Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1502 E. 2023/1463 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1502
KARAR NO : 2023/1463
KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
EK KARAR TARİHİ : 14/09/2023
NUMARASI : 2022/968 Esas -2023/286 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : LİNDE OPSAN OTOMOTİV PARÇA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi
HÜKÜM : Kararın kaldırılması- yeniden hüküm
İSTİNAF EDEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Vekil edenin boya işi yaptığını, davalı firmanın teklifi ile firmanın kendisine ait olan fabrikanın tamamını boyama işi ile anlaştıklarını, davalı firmanın ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibi durduğunu, itirazın kaldırılması için yasal süreçlerin başlatıldığını, davacı vekil edenin adet olarak çok fazla boya kovası kullanılması gerektiğini, binadaki kapalı rengin açık renge dönüşmesi için birden fazla kat geçmelerinin zorunluluğu ve buna dayalı olarak işçilik bedelinin de külfetli hale geleceğini dolayısıyla fiyatın yüksek olabileceğini firma yetkilisi ile görüştüğünü, firma yetkilisinin ise sıkıntı olmayacağını, seçtikleri boyadan devam etmelerini, iş sonunda çıkacak maliyet ne ise ödeneceğini belirttiğini, bu anlaşma ve beyanın fabrika binasını boyamak için orada bulunan vekil edeni ve vekil edenin yardımcısı … …’ın bizzat huzurunda geçtiğini, vekil edenin de firma yetkilisinin beyanına itibar ederek tüm yardımcıları ile birlikte 33 gün boyunca fabrika binasını boyayarak bitirdiklerini ve iş bitiminde yapıyı tamamı boyalı bir şekilde teslim ettiklerini, iş bitiminde vekil edenin icra takibine dayanak olan faturayı tüm alacak kalemleri açıkça yazıldığı şekli ile e-arşiv fatura olarak kestiğini ve davalı firmaya hem e-mail yolu ile hem de Whatsapp isimli sosyal medya platformundan davalı firmaya ilettiğini, ancak davalı firmanın geri dönüş yapmadığı gibi geri kalan bakiye ödemeyi de yapmadığını, aradan yirmi güne yakın bir zaman geçtikten sonra, vekil edenin firmayı arayarak ödeme beklediklerini kendilerine faturayı da kesip gönderdiklerini beyan edince, davalı firmanın vekil edenin faturanın örneğini tekrar istediğini, müvekkilinin, whatsapp tan tekrar kendilerine gönderince, arabasını satarak elde ettiği para ile iş için malzeme borçlandığı yerlere borçlarını ödediğini, kendisinin mağdur olduğunu ve arabasız da kaldıkları için uzak yerlerden gelen iş tekliflerini geri çevirmek zorunda kaldığını ve büyük mağduriyet yaşadığını, davalı firmanın vekil edenin mağdur ettikten sonra hiçbir ödeme yapmadığını, borcu ödemekten kaçındığını, üstelik haksız bir şekilde de borca itiraz ettiğini, davalı firmanın itirazının haksız olup, kaldırılması gerektiğini, davanın kabulü ile davalı yanın haksız itirazının kaldırılmasına, icra takibinin kaldığı yerden devamına, alacağın faizi ile hüküm altına alınmasına, davalı firmanın haksız itirazı sebebi ile karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Davacı tarafından sunulan teklife ilişkin e-postada görüleceği üzere; tüm malzeme, ekipman ve işçilik davacıya ait olmak üzere üzerinde anlaşılan rakamın 145.000-TL + KDV olduğunu, davacının, üzerinde anahtar teslim olarak anlaşılmış olan bu fiyat teklifini boyama işinin yapılacağı fabrikayı inceleyerek ve yapılacak işin tam olarak ne olduğunun bilincinde olarak verdiğini, davacının işe başlaması akabinde sürekli olarak vekil eden şirketten, hiçbir dayanağı olmamasına rağmen, daha fazla para talep etmeye başladığını, vekil eden şirketin hiçbir şekilde dava dilekçesinde iddia edildiği gibi davacıdan işe başlamadan önce üzerinde anlaşılan iş haricinde ya da kullanılacak boyama ekipmanlarının/malzemelerin kalitesi anlamında fazladan bir talebi olmadığı gibi daha kaliteli bir boyanın kullanılması halinde daha yüksek bir ücret ödeneceği yönünde bir taahhüdü de olmadığını, davacının bu yöndeki iddialarının hiçbir yasal dayanağı bulunmadığı gibi bu iddialarını kanıtlayacak hiçbir delil de sunamadığını, tüm bu iddiaların soyut beyanlara dayandığını, ticaret mahkemesinde görülen bir alacak davasında davacının hiçbir delile dayanmayan soyut iddialarının hükme esas alınamayacağının açık olduğunu, huzurdaki davada ispat yükünün davacıda olup tüm bu iddialarını ispatlamakla yükümlü olduğunu, her ne kadar üzerinde anlaşılan işin toplam bedeli 145.000-TL + KDV olsa da; davacının sürekli ısrarları karşısında müvekkil şirketin, tamamen iyi niyetli olarak, davacıya banka dekontlarından da görüleceği üzere; 04/03/2022 tarihinde 85.550,00-TL, 31/03/2022 tarihinde 36.250,00-TL, ve 21/04/2022 tarihinde 85.100,00-TL olmak üzere toplam 206.900,00-TL yani anlaşılan bedelin üzerinde bir ödeme yaptığını, ancak davacının taleplerinin yine bitmek bilmediğini ve müvekkili şirkete düzenlemiş olduğu 27/05/2022 tarihli … nolu ve 464.513,30-TL tutarındaki fatura ile müvekkili şirketten, üzerinde anlaşılmış olan bedelin hemen hemen 3 katına tekabül eden bir talebi olduğunu, ticari hayatın olağan akışına ve hatta ticari ahlaka da aykırı olan bu talebin müvekkili şirketçe kabul edilmesinin mümkün olmadığını, vekil eden şirketçe davacı tarafından düzenlenen bu faturaya ilişkin olarak usulüne uygun olarak 27/05/2022 tarihli, … fatura nolu ve 464.513,30-TL tutarında iade fatura düzenlendiğini, davacı tarafın aksi yöndeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kabul etmediklerini, vekil eden şirkete düzenlenmiş olduğu 27/05/2022 tarihli … nolu ve 464.513,30-TL tutarındaki haksız faturaya dayanak olarak bir takım düşük tutarlı forklift ve vinç kiralama faturalarını dosyaya sunduğunu, ancak talebin asıl büyük kısmını oluşturan malzeme alımına ilişkin olduğu iddia edilen fatura davacı tarafından kasıtlı olarak dosyaya sunulmadığını, çünkü taraflarınca alınan duyumlara göre davacının, kendi akrabası olan … isimli bir kişinin işletmekte olduğu nalburdan, vekil eden şirketin fabrikasında kullanılması gereken boya/malzeme miktarından daha fazla miktarda ve piyasaya göre çok daha yüksek fiyatlarda malzeme alımı gerçekleşmiş gibi fatura düzenlettirdiğini, vekil eden şirketin fabrikasının boyanması işinde ihtiyaç duyulan boya/malzeme miktarından çok daha fazla miktarda ve piyasaya göre çok daha pahalı şekilde, düzenletilen bu fatura içeriğine ve ayrıca davacı tarafından vekil eden şirkete düzenlemiş olduğunu ve iade edilen 27/05/2022 tarihli … nolu ve 464.513,30-TL tutarındaki fatura içeriğine ve faturada yer alan alacak kalemlerine itiraz ettiklerini, her halükarda davacının faturada belirttiği malzemeler ile kiralamış olduğu forklift/vinçlerin vekil eden şirketin fabrikasının boyanması işinde kullanılıp kullanılmadığının dahi meçhul olduğunu, bunların tamamının vekil eden şirket fabrikasının boyanması işinde kullanılıp kullanılmadığını ispatlama yükümlülüğünün davacıda olduğunu, vekil eden şirket sırf iyi niyetli olarak ve davacının ısrarlarının son bulması amacıyla davacıya anlaşmış oldukları rakamın çok üzerinde bir ödeme yaptığını, davacının talepleri son bulmak bir yana dursun sürekli arttığını, davacının önce bir teklif verip işi almayı, sonrasında da sürekli ısrar ederek vekil eden şirketten daha yüksek ödeme almayı amaçladığını, açıklanan sebeplerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun olan davanın esastan reddine, davacının talep etmiş olduğu faizin, faiz oranının ve faize ilişkin taleplerin reddine, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ”davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Huzurdaki davada ise ön önceleme 22/03/2023 tarihli duruşmada yapılmış olduğunu dosyada mübrez olduğu üzere aynı duruşmada tutanak imzalandığını, davalı vekil edenin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirtilen vekalet ücretinin tamamına hak kazandığını, Yerel mahkemece verilen 14/09/2023 tarihli ek karar’ın gerekçe kısmında yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesi gerektiğinden ayrıntısıyla bahsedilmiş olmasına rağmen ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden de hüküm kurulması gerekirken davalı vekil edenin lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usule, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkeme ek karar’ına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun kabulü ile; ek kararın bozularak davalı vekil edenin lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince; dava dilekçesinin dava şartları yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, Dairemizin 15/06/2023 tarih, 2023/803 Esas, 2023/860 Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karar taraflara tebliğ edilmiş ve kararın 15/06/2023 tarihinde kesinleştiği belirtilerek 07/07/2023 tarihinde kesinleştirilmiştir. Mahkemece, 14/09/2023 tarihli ek kararla süresinde dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep edilmemesi sebebiyle HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince vekalet ücreti yönünden istinafa başvurulmuştur.
HMK’nın 20/1.maddesi, “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. ” aynı Kanunun 331/2 ve 3.maddeleri, “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir.” şeklindedir.
Hüküm tarihinden yürürlükte olan AAÜT 7/1 m. “Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, AAÜT 7/1 maddesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır. Davacı dava dilekçesinde dava değerini 10.000,00 TL olarak belirlediği, itirazın iptali talep edilen takip dosyasındaki asıl alacağın 257.613,30 TL, yasal faiz 2.604,34 TL olmak üzere toplam alacağın 260.217,66 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce verilmiş olup, tarife ile belirlenen vekalet ücreti, dava değerinin maktu ücretin altında kalması nedeniyle, harca esas değer olan 10.000,00 TL dir. O halde ilk derece mahkemesince davalı lehine 10.000,00 TL’nin yarısı olan 5.000,00 TL tutarında vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olduğundan, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2023 tarih, 2022/968 Esas, 2023/286 Karar sayılı ek kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereği kaldırılmasına, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına,
2-HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına,
3-Alınması gereken 269,85.-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78.-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,07.-TL. harcın, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
4-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesaplanan 5.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecine yönelik, 1.560,00.-TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanuna ve davanın açılmamış sayılmasına göre davacıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
İstinaf incelemesi bakımından;
8-Davalının başvurusu kabul gördüğünden davalı tarafça yatırılan karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
9-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 179,00 TL dosya gönderim ücreti ve 30,00 TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 209,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
11-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu toplam alacak miktarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı