Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/73 E. 2022/106 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/73 – 2022/106

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/73
KARAR NO : 2022/106
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :….
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 08/12/2015
KARAR TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2016/1244 Esas – 2020/312 Karar

DAVACI : ALTYAPI TEMEL MÜHENDİSLİĞİ TAAHHÜT VE TİC. LTD. ŞTİ. …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : YENİ TEKNİK YAPI İNŞAAT TAAHHÜT SAN. VE TİC. A.Ş. .
VEKİLİ : Av….
DAVA :Eser sözleşmesinden kaynaklı alacak
KARARIN YAZIL. TARİH : 03/02/2022

Dairemizin 05/01/2021 tarih, 2020/818 Esas, 2021/2 Karar sayılı kararı ile; mahal mahkemece, 1086 sayılı HUMK’un 26/09/2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla değiştirilmesinden önce yürürlükte bulunan 427 ilâ 444’üncü madde hükümlerine göre işlem yapılarak dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi üzerine dosyanın temyiz incelemesi için ilgili Yargıtay Hukuk Dairesine gönderildiği, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 2021/1181 Esas, 2021/1770 Karar sayılı ilamı ile de kararın kaldırılarak dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında dava dışı Doğuş Holding A.Ş’ye ait İstanbul ili Şişli ilçesi Ayazağa mahallesi 11 ada 10 parsel sayılı taşınmazda inşa edilecek Maslak Ofis Projesi İksa İşleri için 09.11.2012 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmede davalının yüklenici, müvekkilinin alt yüklenici, Doğuş Holding A.Ş’nin de işveren olarak tanımlandığı, müvekkilince iksa işlerinin 24.05.2014 tarihinde tamamıyla bitirildiğini ve bu tarihten önce mayıs 2013’te de iksanın bazı bölümlerinin tamamlanarak bina yapımına yol verildiğini, müvekkilinin sözleşme gereği edimini yerine getirmesine rağmen 113.208,33 TL miktarındaki 19 nolu kesin hakediş bedelinin ödenmediğini, bu hakedişten 9.632.38 TL elektrik kesintisi yapılmak istendiğini, bu kesintinin sözleşmeye aykırı olduğunu, bunun dışında işçilik kesintisi altında haksız bir takım kesintiler yapıldığını, ödenmeyen nakit teminat kesintisinin 163.661,44 TL olduğunu ayrıca sözleşmeye göre yapılması gereken iksa işlerinin müvekkili şirketin kusuru ve kontrolü ışığındaki sebeplerle davalıdan kaynaklanan nedene dayalı olarak yaklaşık 10 ay gecikmeyle tamamlanabildiğini, iş süresinin 10 ay kadar uzaması nedeniyle malzeme ve akaryakıt temini birim fiyatlarının da artış gösterdiğini, dolayısıyla genel giderlerinde arttığını buna göre işin tamamlanmasının ardından davalı firmada gerekçeleri de detaylı olarak açıklanarak 319.132,75 TL ek ödeme talep edildiğini ancak bu isteğinde reddedildiğini belirterek toplam 596.002,52 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin Kocaeli olduğu gibi taraflar arasında akdedilen sözleşmede de yetkili mahkemenin Kocaeli mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığını, bunun dışında davaya konu işin yapımının müvekkili tarafından Doğuş Holding A.Ş’ye ana yüklenici olarak taahhüt edildiğini, dolayısıyla Doğuş Holding A.Ş’nin davalı sıfatının bulunmadığını, adı geçen şirketin davalı gösterilmesinin nedeninin 6100 Sayılı HMK 7/2. Maddesinde açıkça ifade edildiği gibi müvekkilinin yerleşim yeri ve sözleşmede belirlenen yetkili mahkeme dışında başka bir mahkemeye getirme amacını taşıyıp iyi niyetle bağdaşmadığını, bu sebeple davanın öncelikle yetki yönünden reddi gerektiğini belirtmiş, esas yönünden de davacının taleplerinin haksız olduğunu belirterek davanın esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davanın KISMEN KABULÜ – KISMEN REDDİ ile; 285.000,23-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının 319.132,75 TL ek ödeme talebinin reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine, 9.632,38 TL elektrik kesintisi ilgili talebinin reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine, 9.558,00 TL nam ve hesabına yapılan işçilik kesintisi talebinin reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine, 8.130,46 TL cari hesap alacağı ile davacının dava dilekçesinde bir talebi söz konusu olmadığını, bu nedenle bilirkişi raporundaki bu alacak yönünden davalının bir temerrüdü söz konusu olmadığını, bu rakamın kararda dikkate alınmaması gerektiğini, 163.661,44 TL %5 teminat kesintisi konusunda ihtilaf söz konusu olma-dığından bu konudaki talep bakımından taraflar arasında miktar yönünden bir anlaşmazlık olmadığı davacının sözleşme şartlarına uymadığı için söz konusu miktar ödenebilir olmaması nedeniyle ödenmediği dikkate alınarak bu miktar üzerinden mahkeme masrafı ve ücreti vekalet ödenmemesine, faizin karar tarihinden itibaren yürütülmesine, 94.017,95 TL hak ediş tutarı konusunda da bizim açımızdan bir ihtilaf söz konusu olmadığına, davacı kesin hak edişi imzalamamış, fatura kesmemiş ve bu alacakta ödenebilir olmadığını, dolayısıyla arada ihtilaf bulunmayan bu tutar üzerinden tarafımızdan yargılamaya sebep verilmediğini, fatura kesilmeden ödeme yapmamız hem mali açıdan ve hem de taraflar arasındaki sözleşme açısından mümkün olmadığını, davacı faturasını kesecek ve ödemesini alacaktır. bu nedenle de taraflar arasında ihtilafsız olan bir tutardan dolayı dava açması ve dava tarihinden itibaren faiz talep etmesi doğru olmadığını, verilecek kararda ödemenin fatura kesme şartına bağlanması ve fa-turanın taraflarına tevdiinden itibaren belki karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca gereksiz dava nedeniyle masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesi gerekirken yukarıdaki açıklamalar ve resen bulunacak sair sebelrden dolayı, aksine verilen kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; yerel mahkemece verilen kararının yukarıda yapılan açıklamalar ve heyetçe resen bulunacak sair nedenlerle kaldırılmasına; yerel mahkeme kararı kesinleşinceye değin icranın geri bırakılmasına; duruşma yapılmasına; davacının ek ödeme talebi ile kesintilere vaki itirazlarının reddine, hak ediş ile ilgili ödemenin fatura kesilmesi şartına bağlanmasını ve faizin faturayı müteakip yürütülmesine, nakdi teminat kesintisi ile ilgili talebin kesin hak ediş ve diğer şartlar yerine geldiğinde ödenmesine ve faizin karar tarihinden başlatılmasına, bu alacak kalemleri üzerinde bir itilaf bulunmadığından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına bu kalemlerden dolayı davacı lehine ücreti vekalete hükmedilmemesine, davacının haksız taleplerinin reddinden dolayı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı lehine ücreti vekalete karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından 23.10.2020 tarihli dilekçe ile istinaf talebinde bulunulmuş ise de, söz konusu dilekçede ileri sürülen iddialar kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte olmadığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğini, 09.11.2013 tarihli sözleşmeye göre tarafımızdan taahhüt edilen iksa işleri tam, eksiksiz ve kusursuz olarak 24.05.2014 tarihinde davalıya teslim edildiğini, teslimden sonra davalı söz konusu binanın yapımına devam ettiğini, nitekim işlerin tamamlandığı davalının 24.05.2014 tarihli yazısında da belirtildiğini, ayrıca söz konusu iksa işleri tamamlanmasaydı bina inşaatına devam edilemeyeceğini, iksa işi tamamlandıktan sonra taleplerimizi 04.06.2014 tarihli Tk.0614-185 nolu yazıyla sn. davalıya ilettiklerini, işbu yazıdaki maddi talepler davalı tarafından reddedildiğini, ayrıca düzenlenen 19 nolu hakedişten ,sözleşmenin 15.8 nolu açık ve sarih maddesine rağmen(ekte sunulmaktadır) davalı elektrik kesintisi ve hatalı imalat yapıldığını iddia ederek başka kesinti yapmak istediğini, bu kesintilerin yaklaşık 1.5 sene devam eden iş sırasında değil, iş bitirilip teslim edildikten sonra yapılmak istenmesi manidar olduğunu, davacı şirket kesinti yapılmak istendiğinden ihtirazi kayıtla 19 nolu hakedişi imzalamayı düşündüğünü, ancak bu talepte davalı tarafından kabul edilmemiştir. iş tamamlandıktan sonra yaklaşık 1 sene davalı şirketle anlaşabilmek ve alacağımızı tahsil etmek için çeşitli müracaatlarda bulunduk ancak hiçbir sonuç alamadıklarını, hakediş ve fatura taraflarca mutabık kalınarak düzenlenecek belgeler olup bu belgelerin düzenlenmesi ve ödenme yapılması davalı tarafından istenmemiş ve engellendiğini, mahkemenin verdiği karardan sonra geçerli olmayan ve hayatın doğal akışına aykırı bahanelerle davacının fatura kesmediğinden dolayı ödeme yapılmadığı iddia edildiğini, faturası kesilmiş olan 163.661,44TL ödeme de aynı şekilde tüm teknik ve idari (SGK borçsuz belgesi alınması, tüm işçilik, SGK ve vergi borçlarının ödenmesi ve işçilik nispetlerinin doldurulması) şartların yerine getirilmesine rağmen davalı şirket tarafından ödenmediğini, geçici kabul ve kesin kabul yapılması, hakediş düzenlenmesi, fatura kesilmesi vb. konular tek taraflı ve davacının inisiyatifinde olan konular olmayıp; iki taraf arasında mutabık kalınarak yapılabilecek işlemler olduğunu, ayrıca davacı (altyüklenici) olarak SGK ilişiksiz belgesi alabilmenin mümkün olmadığını, tüm SGK primleri tarafımızdan nispetlere uygun olarak ödenmiş, borçsuz belgesi alınmış ve davalıya teslim edildiğini, buna rağmen ödemelerin yapılmaması iyi niyetten yoksun bir davranış olarak görülmesi gerektiğini, bilirkişi raporlarınca tespit edilen 8.130,46 TL. cari hesap alacağımızın talebimiz dışında olduğu itirazı da doğru olmadığını, zira davalı şirketten alacağımız olarak toplam 596.002,52 TL. talep ederken sayın mahkeme kısmen kabul ile 285.00,23 TL. alacağa hükmettiğini, davalının bu itirazıda yerinde olmadığını, yukarıdaki açıklamalarımızın tamamı dosyada mübrez bilirkişi raporları ile sübuta ermiştir. sonuç olarak, davalının öne sürdüğü ve istinafa konu ettiği tüm itirazlar gerçek dışı olduğunu, davalı iyi niyet çerçevesi dışına çıkarak,5.5 seneden beri kabul ettiği, kesinleşmiş borcu olan ödemeleri bile yapmayıp davacı müvekkili mağdur ettiğini, arz ve izah edilen sebeplerle ve yüksek mahkemenizce re’sen göz önüne alınacak sair sebeplerle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu ihtilâfsız olup davacı yüklenici (taşeron) davalı iş sahibi (yüklenici) dir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir.
Davacı alt yüklenici; kararlaştırılan sözleşme kapsamında edimlerini ifa ettiğini belirterek 113.208,33 TL lik elektrik ve işçilik kesintisi yapılmadan 19 nolu hakediş bedelini, 163.661,44 TL nakdi teminat kesintisi ve 319.132,75 TL fiyat farkı olmak üzere toplamda 596.002,52 TL nin tahsilini talep etmiş,
Davalı ise; yapılan kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu, teminat iade koşullarının oluşmadığını, fiyat farkı verilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; fiyat farkı isteminin reddine, diğer istemlerin kabulü ile 285.00023 TL nin temerrüt tarihinden işleyecek avansa faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalının istinaf nedenleri doğrultusunda yapılan incelemede;
Taraflar arasında dava dışı ve işveren sıfatına sahip Doğuş Holding A.Ş’ye ait İstanbul ili Şişli ilçesi, Ayazağa Mahallesi 11 ada, 10 parsel sayılı taşınmazda inşa edilecek maslak ofis projesi İKSA işleri için 09/11/2012 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalandığı, 18 nolu hakedişe kadar sürecin sorunsuz işlediği, 19 nolu hakedişte davalının 9.632,38 TL elektrik kesintisi ve 9.558 TL davacı namına yaptırılan eksik ve ayıplı işler kesintisi yaparak kesintiler düşüldüğünde hakkedişi 94.017,95 TL üzerinden belirlediği, kesintilere davacı tarafça karşı konulması üzerine sözkonusu hakediş tutanağının imzalanmadığı, işin geçici ve kesin kabulünün yapılmadığı, buna karşılık, davalı tarafın davacının fiyat farkı talebine ilişkin 25.6.2014 tarihli yazısında davacının taahhüdündeki işlerin 24.5.2014 tarihinde tamamlandığını bildirdiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, işin geçici ve kesin kabulü yapılmamışsa da davalı tarafın 25.6.2014 tarihli yazısı gereği davacının yüklendiği işi tamamladığı, dosyada yer alan delillere göre, vergi borcu ve SGK primlerini yatırdığı, her ne kadar, nakdi teminatın iadesi için sözleşmede ilişiksiz belgesi verilmesi kararlaştırılmışsa da, SGK genelgesi uyarınca bu belgenin yalnızca iş sahibi işveren tarafından alınabileceği, davacının böyle bir yetkisi olmadığının mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarından anlaşılmasına göre ilişkisiz belgesinin hukuki imkansızlık nedeniyle alınamadığından mahkemece nakdi teminat kesintisi olan 163.661,44 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı tarafça 19 nolu hakedişte davalının 9.632,38 TL elektrik kesintisi ve 9.558 TL davacı namına yaptırılan eksik ve ayıplı işler kesintisi yapmışsa da, anılan hakediş davacı tarafça imzalanmamış ve mahkemenin kabul gerekçesinde de belirtildiği üzere, sözleşmenin 15,8 maddesi gereğince şantiye elektrik ve suyu bila bedel verilecektir hükmüne göre elektrik kesintisi yapılmasının yerinde olmadığı, hükme dayanak raporda da belirtildiği üzere, işçilik kesintisi ile ilgili olarak yeterli belge olmadığından kesinti yapılamayacağından mahkemece 113.208,33 TL hakediş bedeline hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır.
Buna karşılık, davacının toplam talebi 596.002,52 TL olup bunun 319.132,75 TL fiyat farkı talebi reddedildiğine göre kalan (113.208,33 TL+163.661,44 TL=) 276.869,77 TL harçlandırılan talebi olmasına rağmen bu miktara hükmedilmesi gerekirken, mahkemece, HMK. 26. maddesinde taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak 285.00023 TL ye hükmedilmek suretiyle talebin aşılması doğru olmamıştır.
Öte yandan, hükmedilen alacağın faiz başlangıç tarihi belirtilmeyerek infazda tereddüde neden olunması da doğru değildir. Bu yönde yapılan incelemede, davacı tarafça 19.8.2015 tarihli noterlik ihtarı ile dava konusu alacak kalemlerinin 10 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş, ihtarname davalıya 20.8.2015 tarihinde tebliğ edildiğinden temerrüt tarihinin 31.8.2015 olarak esas alınması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/09/2020 tarih, 2016/1244 Esas, 2020/312 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
2- Davanın KISMEN KABULÜ – KISMEN REDDİ ile;
-276.869,77 TL ‘nin 31.8.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Fiyat farkına ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 18.912,97-TL harçtan, peşin alınan 10.178,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.734,73-TL harcın davalıdan alınmasına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)(İlk Derece Mahkemesince hesaplanan harç miktarı ile Dairemizce hesaplanan harç miktarının farklı olduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince düzenlenen 04/11/2020 tarih, 2020/340 nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 10.178,24-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.596,25-TL yargılama giderinden, davanın kabul-ret oranına göre (0,46) 1.654,28-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan ve posta gideri olarak kullanılan 10,00-TL yargılama giderinden, davanın kabul-ret oranına göre 5,4-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 27.830‬-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın reddolunan kısmı yönünden 30.220,16-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf incelemesi bakımından;
9-Davalının istinaf başvurusu kısmen kabul edildiğinden yatırılan istinaf karar harcının kendisine iadesine,
10-İstinaf aşamasında yapılan 148,60 TL başvuru harcı ve 44,70 TL posta masrafı olmak üzere toplam 193,3 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
12-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 03.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*
….
Başkan ….
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye….
¸e-imzalı
….
Katip ….
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸