Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/103 E. 2023/518 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/103
KARAR NO : 2023/518
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 18/11/2021
KARAR TARİHİ : 04/11/2022
NUMARASI : 2021/852 Esas – 2022/828 Karar

DAVACI : PROCON MAKİNA İMALAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : CPS PRESSFORM A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

HÜKÜM : Kararın kaldırılması-Gönderme
İSTİNAF EDEN : Davacı vekili – Davalı vekili

Taraflar arasındaki İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararı davacı ve davalı tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 10/07/2012 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirketin, davalıdan cari hesap ekstresinde 33.337,27-EURO bakiye alacağı bulunduğu, alacağın tahsili için başlatılan Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/39486 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının usulüne ve hukuka uygun başlattığı bir icra takibi bulunmadığının BAM ve Yargıtay kararları ile sabit olduğu, davacı yanın bu gelişmeler üzerine bu kez Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/39486 E. Sayılı dosyasından takip başlattığı, haksız başlatılan bu takibe de usul ve esastan itiraz edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre;… “Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 2017/671 E. Sayılı dosyasında alınan 28/03/2018 tarihli bilirkişi raporu tespit edilen 33.337,27 Euro alacağın varlığı mahkememizce kabul edilmiş, davalının fatura borcunu ödemediği, davacı tarafından usulünce doğru hesaplama yapılarak icra takibi yapıldığı sabit bulunmuş davacının davasının kabulüne, dava konusu alacağın likit alacaklardan olmaması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar vermek gerekmiş” şeklinde hüküm kurulmuştur.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesi ve buna bağlı olarak düzenlenip tebliğ edilen faturaya dayalı alacak olup, davalının tebliğ edilen faturalara yasal süresinde itiraz etmediği, eser sözleşmesinden doğan ve miktarı kesin olarak belirlenmiş alacağın likit olması sebebiyle kararın icra inkar tazminatının reddi yönünden kaldırılarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: davalı yanın gerçeğe, dosya kapsamına, yasaya ve hukuka aykırı iddialara dayalı istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5.H.D’sinin 2019/364 E.-2019/373 K. Sayılı ilamı uyarınca usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle kaldırılan Mahkeme kararı sonrası esasa ilişkin hiçbir inceleme yapılmaksızın ve itirazları değerlendirilmeksizin 2017/671 E. Sayılı dosyada verilen karar aynen esas alınarak hatalı bilirkişi raporu paralelinde haksız hüküm kurulduğu; usul, yasa ve hakkaniyete aykırı kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda yasal koşulları oluşmayan haksız ve mesnetsiz davanın tümden reddine, kötüniyetli davacının takip/dava konusu alacağın %20’sindan az olmamak üzere tazminatla yükümlü kılınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: yerel mahkemenin icra inkar tazminatının reddine ilişkin usul, yasa ve hakkaniyete uygun kararının onanmasına, davacının istinaf başvurusunun usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK, 6004 sayılı İİK

3. Değerlendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile davalı borçlunun takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından icra inkar tazminatı yönünden, davalı vekilince davanın kabulü yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında 10/07/2012 tarihli “Procon Bathtube Kaynak Otomasyon Sistemi Sözleşmesi” isimli sözleşme ile davacının Türkiye’de devreye alınacak CRH Bathtube Flamingo projesi için kaynak otomasyon sistemi imalatı işini yüklendiği, sözleşmede iş bedelinin sözleşmenin 16. Maddesinde 108.000 Euro olarak belirlendiği, davacı tarafça dava konusu işe ilişkin 14/07/2014 tarihli A/90756 nolu KDV dahil 43.542,00 Euro bedelli fatura düzenlendiği, davalı tarafça Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/43 D.İŞ sayılı dosyası ile dava konusu esere ilişkin eksik ayıplı işler yönünden delil tespiti yapıldığı, davacı tarafça faturadan kaynaklı bakiye bedelin tahsili istemiyle eldeki itirazın iptali davası açılmıştır.
Davalı taraf süresinde verdiği cevap dilekçesi ile davaya karşı zamanaşımı definde bulunmuş, istinafında da bu defini yinelemiştir. Buna karşın Mahkemece, zamanaşımı defi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş, bu yönde de taraf delilleri toplanmamıştır. Mahkemece taraflar arasında eser sözleşmesinin kabulü ile, eser sözleşmeleri için yasada öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcının tespiti için taraf delilleri toplanıp, zamanaşımı konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerektiği halde bu durum gözardı edilerek yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Diğer yandan, dosyada davacının ticari defterlerinin incelendiği ve bununla ilgili görüş bildiren bilirkişi raporunun bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın incelenen defterlerine göre, usulüne uygun tutulduğu ve dava konusu borcu doğuran faturanın kayıtlı olduğu, bu nedenle takip konusu tutar kadar davalının davacıya borçlu olduğunun tespit edildiği bildirilmiş, davalının ise defterleri incelenmediği gibi, Mahkemece bu yönde işlem de tesis edilmemiştir.
Mahkemece yalnızca davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında faturaların işlenmiş olmasına göre davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin kararı eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Taraflar arasındaki anlaşmaya göre uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleridir. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. Açık ayıplarda TBK’nın 474/1. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz (geç sayılmayacak bir süre içinde) eseri gözden geçirip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Sonradan ortaya çıkan ayıpta yani gizli ayıplarda ise TBK 477/3. maddeye göre ayıp ortaya çıktıktan sonra gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir.
Bu nedenle mahkemece davalıya, ticari defterlerini sunması ve ayıpla ilgili tüm delillerini sunmak üzere süre verilmesi, delil sunulursa bunların toplanması, dava konusu sözleşmede yüklenicinin üstlendiği işlerdeki eksik-ayıp iddiaları ve tespitleri tek tek değerlendirilerek ve bu yönlü taraf delilleri toplanarak, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğunun belirlenmesinin istenmesi, imalatın iş sahibine fiilen teslim edildiği tarih itibarıyla açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye TBK’nın 474. maddesinde öngörülen sürede ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK’nın m. 477. maddesine uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde durulması, ayıpların aynı yasanın 475. maddesi gereğince eserin reddini, bedelde indirimi gerektirip gerektirmediği hususlarında, ayrıca imalatta ayıbın varsa ihbarın süresinde olup olmadığının değerlendirilerek taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli belirlenmiş olduğu da gözetilerek dava ve fatura konusu işin yapılıp yapılmadığı araştırılıp, davalının gerçekleştirdiği imalatın ayıp ve eksiklikler dikkate alınmak suretiyle fiziki gerçekleşme oranını yüzde (%) olarak belirlenmeli, bu oranı, götürü bedele uygulanması suretiyle iş bedelinin tespiti suretiyle iş bedelinin tespiti, bu şekilde sözleşme kapsamındaki davacının hakediş bedeli ortaya konmalı (Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/671 E sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu ve bu dosya içerisindeki Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin D.İş dosyasındaki raporlar da değerlendirilerek), davaya konu işin yapıldığı yerde gerektiğinde keşif de yapılmak suretiyle dosyaya rapor sunan bilirkişi heyetinden veya yeni bir bilirkişi kurulundan belirtilen hususları kapsayan gerekçeli ve denetime elverişli belirtilen hususlarda rapor veya ek rapor alınmalı, sözleşme kapsamında yapılan ödemeler de düşürülerek sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile davanın kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle kaldırılması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; davacı vekilinin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması nedeniyle bu aşamada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, HMK nun 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 04/11/2022 tarih, 2021/852 E – 2022/828 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf maktu karar harcının (80,70 TL) ve davalı tarafça yatırılan istinaf nispi karar harcının (6.696,70 TL) istek halinde iadesine,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6, maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı