Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/545 E. 2022/560 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/545
KARAR NO : 2022/560
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 05/07/2013
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
NUMARASI : 2021/318 Esas – 2021/238 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
Av. … –
DAVALI : … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. … –
Av. …
Av. … –

DAVA :Eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline ilişkin itirazın iptali
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edilenin kaynaklaran 216.,991,16 TL’lik yaklaşık alacaklarından 1.000 TL lik kısmının Woter tebliğ tarihleri olan 16.01.2013 tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsili ve sözleşme kapsamında teminat olarak vermiş oldukları teminat çekimizin istirdadına karar verilmesini, teminat çekinin ödenmesinin durdurulmasına karar verilmesi taleplerinin olduğunu, vekil edilen şirket davalı şirket ile Sakarya ili Çaybaşı Yenikây beldesi 2101 ve 21NII pafta 1653 nolu parsele ait adreste 5650 m2’lik 21.03.2012 Tarihinde uzay kafes sistem yapım işi ve aynı yer için 24.08.2012 tarihinde de çatı cephe ve poli karbon ışıklık yapım sözleşmeleri yapıldığını, taraflar arasında yapılan 21.03.2012 tarihli sözleşmeye göre 5.650 m2 lik uzay kafes çatı montaj işlemi müvekkil şirket tarafından yapılmaya başlandığını bu çatının montaj işlemlerinin bitlmi aşamasına gelindiği bir esnada karşı taraf vekil edilen bilgisi dışında belediyeden mevcut irışaat durumuna ruhsat alamadığını bu sebeple ruhsat alabilmek adına projede değişikliğe gidildiğini beyan ederek, montajı bitim aşamasına gelen uzay çatı kafes sisteminin 1500 m2 lik kısmını söktürdüğünü ve vekil edilen şirkete meycut yapının şekliyle 4200 m2 lik kısma iskan alınacağı ve yapı kullanım izmi alındıktan sonra 1500 m2 kısmını montaj edileceği söylenmiş olup vekil edilen şirketin yapı güvenliği hususundaki uyarıları dikkate alınmadığını, tespit isteyen vekilin mahkemeye sunduğu dilekçelerini de vekil edilenin yapmış olduğu işlerin ve malzemelerin toplam bedelinin tespitini telep ettiğini, taraflar arasında yapılmış olan 5.650 m lik Uzay Kafes Çatı Montaj işleminde çatısını tamamen montajı yapıldıktarı sonra 4, aks ile 5. aks arasında kaları yaklaşık 1.500 m alanlı kısmın söktürülerek fabrikanın arka tarafında stoklandığı yerde tespitini istediklerini, Uzay Kafes Çatı’nın kuzey laralında kar yüküyle çökme meydana geldiği ve bu çökme esnasında güney kısmın ciddi hasarlı olduğu görüldüğünü, davalarının kabulü ile 216.991,16 TL’lik yaklaşık alacaklarından şimdilik 1.000 TL lik kısmının Noter tebliğ tarihi olan 16,01.2013 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, 21.03.2012 tarihli sözleşmenin 4 maddesi uyarınca vekil edilenin şirket tarafından davalıya teminat olarak verilen dava sonuçlarınca ya kadar ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, dava sonucunda ise bu çekin davalıdan alınarak vekil edilene verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Mahkemenin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
– Verilen bu karar usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, yargılama usulüne ilişkin hükümlerin emredici hukuk kuralları niteliğinde olup derhal uygulanma prensibi taşıyan hukuk kurallarının olduğunu,
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen dava şartları arasında davanın görevli mahkemede açılmasının da bir dava şartı olduğunu ve bu dava şartının mahkeme tarafından mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırma yükümlülüğü bulunduğunu düzenleme altına aldığını,
-Mahkeme tarafından dava şartlarının her aşamada kendiliğinden veya tarafların ileri sürmesinden kaynaklı yapmış olduğu inceleme kapsamında bir noksanlık tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar vermesi gerektiğini, dava noksanlığının giderilmesin mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceğini,
-Somut olaydaki dava şartı eksikliğinin sonradan giderilebilir bir nitelik taşımaması sebebiyle Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından doğrudan görevsizlik şartının mevcut olmamasından sebeple davanın usulden reddine karar verdiğini, yerel mahkemede görülen davanın, yüklenici olan müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 21.03.2012 tarihinde uzay kafes sistem yapı işi ve 24.08.2012 tarihinde çatı cephe polikarbon ışıklık yapım işine ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacak davası olduğunu, vekil edilenin davacı şirket ve davalı şirket tacir olup yapılan iş ve sözleşme ticari nitelikte olduğunu, nispi Ticari davaların, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olduğunu,
-Huzurdaki davanın 2013 yılında Sakarya’da Asliye Ticaret Mahkemesi olmaması nedeniyle tarafımızca Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesinde(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) açıldığını, yargılama devam ederken, HSK 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı ve HSK Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı ile Sakarya’da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyete başlaması nedeniyle, dosya görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, mahkemece yargılamanın kaldığı yerden devam etmesi gerekirken yerel mahkemenin görevsizlik kararının usul ve yasalara aykırı olduğunu,
-Bu nedenlerle yerel mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasını, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli mahkeme olduğuna ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 10/09/2021 tarihli, 2013/468 Esas, 2021/608 Karar sayılı ilamıyla, HSK Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı ile Sakarya’da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamış olması gerekçesiyle dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarihli, 2021/318 Esas, 2021/238 Karar sayılı ilamıyla, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararında mahkemenin kurulup faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına açıldığı (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince devam edilmesinin gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle istinaf edilmiştir.
Öncelikle Sakarya 3. Asliye hukuk mahkemesinin kararı teknik manada bir görevsizlik kararı olmayıp ” devir” ve “gönderme” mahiyetinde olmakla somut uyuşmazlık açısından olumsuz görev uyuşmazlığı sözkonusu değildir.
Uyuşmazlık, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulması nedeniyle, Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla devam mı edeceği, yoksa davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından mı görüleceği noktasında toplanmaktadır.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir.
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, (Aynı yönde: Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2022 tarihli, 2022/1073 Esas, 2022/1073 Karar sayılı ilamı) Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarihli, 2021/318 Esas, 2021/238 karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarihli, 2021/318 Esas, 2021/238 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı yandan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/04/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı