser sözleşmesidir. Yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına, fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir. Sözleşmede garanti şartı bulunması halinde işi yapan taşeron ya da yüklenici garanti vermekle iş sahibinin açık ayıplarda muayene ve süresinde ihbar yükümlülüğünü, gizli ayıplar yönününde de derhal ihbar yükümlülüğünü kaldırmayı ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları bedelsiz olarak gidermeyi üstlenmiş demektir. Garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili iş sahibi ayıp ihbarında bulunmak zorunda kalmaksızın zamanaşımı süresi içinde ayıbın giderilmesi ve zararlarını isteyebileceği gibi, iş bedeline karşı ayıp defini de ileri sürebilir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19.06.2014 gün 2013/4976 Esas 2014/4282 Karar, 28.01.2015 gün 2014/1955 Esas, 2015/442 Karar sayılı ilâmları).
Dosya kapsamından; dava konusu ürünlerin 30.4.2019 tarihli fatura ile davalıya teslim edilerek davacı tarafça davalı çekilen 1.8.2019 tarihli ihtarla bakiye iş bedelini talep ettiği, ihtarname sürecinden sonra davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici tarafından sunulduğu anlaşılan teklif formunda imalât ve montaj hatalarına karşı 10 yıllık garanti süresi öngörülmüştür. Bu durumda garanti süresi içerisinde ortaya çıkan ayıplarla ilgili iş sahibi ayıp ihbarında bulunmak zorunda kalmaksızın zamanaşımı süresi içinde ayıbın giderilmesi ve zararlarını isteyebileceği gibi, iş bedeline karşı ayıp defini de ileri sürebileceğinden ve somut dosyada garanti süresi henüz dolmadan davalı tarafça ayıp ihbarı ileri sürüldüğünden ihbarın süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olursa; dosyaya sunulan bilirkişi raporları incelendiğinde; dava konusu davacının gerçekleştirdiği fatura konusu imalatlardan tespit edilen gizli ayıp niteliğindeki; yaşam halatı ile ana braketi birbirine bağlayan tüm şok emici ve gerdirme elemanlarının cıvatalarının(36 adet) değiştirilmesi ve döşemeye monte edilmiş toplam 4 adet HL-D.100 fırın boyalı plakalı ankraj dikmesinin düzeltilerek sağlamlaştırılmasının gerektiği, bu işlerin bedelinin her türlü malzeme, işçilik, nakliye, taşıma ve genel giderler ile KDV dahil olmak üzere 6.000,00.-TL olarak hesaplandığı, bunun EURO karşılığının 886,66 EURO olacağı belirtilerek davacının talep ettiği EURO alacağından mahsubu sonucu davacının bakiye hakkedişinin 5.113,90.-EURO olacağı bildirilmiştir.
Buna göre, davacı tarafından imal ve teslimi yapılan dava konusu ürünler kapsamında fatura konusu imalatlardan tespit edilen gizli ayıp niteliğindeki; yaşam halatı ile ana braketi birbirine bağlayan tüm şok emici ve gerdirme elemanlarının cıvatalarının(36 adet) değiştirilmesi ve döşemeye monte edilmiş toplam 4 adet HL-D.100 fırın boyalı plakalı ankraj dikmesinin düzeltilerek sağlamlaştırılmasının gerektiği, bu işlerin bedelinin her türlü malzeme, işçilik, nakliye, taşıma ve genel giderler ile KDV dahil olmak üzere 6.000,00.-TL olarak hesaplandığı, bunun EURO karşılığının 886,66 EURO olacağı belirtilerek davacının talep ettiği EURO alacağından mahsubu sonucu davacının bakiye hakedişinin 5.113,90.-EURO olduğu, takip konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan alacağın da likit nitelikte olduğu, bu nedenle mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından mahkeme kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar yerinde olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden alınması gerekli 179,90 TL maktu karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 128,50 TL nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yönünden alınması gerekli 2.212,38.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 553,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.658,68 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,(harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 01/06/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸