Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/647 E. 2022/663 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/647
KARAR NO : 2022/663
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
NUMARASI : 2021/991 Esas – 2022/520 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … –

DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı çekin istirdatı ve iadesi istemi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vekil edilenin yanında çalışan …’ın İşbu çeki kaybetmesi neticesinde; Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/480 Esas No.lu dosya münderacatınca çekin iptali istendiğini, söz konusu çek ile ilgili öncelikle Ödemeden Men Yasağı/Tedbir talep edildiğini, taleplerinin uygun bulunması neticesinde de müvekkilin kaybettiği çekin haksız şekilde zilyetliğinde taşıyan Davalının müdahil olması sonucu, İstirdat Davası açılması için tarafımıza 2 haftalık kesin süre verilen ara karar taraflarına 12.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, süresi içerisinde işbu Davayı açma zarureti hasıl olduğunu, vekil edilenin çeki yanında çalışan …’a kendi nam ve hesabına ödeme yapmak amacıyla ibraz etmek için emanet ettiğini, çalışan şahıs bu çeki kaybettiğini, Çeki kaybeden … hemen ardından Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gidip 1 adet çek yaprağının kaybolmasından bahisle şikayetçi olduğunu, işbu şikayetten sonra Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca 2018/24433 No.lu Dosya kapsamında soruşturulma açılmış olup savcılık makamınca ziraat bankası serdivan şubesine yazı yazıldığını, vekil edilenin, davalı şahısla hiçbir şekilde ticareti olmadığını, Sakarya 1 Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/480 Esas No.lu dosya içerisine sunulan faturanın sahte olduğunu, davalının kestiği fatura incelendiği vakit görüleceği üzere “Hafriyat Kazı ve Taşıma Bedeli” yazılarak bir bedel gösterildiğini, vekil edilenin sadece elektrik işleri ile uğraşmakta olduğunu, sadece bu yönden dahi, fatura sahteliği ortaya çıktığını, fatura asıllarının dosya içerisine girmesini ve devamında da fatura üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasının ayrıca talep ettiklerini, fatura ile ilgili cezai ve hukuki dava açma hakklarının ayrıca saklı tutulduğunu, davalı vekil edilenin ticari ilişkisinin olduğunu göstermek için sahte faturayı düzenlediğini, vekil edilenin davalı ile herhangi bir ticari ilişkiye girmediğinden davalı ile hiçbir ticari kayıdı dahi olmadığını, ticari defterlerin/hesapların incelenmesini talep ettiklerini, davalının sahte fatura düzenlenmesinden bahisle davalı işbu çekin rıza dışı elden çıktığını bilebilecek durumda olduğu net olarak anlaşıldığını, çekle ilgili ödeme yasağının kalkmaması gerekeceği aşikar olup, istirdat dava süresi içerisinde ödenmeme yasağının devam edilmesi talep olunduğunu, doktrin açıklaması bu yönden açıklayıcı olacağını, bu yönden ödenmeme yasağının kalkmamasını, devam etmesini ayrıca talep ettiklerini, davalının dava konusu çeki kötüniyetle iktisap etttiğini, çekin istirdadı ile vekil edilenin iadesinin sağlanması için mahkemenize başvurmak zarureti hasıl olduğunu, davanın kabulü ile, Dava Konusu edilen 0006674 Seri No.lu Çekin Davalıdan İstirdadına ve vekil edilene iadesine, Çek ile ilgili ödenmeme yasağının/tedbirin devamını talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”mahkemenin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Ticari bir işlemin konusu olan İstirdat davasının, dava tarihi zamanında Sakarya İlinde davaya bakacak Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamasından dolayı Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını fakat davanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmasından sonraki süreçte, uyuşmazlığın konusu itibariyle davanın asıl açılması gereken mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.09.2021 tarihinde kurulup faaliyete geçtiğini, uyuşmazlığın konusu dikkate alındığında davanın görülmesi gereken asıl görevli mahkemenin Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan ötürü Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinde herhangi bir kanuna ve hukuka aykırılık mevcut olmadığını, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, açılan istirdat davasında görevsizlik kararı vermesinin kanuna ve mevzuata aykırı olduğunu,
-Bu sebeplerle, işbu davaya ilişkin olarak Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin vermiş olduğu görevsizlik kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılması gerektiğini,
-Yerel mahkemece verilen görevsizlik kararının kaldırılarak Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilerek esas incelemeye geçilmesi için dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı çekin istirdatı ve iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 14/09/2021 tarihli, 2018/492 Esas, 2021/101 Karar sayılı ilamıyla, HSK Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı ile Sakarya’da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamış olması gerekçesiyle dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli, 2021/991 Esas, 2022/520 Karar sayılı ilamıyla, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararında mahkemenin kurulup faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına açıldığı (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince devam edilmesinin gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle istinaf edilmiştir.
Öncelikle Sakarya 4. Asliye hukuk mahkemesinin kararı teknik manada bir görevsizlik kararı olmayıp ” devir” ve “gönderme” mahiyetinde olmakla somut uyuşmazlık açısından olumsuz görev uyuşmazlığı sözkonusu değildir.
Uyuşmazlık, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulması nedeniyle, Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla devam mı edeceği, yoksa davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından mı görüleceği noktasında toplanmaktadır.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir.
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, (Aynı yönde: Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2022 tarihli, 2022/1073 Esas, 2022/1073 Karar sayılı ilamı) Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli, 2021/991 Esas, 2022/520 karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli, 2021/991 Esas, 2022/520 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı yandan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/05/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı