Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/651 E. 2022/1008 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/651 – 2022/1008

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/651
KARAR NO : 2022/1008
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
NUMARASI : 2020/80 Esas – 2022/16 Karar

DAVACI : ÖZDİNÇ MÜŞAVİRLİK ELEKTRİK MÜHENDİSLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : RTC KİMYA İTHALAT İHRACAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Kocaeli İlinin Gebze İlçesinde alanında öncü, işini aksatmadan ve zamanında yapan ve işini kusursuzca yapan saygın bir elektrik şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki mevcut olduğunu, işbu sözleşmesel ilişki neticesinde müvekkili tarafından davalı şirketin fabrikasına yapılacak trafo tesisi, kompanzasyon panosu ve fabrikanın içi elektrik tesisatı’nın yapılması ve yapılmasında kullanılacak malzemelerin de müvekkili şirket tarafından tedarik edilerek yukarıda adresi belirtilen şirket merkezinde işin yapılacağı konularında karşılıklı olarak mutabakata varıldığını, işbu doğrultuda davalı şirkete, müvekkili tarafından imzalı ve kaşeli olarak sözleşme teslim edilmişse de davalı şirket tarafından bugüne kadar sözleşmenin halihazırda teslim edilmediğini, öncelikle davalı şirkete müzekkere gönderilerek, müvekkili şirket ile aralarında mutabakata varılarak müvekkili tarafından kaşe basılıp imzalanarak davalı şirkete teslim edilen ve taraflarına halen daha teslim edilmeyen sözleşmenin dosyaya delil olarak ikame edilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 03.06.2019 tarihli sözleşme gereğince müvekkili şirketin, yukarıda adresi belirtilen davalı şirket merkezindeki fabrikanın trafo tesisi ve kompanzasyon panosu işi ile fabrikanın iç elektrik tesisatı işini yapmayı taahhüt ettiğini ve sayılan işlemlerin toplamda %98’ini bitirdiğini, taraflar arasında karşılıklı akdedilen sözleşmede kararlaştırılan “sözleşmeye istinaden ödememesi yapılmayan bedeller imalata alınmayacak olup sözleşme fesih sebebi olarak değerlendirilecektir.” maddesi gereğince müvekkil şirket işinin %98’ini tamamladıktan sonra, davalı şirket yetkilisi ile ödemesi yapılmayan ve müvekkilinin KDV’sini ödediği faturalara ilişkin görüşmeye gitmişse de davalı şirket yetkilisi tarafından “Zaten benim elektrik tesisatım vardı. Siz ne yaptınız ki burada, neyin ödemesini yapacağım size, sizinle tesisat için mi anlaştık, ne ödemesi yapmayacağım size, çıkın gidin fabrikadan, para mara yok size.” denilmek suretiyle müvekkilinin fabrikadan zorla çıkartıldığını, müvekkili işini son ana kadar layıkıyla devam ettirmeye çalışmışsa da emeklerinin karşılığı olan ücretini davalı şirket yetkilisinden istediği için ve sırf bu sebeple de davalı şirket yetkilisi tarafından müvekkilinin fabrikadan haksız ve kötü niyetli bir şekilde çıkartılarak bir daha fabrikaya girişinin engelletildiğini, sözleşmenin feshedilmesinde davasında haklı olan müvekkilinin kusuru bulunmadığını, haklı bir fesih sebebi belirtmeksizin ve haksız, hukuka aykırı ve usulüne uygun olmayan bir şekilde aralarındaki sözleşmesel ilişkiyi sona erdiren tamamen kusurlu olan davalı-borçlu şirketin; müvekkilini fabrikasından çıkarttıktan sonra, davasında haklı olan müvekkilinin, %98’ini tamamlamış olduğu işçiliğinin bedelini 046464 numaralı ve 18.07.2019 tarihli irsaliyeli faturayı keserek davalı şirkete aynı gün PTT kargo’nun RR05532119541 barkod numarasıyla gönderdiğini ve işbu gönderinin davalı şirkete 20.07.2019 tarihinde tebliğ olduğunu, davalı şirketin 25.07.2019 tarihli ihtamamesi ile faturayı kabul etmeyerek haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiğini, müvekkilinin de yapılan bu haksız itirazları kabul etmeyerek 05.08.2019 tarihinde davalı şirket ile aralarında olan cari hesap hareketlerinden kaynaklanan bakiye alacağına ilişkin icra takibi başlattığını, dosyaya sunulan muavin defter başlıklı 20.07.2019 tarihli cari ekstrede belirtilen 87.818,44 TL’lik asıl alacağın, 79.042,30 TL asıl alacak ve 703,75 TL işlemiş faizine davalı/borçlu tarafından haksız bir şekilde itiraz edildiğini ve akabinde de yukarıda bahsedilen müvekkilinin bakiye alacağının davalı şirket tarafından icra dosyası kanalıyla ödendiğini, müvekkili ile davalı-borçlu şirket arasında yapılan işlere binaen kesilen irsaliyeli fatura örneklerinin, müvekkilinin ve davalı-borçlu şirketin ticari defterlerinin, BA-BS formlarının incelenmesi ve dinlenecek tanıklarının yeminli beyanları ile davalı-borçlu şirket ile müvekkili arasında kati surette sözleşmesel ilişkinin bulunduğunun kesin bir şekilde ispata kavuşacağını, müvekkili tarafından davalı-borçlu şirkete gönderilen yapılacak işlere ilişkin ücret teklifinin mail yoluyla gönderildiğini, davalı-borçlu şirket tarafından işbu mail yoluyla gönderilen ücret teklifine, şirket kaşesi basılarak ve kaşesi üstüne imza atılmak suretiyle tekrardan müvekkiline onaylanarak gönderildiğini, takip tarihinden önce işletilmiş olan faiz miktarından feragat ettiklerini ve alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizinin işletilmesini talep ettiklerini, alacağın konusu ticari bir alacak olması sebebiyle ve TTK madde 5/A uyarınca ticari alacaklardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava şartı zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama olarak neticelendiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne ve icra takibinin itiraz edilen 79.042,30 TL’lik tutar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren hesaplanacak olan reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkilinin sonradan mağdur olmaması ve davalının malvarlığını üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi bakımından, davalının üzerine kayıtlı olan taşınır ve taşınmaz malların araştırılması ve üzerlerine ihtiyati tedbir konulmasına, ödeme güçlüğü içerisinde bulunan müvekkilinin teminattan muaf tutulmasına, icra takibine itirazında haksız ve kötü niyetli olan ve müvekkilinin emeklerinin karşılığı olan alacağına kavuşmasının gecikmesine sebebiyet veren kötü niyetli davalı-borçlu aleyhine olmak üzere %20 kanuni sınırından aşağıda olmamak kaydıyla icra takibinde itiraz edilen miktarın %50 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davalı-borçludan tahsiline, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığını, tarafların elektrik yapım işi konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğunu belirttiği ancak taraflarına tebliğ edilmeyen yazılı, davacı taraf imza ve kaşesini taşıyan yazılı metnin taraflar arasında müzakere edilmiş ve taraflarca kabul edilmiş bir metin olmadığını, davacı tarafın yüklendiği edimi taahhüt ettiği süre içerisinde yerine getirmediğini, davacı tarafça başlanılan işin, tesisatın çalışmaz vaziyette yarım bırakıldığını, işin yarım bırakılması sebebi ile elektrik tesisatı çalışamaz durumda olduğundan müvekkiline ait; işin yapılacağı fabrikada üretimin durduğunu, müvekkili şirket yetkilileri tarafından işin devam ettirilmesi ve bir an önce tamamlanması hususunda davacı taraf yetkilileri ile defalarca iletişime geçilmiş olmasına rağmen davacı taraf yetkilileri tarafından müvekkili firma yetkililerinin sürekli oyalandığını, son olarak davacı tarafa eksik bıraktığı kısımların yazılı olarak bildirildiğini ve tamamlanması için yeniden süre verildiğini, davacı tarafa yeniden makul bir süre verilmesine rağmen davacı tarafından bu eksiklerin yine tamamlanmadığını, bu süre zarfında müvekkiline ait fabrikada üretimin bu sebeple durduğunu, jeneratör sistemi ile belli aralıklarla yüksek maliyetlerle çok kısıtlı bir üretim yapılabildiğini, ve müvekkilinin bu suretle zarara uğradığını, verilen son süre içerisinde davacı tarafından işe devam edilmemesi ve işin tamamlanmaması sebebiyle davacı tarafın üstlenerek yarım bıraktığı işlerin mevcut hali fotoğraflarla belgelendikten sonra üretimde daha fazla gecikme yaşanmasına ve müvekkilinin bu suretle zararının artmasına engel olmak için işin bizzat müvekkili şirket yetkilileri tarafından tamamlandığını, davacı tarafından müvekkili şirkete Gebze 5. Noterliğinden keşide edilen 26.07.2017 tarih ve 16893 yevmiye numaralı numaralı ihtarname incelendiğinde de davacı tarafından işin tamamlanmasındaki gecikmenin ikrar edildiğinin görüleceğini, davacı tarafından yapılan işin toplam işin %98 ‘ine asla tekabül etmediğini, davacının o ana kadar müvekkiline ait fabrikada yaptığı tesisat işi için ödemelerin zaten yapıldığını, davacı tarafından işin bırakıldığı ana kadar yapılan işlerin müvekkiline davacı tarafından zaten fatura edildiğini, bu faturaların müvekkili tarafından kabul edilerek ödemelerinin yapıldığını, davacı tarafından üstlenilen tesisat işinin yapılmayan kısımlarına ilişkin fatura kesilerek tesisat işinin yapılmayan kısımlarının ücretinin talep edildiğini, müvekkili tarafından da işin tamamlanan kısmı yönünden ödemelerin yapılması sebebiyle ve yarım kalan kısımların da müvekkili tarafından bizzat tamamlanması sebebiyle müvekkiline gönderilen faturanın iade edilerek talep edilen ödemenin yapılmadığını, zira talep edilen ödemenin işin tamamlanmayan kısımlarına ilişkin olduğunu, davacı tarafça tek yanlı olarak; anlaşılan miktarlardan farklı bir şekilde fahiş fiyatlar belirlenmek suretiyle düzenlendiğini, talep edilen bu bedelin yapılan işin karşılığı olmayıp sebepsiz zenginleşme amacı taşıdığını, davacı tarafa iade edilen fatura akabinde davacı tarafça haksız olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından ise bu haksız icra takibine karşı itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, ihtiyati tedbir talebinin şartları oluşmadığından reddi gerektiğini, tüm bu sebeplerle; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davacı tarafından ikame edilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, davacının haksız ve kötü niyetli takibi sebebiyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40831 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 44.872,00.-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Kabul edilen kısım yönünden davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE, 3-Reddedilen kısım yönünden davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından eksik inceleme ve araştırma ile hatalı değerlendirme sonucu karar verilmekle karar hukuka ve usule aykırı olduğunu, davacı taraf yüklendiği edimi taahhüt ettiği süre içerisinde yerine getirmediğini, davacı tarafça başlanılan iş, tesisat çalışmaz vaziyette yarım bırakıldığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları birbiri ile çelişkili olup bu çelişkiler giderilmeksizin hüküm tesis edilmiş olması da hatalı olduğunu,
yerel mahkeme tarafından tesis edilen kararında “… 5.830,00 TL tutarında tespit edilen eksik iş tutarının davacının alacağından mahsup edilemeyeceği, zira iş bu teklif metnine istinaden düzenlenen 01.06.2019 tarihli faturanın davalı tarafça kabul edilip ticari defterlerine işlendiği ve ödemesinin yapıldığı, bu faturadaki işlere yönelik cevap dilekçesi ile de herhangi bir eksik ve ayıp iddiasına bulunmadığı…” yönünde gerekçeye yer verilmiş ise de bu değerlendirme de hatalı olduğunu, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin T. 12.6.2009 E. 2009/2567 K. 2009/2953 Sayılı Kararı –
Yargıtay 15. HD 2012/7181 E. , 2013/5524 K. Sayılı ve 09.10.2013 tarihli kararı)
davacı tarafından eksik bırakılan işler ile ayıplı olarak yapılan işler müvekkil şirket tarafından tamamlanmış olup, bu işlerin neler olduğu ve bedelinin ne kadar olduğu tespit edilip mahsubunun yapılması gerektiğini, dosya kapsamında tesisatın şu anki mevcut durumu değil, davacının işi yarım bıraktığı zamanki eksikler ve ayıplar tek tek tespit edilmeli dosyaya yansıtılması gerektiğini, bu eksik ve ayıpların neler olduğu ve maliyetlerinin ne kadar olduğunun net bir biçimde hesap edilmemesi eksik ve hatalı olduğunu, davacı tarafından eksik bırakılan ve ayıplı yapılan işler üretimin durmasına, 20-25 gün kadar ana hattan elektrik alınamaması sebebiyle jeneratör ile üretim yapılmasına ve jeneratör ile üretime geçilmesi sebebiyle de müvekkilin ekstra enerji gideri olmasına sebebiyet verdiğini, ancak bu hususlar da dosya kapsamında hesap edilmediğini,
dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları çelişkili, eksik ve hatalı olduğunu, tüm itirazlarımıza rağmen bu çelişki, eksik ve hatalar giderilmeyerek hüküm tesis edildiğini, açıklanan sebeplerle yerek mahkeme kararını tehir-i icra talepli olarak istinaf ettiklerini, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/80 E. 2022/16 K. sayılı ve 12.01.2022 tarihli kararınının kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılmasını’,
dosyanın eksiklikler giderilmek ve yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesini,
aksi kanaat halinde yerel mahkeme tarafından tamamlanmayan eksikler ve bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi için yeniden yargılama yapılıp talepleri doğrultusunda ‘davanın reddine’ karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; aleyhe olan hususları kabul etmemekle birlikte dosyaya sunulan istinaf başvuru dilekçesine yönelik beyanlar ve cevapların kabulüne, usule, kanuna, hukuka ve maddi gerçeğe uygun olan ilk derece mahkemesi karanın onaylanmasına karar verilmesini (davalı tarafından yapılacak her türlü isteme karşı haklarımız saklı kalmak kaydıyla), yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında davalı şirketin fabrikasına trafo tesisi, kompanzasyon panosu ve fabrikanın içi elektrik tesisatı’nın yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça 01/06/2019 tarih, 107193 seri nolu 11.229,13.-TL tutarlı, 14/06/2019 tarih, 107198 seri nolu 15.045,00.-TL ve 30/06/2019 tarih, 046459 seri nolu 40.002,00.-TL olmak üzere toplamda 66.276,13 TL bedelli faturaların düzenlendiği, üç adet faturanın davalı tarafça kabul edilerek ticari defterlerine işlendiği ve davalı iş sahibinin 66.276,13.-TL olarak davacıya ödemede bulunduğu anlaşılmakta olup esasen bu hususlarda uyuşmazlıkta bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava ve takibe konu 18/07/2019 tarihli, 046464 seri nolu 79.042,30.-TL bedelli faturadan kaynaklı işlerin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı ve fatura bedeline hak kazanılıp kazanılmadığı noktasındadır. Esasen uyuşmazlık konusu fatura davalı kayıtlarına işli değildir. Davalı, davacının işi yarım bıraktığını, kalan işleri kendisinin tamamladığını iddia etmektedir. Buna karşılık, mahkemece aldırılan hükme dayanak bilirkişi ek raporu ile uyuşmazlık konusu faturadaki işlerin bir kısmı eksik olmakla birlikte davacı tarafça yapıldığı, davacının yaptığı işlerin işin yapıldığı yıl piyasa rayiciyle bedeli (52.948,96 -%18 KDV) 44.872,00 TL olarak hesaplanmıştır. Nitekim, bizzat davalının dinlettiği kendi tanığı … tarafından davacının üstlendiği işleri yaptığı, eksik işlerin bulunmadığı beyan edilmiştir. Bu durumda, bilirkişilerce tespit edilen dava ve takibe konu imalatların bedeli olan 44.872,00 TL yönünden mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; İlk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.065,21 TL den peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 2.298,90 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 06/07/2022 tarihinde KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye…
¸e-imzalı

Katip…
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸