Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/690 E. 2022/717 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/690
KARAR NO : 2022/717
KARAR TARİHİ : 20/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
NUMARASI : 2021/1026 Esas – 2022/732 Karar

DAVACI :ÖZ YILDIRIM KARDEŞLER KERESTECİLİK AKARYAKIT
NAKLİYAT SANAYİ VE LTD.ŞTİ – …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI :… – … …

DAVA :Eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat talebi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022

Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1026 E. 2022/732 K. sayılı dosyasından verilen 09/03/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 25/04/2022 tarih, 2022/1115 Esas, 2022/907 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edilen şirketin sahibi olduğu C9-01994 seri numaralı forkliftin şanzımanında birtakım problemler vuku bulduğunu, 1. Ve 2. Viteste forklift düzgün çalışmamaya başladığını, bunun üzerine vekil edilen şirketin, C9-01994 seri numaralı forkliftin motor bakımlarının yapılması ve şanzımanında artaya çıkan arızaların onarılması için davalıyla anlaştığını ve bu onarım hizmetlerinin karşılığı olarak kredi kartı ile 8.000,00 TL ödeme yaptığını, davalının onarım işlemleri tamamlandıktan sonra forklifti 19/06/2018 tarihinde müvekkil şirkete teslim ettiğini fakat Forkliftin teslim alındığı ilk günden itibaren aynı sorunlar yaşanmaya devam ettiğini, forklift ilk başlarda 2-3 saniye geç hareket etmeye başladığını, zamanla 1. ve 2. Viteste hareket etmediğini sanki boştaymış gibi çalıştığını, 1. viteste ayak debriyajdan çekilirken şanzımandan vuruntu sesleri çıkmaya başladığını, forklift bazen hareket etmiş bazen hareket etmediğini, 1. Viteste eskisine göre daha yavaş hareket etmeye başladığını, bu süreçte forkliftin arıza çıkardığını ve tamir edilmesi gerektiği hususunda davalı taraf devamlı aranmış olmasına rağmen bir takım bahanelerle müvekkil şirketin taleplerini geçiştirdiğini, vekil edilen şirketin yetkililerinin yoğun talepleri ve baskıları sonucunda davalı 09/10/2018 tarihinde forklifti tekrar kontrol edip onardığına ilişkin servis formu düzenlemiş olmasına rağmen forkliftte herhangi bir onarım yapılmadığını ve aynı sorunların devam ettiğinin görüldüğünü, bunun üzerine başka bir Forklift servis-yedek parça hizmetleri sunan firma tarafından Forkliftin onarımlarının yapılması için anlaşıldığını, burada yapılan kontrollerde forklifitin tamirinin doğru düzgün yapılmadığı, mevcut durumun eskisinden bile daha kötü olduğu, bütün sorunların onarılması için ödenmesi gereken ücretin 15.000 TL olduğu öğrenildiğini, vekil edilen şirketin başka bir çaresi olmamasının, işyerinde forklifte acilen ihtiyaç duyulmasının, işlerin düzenli devam etmesi için Forkliftin çalışır hale gelmesinin zaruri olması nedeniyle vekil edilenin forklifti 15.000 TL’ye tamir ettirmek zorunda kaldığını, buna ilişkin Sakarya Forklift İstif Makinaları (…) firmasına ait yapılan işleri ve değişen parçaları gösterir servis formunu dilekçemiz ekinde sunduklarını, vekil edilen şirketin onarım işlemleri için 8.000 TL’ye anlaşmış olmasına rağmen davalının üstlendiğinin edimi gereği gibi ifa edememesi nedeniyle başka bir forklift servisine dava konusu forklifti tamir ettirmek zorunda kaldığını, bu nedenle vekil edilenin fazla 7.000 TL ödeme yapmak zorunda kaldığı, 4. Davalı, vekil edilen şirketten Forkliftin motor ve şanzımanındaki sorunların onarılması için 8.000 TL para almış olmasına rağmen forklifti gereği gibi onarmadığı için haksız bir şekilde kazanç elde ettiğini, davalının yapılan ödemelere ilişkin vekil edilen şirkete fatura kesmediğini, Sakarya 5. Noterliğinin 31/10/2018 tarihli 36285 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan maddi zararlarının tazmin edilmesini talep etmiş olmamalarına rağmen davalı tarafından maddi zararlarının tazmin edilmediğini, davalarının kabulüne, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500 TL olmak üzere ayıplı hizmet nedeniyle maruz kalınan maddi zararlarının dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tazmin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Mahkemenin görevsizliğine, davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
-Davalı tarafın ayıplı hizmet vermek suretiyle vekil edilenin şirketi uğratmış olduğu zararların tazmini için Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/478 E. Sayılı dosyası ile huzurdaki dava açıldığını, Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/478 E. Sayılı dosyası üzerinden yargılama devam etmekteyken 07.10.2021 tarihli celsede Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçmiş olması sebebiyle dava dosyasının Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini,
-Dava dosyasının Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2021/1026 Esas numarasına kaydedilmesinin ardından Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 09.03.2022 tarihli tensip tutanağında dava şartı yokluğu sebebiyle Mahkemeni’ nin görevsizliğine, usulden reddine karar vererek, dava dosyasının talep edilmesi halinde Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verdiğini, ancak Sakarya Asliye Ticaret Makemesi’ nin bu kararı eksik inceleme ve araştırma neticesinde verilmiş bir karar olup kaldırılması gerekmekte olduğunu,
-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi her ne kadar Mahkemenin görevsizliğine hükmetmiş olsa da huzurdaki davanın her iki tarafının da ticari işletme sahibi olduğunun, dolayısıyla tacir sıfatına haiz olduğu hususunu dikkate almadığını, tarafların tacir sıfatına haiz olmaları, ticaretle meşgul olmaları ve dava konusu uyuşmazlığında ticari işlemlerden kaynaklı olması sebebiyle davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülmesi gerekmekte olduğunu,
-Huzurdaki dava açıldığı tarihte Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin henüz faaliyete girmemiş olması sebebiyle Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yürüttüğünü, Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin yukarıda zikredilen hükmüyle de açıkça görüleceği üzere dava konusunun ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari işletme ile ilgili hukuk davaları ticari dava niteliğinde olduğunu, huzurdaki davanın taraflarının da ticari işletmeleri bulunması sebebiyle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini,
-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 09.03.2022 tarihli kararının kaldırılmasını ve davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesine karar verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle; yerel mahkeme dosyasından verilen kararın yapılacak istinaf incelemelerinin ardından kaldırılmasına, davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 07/10/2021 tarihli, 2018/478 Esas, 2021/351 Karar sayılı ilamıyla, HSK Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı ile Sakarya’da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamış olması gerekçesiyle dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2022 tarihli, 2021/1026 Esas, 2022/732 Karar sayılı ilamıyla, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararında mahkemenin kurulup faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına açıldığı (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince devam edilmesinin gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle istinaf edilmiştir.
Öncelikle Sakarya 5. Asliye hukuk mahkemesinin kararı teknik manada bir görevsizlik kararı olmayıp ” devir” ve “gönderme” mahiyetinde olmakla somut uyuşmazlık açısından olumsuz görev uyuşmazlığı sözkonusu değildir.
Uyuşmazlık, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulması nedeniyle, Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla devam mı edeceği, yoksa davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından mı görüleceği noktasında toplanmaktadır.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir.
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, (Aynı yönde: Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2022 tarihli, 2022/1073 Esas, 2022/1073 Karar sayılı ilamı) Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2022 tarihli, 2021/1026 Esas, 2022/732 karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2022 tarihli, 2021/1026 Esas, 2022/732 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı yandan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf kararının İlk Derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/05/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı