Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/793 E. 2022/804 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/793 – 2022/804
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/793
KARAR NO : 2022/804
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
ARA KARAR TARİHİ : 11/04/2022
NUMARASI : 2022/428 Esas

İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN
DAVACI : NASEM ÇELİK KONSTİRKSİYON YAPI İNŞ. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …

TALEP : İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın istinafı
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekillerince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tufan dış ticaret limited şirketi ve tufan otelcilik enerji ve eğitim hizmetleri aş. tarafından Yapıhomemall adıyla Sakarya ili; Erenler ilçesi, …mahallesi…ada …parsel üzerinde iş merkezi AVM yaptırılmakta olduğunu, Tufan Dış Tic.ltd.şti ve davalı … bu yerde işin yüklenicisi konumunda olduğunu, vekil edilen şirket ile davalılardan …arasında 18.11.2021 tarihinde Tufan Otelcilik Enerji ve Eğitim Hizmetleri AŞ.’nin sahibi olduğu Sakarya ili; Erenler ilçesi, …mahallesi …ada …parsel üzerinde bulunan iş merkezi inşaatının çatı işini ve bağlantı elemanları dahil birim fiyat) Çelik Konstrüksiyon malzeme 49.231,33 $ Amerikan Doları KDV +28.880,04 AVRO KDV; çelik konstrüksiyon işçilik 60.762,40 kg x4.98 TL/kg 302.596,75 TL+KDV üzerinden anlaştıklarını, 18.11.2021 Tarihli sözleşme ve vekil edilenin sözleşme ve ekindeki projeye uygun olarak gerekli imalatları yaptığını, vekil edilenin sözleşme konusu imalatları sözleşme kapsamında yapmasına rağmen davalılardan …, kendisi tarafından ödeme yapmaktan özellikle kaçınarak oğlu … üzerinden Garanti Bankası Sapanca Şubesi kanalı ile 31.01.2022 tarihinde 268.000 TL, 18.02.2022 tarihinde ise 135.000 TL ödeme yaptığını, vekil edilen şirket …’ nin kendisi tarafından ödeme yapılmasını özellikle istemişse de davalı … buna bilerek yanaşmadığını ve hiçbir şekilde kendi hesabından vekil edilen şirkete ödeme yapmadığını, vekil edilen şirket sözleşme kapsamındaki edimlerinin tamamını yerine getirdiğini, sözleşme tarafı davalı …’den vekil edilen şirket tarafından sözleşme konusu yerine getirilen edimlerin (işlerin) kabullerinin yapılmasının ve sözleşme tutarlarının kalanının ödemesinin, ödeme yaptıktan sonra da fatura bilgilerini müvekkil şirkete bildirilmesi hususu defalarca söylendiğini, davalı … sözleşme konusu müvekkil şirket tarafından yerine getirilen edimlerin (işlerin) kabullerini almaktan kaçındığı gibi sözleşme kapsamında yapması gereken ödemeleri yapmadığını ve fatura için vergi dairesi bilgilerinin de vekil edilen şirkete bildirmediğini, davalı …’ ye Sakarya 4. Noterliği 24 Şubat 2022 tarih ve 2690 yevmiye sayılı ihtarname tarafımızdan keşide edildiğini ve ihtarname de davalı … ‘den vekil edilen şirket tarafından sözleşme konusu yerine getirilen edimlerinin (işlerin) kabullerinin yapılması ve sözleşme tutarlarının ödemesi, ödeme yaptıktan sonra da fatura bilgilerini müvekkil şirkete bildirilmesi istenildiğini, bu ihtarname örneğinin noter kanalı ile gönderildikten sonra aynı şekilde taranarak davalı … ‘ye ait …(hotmail.com mail adresine de 24.02.2022 tarihinde mail olarak da gönderildiğini, vekil edilen şirketin sözleşme konusu imalatları sözleşme kapsamında yapmasına rağmen sözleşmede imzası olan davalı …, kendisi tarafından ödeme yapmaktan özellikle kaçınarak ve fatura bilgilerini de vermeyerek diğer davalı ve oğlu…üzerinden Garanti Bankası Sapanca Şubesi kanalı ile 31.01.2022 tarihinde 268.000 TI, 18.02.2022 tarihinde ise 135.000 TL ödeme yaptığı, vekil eden şirket davalı …’ nin kendisi tarafından ödeme yapılmasını özellikle istemişse de sözleşmede imzası olan davalı … buna bilerek yanaşmadığını ve hiçbir şekilde kendi hesabından vekil edilen şirkete ödeme yapmadığını, Oğlu…tarafından ödemeler gönderdiğini, Ödemeler düşüldükten sonra vekil edilen şirketin sözleşmeden kaynaklı kalan 54.880,66 amerikan doları (kdv dahil), ile (t) 34.078,45 Avro (kdv dahil) alacağı bulunmakta olduğunu, vekil edilen şirkete 31.01.2022 ve 18.02.2022 tarihinde davalı…tarafından garanti Bankası kanalı ile yapılan ödemeler ve gerekse aynı işyeri inşaatı ile ilgili yüklenici konumunda olan davalı … adına diğer davalı…tarafından alınan ve yapılan ödemelerin ve yine aynı işle ilgili iş sahibinden … adına hakediş olarak…üzerine alınan menkul ve gayrimenkul mallar mahkeme tarafından araştırıldığında davalı baba oğul arasındaki Adi Ortaklık ilişkisi ortaya çıkacağını, Asıl iş ve yer sahibi Tufan Otelcilik Enerji Ve Eğitim Hizmetleri AŞ.’nin Bakırköy 18. Noterliği 08 Mart 2022 tarih ve 3484 yevmiye sayılı ihtar cevabına da bu işi ile ilgili olarak 950.000,00 TL değerinde araç ve 240.000 TL nakit ödeme yaptığını iddia etmekte olduğunu, bu ihtarname cevabında da belirtilen araç ve ödemeler de diğer davalı…üzerinden yapıldığını, bu kayıtlar yönünden de davalılar arasında adi ortaklık ilişkisi var olduğu açık olarak anlaşılmakta olduğunu, tüm belirtikleri bu hususlar araştırıldığında da görüleceği üzere resmi yazılı sözleşmeler davalı … üzerinden yapılmakta, ödemeler ise (alınan ve gönderilen) oğlu diğer davalı…adına yürütülmekte olduğunu, davalı … ile oğlu diğer davalı…arasında bu işyeri işiyle ilgili Adi Ortaklık (Adi Şirket) ilişkisi olduğunu ve bu kayıtlar ile de ortaklık ilişkisi çok açık olduğunu, taraflar arasındaki Adi Ortaklık hükümleri doğrultusunda diğer davalı … ‘ye de Sakarya 4. Noterliği 03 Mart 2022 tarih ve 3014 yevmiye sayılı ihtarname taraflarından keşide edildiğini ve davalı …’ nin de adi ortak olarak aynı şekilde 18.11.2021 tarihli sözleşme kapsamında müvekkili şirketin kalan davaya konu 54.880,66 Amerikan doları (kdv dahil), ile (*) 34.078,45 Avro (kdv dahil) alacağın ödenmesi, fatura için adi ortaklık vergi dairesi ve vergi numarası ile diğer tüm fatura bilgilerinin müvekkili şirkete bildirilmesi, adi ortaklık vergi kaydı olmaması halinde adi ortak olarak davalı … ‘nin fatura bilgilerini müvekkili şirkete bildirilmesinin istenildiğini, davalı …’ye ait banka kayıtları, taşınmaz kayıtları ve araç kayıtları da mahkeme tarafından araştırıldığında babası … ile doğrudan adi ortak olarak çalıştıkları, resmi sözleşmelerin … üzerinden yapıldığı, buna
karşılık alınan ve yapılan ödemelerin sözleşmelerde görünmeyen oğlu ortağı…üzerinden yapıldığı anlaşılmakta olduğunu, davalıların bu şekilde hareket ederek piyasaya olan borçlarını ödememekte olduklarını, davalı … üzerinde de resmi olarak hiçbir mal varlığı ve hesabı bulunmadığından alacaklarının alacaklarını almaları engellenmekte olduğunu, taraflar arasında baba oğul olarak bir adi ortaklık ilişkisinin varlığının sabit olduğunu, kural olarak adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığını, vekil edilen şirketin davaya konu alacakları ödenmediğinden yasal zorunluluk olarak arabulucuya başvuru yapıldığını ancak arabuluculuk sürecinde de taraflar borcu ödemeye
yanaşmadıklarından bu nedenle de anlaşma sağlanamadığını, davalılar arasındaki adi ortaklık bağlantısı somut deliller ile sabit olduğunu, davalıların vekil edilen şirkete ait borcu ödemedikleri gibi bir çok kişiyi bu şekilde dolandırarak haksız kazanç sağlamaya çalıştıklarının ortada olduğunu, bu nedenlerle dava sonunda haklı çıktıklarında da alacaklarını alamama riski nedeniyle davalılar adına olan menkul, gayrimenkul malların banka hesapları ile 3 şahıslardaki hak ve alacakları üzerine dava miktarı alacakları tutarında tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan dava dilekçesinde aramızda akdedilen sözleşme ve ekindeki projeye uygun olarak gerekli imalatları yaptığını, yani işi teslim ettiğini iddia ettiğini, bu iddianın kesinlikle gerçekle bağdaşmamakta olduğunu, davacının yana göndermiş oldukları ihtarname cevabında da belirttiğim üzere, davacıya eserde imalat hataları nın olduğunu, çatının en ve boy ölçülerinin planlanandan daha kısa olarak yapıldığını ve plânlanân dışında montajının yapıldığını, kör kasa kullanarak çatıyı tekrardan büyütmek durumunda kaldığını, bu nedenle eseri tamamlamak için taratıma ilave bir maliyet doğduğunu (yaklaşık 700.000 TL), tüm tasarım ve mühendislik işlerinin davacıya ait olduğunu, hatalı imalat ve montajın davacının ihmalinden kaynaklandığını ve bu ilave maliyetin davacı tarafından karşılanması gerektiğini şifahen belirtmek üzerine davacı yan, aramızdaki mutabakata aykırı olarak işi bitirmek iğin tarafımdan kalan bakiyenin tamamını tek seferde ödememi istediğini, davacı ile yapmış oldukları ödemelerin bir kısmını malzeme sahaya indikten sonra, kalan kısmını da iş bitiminde ödeyeceği hususunda davacı şirketin ‘yâtkilisi olarak görüştüğüm … ile kararlaştırdığını ve mutabakata vardığını, malzemeler sahaya indikten ve iş başladıktan sonra davacı şirkete ait hesaba ödeme tarihinde 20.000 USD ve 10.000 USD karşılığı iki ödeme gönderdiğini, davacı yan sırf hatalı imalatları- ilave maliyeti üstlenmemek için işi yarım bıraktığını ve huzurdaki davayı açtığını, davacının, sözleşme tarafı olarak üzerine düşeni getirmekten kaçınıp, sözleşme konusu eseri tamamlamayıp, buna rağmen benim tüm edimimi yerine getirmemi talep etmekte olduğunu, Türk Borçlar Yasası uyarınca kendi edimini yerine getirmeyen taraf diğer tarafın edimini yerine getirmesini bekleyemeceğini, durumun iyiniyet kurallarına açıkça aykırı olduğunu, davacı yan dava dilekçesinde kendileri tarafından yapılan işlerin kabullerini yapmaktan kaçındığımı, sözleşme kapsamında yapmam gereken ödemeleri yapmadığını ve fatura için vergi dairesi bilgilerini de kendilerine göndermediğini iddia ettiğini, davacı taralın yaptığı işlerde imalat ve montaj hatalarından kaynaklı olarak yaklaşık 700.000 TL civarında bir ilave maliyet oluştuğunu, bu ilavenin maliyetin davacı tarafından karşılanması gerekmekte olduğunu, bu hususu davacı şirket yetkililerine bildirdiğimde bana alelacele iş teslimi yapmaya çalışmış olduklarını, davacı yan dava dilekçesinde diğer davalı …(oğlu) ile aralarında adi ortaklık ilişkisi olduğunu, kendi hesaplarımdan ödeme yapmaktan özellikle kaçındığını ve ödemeleri bilerek oğlum…üzerinden gönderdiğini, bu şekilde yaparak piyasaya olan borçlarımı ödemediğimi, üzerimde resmi olarak hiçbir. malvarlığı olmadığını, dolandırıcı olduğumu iddia etmekte olduğunu, davacının yan dolandırıcı olduğunu iddia ederek tarafa karşı iftira ve suç uydurma suçunu işlemekte ve terbiye seviyesini mahkemeye gösterdiğini, savcılığa ayrıca suç duyurusunda bulunacağını, davacı yanın diğer davalı oğlum …’nin ortaklığı olduğuna dair iddiaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmelere imza atan, tüm görüşmeleri yapan, tabir yerindeyse işin başında duran davalının kendisinin olduğunu, oğlunun katkısının olmadığını, oğlunun yalnızca teknoloji ile arasının iyi olmaması nedeniyle bana yardım ettiğini ve davacıya gönderilen ödemeleri kendi hesabından yaptığını, açıklama kısmına da ödemeleri davacının adını yazdığını, … ile aralarında baba oğul ilişkisinden başka kesinlikle bir ortaklık ilişkisi söz konusu olmadığını, davacı yanın talep ettiği meblağı ve faiz cinsi ve oranını da kabul etmesinin mümkün olmadığını, davacının adına oğlu…tarafından gönderilen ödemeler ödeme günündeki USD fiyatıyla karşılaştırıldığında iki ödemeden birinin 20.000.USD ye diğer ödemenin ise 10.000 USD ye tekabü! ottiği görüleceğini, ödemeleri sözleşmedeki USD ödemelerine karşılık yapmama rağmen davacı yan bu ödemelerini TL ödemesi gibi gösterdiğini, USD kurunun ülkemizde her gün yükseldiği gözetildiğinde ise davacının bu ödemeleri USD ödemesi olarak kabul etmeyerek davacıyı zarara uğratmaya çalıştığı açık olduğunu, davacı ile araların da akdedilen sözleşmede belirlenen fiyatlara, davacı yan tarafına bir fatura kesmemesine rağmen davada ayrıca kdv talep etmekte olduğunu, bu husus da taraflarınca kabul edilmemekte olduğunu, bilirkişi incelemesi neticesinde hakikat tezahür edeceğini, davanın reddini ve yargılama gideri, vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın, vekil edilen …’nin Garanti Bankası Sapanca Şubesinde bulunan hesabından, müvekkilin babası olan diğer davalı … adına, davacı şirkete iki defa para göndermesini gerekçe göstererek, müvekkilim ile diğer davalı … arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu ve dava konusu alacak-verecek ilişkisinden vekil edilenin de diğer davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek huzurdaki davayı ikame ettiğini, vekil edilen ile diğer davalı … arasında davacı yanın iddia ettiği gibi bir ortaklık ve iş ilişkisi kesinlikle söz konusu olmadığını, davacı yan dava dilekçesinin (16) nolu maddesinde, vekil edilen …’nin peyzaj teknikeri olmasına rağmen hesabında bulunan parayı açıklayamadığını iddia etmekte olduğunu, vekil edilen…2012 yılında Antalya İlinde bir otelde çalışmaya başlayarak, hayatını kazanmaya ve birikim yapmaya başladığını ve bu otelde 2015 yılına kadar çalıştığını, 2015 yılında otelden ayrılan müvekkil bir muhasebe ofisinde çalışmaya başladığını ve bir süre burada çalıştıktan sonra 2018 yılında askere gittiğini, Bir yıl askerlik yapan vekil edilen askerden geldikten sonra da 2020 yılında da Samsun İlinde peyzaj teknikeri olarak çalışmaya başladığını, vekil edilen reşit olduktan sonraki yaşamında yaptığı esas işlere ek olarak sürekli araç alım satım işi yaptığını, sermayesini her geçen gün büyüttüğünü, esas işi ile birlikte araç alım satım işi de yapan müvekkilimin hesabında 268.000 TL tutarında bir paranın olması hayatın olağan akışına uygun olduğunu, vekil edilen davacı şirkete diğer davalı … adına iki kez para gönderdiğini, açıklamasında açıkça ödemenin “…” adına gönderildiğini de belirttiğini, bu ödemelerin vekil edilenin hesabından yapılmasının sebebi ise diğer davalı …’nin telefondan ya da bilgisayardan eft havale yapmayı bilmemesinden kaynaklı olduğunu, vekil edilenin cevap ihtarında da belirttiği üzere, İlk ödemenin yapıldığı gün babasını ziyarete giden vekil edilenin, ziyaret esnasında babasının üzerinde yüklü dolar olduğunu görünce ne parası olduğunu sorduğunu, davalı … ise yaptığı bir iş ile alakalı ödeme yapması gerektiğini, bankaya giderek bu parayı ilgili hesaba göndereceğini vekil edilene söylediğini, vekil edilenin babası …’ye “baba benim hesabımda TL var, istersen USD’yi bana ver dediğini ve TL karşılığını göndereyim, bankaya gitmekle uğraşma” dediğini ve …’den parayı göndereceği iban numarasını ve parayı alarak hesabında bulunan paradan davacıya ilk ödemeyi gönderdiğini, aradan bir süre geçtikten sonra … vekil edilenin “daha önce para gönderdiğin yere tekrar para göndermem gerek, hesabında para varsa ödemeyi gönder, ben sana yine elden vereyim” dediğini, hesabında TL olan müvekkil …’den USD olarak aldığı paranın TL karşılığını bir kez daha … adına davacıya ait banka hesabına göndermiştir. Bu iki ödeme haricinde müvekkilimin, … ile davacı şirketin yaptığı işle hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, davacı yanın vekil edilen ile … arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu iddia etmekte olduğunu, davacı yanın, vekil edilenin diğer davalı …’nin ortağı olduğuna dair iddiaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmelere imza atan, tüm görüşmeleri yapan, malzemeleri teslim alan, yapılan işi teslim alan veya almayan, işleri takip eden diğer davalı … olduğunu, vekil edilenin diğer davalı …’nin yaptığı işe hiçbir şekilde para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak katkısının olmadığını, farklı illerde sigortalı olarak çalışan ve ek iş olarak da araç alım satım işi yapan biri olduğunu, vekil edilenin diğer davalı …’nin yaptığı işe para, alacak veya başka bir mal ya da emek koyarak katılımı söz konusu olmadığından vekil edilen ile diğer davalı … arasında kesinlikle bir adi ortaklık söz konusu olmadığını, vekil edenin … ile davacının sözleşme yaptığı 18.11.2021 tarihinde de Samsun İlinde bulunan Emlak Konut kapsamında yapılan Canik Emlak Konut Kentsel Dönüşüm Projesinde peyzaj teknikeri vasfıyla sigortalı olarak çalışmakta olduğunu, Bu durum hizmet döküm belgesi ile sabit olduğunu, Müvekkili …, şuan İstanbul Maltepede başlayan yeni bir projede yine peyzaj teknikeri ve sigortalı olarak işe başladığını ve halen aktif olarak çalışmakta olduğunu, Başka yerlerde sigortalı çalışan müvekkilimin diğer davalı …’nin yaptığı işlere adi ortak olması mümkün olmadığını, vekil edilen hakkında açılan bu haksız ve mesnetsiz davanın evleviyetle tefrik edilerek reddinin gerektiğini, davacı yanın dava dilekçesinin tamamı mesnetsiz iddialardan oluşmakta olduğunu, davacı yanın vekil edilen ile diğer davalı … arasında adi ortaklığın varlığına dair yaklaşık bir ispata yarar bir delil sunamadığını, vekil edilen diğer davalı … adına asıl iş sahibi Tufan Otelcilik Enerji Ve Eğitim Hizmetleri A.Ş.’den kesinlikle bir ödeme almadığını, davacı yanca hiçbir delilin sunulamadığı bu mesnetsiz dava nedeniyle vekil edilenin malvarlığının, banka kayıtlarının, araç alım satım kayıtlarının vs. kişisel verilerinin araştırılmasına muvafakatlarının olmadığını, hukuksuz bir uygulamaya yol açabilecek, dayanaksız davalar açarak bir başkasının kişisel verilerini hukuka aykırı olarak ele geçirebileceğini, dosyaya gelecek müzekkere cevaplarına karşı beyan sunma işbu cevap dilekçesini hazırlama zaruretimiz hasıl olduğunu, HMK 145. maddesi uyarınca sonradan delil sunma haklarının saklı olduğunu, vekil eden …’nin davasının evleviyetle tefrik edilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Mahkemenin görevsizliğine, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Dosyaya sundukları belgelerin ihtiyati haciz kararının şartlarını sağlayacak güçte belgeler olduğu dikkate alınmadan verilen bu usul ve yasaya aykırı karara katılmadıklarını ve itiraz ettiklerini, Asıl yer ve iş sahibi olan Tufan Otelcilik Enerji VE Eğitim Hizmetleri A.Ş tarafından Yapıhomell isimli İş Mermezi yaptırılmakta olup Tufan Otelcilik Enerji VE Eğitim Hizmetleri AŞ.’nin Bakırköy 18. Noterliği 08 Mart 2022 tarih ve 3484 yevmiye sayılı ihtar cevabında da belirtildiği üzere Tufan Dış Tic.Ltd.Şti ve davalı … bu yerde işin yüklenicisi olduğunu,
-Vekil edilen şirketle bu işin yüklenicisi davalı … arasında 18.11.2021 tarihli tufan otelcilik enerji ve eğitim hizmetleri a.ş’ nin sahibi olduğu ilgili iş merkezinin inşaası için çelik konstrüksiyon malzeme 49.231,33 $ amerikan doları + kdv+28.880,04 avro + kdv; çelik konstrüksiyon işçilik 60.762,40 kg x4.98 tl/kg = 302.596,75 tl + kdv bedelle sözleşme imzalandığını, adi şirket ortağı davalı…18.11.2021 tarihli sözleşmeye istinaden garanti bankası sapanca şubesi kanalı ile 31.01.2022 tarihinde 268.000 tl, 18.02.2022 tarihinde 135.000 TL ödeme yapıldığını,
-Vekil edilen şirket adına davalı …’ye Sakarya 4. Noterliği 24 Şubat 2022 tarih ve 2690 yevmiye sayılı keşide ettiklerinin ihtarnamede açık olarak davalı … ‘den vekil edilen şirket tarafından sözleşme konusu yerine getirilen edimlerin (işlerin) kabullerinin yapılması ve sözleşme tutarlarının ödemesinin, ödeme yaptıktan sonra da fatura bilgilerini vekil edilen şirkete bildirilmesinin istenildiğini,
-Adi ortaklık hükümleri doğrultusunda diğer davalı … ‘ye de müvekkil şirket adına sakarya 4. noterliği 03 mart 2022 tarih ve 3014 yevmiye sayılı ihtarname tarafımızdan keşide edilmiş ve davalı …’ nin de adi ortak olarak aynı şekilde 18.11.2021 tarihli sözleşme kapsamında müvekkil şirketin kalan davaya konu 54.880,66 amerikan doları (kdv dahil), ile (+) 34.078,45 avro (kdv dahil) alacağının ödenmesinin, fatura için adi ortaklık vergi dairesi ve vergi numarası ile diğer tüm fatura bilgilerinin vekil edilen şirkete bildirilmesinin, adi ortaklık vergi kaydı olmaması halinde adi ortak olarak davalı …‘nin fatura bilgilerini vekil edilen şirkete bildirilmesi istenildiğini,
-Davalılardan … kendisine vekil edilen şirket adına keşide ettiklerinin ihtarnameye sapanca noterliği 24.02.2022 tarih ve 2031 yevmiye sayılı ihtarname ile cevap verdiğini, davalı … tarafından keşide edilen bu ihtarnameye cevapta da talep etmiş olmalarına rağmen davalı … ‘nin fatura bilgilerine ilişkin hiçbir hususun ve bilgi olmadığını,
-Diğer davalı …, kendisine keşide ettikleri ihtarnamelerine karşı Sapanca Noterliği 04 Mart 2022 tarih ve 2360 yevmiye sayılı cevabında da talep etmiş olmamıza rağmen ne adi ortaklık için fatura bilgileri ne de ödeme yapan … ‘ye ilişkin fatura bilgileri (hiçbirini) bildirmediğini,
-Yerel mahkeme tüm bu maddi olaya rağmen tarafımızca işin yapılıp teslim edildiğine ve ücrete hak kazanıldığına dair yaklaşık ispata yarar delil sunulamadığı kanaatine varmışsa tarafımızca düzenlenen 04.03.2022 tarihli dilekçedeki delil tespiti talepleri sonucunda Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2022/15 D.İŞ sayılı dosyada keşif kararı verildiğini ve yapılan keşfe istinaden düzenlenen bilirkişi raporunda vekil edilenin şirketin sözleşmeye konu işi %99 oranında tamamlamış olduğunu ve eksik kalan işlerin iki iş gününde tamamlanabileceği ifade edildiğini,
-Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2022/15 D.İŞİ sayılı tespit dosyasındaki bu bilirkişi raporu içeriğinden de anlaşılacağı üzere müvekkil şirket sözleşmeden kaynaklanan edimlerini büyük ölçüde (% 99 gibi) ifa etmiş olup eksik kalan kısımlar da davalıların kabulden kaçınmamaları halinde vekil edilen şirket tarafından en kısa zamanda ifa edileceğini, mahkemeye sundukları bu belgelerden de anlaşılacağı üzere davalılar arasındaki adi ortaklık bağlantısı banka ödeme dekontları ve diğer kayıtlar ile sabit olduğu müvekkil şirket tarafından sözleşmeye konu işin % 99 oranında tamamlandığının da tespit bilirkişi raporu ile ortaya çıktığı halde mahkeme tarafından tüm bu hususların dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile ihtiyati haciz talebimizin reddi yönünde karar verilmesine itiraz ettiklerini, Mahkemenin ihtiyati haciz ret kararı bu dilekçedeki ekli emsal Yargıtay içtihatlarına uygun düşmemekte olduklarını,
-İlgili mevzuat ve emsal Yargıtay Kararları ışığında yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebimizin reddine ilişkin kararına öncelikle, dosyaya sunmuş oldukları tüm bu belgelerle ihtiyati haciz şartlarının bu maddi olayda da gerçekleşmiş olduğu yönlerinden itiraz ettiklerini,
-Yerel mahkeme gerekçeli kararında davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tarafımızca yaklaşık olarak ispat edilemediği kanaatine varılmışsa da yukarıda da izah ettikleri üzere vekil edilen sözleşme konusu imalatları sözleşme kapsamında yapmış olmasına rağmen davalılardan …’nin, kendisi tarafından ödeme yapmaktan özellikle kaçınarak oğlu…üzerinden vekil edilenin garanti bankası sapanca şubesi kanalı ile 31.01.2022 tarihinde 268.000 tl, 18.02.2022 tarihinde ise 135.000 tl ödeme yaptığını,
-Yine asıl iş ve yer sahibi tufan otelcilik enerji ve eğitim hizmetleri aş.’nin bakırköy 18. noterliği 08 mart 2022 tarih ve 3484 yevmiye sayılı ihtarname cevabında bu iş ile ilgili olarak 950.000,00 tl değerinde araç ve 240.000,00 tl nakit ödemeler yaptığını iddia etmekte olduğunu, bu araç ve ödemeler de diğer davalı…üzerinden yapıldığını, resmi yazılı sözleşmeler davalı … üzerinden yapılmakta, ödemeler ise (alınan ve gönderilen) oğlu diğer davalı…adına yürütülmekte olduğunu, davalı … ile oğlu diğer davalı…arasında bu iş yeri işiyle ilgili adi ortaklık ilişkisi olduğunu ve bu kayıtlar ile de adi ortaklık ilişkisi çok açık olduğunu,
-Sonuç olarak dosyaya sundukları oldukları belgelerin tamamı emsal Yargıtay içtihatlarıyla birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz şartları ve davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin taraflarınca yaklaşık olarak ispat edilmiş olduğu ispat edildiğinden yerel mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile ihtiyati haciz taleplerinin ret etmesine itiraz ettiklerini, ret kararının kaldırılmasını talep ettikleri, yerel mahkeme kararıyla verdiği ihtiyati haciz talebimizin reddi kararının itirazlarının sonucunda kaldırılarak itirazlarının doğrultusunda davalılar adına kayıtlı menkul, gayrimenkul mallarının ve banka hesapları ile 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyaten haczine kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili…istinafa cevap dilekçesinde özetle;
-Yerel Mahkeme tarafından, davacı yanca sözleşme konusu işin yapılıp teslim edildiğine ve ücrete hak kazanıldığına ve davalılar arasında adi ortaklığın varlığına dair yaklaşık ispata yarar bir delil sunulmamasının ve uyuşmazlığın yargılama gerektirmesi gerekçeleriyle davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, bu kararın doğru bir karar olup davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğinin kanaatinde olduklarını,
-Davacı yanın, vekil edilen …’nin Garanti Bankası Sapanca Şubesinde bulunan hesabından, vekil edilenin babası olan diğer davalı … adına, davacı şirkete iki defa para göndermesini gerekçe göstererek, vekil edilen ile diğer davalı … arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu ve dava konusu alacak-verecek ilişkisinden vekil edilenin de diğer davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek davayı ikame ettiğini ve istinafa konu ihtiyati haciz talebini Mahkemeye ilettiğini, cevap dilekçelerinde de açıkladıklarını ve ispatlayacakları üzere vekil edilen ile diğer davalı … arasında davacı yanın iddia ettiği gibi bir ortaklık ve iş ilişkisinin kesinlikle söz konusu olmadığını,
-Vekil edilenin davacı şirkete diğer davalı … adına iki kez para gönderdiğini, ancak ödeme açıklamasında açıkça ödemenin “…” adına gönderildiğini de belirttiğini, bu ödemelerin vekil edilenin hesabından yapılmasının sebebi ise diğer davalı …’nin telefondan ya da bilgisayardan eft havale yapmayı bilmemesinden kaynaklı olduğunu, vekil edilenin cevap ihtarında da belirttiği üzere(dosyada mevcut olduğunu), ilk ödemenin yapıldığı gün babasını ziyarete giden vekil edilenin, ziyaret esnasında babasının üzerinde yüklü dolar olduğunu görünce ne parası olduğunu sorduğunu, davalı … ise yaptığı bir iş ile alakalı ödeme yapması gerektiğini, bu sebeple bankaya giderek bu parayı ilgili hesaba göndereceğini vekil edilene söylediğini,vekil edilenin babası …’ye “baba benim hesabımda TL var, istersen USD’yi bana ver, ben TL karşılığını göndereyim, bankaya gitmekle uğraşma” dediğini ve …’den parayı göndereceği iban numarasını ve parayı alarak hesabında bulunan paradan davacıya ilk ödemeyi gönderdiğini, aradan bir süre geçtikten sonra … vekil edilene “daha önce para gönderdiğin yere tekrar para göndermem gerek, hesabında para varsa ödemeyi gönder, ben sana yine elden vereyim” dediğini, hesabında TL olan vekil edilene …’den USD olarak aldığı paranın TL karşılığını bir kez daha … adına davacıya ait banka hesabına gönderdiğini, iki ödeme haricinde vekil edilenin, … ile davacı şirketin yaptığı işle hiçbir ilgi ve alakası olmaıdğını, salt bu ödemelerin de … ile vekil edilen arasında adi ortaklık olduğuna delalet etmediğinin aşikar olduğunu,
-Davacı yan vekil edilen ile … arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu iddia etmekte olduğunu, davacı yanın, vekil edilenin diğer davalı …’nin ortağı olduğuna dair iddiaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmelere imza atan, tüm görüşmeleri yapan, malzemeleri teslim alan, yapılan işi teslim alan veya almayan, işleri takip eden diğer davalı … olduğunu, vekil edilenin diğer davalı …’nin yaptığı işe hiçbir şekilde para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak katkısının olmadığını, vekil edilenin cevap dilekçesinde teferruatıyla anlattıkları üzere farklı illerde sigortalı olarak çalışan ve ek iş olarak da araç alım satım işi yapan biri olduğunu, vekil edilenin diğer davalı …’nin yaptığı işin para, alacak veya başka bir mal ya da emek koyarak katılımı söz konusu olmadığından vekil edilen ile diğer davalı … arasında kesinlikle bir adi ortaklık söz konusu olmadığını, vekil edilenin … ile davacının sözleşme yaptığı 18.11.2021 tarihinde de Samsun İlinde bulunan Emlak Konut kapsamında yapılan Canik Emlak Konut Kentsel Dönüşüm Projesinde peyzaj teknikeri vasfıyla sigortalı olarak çalışmakta olduğunu, bu durumun hizmet döküm belgesi ile sabit olduğunu, vekil edilenin …, İstanbul Maltepede başlayan yeni bir projede yine peyzaj teknikeri ve sigortalı olarak işe başladığını ve halen aktif olarak çalışmakta olduğunu, başka yerlerde sigortalı çalışan vekil edilen diğer davalı …’nin yaptığı işlere adi ortak olması mümkün olamdığını, gerçekten vekil edilen ile … arasında adi ve gizli ortaklık olsa müvekkilim davacıya yapılan ödemeyi kendi hesabından gönderip neden dikkatleri kendi üzerine çeksin ? vekil edilenin yalnızca babası …’nin teknoloji ile arasının iyi olmaması nedeniyle babasına yardım ettiğini ve davacıya gönderilen ödemeleri kendi hesabından yaptığını, açıklama kısmına da ödemeleri … adına yaptığını yazdığını, sadece bu hususun vekil edilen ile babası arasında adi ortaklık ilişkisi olduğuna karine teşkil etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu ödemelerin vekil edilen değil de …’nin muhasebecisi veya avukatı davacıya gönderdiğini, bu durumun hayat gerçeklerine açıkça aykırılık teşkil etmekte olduğunu,
-Davacı yanca hiçbir delilin sunulamadığı bu mesnetsiz dava nedeniyle vekil edilenin malvarlığının, banka kayıtlarının, araç alım satım kayıtlarının vs. kişisel verilerinin olmadığını, haciz altına alınmasına araştırılmasına dahi muvafakatlarının olmadığını, aksi durum hukuksuz bir uygulamaya yol açabileceğini, herkes dayanaksız davalar açarak bir başkasının kişisel verilerini hukuka aykırı olarak ele geçirebileceğini, mallarına haciz koydurabileceğini,
-Açıklanan nedenlerle işbu istinafa cevap dilekçesini hazırlama zaruretlerinin hasıl olduğunu, bu nedenlerle davacının ihtiyati haciz ret kararına karşı istinaf başvurusunun reddini, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … istinafa cevap dilekçesinde özetle;
-Davacı yan istinaf dilekçesinde aralarında akdedilen sözleşme ve ekindeki projeye uygun olarak gerekli imalatları yaptığını, yani işi teslim ettiğini iddia ettiğini, bu iddianın kesinlikle gerçekle bagdaşmamakta olduğunu, davacı yana göndermiş oldukları ihtarname cevabında ve huzurdaki davaya sunmuş oldukları cevap dilekçede de belirttikleri üzere, davacıya eserde imalat hataları olduğunu, çatının en ve boy ölçülerinin planlanandan daha kısa olarak yapıldığını ve çatının planlanan dışında montajının yapıldığını, kör kasa kullanarak çatıyı tekrardan büyütmek durumunda kaldığını, eseri tamamlamak doğduğunu yaklaşık 700.000 TL), tüm tasarım için tarafıma ilave bir maliyet mühendislik işlerinin davacıya ait olduğunu, hatalı imalat ve montajın davacının ihmalinden kaynaklandığını ve bu ilave maliyetin davacı tarafından karşılanması gerektiğini şifahen belirtmem üzerine davacı yan, aramızdaki mutabakata aykırı olarak i işi bitirmek i tamamını tek seferde ödememi istediğini, davacı için taraflarından kalan bakiyenin ile yapmış oldukları sözleşme uyarınca ödemelerin bir kısmını malzeme sahaya indikten sonra, kalan kısmını da iş bitiminde ödeyeceği hususunda davacı şirketin yetkilisi olarak görüştüğü … ile kararlaştırdığını ve mutabakata vardıklarını, malzemelerin sahaya indikten ve iş başladıktan sonra davacı.şirkete ait hesaba ödeme tarihinde 20.000 USD ve 10.000 USD karşılığı iki ödeme gönderdiğini, davacı yan sırf hatalı imalatları-ilave maliyeti üstlenmemek için işi yarım bıraktığını ve huzurdaki davayı açtığını, davacının; sözleşme tarafı olarak üzerine düşen edimleri yerine getirmekten kaçınıp sözleşme konusu eseri tamamlamayıp, buna rağmen benim tüm edimimi yerine getirmesini talep etmekte olduğunu, Türk Borçlar Yasası uyarınca kendi edimini yerine getirmeyen taraf diğer tarafın edimini yerine getirmesini bekleyemeceğini, iyiniyet kurallarına açıkça aykırı olduğunu, sunduktan sonra davacı yan tarafına ihtarname göndererek sözde eksik kalan işleri tamamlamak istediğini belirttiğini, eksik kalan işlerin, davacı yanın sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle tarafınca zaten tamamlandığını, eseri tamamlayan davacı yan olmadığını, bu nedenle yerel mahkeme’nin “uyuşmazlığın yargılama gerektirdiği” hususunun doğru olduğunu argılama gereken bir husus ile alakalı da ihtiyati haciz kararı verilmesi usulun ve yasaya aykırı olduğunu,
-Davacı yanın kendileri tarafından yapılan işlerin kabullerini yapmaktan kaçındığımı, sözleşme kapsamında yapması gereken ödemeleri yapmadığını ve fatura için vergi dairesinin bilgilerini de kendilerine göndermediklerinin iddia ettiğini, davacı tarafın yaptığı işlerde imalat ve montaj hatalarındarı kaynaklı olarak yaklaşık 700.000 TL civarında bir ilave maliyet oluştuğunu, bu ilave maliyetin davacı tarafından karşılanması gerekmekte olduğunu, bu hususu davacı şirket yetkililerine bildirdiğimde bana alelacele iş teslimi yapmaya çalışmış olduklarını, eksik ve ayıplı işleri haklı olarak teslim almayınca da mesnetsiz iddialarla dolu huzurdaki davayı ikame ettiklerini, yerel mahkeme de hukuka uygun olarak davacının ihtiyati haciz talebini reddettiğini,
-Davacı yan dava dilekçesinde diğer davalı …(oğlu) ile aramızda adi ortaklık ilişkisi olduğunu, kendi hesapla’rından ödeme yapmaktan özellikle kaçındığını ve ödemeleri bilerek oğlum…üzerinden gönderdiğimi, bu şekilde yaparak piyasaya olan borçlarımı ödemediğimi, üzerinde resmi olarak hiçbir malvarlığı olmadığını, dolandırıcı olduğumu iddia etmekte olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde dolandırıcı olduğunu iddia ederek tarafına karşı iftira ve suç uydurma suçunu işleyerek iş ahlakının mahkemenize gösterdiğini,
-Davacı yanın talep ettiği meblağı ve faiz cinsi ve oranını da kabul etmenin mümkün olmadığını, kendi adına oğlu…tarafından gönderilen ödemelerin ödeme günündeki USD fiyatıyla karşılaştırıldığında iki ödemeden birinin 20.000 USD ye diğer ödemenin ise 10.000 USD ye tekabül ettiği görüleceğini, bu ödemelerin sözleşmedeki USD ödemelerine karşılık yapmalarına rağmen davacı yanın bu ödemelerimi TL ödemesi gibi gösterdiğini, usd kurunun ülkemizde her gün yükseldiği gözetildiğinde ise davacının bu ödemeleri usd ödemesi olarak kabul etmeyerek beni zarara uğratmaya çalıştığı açık olduğunu, davacı ile aramda akdedilen sözleşmede belirlenen fiyatlara, davacı yan tarafına bir fatura kesmemesine rağmen huzurdaki davada ayrıca kdv talep, etmekte olduğunu, bu hususun da tarafınca kabul edilmemekte olduğunu, bilirkişi incelemesi neticesinde hakikat tezahür edeceğinin, alacak hesabının yapılan ödemelerin vs. net olmadığı huzurdaki davada ihtiyati haciz kararı verilmemesi hukuka uygun olduğunu,
-Davacı yanca hiçbir delilin sunulamadığı bu mesnetsiz dava nedeniyle malvarlığımın, banka kayıtlarının vs. kişisel verilerinin haciz altına alınmasına muvafakatının olmadığını, m hukuksuz bir uygulamaya yol açabileceğini, herkes dayanaksız davalar açarak bir başkasının kişisel verilerini hukuka aykırı olarak ele geçirebileceğini, mallarına haciz koydurabileceğini,
-İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için mal kaçırma şüphesi bulunması gerekmekte olduğunu, davacı yanın mal kaçırdığına dair dosyaya hiçbir delil de sunamadığını, bu nedenle ihtiyati haciz talebinin reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, işbu istinafa cevap dilekçesini hazırlama zaruretinin hasıl olduğunu, davacının ihtiyati haciz ret kararına karşı istinaf başvurusunun reddine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın istinafına ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince; 11/04/2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın yerinde olup olmadığı, ihtiyati haczin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususuna ilişkindir.

İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır.
İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ile 268. maddesinde yer almaktadır.
Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacak rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflas Kanunu’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası kapsamında ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Bu yasal çerçeve içerisinde alacaklı tarafın ihtiyati haciz talebi değerlendirildiğinde; davacının davalı … ile aralarında eser sözleşmesi bulunduğu, işin tamamlanarak teslim edilmesine rağmen adi ortaklık ilişkisi olan davalıların bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiası ile ihtiyati haciz talepli eldeki davanın açıldığı, sözleşme konusu işin yapılıp teslim edildiğine ve ücrete hak kazanıldığına ve davalılar arasında adi ortaklığın varlığına dair yaklaşık ispata yarar delillerin talep tarihi ile sunulmadığı, bu haliyle ihtiyati haciz isteyen tarafın alacağını yaklaşık olarak ispat edemediği ve uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, İİK’nın 257. vd. maddesindeki şartların varlığı ve yaklaşık ispat kuralı gereğince ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine dayalı redde ilişkin mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; İlk Derece Mahkemesinin ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/428 Esas ve 11/04/2022 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden tarafça yatırılan peşin harç yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca 03/06/2022 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.


Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı