Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1758 E. 2023/1751 K. 22.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1758
KARAR NO : 2023/1751
KARAR TARİHİ : 22/12/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 18/09/2023
ARA KARAR TARİHİ : 12/10/2023
NUMARASI : 2023/501 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE İTİRAZ EDEN
DAVACI :HAKİKİ CANDANLAR İNŞAAT TAAHHÜT HAFRİYAT NAKLİYAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI :SAKARYA ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ :Av. … – …
Av. … – …

DAVA : İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz istemi
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun usulden reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmekle Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde;
Vekil eden aleyhinde başlatılan icra takibinin dayanağının 21/09/2018 – 06/02/2019 tarih aralığına ilişkin kaçak/usulsüz elektrik kullanımı olduğunu, kaçak/usulsüz elektrik kullanımı yapılan hotel cinsindeki taşınmazın kullanımı vekil eden şirkette olmadığını, vekil edenin şirkete ait … ili, … ilçesi, Ada No: …, Pafta no:…, Parsel no: …’te tapuya kayıtlı ve ”…” adresinde bulunan 4 yıldızlı otel ve eklentileri 24/05/2016 imza tarihli ve 24/05/2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile Onis Hotel Turizm İşletmeciliği Limited Şirketi’ne kiraya verildiğini, vekil eden şirketinin, kira sözleşmesinin yapıldığı gün içerisinde davalı Sakarya Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’ne başvurarak kendi üzerine olan abonelik sözleşmesini kira sözleşmesini de sunarak feshettiğini ve yatırmış olduğu güvence bedelini iade aldığını, vekil edenin taşınmazın tüm abonelik ve kullanım haklarıyla birlikte kiraya verdiği bu sebeple doğacak hak ve alacaklardan sorumlu tutulamayacağı yönündeki başvurusuna ilişkin tüm evrakların davalı şirketin bünyesinde mevcut olup celbi gerektiğini, tahliye ve teslim tutanağından da görüleceği üzere 24/05/2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesi kiracı şirket tarafından 05/01/2020 tarihinde feshedilerek taşınmaz 05/01/2020 tarihinde vekil eden şirkete teslim edildiğini, vekil edenin kiralayan şirkete ait çalışan tarafından teslim alınan ödeme emrinden haberi olmadığı için yapılan haksız takibe itiraz edemediğini ve icra takibi kesinleştiğini, vekil eden aleyhinde başlatılan haksız icra takibinden ve haciz uygulamalarından mülkiyetinde bulunan … plakalı aracının yakalanarak otoparka çekilmesi neticesinde haberdar olduğunu, vekil eden sorumlu olmadığı bir borçtan dolayı malvarlığı satışa çıkarılacak olup yaklaşık olarak ispat olunan haklılığının da göz önünde bulundurularak telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçilebilmesi için ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, vekil eden aleyhine başlatılan icra takibinin dayanağı olan kaçak elektrik kullanım bedeli ve cezalarının ilgili tarihlerinde vekil edenin mülkiyetinde bulunan taşınmazın üçüncü şahısa kiralandığını, vekil eden hakkında haksız ve hukuksuz olarak başlatılan icra takibine dayanak kaçak/usulsüz kullanımın vekil eden şirket tarafından yapılmadığı ve dolayısı ile vekil edenin davalıya karşı herhangi bir borcu olmadığının tespitini, yaklaşık olarak ispat olunan haklılığımız göz önünde bulundurularak vekil eden şirketin doğduğunu ve doğması muhtemelen zararlarının önüne geçebilmek amacı ile; sakarya 3. icra dairesi 2018/18244 esas sayılı dosyasının teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mümkün değil ise dosyada bulunan satışların durdurulması yönünde karar verilmesini, bunun da mümkün değil ise mahkemece uygun görülecek teminat karşılığı durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, icra takibinin davalı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Davacının borcun varlığına ilişkin tüm iddialarının somut gerçeklikten uzak olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (Sedaş), Bolu, Düzce, Sakarya ve Kocaeli illerinde Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından verilmiş elektrik dağıtım lisansına istinaden elektrik dağıtım işi ile iştigal ettiğini, vekil eden, sahip olduğu elektrik dağıtım lisansı gereğince, elektrik kullanmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin (THY) uyarınca, görevli elektrik tedarik şirketi ile perakende satış sözleşmesi imzalanması gerektiğini, şirket ekipleri tarafından 21/09/2018 tarihinde yapılan keşif esnasında davacı Hakiki Candanlar İnş. Taah. Haf. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adına … adresinde yer alan … Sayaç Numaralı kullanım yerinde Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Kaçak Elektrik Enerjisi Tüketimi Halleri” başlıklı 42/1-a “Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak; İş bu tespit uyarınca … seri nolu, 21.09.2018 Tarihli kaçak/usulsuz Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı düzenlendiğini, İş bu tutanak doğrultusunda kaçak kullanımın tüketimi tahakkuk etmiştir. Borcun ödenmemesi üzerine vekil eden şirket alacağın tahsili amacıyla, Sakarya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/18244 E. sayılı takip dosyası ile davacı aleyhine takip başlattığını, başlatılan icra takibi usulüne uygun işlemler sonrasında kesinleştirildiğini ve davacı/borçlu adına haciz uygulamalarının yapıldığını, davacının borcun varlığına ilişkin iddialarının haksız ve kötüniyetli olup, iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve talep edildiğini, davacı her ne kadar dilekçesinde kullanımının davacı şirket hakiki candanlar tarafından değil onis otel tarafından yapıldığını beyan etse de bu hususu sayın mahkeme huzurunda ispatlaması gerektiğini, davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini ve talep edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12/10/2023 tarihli ara kararına göre; ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Davada haklılığının yaklaşık olarak ispat edildiğinden ve icra dosyasında satış-yakalama-muhafaza işlemleri bulunduğundan vekil edenin hak kaybına uğramaması açısından tedbir kararı alınması gerekirken mahkemece taleplerinin reddedildiğini, tedbir istenilen hakkın konusunun acilen korunması gereken bir durumda olması halinde her aşamada tedbir talep edilmesi ve tedbir kararı verilmesinin mümkün olup somut olayda mahkemece taleplerinin reddine ilişkin gerekçenin hukuka uygun bir yanı bulunmadığını, Sakarya 3. İcra Müdürlüğünün 2018/18244 Esas sayılı dosyasında vekil edene ait araçta yakalama kararı çıkartıldığını ve üzerine kayıtlı taşınmaz için satış işlemlerine başlanılmış olup vekil edenin hak kaybına uğramaması için icra dosyasının tedbiren durdurulmasının gerektiğini, tedbir istenilen hakkın konusunun acilen korunması gereken bir durumda olması halinde her aşamada tedbir talep edilmesin ve tedbir kararı verilmesi mümkün olduğundan mahkemeden teminatının zaten yatırılmış olmasını ve haklılığının yaklaşık olarak ispatlanmış olmasının da göz önünde bulundurularak yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin kabulünü talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbirin reddi kararına itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK, 6102 sayılı TTK

3. Değerlendirme
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ihtiyati tedbir talebinin 19/09/2023 tarihli ara karar ile değerlendirildiği ve icra veznesine yatan paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği, verilen kararda aynı karar verilmek suretiyle teminat miktarının sehven yanlış yazıldığı gerekçesiyle 20/09/2023 tarihli ara karar alındığı, bu ara kararların davacı vekiline 25/09/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 05/10/2023 tarihli dilekçesiyle icra dosyasının tedbiren durdurulması talebinde bulunduğu, 12/10/2023 tarihli ara kararla davanın icra takibinde sonra açılan menfi tespit davası olması, 2004 sayılı yasanın 72/3. Maddesi dikkate alınarak 20/09/2023 tarihli ara kararın alındığı anlaşılmakla takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, bu ara kararın davacı vekiline 17/10/2023 tarihinde tebliğ edildiği, bu ara kararın davacı vekilince istinaf edildiği, davacı vekilinin 22/11/2023 tarihli dilekçesiyle icra dosyasının tedbiren durdurulması ile vekil edenine ait … plakalı araçta bulunan yakalama kararının kaldırılmasını talep ettiği, 23/11/2023 tarihli ön inceleme duruşmasında ihtiyati tedbir talebi yönünden mahkemece karar verildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, mahkemenin 12/10/2023 tarihli ara kararı ve davacı vekilinin 18/10/2023 tarihli yazılı beyanı ile mevcut duruşmadaki beyan dikkate alınarak dosyanın İstinaf Esas Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.nın 389.maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
6100 Sayılı HMK ‘nun 394/1.maddesinde “karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.”
HMK. nun 394/2. maddesinde “ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.”
HMK. nun 394/4.maddesinde “itiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.”
HMK.nun 394/5.maddesinde “itiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” hükmü mevcuttur.
HMK.nun 394/4. maddesinde, tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiş olup, madde duruşma açılması ve ilgilileri dinlemek üzere davet hususunda emredici hüküm içermekte, hakime takdir hakkı tanımamaktadır. İtiraz üzerine ilgilileri dinlemek üzere davet etmesi ve incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi itiraz sebepleri incelenerek sonucuna göre gerekçeli karar yazılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir.
İstinaf incelemesine konu somut olayın değerlendirilmesinde; HMK’nın 394 maddesi uyarınca ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında hazır bulunmayan karşı tarafın tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde itiraz edebileceği düzenlenmiştir. Mahkemesince 20.09.2023 tarihli ara kararla icra veznesine yatan paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği, ara kararın davacı vekiline 25.09.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 05/10/2023 tarihli dilekçesiyle icra dosyasının tedbiren durdurulması talebinde bulunduğu, bu talebin ihtiyati tedbir kararına itiraz olarak değerlendirilmekle HMK’nın 394 maddesi uyarınca yasal süresinde olmadığı, davacı vekili 20.09.2023 tarihli ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın kendisine tebliğinden itibaren 1 hafta içinde süresinde itiraz yoluna başvurmadığından tedbire itirazın süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının ihtiyati tedbir kararına HMK’nın 394 maddesi uyarınca yasal süresinde itiraz bulunmadığından ihtiyati tedbir ara kararı kesinleşmiştir. Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2023 tarihli itirazın değerlendirilmesine ilişkin ara kararı artık HMK.nun 396. maddesinde açıklanan “durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması” na ilişkin bir karardır.
Maddede açıklandığı üzere, daha önce verilmiş olan kararda değişiklik yapılırsa, bu değişikliğe itiraza ilişkin olarak HMK.nun 394.maddesi 3. ve 4. fıkrası kıyas yoluyla uygulanmalıdır. Buna karşılık verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı da dikkate alınmalıdır. Nitekim, madde gerekçesindeki “ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira hal ve şartların değişmesi hukuki bir değerlendirmeden daha çok, maddi şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde bir çok kez hal ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması yada talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır.” açıklaması da bu karara karşı kanun yolunun öngörülmediğini göstermektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 12/10/2023 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararı istinafı kabil bir karar olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 269,85 TL maktu istinaf harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının H.M.K. 359/4 maddesi gereğince taraflara tebliği işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı