Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1365 E. 2023/1335 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1365
KARAR NO : 2023/1335
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 08/04/2023
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
NUMARASI : 2023/202 Esas – 2023/397 Karar

DAVACI : BEYPİ BEYPAZARI TARIMSAL ÜRETİM PAZARLAMA SANAYİ VE TİC. A.Ş. – … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI :SAKARYA ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. – … -…
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVA : Abonelik sözleşmesinden kaynaklı fazladan tahsil edilen PSH bedelinin tahsili

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki alacak (satım sözleşmesinden kaynaklanan) davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafın davalı ile aralarında bulunan abonelik sözleşmesi gereği 2011-2012 yıllarında EPDK kararları ile PSH bedelini nispi olarak tahsil ettiğini ancak alınan EPDK kararlarının Danıştay 13. Dairesinin kararıyla iptal edildiğini dolayısıyla davalının yaptığı tahsilatın sebepsiz zenginleşme niteliğinde olduğunu, davalının tahsil ettiği nispi PSH bedellerinden alınması gereken maktu PSH bedellerinin mahsubu ile bakiye bedelin davacıya verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davalı şirket ile SEPAŞ arasında kısmi bölünme gerçekleştiğini ve perakende satış hizmetine ilişkin tüm varlıklar ve yükümlülüklerin SEPAŞ’a devredildiğinden husumet itirazında bulunduklarını, davalının tahsilatlarının tahsilat yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere uygun olarak yapıldığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; “
1-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. (6098 sayılı TBK’nın 146.maddesi) Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hâkim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz. (6098 sayılı TBK’nın 161.maddesi) Davalı zamanaşımı def’ini, cevap süresi içinde ileri sürmelidir. (Prof. Dr. Ejder Yılmaz Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2013, s.861) somut olayda,
2-Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK 146. maddesi gereğince 10 yıldır. (Benzer Yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2013/11286 esas 2013/14308 karar sayılı ilamı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/1289 esas 2016/7890 karar sayılı ilamı)
3-Davacının fazla ödenen perakende satış hizmeti bedeli olarak talep ettiği dönemin 2011 yılı ocak ayı ile 2012 yılı aralık ayı arası olduğu, eldeki davanın ise 08.04.2023 tarihinde açıldığı, davalı vekili tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, dolayısıyla talep edilen dönem ile dava tarihi arasında 10 yıllık sürenin dolmuş olduğu, zamanaşımını kesen sebeplerin varlığının ileri sürülmediği gibi dosyada bu kapsamda bir delil de olmadığı da anlaşılarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında işbu davanın hmk 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olduğuna ilişkin bir tespit veya gerekçe sunulmamıştır. istinafa konu kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, işbu davanın zamanaşımı nedeniyle reddi kararının kaldırılması gerektiğini, istinafa konu edilen dava dosyasında uyuşmazlık davada uygulanacak zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin ne olduğu noktasında toplandığını, işbu davanın; sözleşme ilişkisi bağlamında ya da sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi halinde 13.05.2019 tarihinde kesinleşen iptal kararı ve iptal kararının müvekkil şirketçe öğrenildiği tarih dikkate alındığında zamanaşımından söz edilmesinin mümkün olmadığını, Danıştay 13. Dairesinin iptal kararına istinaden ve yerleşik hale gelmiş Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararları göz önüne alındığında, davacı şirketten haksız olarak fazladan tahsil edilen PSH bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, sayın başkanlığınızca bilirkişi incelemesinin yapılması ve neticesinde hesaplanan değer üzerinden davanın belirli hale getirilmesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi, bu talebimizin kabul edilmemesi halinde; esas hakkında yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye iadesine karar verilmesi gerektiğini, arz ve izah olunan nedenler ve dairece resen nazara alınacak sair hususlar doğrultusunda, usul ve yasaya aykırı olan; Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.07.2023 tarihli ve 2023/202E. 2023/397K. sayılı kararının istinaf nedenlerimiz doğrultusunda kaldırılarak, başkanlığınızca bilirkişi incelemesinin yapılması ve neticesinde hesaplanan değer üzerinden davanın belirli hale getirilmesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi, bu talebimizin kabul edilmemesi halinde; esas hakkında yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme’de yürütülen yargılama süresinde beyanda bulunulan hususları tekrar etmekle birlikte; davacı beypi Beypazarı Tarımsal Üretim Pazarlama Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin ileri sürdüğü istinaf taleplerinin tarafımızca kabulünün mümkün olmadığını, yukarıda belirtilen hususların kabul edilmemesi halinde dahi davanın husumet eksikliği nedeniyle usulden reddi söz konusu olacağını, müvekkil şirket mevzuat hükümleri gereğince ve epdk kararları doğrultusunda hareket etmiş olup her halde davacının istinaf talepleri haksız ve hukuki dayanaktan yoksun kalacağını, açıklanan nedenlerle, hukuka ve hakkaniyete uygun Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/202 Esas, 2023/397 Karar sayılı dosyasında verilen 04/07/2023 tarihli kararın onanmasına ve neticeten davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinden kaynaklı fazladan tahsil edilen PSH bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 HMK, 6098 Sayılı TBK

3. Değerlendirme
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklı fazladan tahsil edilen PSH bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi gereği davalının 2011-2012 yıllarında EPDK kararları ile psh bedelini nispi olarak tahsil ettiğini ancak alınan EPDK kararlarının Danıştay 13. Dairesinin kararıyla iptal edildiğini dolayısıyla davalının yaptığı tahsilatın sebepsiz zenginleşme niteliğinde olduğunu, davalının tahsil ettiği nispi psh bedellerinden alınması gereken maktu psh bedellerinin mahsubu ile bakiye bedelin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduklarını, ayrıca davanın esastan reddini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının fazla ödenen perakende satış hizmeti bedeli olarak talep ettiği dönemin 2011 yılı ocak ayı ile 2012 yılı aralık ayı arası olduğu, eldeki davanın ise 08.04.2023 tarihinde açıldığı, davalı vekili tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğundan dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresinin taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK 146. maddesi gereğince 10 yıl olduğu, dolayısıyla talep edilen dönem ile dava tarihi arasında 10 yıllık sürenin dolmuş olduğu, zamanaşımını kesen sebeplerin varlığının ileri sürülmediği gibi dosyada bu kapsamda bir delil de olmadığı da anlaşılmakla mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Her ne kadar davacı tarafça sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılmışsa da, taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemeyeceği, malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemeyeceği, bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunmasının olanaklı olmayacağından (Nitekim, aynı ilkeler HGK. 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E. 2007/350 K.ve 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E. 2010/88 K.sayılı kararlarında da benimsenilmiştir) netice itibariyle mahkeme kararı yerinde görülmüştür.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 26.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸