Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/298 E. 2023/812 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/298
KARAR NO : 2023/812
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
NUMARASI : 2020/656 Esas -2022/810 Karar

DAVACI : … – (T.C.:…) …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : TEKİŞ TEKNİK EROZYON KALIP SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeline tahsili istemi
HÜKÜM : İstinaf başvurularının ayrı ayrı esastan redddi
İSTİNAF EDEN : Taraf vekilleri

Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeline tahsili istemi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı taraf vekilleri tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Davacı vekil edenin, davalıya ait U86 Model “tel erezyon makinesinin”, ihtiyaç duyduğu tamirin, bakım ve modifikasyonu ile ilgili 21/08/2019 tarihli, parça temini ve işçiliğini içeren yazılı fiyat teklifinde bulunduğunu, vekil edenin davalı şirkete yapmış olduğu yazılı teklifin, sözleşmeye uygun olarak davacı vekil edenin 17/09/2019 tarihinde 5.130,00.-USD, 14/10/2019 tarihinde 7.600,00.USD olmak üzere toplam 12.730,00.-USD banka hesabına ödeme yaptığını, vekil edenin, sözleşmeye uygun olarak Eylül 2019 ile Nisan 2020 tarihleri arasında, yaygın bulaşıcı hastalık tehlikesine rağmen davalı şirketçe çıkarılan izin belgesini de kullanmak suretiyle, vekil eden şirket yetkilisine teslim ettiğini, davalıya ait makine üzerinde yapmış olduğu çalışmaların, davalı şirket yetkililerinin imzalarını da içeren servis formlarında mevcut olduğunu, 02/06/2020 tarih G.İ.B 2020000000005 numaralı KDV dahil 26.550,00.-USD faturanın ödenmeyen 13.820,00.-USD bakiye alacağının tahsili için mahkemeye başvurduklarını, davanın kabulüne, 02/06/2020 tarih G.İ.B.2020000000005 numaralı KDV dahil 26.550,00.-USD faturanın, ödenmeyen 13.820,00.-USD, 108.000,00.-TL bakiye alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Vekil edenin, işyerinde bulunan “U86 model Tel Erozyon Makinası”ndan, kısa bir süre çalıştıktan sonra hızının düşmesi nedeni ile randıman alamadığından, tamirini yaptırmak için davacıdan teklif istediğini, davacının, 04/05/2019 tarihli Servis Formu gereğince yaptığı inceleme sonrası 13/05/2019 tarihli teklif mektubunu aynı gün elektronik posta ile vekil edence ilgilisine gönderdiğini, vekil edenin aynı gerekçelerle teklife yapılan itiraza karşı davacının bu kez yine ödenecek miktarda indirim yaparak ve ödeme şartlarını değiştirerek hazırladığı 21/08/2019 tarihli 3. teklif mektubunu vekil edene elektronik posta yolu ile gönderdiğini ve vekil edence 28/08/2019 tarihinde teklifin uygun bulunduğunu ve davacının işe başlayabileceğinin e-posta yolu ile bildirildiğini, tarafların anlaştığı 21/08/2019 tarihli teklif mektubu gereğince; işin toplam bedeli 22.500 USD + KDV olduğunu, malzeme bedelinin, her bir malzeme tesliminden sonra 3 gün içinde ödeneceğini, işçilik bedelinin tamir bitiminde yapılacak testlerden 15 gün sonra ödeneceğini, davacının kendi hazırladığı 24/03/2020 tarihli Servis Formunda dahi bazı aksamaların olduğunu, formun, “tezgah test edilmek üzere teslim alınmıştır” şerhi düşülerek imzalandığını, pandemide bir süre vekil edenin işyerinin kapandığını ve bir süre de kısa çalışma uygulandığından, 02/06/2020 tarihinde tezgahın kontrol edilebildiğini, vekil edenin teknik ekibince çalıştırılan tezgahta, davacının 03/06/2020 tarihinde gönderdiği e-posta ile tekrar işçilik ücretinin ödenmesini istediğini, tezgahın davacının teslim ettiği hali ile durduğunu, tezgahın normal çalışır hale gelmesi halinde davacının işçilik ücretinin ödeneceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ”Davanın kısmen kabulüne, 30.214,53.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin, istinaf yasa yoluyla incelenerek ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesinin talebi olduğunu, davacı vekil eden ile davalı şirket arasında, dava konusu makinenin çalışıp çalışmamasını ya da çalışma performansının belirli bir düzeye çıkarılacağına ilişkin her hangi bir söz vaat ya da sözleşme maddesi bulunmadığını, tamir, bakım ve parça değişimi yaparak makineyi Mayıs-2020 tarihinde, tanzim ettiğini ve davalı şirket yetkilisinin de imza ettiği “final servis raporu” ile çalışır vasiyette şirket operatörüne teslim ettiğini, teslim ile keşif arasında geçen 20 aylık süre zarfında, makinenin davalı şirketçe ne şekilde kullanıldığını, davacı vekil eden ile davalı şirket arasında geçerli olan teklife göre, gerek malzeme ve yedek parça ve gerekse işçilik ücreti usd olarak belirlendiğini, davacı vekil edenin davalı şirkete kesmiş olduğunu ve kısmen tahsil edilemeyen fatura bedelinin de USD olarak tanzim edildiğini, alacak miktarı 3.863,75.-USD olarak dava tarihindeki T.C Merkez Bankası USD kuru üzerinden TL olarak belirlendiğini, fatura ve dava talep sonucu USD olarak belirlenmiş olmasına rağmen TL olarak hüküm kurulması hatalı olduğunu ve davacı vekil edenin mağduriyetine neden olacağını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı istinafa başvuru ve cevap dilekçesinde özetle;
Bilirkişinin, sonuca ulaşmak için uyguladığı yöntem genel olarak doğru ise de, dava konusu olayın özellikleri nazara alınınca bu yöntemin tatbikinin mümkün olmayacağının ortaya çıktığını, dava konusu olan tel erozyon makinasının, elektrik iletkenliği olan metal malzemeleri elektrik deşarj yöntemi ile, ortalama milimetrenin yüzde bir hassasiyetinde şekillendiren ve başta otomotiv olmak üzere neredeyse tüm üretim sektörlerinde ihtiyaç duyulan kalıp, aparat ve fikstür imalatında kullanılan ticari katma değeri yüksek, ileri teknoloji bilgisayar kontrollü bir ticari imalat makinesinin olduğunu, yapılan tamir çalışması neticesinde makina görünürde çalışır hale gelmiş olsa da fonksiyonel olarak işlevini yerine getiremediğini, A noktasından B noktasına gitmek üzere kullanılan bir ticari taksinin görünürde motorunun çalışmasını ve aracın hareket edebiliyor olmasına rağmen motorun mütemadiyen teklemesini ve stop etmesi sebebiyle bu aracın ticari olarak kullanılmasını ve hem işletmecisine hem de müşterisine fayda sağlaması mümkün olmadığını kullandığı malzeme bedellerinin dışında davacının işçilik ücreti olarak hak ettiğinin bir bedel bulunmadığını, davalı vekil edenin bu kapsamdaki sorumluluğunun davanın kabul ve red oranına göre belirlenmesinin gerektiğini, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddini, yerel mahkeme kararın kaldırılarak sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeline tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeline tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında U86 model tel erozyon makinasının modifikasyonu için gerekli parçalar ve bu parçaların montaj, tamir ve bakım işçiliği hizmeti satın alması hususunda davalının siparişi, davacının da siparişe ilişkin teklif formu sunması ve teklifin kabulü üzerine eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme bedelinin 22.500,00.-USD ve 4.050,00.-USD KDV olmak üzere toplam 26.550,00.-USD olduğu ve malzeme ücretlerinin malzeme temininden sonra üç iş günü içinde ödeneceği, işçilik ücretinin ise makinenin teslimi ve testlerin yapılmasının ardından 15 gün sonra ödenmesi hususunda anlaşmaya varılmıştır.
Taraflar arasında kurulan sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddeleri hükümlerine göre eser sözleşmesidir. Yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına, fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir. Sözleşmede garanti şartı bulunması halinde işi yapan taşeron ya da yüklenici garanti vermekle iş sahibinin açık ayıplarda muayene ve süresinde ihbar yükümlülüğünü, gizli ayıplar yönününde de derhal ihbar yükümlülüğünü kaldırmayı ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları bedelsiz olarak gidermeyi üstlenmiş demektir. Garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili iş sahibi ayıp ihbarında bulunmak zorunda kalmaksızın zamanaşımı süresi içinde ayıbın giderilmesi ve zararlarını isteyebileceği gibi, iş bedeline karşı ayıp defini de ileri sürebilir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19.06.2014 gün 2013/4976 Esas 2014/4282 Karar, 28.01.2015 gün 2014/1955 Esas, 2015/442 Karar sayılı ilâmları).
Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir. Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin o şeyi kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim ve eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hükmü getirilmiştir.
Dosya kapsamından; davacının 24/03/2020 tarihinde kararlaştırılan işi bitirdiğini belirterek makineyi 24/03/2020 tarihli servis formu ile teslim ettiği, 24.03.2020 tarihli servis formunda davalı tarafça test edilemeden teslim alındığı ihtirazi kayıt düşüldüğü, davacı tarafından 02/06/2020 tarihinde tezgahın kontrol edilebildiği, davalı şirketin davacıya 17/09/2019 tarihinde 5.130,00.-USD, 14/10/2019 tarihinde 7.600,00.-USD olmak üzere toplam 12.730,00.-USD banka hesabına ödeme yaptığı, davacı yüklenici iş bedeli için 26.550,00.-USD fatura düzenlediği, davacı bu faturanın, ödenmeyen 108.000,00.-TL bakiye alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf ise, yapılan imalatın sözleşmeye uygun olmadığını ve ayıplı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı yüklenici sunduğu teklif formunda üretim hatalarına karşı bir yıllık garanti süresi öngörülmüştür. Bu durumda garanti süresi içerisinde ortaya çıkan ayıplarla ilgili iş sahibi ayıp ihbarında bulunmak zorunda kalmaksızın zamanaşımı süresi içinde ayıbın giderilmesi ve zararlarını isteyebileceği gibi, iş bedeline karşı ayıp defini de ileri sürebileceğinden ve somut dosyada garanti süresi henüz dolmadan davalı tarafça ayıp ihbarı ileri sürüldüğünden ihbarın süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacının ticari defterlerinin incelemesinde; davacı konusu faturanın davacı kayıtlarına işlendiği, davalıya düzenlemiş olduğu davacı alacağını oluşturan 02.06.2020 tarih GIB2020000000005 numaralı 26.550,47.USD (188.699,84.TL) tutarlı fatura ve bu faturaya binaen yapılan iki adet ödeme toplamı (7.600+5.130.USD) olan 12.730,00.USD (73.702,05.TL) düşüldüğünde davacının yasal defterlerindeki davalıdan olan alacağının 106.997,79.TL olduğu, faturanın USD üzerinden düzenlendiği ve ödemelerin de USD üzerinden yapıldığı dikkate alındığında kalan alacağın 13.820,47.USD (26.550,47.USD – 12.730,00.USD) tutarında ve dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif dolar satış kuruna göre 13.820,47 USD X 7,82 -108.076,08 TL olduğu tespit edildiği, davalının ticari defterlerinin incelemesinde ise; davacının düzenlediği 1 adet KDV dahil 26.550 USD tutarlı satış faturasının ( 180.699,84 TL) davalının defter kayıtlarında yer almadığı, faturanın ihtarname ekinde davacıya geri iade edildiği, BA beyannamesi ile de beyan edilmediği, davacıya 5.130 USD ve 7.600 USD 2 kez toplam 12.730 USD tutarında ödeme yapıldığı, ödemelerin yasal defterlerde kayıtlı olduğu, ödemeler yönünden tarafların mutabık kaldığı, ancak fatura yönünden mutabık kalmadıkları, davacının 2021/09 dönemine kadar davalıya ödediği toplam 12.730 USD’ye kur değerlemeleri yaptığı, 2021/09 döneminde davacının yasal defterlerine göre fatura kayıtlara alınmadığı için borç değil, davalıdan 99.395,84 TL, dövizli olarak 12.730 USD alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olursa; davacı yüklenici bakiye iş bedelini talep etmektedir. Hükme esas alınan 25.01.2022 tarihli asıl ve 20.06.2022 tarihli ek bilirkişi raporları incelendiğinde; dava konusu makinada var olan gizli ayıplar, eksiklikler ve yapılan geçici çözümler dikkate alındığında makinanın amacına uygun olarak istenilen performansta çalışmadığının ve davalıya gizli ayıplı ürün teslim edildiği, ama kabule zorlanamayacak derecede ayıplı olmadığı, hız bakımından makinada % 62,5 oranda iyileşme yapıldığı, götürü bedelli sözleşmeye göre tamamlanan işin bedelinin 16.593,70-USD olarak tespit edildiği, davalı şirketin 17.09.2019 tarihinde 5.130,00-USD, 14.10.2019 tarihinde 7.600,00-USD olmak üzere toplam 12.730,00 USD’yi ödediği, ödenmeyen kısmın ise yapılan işin tamamlanma oranına göre 3.863.75-USD olduğu mütalaa edilmiş, sözkonusu bilirkişi değerlendirmesini içeren rapor açıklayıcı ve gerekçeli olduğundan dairemizce aynen benimsenmiştir.
Buna göre, davacı tarafından imal ve teslimi yapılan dava konusu imalatın gizli ayıplı olduğu, davacının garanti vermesi nedeniyle ayıp ihbarının garanti süresi içerisinde yapıldığı, makinanın amacına uygun olarak istenilen performansta çalışmadığı ve davalıya gizli ayıplı olduğu, dava konusu eserde davacı yüklenicinin yapmış olduğu işin eksik ve kusurları dikkate alınıp düşülmek suretiyle fiziki gerçekleşme oranını %62,5 olarak belirlendiği, bu fiziki oranı götürü bedele uygulayarak incelenen ticari defterlere göre kanıtlanan ödemeler mahsup edilerek yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin 3.863,75-USD olduğunun belirlendiği, bu nedenlerle davacı yüklenicinin bu iş bedeline hak kazandığının kabulü gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 99. m. hükmünce yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde vade veya fiili ödeme tarihindeki rayice göre Türk parası ile ödenmesi istenebilir. Davacı yüklenici dava dilekçesinde talebini faturanın, ödenmeyen 13.820,00.-USD. (T.C. Merkez Bankası 22/10/2020 tarihli dolar satış kuru 7,82 TL. karşılığı) 108.000,00.-TL bakiye alacağın tahsili olarak açıklayarak 108.000,00 TL üzerinden TL cinsinden kullanmıştır. Seçimlik hakkını bu şekilde kullandıktan sonra iradeyi sakatlayan sebeplerin bulunmaması dışında bundan dönülmesi mümkün değildir. Bu durumda, davacının sözleşme konusu işle ilgili hakettiği iş bedeli olan 3.863,75-USD nin davacının seçimlik hakkını kullandığı dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden karşılığı (Emsal Kapatılan Yargıtay 15. H.D. 2015/6172 E,2017/219 K; 2017/150 E, 2018/1770 K sayılı kararları) olan 7.82 TL üzerinden TL ye dönüştürülmesi ile 30.214,53 TL olacağından bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan, davalının arabuluculuk ücretinden sorumluluğu davanın kabul ve red oranına göre belirlenmesi sebebiyle davalının bu yöne değinen istinafı yerinde görülmemiştir.

VI.KARAR
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2022 tarih, 2020/656 Esas – 2022/810 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gereken 2.063,95-TL istinaf karar harcından peşin alınan 561,00-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.502,95-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 1.328,29 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.148,39 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kanun yolunda her bir tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 08/06/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı