Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/196 E. 2023/729 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/196
KARAR NO : 2023/729
KARAR TARİHİ : 29/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
NUMARASI : 2019/384 Esas -2022/455 Karar

DAVACI : ÖZ KA LASTİK VE KAUÇUK SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – VKN:… …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … -…

DAVALI : … – VKN: … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA İHBAR OLUNAN : SAKARYA ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Abonelik sözleşmesinden kaynaklı fazladan ödenen bedelin iadesi talebi
HÜKÜM : Davalıların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili-Davalı vekili

Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklı fazladan alacak talebi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Vekil edenin ÖZ-KA Lastik ve Kauçuk Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin Tepecik Vergi Dairesi’nin … vergi numaralı mükellefi olarak lastik üretimi ve ihtacaatı üzerine faaliyet gösterdiğini, 6948 s. Sayılı sanayi Sicili Kanunu gereğince sanayi sicil belgesine sahip olan vekil edenin, 2005 yılında tür değişikliğine giderek anonim şirkete dönüştüğünü, bu tarihten sonra da sanaayi sicil belgesine kesintisiz olarak sahip olduğunu, 19/12/2017 tarihinde vizeleme işlemine dair belge düzenlenerek vekil edene verildiğini ve vekil edence sanayi sicil belgesini bulundurma şartlarını haiz olduğunun tespit edildiğini, 18/06/2019 tarihinde faturanın vekil edene KEP ile gönderildiğini, vekil edence aynı gün içinde faturayı yine KEP üzerinden davalıya iade ettiğini, buna rağmen 19/06/2019 tarihinde aynı faturanın tekrar gönderildiğini, fabrika binasının elektriğinin kesilmemesi adına vekil edence faturanın 175.410,76 TL’lik kısmını sanayi yerine ticarethane tarifesi üzerinden indirim yapılmaksızın kesilen 175.410,76 TL fazla kesilen tutar için dava açtıklarına dair ihtirazi kayıtla ödeme açıklamasını düşerek ihtirazi kayıtla EFT ile davalının hesabına ödendiğini, vekil edence Kocaeli 1. Noterliğinin 27/06/2019 tarih ve 05043 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek fazladan kesilen ve ihtirazi kayıtla ödenen 175.410,76 TL’nin iadesi talep edilmiş ise de davalı tarafından bir ödeme yapılmadığını, şirketin vizeleme işleminin 01/03/2017 tarihinden itibaren iki yıl sonra hükümden düşeceğini ve 01/03/2019 tarihi itibariyle geçersiz kalacağını öne sürdüğünü, 01/03/2017 tarihinde yapılan vizeleme işleminden sonra, davalarının kabulü ile haksız olarak tahsil edilen 175.410,76 TL’nin 24/06/2019 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile davalı şirketten tahsili ile vekil edene ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Vekil edence ile davacı şirket arasında elektrik teminine yönelik abonelik sözleşmesi imzalandığını, vekil eden şirket elektrik temininin ticari kısmını idare ederken, elektriğin fiziksel olarak iletilmesinden Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ.nin sorumlu olduğunu, vekil eden şirketin davacı şirkete fatura kestiğini, sanayi tarifesinde dağıtım bedelinin indirimli olduğunu, sanayi sicil belgesinin düzenleniş tarihi itibariyle iki yılda bir vize ettirilmesi gerektiğini, faturaların ait olduğu tesise ait sanayi sicil belgesini ilk olarak 01/03/2013 tarihinde aldığını, Sedaş’a itiraz ettiklerini fakat itirazın kabul olmadığını belirttiğini, vekil eden şirketin Sedaş ile sanayi sicil belgesi hakkında yaptığı yazışmalar neticesinde, davacı şirketin sanayi sicil belgesinin süresinin 01/03/2019 tarihinde sona erdiğini, yenileme işleminin yapılmadığını açıkladığını, vekil eden şirketin 2019 yılının 5. ayına ait faturayı SEDAŞ’ın vekil eden şirkete gönderdiği faturadaki gibi ticarethane tarifesinden hesaplayarak kestiğini, faturanın davacı şirket tarafından zamanında ödendiğini, davacı şirketin 30/05/2019 tarihinde sanayi sicil belgesi için vizeleme işlemi yaptığını, davacı şirketin, vekil eden şirkete 01/07/2019 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameyi yolladığını, ihtarnamede 18/06/2019 tarihli faturada ticarethane tarifesi üzerinden faturalandırma yapıldığını, 19.12.2019 tarihinde yapılan vizenin niteliğinin ve bitiş tarihinin ne zaman olduğunun, davacının vizelerinde bir gecikme olup olmadığının, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ”Davanın kabulüne, Toplam 175.410,76 TL alacağın 24/06/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve davacı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Usule ilişkin istinaf sebeplerinin; elektrik tüketen işletmenin elektrik tüketiminin faturalandırmasında, işletmenin niteliğine göre mevzuat gereği iki farklı tarife, sanayi ya da ticarethane tarifesi, uygulandığını, işletmenin sanayi faaliyetinde yer alması belli kriterleri yerine getirmesi ve sanayi sicil belgesi alması durumunda sanayi tarifesinden elektrik tüketimi faturalandırılacağını, sanayi tarifesi ticarethane tarifesine göre indirimli olup, tüketici için daha avantajlı olduğunu, esasa ilişkin istinaf sebeplerinin; esasa ilişkin istinaf sebeplerini açıklayabilmek için Sedaş tarafından davacı şirketin elektrik tarifesinin neden sanayi tarifesinden ticarethane tarifesine geçirildiğini anlamak ve bu husustaki düzenleyici işlemlerin ve prosedürlerin detaylıca açıklanması gerektiğini, davacı şirketin sanayi sicil belgesinin 2. Vizeleme tarihi 01.03.2017 tarihi olduğundan, vize süresi 01.03.2019 tarihinde sonra erecek ve eğer 01.03.2019 tarihinde yeni bir vizeleme işlemi yapılmaz ise vizeleme işlemi yapılana kadar davacı şirket Sedaş tarafından sanayi tarifesinde değil ticarethane tarifesinde değerlendirileceğini, Sedaş tarafından davacı şirkete ihtarname çıkarıldığını, bu ihtarnamede 01.03.2019 tarihine kadar üçüncü vizeleme işleminin yapılması gerektiği bildirildiğini, Yerel mahkemenin kararındaki hukuka aykırı bir diğer husus ise sanayi sicil belgesinin “ibraz edilmemesi” hususu olduğunu, bir faaliyet yerinin sanayi sicil belgesinin vizelemesinin yapıldığının mutlaka ama mutlaka ilgili kuruma ibraz edilmesi gerekliliğinin olduğunu, davacı 19.12.2019 tarihli vizeleme olarak kabul ettiği işleminden Sedaş’ı ya da davalı vekil edenin haberdar ettiğine dair bir delil bulunmadığını, istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Vekil eden şirketin, Kocaeli’de fabrikaları bulunan ve lastik sanayii üzerine faaliyet gösteren bir ticaret şirketi olduğunu, davalı şirket ise, vekil eden şirket ile imzaladığı “Elektrik Satış Sözleşmesi” çerçevesinde, vekil eden şirketin fabrika binasına elektrik temin ettiğini; sattığını, sanayici vasfının korunup korunmadığının kontrolü için iki yılda bir denetleme yapılmakta olduğunu; bu denetlemenin olumlu sonuçlanması halinde yapılan işleme ise “vizeleme” denildiğini, vekil edenin şirket için idarece 01.03.2017 tarihinde sanayi sicil belgesi vizeleme işlemi yapılmış iken, 2017 yılının Aralık ayında vekil eden şirket fabrikasında esaslı kapasite değişiklikleri söz konusu olduğunu, bilirkişi kök ve ek raporlarında fazladan ve haksız olarak ödettirilen tutar 183.805,27 TL olarak hesaplanmış iken, kararda bu tutar sehven 176.410,76 TL olarak gösterildiğinden, alacağın meblağının da belirlendiği bu davada verilen hükmün mahkemece hukuka uygun bulunması halinde ortaya çıkacak maddi anlamda kesin hükümün, alacağın kalan kısmı için açılacak dava için kesin delil teşkil edeceğinden, yerel mahkemece elektronik tebligat yoluyla tebliğe çıkarılan ve Tebligat Kanunu ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği m.9/VI hükümleri gereği 12.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayılan kararına karşı, fazladan ödenen meblağın hükmün gerekçesinde sehven yanlış gösterilmesi yönünden yaptığı istinaf müracaatın kabulüne, hülkmün gerekçesindeki alacak meblağının 183.805,27 TL olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilleri istinafa cevap dilekçesinde özetle;

Davalı şirketin, 12.12.2022 tarihli istinaf dilekçesinde vekil edenin sanayi sicil belgesinin süresinin sona erdiğini, ihbara rağmen süresinde yenilenmediğini, tarife değişikliği yapanın da kendisi değil Sedaş olduğunu, bu davada husumetin SEDAŞ’a yöneltilmesi gerektiğini iddia ettiğini, vekil edenin şirketin sanayi sicil belgesinin süresinin sona ermediğine ve davalı tarafın vekil edenin şirket ile imzaladığı “Elektrik Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeye istinaden vekil edene elektrik satan taraf olduğunu, sözleşmenin tarafı da, elektriği satan da, ilgili faturayı kesen de, dava konusu haksız tahsilatı yapan da davalı şirket olduğunu, davalı, keseceği faturaya uygulayacağı tarifeye kendisinin karar vermediğini, SEDAŞ’ın dayattığı türde fatura kestiğini, kendisinin de sözleşme ile elektriği SEDAŞ’tan satın aldığını iddia etmekte ise, bu husus kendisi ile sözleşeni SEDAŞ arasında bir rücu ilişkisi doğurabildiğini, dosyada davalı taraf sıfatının, vekil edenle elektrik satiş sözleşmesi imzalayan, vekil edene elektriği satan, faturayı kesen, fazla tutarı da vekil edenden bizzat tahsil eden davalı şirkete ait olduğu hususunda bir tereddüt bulunmadığını, davalı şirketin davada taraf sıfatı olmadığına yönelik savunmaları isabetsiz olduğu, bu kavramların/müesseselerin neden var olduklarının ve varlıklarıyla murat edilenin ne olduğunun tespiti lüzumlu olduğu, sanayi sicil belgesine sahip kişiler sanayicilere özgü hak ve borçlara tabi olmakta; üretimde bulunan sanayiciler diğer tacirlere göre enerji ihtiyacını daha ucuza temin edebilmektedir. Gerçekten, sanayi sicil belgesi, sınai üretimde bulunan kişilere “sanayici” tarifesi üzerinden elektrik faturası kesilmesini temin ettiğini, belgenin verilmesinden sonra belge sahibi iflas etmiş veya üretim faaliyetlerine son vermiş veya tesisinde sınai üretimle bağdaşmayacak bir faaliyete başlamış olabildiğini, sınai üretimle hiçbir ilgisi kalmayan ve belgeyi bulundurma şartlarını taşımayan kişilerin, sınat üretime özgülenmiş indirimlerden faydalanması adaletsiz olduğunu, belge sahibinin belgeyi bulundurma şartlarını koruyup korumadığının kontrol edilmesi lüzumlu görüldüğü ve işletmelerin sanayi sicil belgesi bulundurma şartlarını haiz olup olmadığı hususunda elektronik olarak idareye müracaat etmesi ve kendisini iki yılda bir denetletmesi amaçlandığını, bu müracaat sonucu idarece yapılan denetlemenin olumlu sonuçlanması halinde yapılan işleme ise “vizeleme” denildiğini, vekil edenin şirket yeni sanayi sicil belgesini hem davalıya hem de ihbar olunana teslim ettiğini ve teslim ettiğinin maddi delilleri dosyada mübrez olduğunu, davalı şirketten ihbar olunan şirkete gönderilen e-postada, davalı şirketin vizeleme tarihinin 19. 12.2017 olduğunu, iki yıllık sürenin 19.12.2019’da dolduğunu savunduğu görülmektedir. 19.12.2017 vizeleme tarihli sanayi sicil belgesini vekil edence teslim aldıkları sabit olan bu iki muhatabın, ocak ayı sonundaki uyarısına cevaben bu belge kendisine ulaştırılan ve ulaştırıldığı bizzat kendisinden teyit edilen ihbar olunan SEDAŞ”ın hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmaması ve susması söz konusu olduğunu, muataplar susmakla da yetinmediğini, davalı şirketin, 01.03.2019 tarihinden sonraki ilk fatura olan 15.03.2019 tarih ve … no’lu, 1.217.995,72 TL bedelli faturayı sanayici tarifesi üzerinden keserek müvekkilimizin 19.12.2017 vizeleme tarihli sanayi sicil belgesinin süresine, geçerliliğine ve sıhhatine dair bir itirazları olmadığını eylemli olarak beyan etmiş; bu suretle muhataplar sanayi sicil belgesinin süresine ve sıhhatine dair bir itirazları kalmadığını müvekkilimiz nezdinde açıkça gösterdiklerini, davalının istinaf müracaatının reddine karar Davalının istinaf müracaatının reddine, yerel mahkeme dosyasında verilen, 07.12.2022 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğe çıkarılan ve Tebligat Kanunu m.7-a/IV ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği m.9/VI hükümleri gereği 12.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayılan kararına karşı, yalnızca fazladan ödenen meblağın hükmün gerekçesinde sehven yanlış gösterilmesi yönünden yaptıkları istinaf müracaatlarının kabulüne, hükmün gerekçesindeki alacak meblağının 183.805,27 TL olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
Davacı tarafından davalı ile imzalamış olduğu sözleşme kapsamında tükettiği elektriğin sanayi yerine ticarethane tarifesinden faturalandırılmış olduğu gerekçesi ile alacak davası açılmış ve açılan dava davalının talebi üzerine müvekkil şirkete ihbar edildiğini, Davalı , istinaf dilekçesinde müvekkil şirketin taraf olması gerektiğini beyan etmişse de bu beyana katılmamaktayız ve mahkemece de dikkate alınmamasını talep etiğini, vekil eden şirketin Sakarya, Bolu, Düzce ve Kocaeli bölgesinde elektrik dağıtım faaliyeti sürdürmekte olup herhangi bir şekilde abonelik sözleşmesi ya da ikili anlaşma kapsamında elektrik satışı yapmadığını, perakende satış işi vekil eden lisansı kapsamında olmadığını, tüketiciler tarafından enerji ya görevli tedarik şirketinden ya da tedarik şirketleri ile imzalanan sözleşmeler neticesinde alınmakta ve yine bedelleri de bu firmalar tarafından fatura edildiğini, nihai tüketicilerin kullanımına ilişkin vekil eden tarafından herhangi bir sözleşme imzalanmadığı gibi imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına ilişkin de herhangi bir yükümlülükten bahsedilmesi söz konusu olmadığını, faturalandırma işlemi vekil eden şirket tarafından yapılmadığını, dava davekil edenin şirketin taraf olması söz konusu dahi olmadığını, yargılama neticesinde yükümlülüğünü doğuracak bir hal de söz konusu olmadığını, bilgilendirme yükümlüğünün satış şirketine ait olduğu belirlenmekle; yükümlüğünün yerine getirilip getirilmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.” denildiğini, 19.12.2017 tarihinde yapılan işlem vizeleme işlemi olmadığı, revizyon işlemi olduğunu, vizeleme işlem tarihindeki çelişki giderilmeden karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, kararın istinaf yargılamasında kaldırılmasını ve tamamıyla reddine karar verilmesini talep ettiklerini, vekil eden kurum hakkında aleyhe hüküm kurulmamasını , kararda ve davalının istinaf dilekçesinde vekil eden şirket aleyhine belirtilen hususları kabul etmedikleri, yerel mahkeme kararının istinaf yargılamasında kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinden kaynaklı fazladan ödenen bedelin talebi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklı fazladan ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı; elektrik temin hizmeti aldığı davalı şirketin, faturalandırma esnasında sanayi sicil belgesine istinaden sanayi tarifesi üzerinden tahakkuk yapması gerekirken, ticarethane tarifesi üzerinden hesaplama yapmış olması nedeniyle 175.410,76 TL fazla ödeme yaptığını ileri sürerek; bu tutarın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; 01/03/2017 tarihinde vizeleme işlemi yapıldığına dair bir belgenin sunulmadığını, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna müracaat edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının 2019 yılının 4. ve 5. aylarına ilişkin elektrik faturasının ticarethane tarifesi üzerinden doğru olup olmadığı, ihtilaflı dönem olan faturanın haksız yere düzenlenmiş olması durumunda davacı tarafından talep edilebilir miktarın ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu tahakkukun yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuata bakacak olursak;
6948 sayılı Sanayi Sicil Kanunu’nun 2 nci maddesinde; sanayi işletmelerinin sanayi siciline kaydettirilmesi ve karşılığında alınacak sanayi sicil belgesinin gerektiğinde yetkili memurlara ibraz olunmasının zorunlu olduğu, hükme bağlanmıştır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 29/12/2010 tarih ve 3002 sayılı kararının eki olan 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın 1 nci maddesinin A bendinde “6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununda tanımı yapılan ve ilgili resmi kuruluşça onaylı sanayi sicil belgesini ibraz eden sanayi işletmeleri bu abone grubu kapsamındadır. Sanayi abone grubu tarifesi uygulanması bakımından sanayi sicil belgelerinin, ilgili resmi kuruluş tarafından yayımlanan tebliğ çerçevesinde geçerliliği esas olup, ilgili resmi kuruluş tarafından vize edilen sanayi sicil belgelerinin onaylı bir sureti eş zamanlı olarak dilekçe ekinde ibraz edilir. Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi halinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır.” denilmektedir.
Yine 01/01/2013 tarihinden itibaren uygulanan Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Perakende Satış Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esasların, Abone Gruplarının Tanımı ve Tespiti, Sanayi Abone Grubu başlıklı 2 nci maddesinde “(1) 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununda tanımı yapılan ve ilgili resmi kuruluşça onaylı sanayi sicil belgesini ibraz eden sanayi işletmeleri bu abone grubu kapsamındadır. Görevli perakende satış şirketinden enerji alan müşteriler sanayi sicil belgesini görevli perakende satış şirketine, başka bir tedarikçiden enerji alan müşteriler ise sanayi sicil belgesini dağıtım şirketine ibraz ederler. Sanayi abone grubu tarifesi uygulanması bakımından sanayi sicil belgelerinin, ilgili resmi kuruluş tarafından yayımlanan tebliğ çerçevesinde geçerliliği esas olup, ilgili resmi kuruluş tarafından vize edilen sanayi sicil belgelerinin onaylı bir sureti eş zamanlı olarak dilekçe ekinde ibraz edilir.
(2) Görevli perakende satış şirketinden enerji alan müşteriler için görevli perakende satış şirketi, görevli perakende satış şirketi dışında bir tedarikçiden enerji alan dağıtım sistemi kullanıcısı müşteriler için dağıtım şirketi sanayi abone grubundaki tüketicileri vize bitim tarihinden en az iki ay önce sanayi sicil belgelerinin yenilenerek ibraz edilmemesi halinde bu tüketicilerin tüketimlerinin ticarethane abone grubundan faturalandırılacağına dair yazılı olarak bilgilendirmekle yükümlüdür. Bildirim yapılmasına rağmen sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi halinde bu tüketicilerin verilen 30 (otuz) günlük süre sonrasındaki ilk fatura döneminden itibaren tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesi üzerinden faturalandırılır. Görevli perakende satış şirketi, dağıtım şirketini abone grubu değişikliği hakkında bilgilendirir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafın sanayi sicil belgesine istinaden sanayi abonesi olduğu ve davalı tarafından “sanayi tarifesi” üzerinden fatura tahakkuk ettirildiği, davacı Özka Lastik Kauçuk San Tic AŞ firmasının tarafından 2017 yılında alınan Sanayi Sicil Belgesi 19/12/2017
tarihli olduğu, haliyle 2 yılda yenilenmesi gereken bu belge süresinin 19/12/2019 yılında sona erdiği, davacı Özka şirketinin bu belgeyi 19/12/2019 tarihinde yenilemesi gerektiği, davacının bu belgeyi 19/12/2019 tarihinde yenilemesi gerektiği, ilgili tarife değişikliği zamanında 19/12/2017 tarihinde alınan belgenin geçerlilik süresi devam ettiğinden ve 01/03/2017 tarihinde yapılan vizeleme işleminin elektrik dağıtım veya satış şirketlerine bildiriminin zorunlu olmadığı, tarife değişikliğini gerektirecek bir durumun mevcut olmadığı, kanunun özünden ve EPDK kararından somut olayda vizeleme işlemindeki iki yıllık dönemlerin başlangıç ve bitiş tarihlerinde belgenin veriliş tarihinin esas alınması gerektiği, hükme esas alınan gerekçeli ve denetime uygun bilirkişi raporunda sanayici tarifesinden yapılması gerekirken ticarethane tarifesinden yapılması sebebiyle davacıdan fazladan tahsil edilen bedelin 183.805,27 TL olarak hesaplandığı, bu durumda davaya konu toplam alacağın 183.805,27 TL olduğu, davacı 13.01.2021 tarihli dilekçeyle talebini 175.410,16 TL olarak ıslah ettiği, mahkemece taleple bağlı kalınarak yazılı miktar ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından tarafların aksi yöndeki istinaf talepleri yerinde bulunmamıştır.
Mahkemece, gerekçeli karar içeriğinde, bilirkişi raporunda fazladan ve haksız olarak ödettirilen tutar 183.805,27 TL şeklinde belirtilmesine rağmen bu bedelin 176.410,76 TL olarak yazılması doğru değilse de gerekçeli kararda özellikle hesaplamanın talebi aşması nedeniyle talebe göre karar verildiğinin belirtilmesi sebebiyle bu burum mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilerek kaldırma sebebi yapılmamıştır.
Buna göre: ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2022 tarih, 2019/384 Esas – 2022/455 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gereken 11.982,30-TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.996,00-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 8.986,30-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kanun yolunda her bir tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 29/05/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı