Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/978 E. 2022/1063 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/978
KARAR NO : 2022/1063
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TALEP TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
NUMARASI : 2022/36 D.İş Esas – 2022/33 Karar

İHTİYATİ HACİZ
İSTEYEN : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16229-22362-07882] UETS
KARŞI TARAF : … – …
VEKİLİ : Av. … -[16327-23653-09988]

TALEP : İhtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022

Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/36 D.iş- 2022/33 K. sayılı dosyasından verilen 08/04/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesi’nin 24/06/2022 tarih, 2022/1521 Esas, 2022/1354 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, borçlu vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/12/2019 vade tarihli 325.000,00-TL bedelli senetten dolayı karşı taraftan 411.276,36-TL alacaklı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “”İhtiyati haciz talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; kabul edilen alacak miktarı 325.000,00-TL’nin % 15’i oranında nakdi teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi yada teminat mektubu ibraz edilmesi halinde borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar üzerindeki hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının İcra ve İflas Kanunu’nun 257 maddesi gereğince ihtiyaten haczine, alacaklının ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararın verildiği yer icra dairesine kararın infazı için başvurabileceğine, bu süre içinde kararın infazı talep edilmediği takdirde İcra ve İflas Kanunu’ nun 261. Maddesi gereği kararın kendiliğinden kalkacağına” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Mahkemenin gerekçeli kararı 30.04.2022 tarihinde taraflarına tebliğ edilmiş olup süresi içinde istinaf gerekçelerini sunduklarını, kararda somut olayın özellikleri nazara alındığında taraflarca kabul edilemeyecek hususların mevcut olduğunu,
-Mahkemenin kararında, senedin kambiyo senedi vasfına haiz olduğunu ve İİK m.257 ve devamı maddelerine göre rehinle temin edilmediğini, muaccel olan alacaklar bakımından belli bir teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilebileceğini, ihtiyati haciz kararına karşı sadece yetkiye, borca ve teminata itirazda bulunabileceği belirtilmiş olup ihtiyati haciz kararına yapılmış olan itirazlarının yerinde bulunmadığından reddedildiğini,
-İhtiyati hacze ve takibe konu olan senet teminat senedi olduğunu, bilindiği üzere teminat senetlerinin doğrudan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine konu olamayacağı gibi karşı taraf bu icra takibinde haksız konumda olduğunu, mevcut durumda ihtiyati haciz kararına konu senet kambiyo niteliğine haiz olmadığını, böyle bir belgeye istinaden icra takibi açılamayacağı gibi ihtiyati haciz kararının verilmesinin de mümkün olmadığını, bu sebeple verilen ihtiyati haciz kararının hukuka uygun olmadığını,
-İcra takibine konu edilen senet teminat senedi vasfında olduğunu, 27.05.2019 düzenlenme tarihli, 31.12.2019 Ödeme Günlü, 325.000,00 TL tutarlı senet davalı şirket ile vekil edilen arasında tanzim edilen 27.05.2021 tarih, Sözleşme No:1 numaralı “Eser Sözleşmesi” neticesinde teminat senedi olarak düzenlendiğini, mevcut durumun halihazırda dosya kapsamında bulunan senedin arka tarafında 27.05.2021 tarihi ile “1 No’lu sözleşmeye istinadendir, ciro edilemez” şeklinde de belirtildiğini,
-Senedin teminat senedi olarak düzenlendiği ekli sözleşmenin son sayfasında da “İş sahibi tarafından yapılacak peşinata karşılık yüklenici tarafından aynı tutarda 31.12.2019 vadeli teminat senedi düzenlenip iş sahibine teslim edilecektir.” şeklinde belirtildiğini, taraflar arasında başkaca bir kıymetli evrakın da bulunmadığını,
-Vekil edenin sözleşme ve eki 28.05.2021 tarihli protokol konusunda üzerine düşen edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı yanın haksız ve kötü niyetli bir şekilde vekil edene ait teminat senedini protokoldeki dördüncü maddede belirtilmesine rağmen tarafımıza teslim etmediği gibi vekil eden aleyhinde icra takibi başlattığını,
-Haksız ihtiyati haczin icrası sebebiyle vekil edenin araçlarına, taşınmazlarına, banka hesaplarına, taşınır malları için haciz konulduğunu, vekil edenin bu haksız haczin konulması sonucu zarara uğradığını, mevcut durumun devamı halinde vekil edenin ticari hayatı konusunda ileride telafisi imkansız sonuçlar ortaya çıkacağını,
-Bu sebeplerle; verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, karşı tarafın vekil edilenin herhangi bir alacak hakkı bulunmadığını, vekil edenin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, protokolde belirtilen teminat senedinin iadesine ilişkin hükümün, alacaklı olduğunu iddia eden karşı yan tarafından yok sayılarak sadece teminat senedine dayanak gösterilerek ihtiyati haciz kararı alınmasının ve uygulamaya konulmasının mümkün olmadığını,
-Karşı tarafın icra takibi ile iddia ettiği alacağını, taraflar arasında sözleşmenin bulunması ve karşı tarafın alacak hakkının var olup olmadığının tespiti açısından yargılama ve tahkikat gerekmesi nedeni ile likid bir alacak olarak değerlendirilemeyeceğini, vekil edenin edimini yerine getirdiğini ve karşı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gerçeği de gözetilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini,
-Bu nedenlerle; İlk Derece Mahkemesi’nin kararının duruşmalı olarak yeniden görülmesine, yapılacak olan duruşmada ihtiyati haciz kararının değerlendirilmesini, hukuk davasının istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek ve incelenmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati Haciz talebinde bulunan vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
-Mahkemenin aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin istinaf başvuru dilekçesi taraflara tebliğ olunmakla, yasal süresi içerisinde istinafa karşı cevaplarını sunduklarını,
-İhtiyati hacze konu olan senet ile ilgili beyanlarının; kambiyo yolu ile takibe borçlu 5 günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, davacının “icra takibine konu edilen senet teminat senedi vasfındadır” iddiası dinlenemeyeceğini, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddialarını asla kabul etmediklerini,
-Dava konusu takip kambiyo takibi olup süresinde itiraz edilmeyerek kambiyo vasfı kesinleştiğini, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereğinin, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşumuna neden olan temel borç ilişkisi arasındaki bağ ortadan kalkmakta olduğunu, senetin temel borç ilişkisinden soyutlandığını, bağımsız bir varlık kazandığını,
-Her ne kadar belirttikleri sebeplerden dolayı temel borç ilişkisinin incelenmesine gerek bulunmasa da somut olayda vekil edenin, davalıya senette yazılı miktarda elden ödeme yaptığını ve karşılığında takibe konu senet düzenlendiğini, senette yazlı “bedeli nakden ahzolunmuştur” ibaresi açıkça bu durumu gözler önüne serdiğini,
-Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun belirttiğinin aksine “Sözleşmeye istinaden olduğunu, ciro edilemez ibaresi” söz konusu senedi teminat senedi haline getirmeyeceğini, bu ibarenin yazılmasındaki tek amaç, borçlunun talebi üzerine borçlunun itibarını koruduğunu,
-İstinaf başvurusunda hukuki yararın yokluğuna ilişkin beyanlarının; aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun, gerek ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde ve istinaf başvuru dilekçesinde her ne kadar Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/36 D. İş numaralı kararı ile ihtiyati haciz kararı ile devam eden bir takibin bulunduğunu ileri sürmüş olsa da söz konusu icra takibi şubat 2021′ de kesinleştiğini, takip aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun ihtiyati hacze itiraz dilekçesini sunmasından çok önce kesinleşmiş olup ihtiyati hacze itiraz etmesinde ve ihtiyati haciz kararına itirazın reddi kararını istinaf yargı yoluna taşımasında hukuki yararının bulunmadığını,
-Bu sebeplerle; aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılması talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince; 31/01/2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karara yapılan itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına karşı yapılan itiraz sonucu verilen itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığı, ihtiyati haczin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususuna ilişkindir.

İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır.
İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ile 268. maddesinde yer almaktadır.
Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacak rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflas Kanunu’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası kapsamında ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.

Dosyanın incelenmesinden; talebin dayanağının 27/05/2019 tanzim tarihli, 31/12/2019 vade tarihli 325.000,00-TL bedelli bono olduğu, bononun lehdarının ihtiyati haciz isteyen …, keşidecisinin itiraz eden Yiğit Furkan Gülez TDS Makina ve Denizcilik Sanayi olduğu, bononun lehdar tarafından bononun, vadesinde ödenmediği, borçluya yapılan başvuruların da karşılıksız kaldığı, borçlunun mallarını kaçırma ihtimali bulunduğu ve alacak rehin ya da başka bir şekilde teminat altında da olmadığından, alacağın tahsili tehlikeye düştüğünden, borçlunun mal kaçırma ihtimali gözetilerek mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyaten haczinin talep edildiği, yerel mahkemece talebin kabulüne karar verildiği, borçlu tarafından karara itiraz edildiği, itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu bilgiler ışığında yapılan incelemede, bono içeriğine göre borçlu görünen istinaf edenin talebe konu bonodaki teminat iddiası ile, itiraz ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sair iddiaların ihtiyati haciz istemine engel teşkil etmeyeceği, bu durum karşısında, senedin bononun tüm unsurlarını taşıdığı, yasal koşulları taşıyan bir bononun hamilinin, bonoyu tanzim edene yani keşideciye ve onun lehine aval verene karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, bononun vadesinin gelmesinin gerekli ve yeterli olduğu, somut olayda ihtiyati haciz istemine konu bononun vadesinin geldiği, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin ise keşideci konumunda olduğu, bonoya dayalı borçların aranacak borçlar niteliğinde olduğu, ihtiyati haciz talep edenin dilekçesinde ileri sürdüğü vakıalar ve bunların ispatı için gösterdiği delillere göre iddianın tam ispatı gerekmediğinden yaklaşık ispat koşulunun da oluştuğu, ihtiyati haciz talebinin şartlarının gerçekleştiği ve tüm istinaf sebeplerinin yerinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, aleyhine ihtiyati haciz istenen borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/04/2022 tarih, 2022/36 Esas – 2022/33 Karar sayılı D.İş kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden tarafça yatırılan peşin harç yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca 15/09/2022 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı