Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1050
KARAR NO : 2023/1208
KARAR TARİHİ : 06/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEEMESİ
DAVA TARİHİ : 10/01/2023
KARAR TARİHİ : 25/04/2023
NUMARASI : 2023/25 Esas -2023/391 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebi
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Davalı firma ile vekil eden firma arasında ekte sunulan 11.10.2013 tarihli ve yıllara göre adet ve fiyat belirtilen ticari sözleşme imzalandığını, 2014 yılı dahil gelecek 5 yıl boyunca davalı firma ihtiyaç kadar ürün alınacağı taahhüt edildiğini, davalı firma tarafından söz konusu sözleşmeye riayet edilmediğini ve sözleşmeye aykırı davranılarak vekil eden firma mağdur edildiğini, davalı tarafından kesin olarak sipariş edilmiş olan ve vekil eden firma tarafından üretilen ve tashih edilen 41 adet ürün ile tamir edilemeyecek biçimde tahrip edildiğini ve parçaları sökülmüş olan 6 adet sözleşme konusu malzemenin davalı firma tarafından satın alınması ve bedellerinin vekil eden firmaya ödenmesi gerektiğini, sipariş edilmemiş olmasından doğan amorti edilemeyen kalp, takım, aparat v.b. nin satın alınması gerektiğini, sonraki yıllarda daha yüksek adetler bekleneceğini, her yıl için 500 adet varsayımı ile 2.500 adet için planlama ve kapasite oluşturulması gerektiği dikkate alınarak bu parçaların üretilmesi için 1 adet bile olsa ekte listesini sundukları kalıp ve takım, aparat ve fikstürlerin yapılmasının zorunlu olduğunu, ilk 500 Adetlik siparişten 449 adeti davalı firma tarafından alınmış, kalan kısmının ise alınmayacağı belirtildiğini, mevcut 11.10.2013 tarihli CT 17 mekanizma konulu sözleşme gereğinin; davalı firma tarafından satın alınması gereken mamuller olarak 47×430 UDS-20.210,-USD’nin, zorunlu kalıp, takım, aparat, fikstür bedelleri olan 43.000,-USD’nin, CT 17 mekanizma da kullanılmak üzere ekli listede belirtilen ve vekil eden firma tarafından sözleşmeye uygun olarak üretilmiş parçaların 201 kalem olarak bedeli olan 10.932,71 USD nin ve Sözleşmeden doğan tahmini üretimi öngörülen 84.091.- USD kar kaybının TOPLAM “158.233,71 USD’nin davalı firma tarafından vekil eden firmaya ödenmesi ve vekil eden firmanın sözleşmeden doğan mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini, şimdilik 50.000,00 TL kısmi alacak davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
11.10.2013 tarihli sözleşme ile taraflar karşılıklı taahhütlerde bulunulduğunu, davacının üretmiş olduğu ürün numuneleri davalı vekil eden tarafından test edildiğini ve 2014 yılında 432 adet ve 2015 yılında 135 adet ürün teslim alındığını, teslim edilen ürünlerin; testi yapılan ve onay verilen numuneler ile aynı kalite ve nitelikte olmamaları nedeniyle müvekkil şirketin ürün imalatında ve teslimlerinde sorunlara neden olduğunu, 2015 yılından sonra yeni ürün talep edilmediğini ve 124 adet arızalı/ayıplı ürün iade edildiğini, davacı ile belirtilen sözleşmeden kaynaklı son işlemler 03.12.2015 tarihinde 6 adet ürün alınması ve 02.02.2017 tarihinde 29 adet ürünün iade edilmesi işlemi olduğunu, sözleşme ile ilgili son işlem tarihinden davacı tarafından arabuluculuk sürecinin başladığı 19.08.2022 tarihine kadar 5 yıldan fazla bir süre geçmiş olup, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, açık ve net olarak talep edilen 158.233,71-USD. nin dava tarihindeki kur üzerinden belirlenen Türk Lirası karşılığı üzerinden nispi harç ödenmesi zorunlu olduğunu, davacı ile yapılan 11.10.2013 tarihli sözleşmede 2014 yılı için 500 adet, sonraki yıllarda ise ihtiyaç kadar ürün alınacağı düzenlenmiş olup sonraki yıllar için bir ürün adedi belirlenmediğini, davalı vekil eden şirketin seri üretimini yaptığı elektrik panosunun CT 17 Mekanizma adlı parçasının davacı tarafından üretilmesi planlandığını, 2014 yılında teslim alınan ürünlerin onay verilmiş olan numunelere uygun olarak üretilmemiş olması nedeniyle ana ürün olan elektrik panolarında arızalar meydana geldiğini, teslimden çok kısa bir süre sonra Şubat 2014’te 9 adet ürün iade edildiğini, 2015 yılında ise; teslim alınan 135 adet ürünün 2015 yılında 67 adeti, 2016 yılında 19 adeti ve 2017 yılında da 29 adeti olmak üzere toplam 115 adeti standarda uygun olmamaları/arızalı olmaları nedeni ile iade edildiğini, davacıdan alınan ve kalite standartlarına uygun olmaması nedeniyle kullanılması mümkün olmayan 156 ürün, davalı vekil eden iyi niyeti nedeniyle iade edilmediğini, bu 156 ürün depoda yıllarca bekledikten sonra kullanım dışı olarak sınıflandırılıp 2021 yılında hurdaya ayrıldığını ve stoktan Malzeme/Hurda Gider formu ile çıkarıldığını, tazminat borcunun doğması için temel koşul “kusur” olduğundan, tazminat isteyen tarafın “kusursuz” olması gerektiğini, davacı taraf sözleşmenin sona ermesine kusuruyla sebebiyet vermiş olduğundan tazminat isteyemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ”zaman aşımı nedeniyle davanın reddine ” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
Davalı firma ile vekil eden arasında 11.10.2013 tarihli ve yıllara göre adet ve fiyat belirtilen ticari sözleşme imzalandığını, 2014 yılı dahil gelecek 5 yıl boyunca davalı firma tarafından ürün alınacağı taahhüt edildiğini, davalı firma tarafından söz konusu sözleşmeye riayet edilmediğini ve sözleşmeye aykırı davranılarak vekil eden firmanın mağdur edildiğini, davalı tarafından kesin olarak sipariş edilmiş olan ve vekil eden firma tarafından üretilen ve tashih edilen 41 adet ürün ile müşteri tarafından tamir edilemeyecek biçimde tahrip edildiğini ve parçaları sökülmüş olan 6 adet sözleşme konusu malzemenin davalı firma tarafından satın alınmasını ve bedellerinin vekil eden firmaya ödenmesi gerektiğini, bu parçalar için davalı firma tarafından garanti edildiğini ancak yeteri kadar üretim yapılmadığını, 11.10.2013 tarihli Sözleşme ve 25.10.2013 Tarihli tutanak ilâ vekil eden firmaya sipariş edilmiş olan CT 17 Mekanizma, Ocak 2014 tarihi itibari ile üretime başlanıp ekli hesap ekstresindeki listede de ayrıntılı olarak görüleceği gibi sevkiyatların yapıldığını, sözleşmeye konu CT17 mekanizma çok sayıda parçaların birleştirilmesinden oluşan çok karışık, karmaşık olmasına rağmen vekil eden tarafından sözleşmeye uygun olarak hakkıyla üretildiğini ve testleri yapıldığını, ilişki ticari hizmet sözleşmesi olduğundan zaman aşımı süresi de 10 yıldır aradaki sözleşme eser sözleşmesi bile olsa zaman aşımına esas alınan tarihin hatalı olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen kararının bozulmasının gerektiğini, istinaf incelemesi sonucunda bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebi davası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK
3. Değerlendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı vekili, taraflar arasında CT 17 mekanizmanın üretimi ve teslimin ilişkin 11.10.2013 tarihli ve yıllara göre adet ve fiyat belirtilen sözleşme imzalandığını, 2014 yılı dahil gelecek 5 yıl boyunca davalı firma tarafından ihtiyaç kadar ürün alınacağı taahhüt edildiğini, üretilen ve tashih edilen 41 adet ürün tamir edilmeyecek biçimde tahrip edildiğini, parçaları sökülmüş olan 6 adet sözleşme konusu ürünün iade edildiğini, davalı firma tarafından satın alınması gereken mamuller olarak 47×430 USD=20.210 USD nin, bu işin üretilmesi için zorunlu kalıp, takım, aparat, fikstür bedelleri olan 43.000,-USD nin, firma tarafından ilerideki siparişler için ön hazırlık olarak sözleşmeye uygun olarak üretilmiş parçaların 201 kalem olarak bedeli olan 10.932,71 USD nin ve sözleşmeden doğan tahmini üretimi öngörülen 2.500 adetten geriye kalan 2051 adetten doğan 84.091 USD kar kaybının toplam 158.233,71 USD’ nin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini belirterek şimdilik 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak vekil edenine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme ile ilgili son işlem tarihinden davacı tarafından arabuluculuk sürecinin başladığı 19.08.2022 tarihine kadar 5 yıldan fazla bir süre geçtiğini, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya içeriğinden somut olayda uyuşmazlık; taraflar arasındaki ilişki CT 17 mekanizmasının üretimi ve teslim işine ilişkindir. Davacının üstlenimi özel sipariş üzerine davacıya makine üretimi ve teslimi olması ve teslimi üstlenilen ürünün münhasır davalı için üretilmesi sebebiyle uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle hizmet akdi sözleşmesinin unsurları bulunmamakta; yüklenicinin eser meydana getirmesi amaçlanmakla, bu sebeple eser sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. Bu açıklamalara göre, mahkemenin sözleşmenin niteliğini tavsifi yerindedir. Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürülükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 147/6 maddesinde de eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu kabul edilmiştir. Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. 6098 sayılı TBK’nın 149. madde hükümleri gereğince zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa iş bedeli alacağı eserin tamamlanıp teslim edildiği tarihte, sözleşmenin feshi halinde ödenen bedelin geri istenmesiyle ilgili alacak da fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla muaccel hale gelir. Dosya kapsamında sözleşmeden kaynaklı son işlem 02.02.2017 tarihinde 29 adet ürünün iade edilmesi işlemidir. Ürünlerin bu tarihten önce teslim edildiği ve bu tarihten sonra ürün teslim edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmede ilk yıl için ürün teslimi konusunda kararlaştırma bulunup, sonraki dönemler için ihtiyaç bulundukça ürün temini kararlaştırılmıştır. Davalının 2014 yılından sonraki dönem için ürün alım garantisi, taahhüdünün ve siparişinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı tarafça yapılan son işlem-ihtar tarihi olan 03.05.2017 tarihi olduğu kabul edilmiştir. Davacının bu tarihten sonra mal teslim edildiği ve sipariş verildiğine ilişkin istinafı bulunmamakla bu tarihten sonra vekil eden şirketin davalı tarafından oyalanması sebebiyle sözleşmeden kaynaklı taleplere dava tarihi ile başvurulduğuna ilişkindir. Bu sebeplerle, mahkemece sözleşmenin eser sözleşmesi tavsifi yerinde olup, davalı tarafça yapılan son işlem-ihtar tarihi olan 03.05.2017 tarihinden sonra arabuluculuğa başvurduğu tarih olan 02/09/2022 tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zaman aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan sebeplerle; ilk derece mahkemesinin inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2023 tarih, 2023/25 E – 2023/391 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 06/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
*
…
Başkan
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Katip
…
¸e-imzalı