Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/5 E. 2022/61 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/5 – 2022/61
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/5
KARAR NO : 2022/61
KARAR TARİHİ : 14/01/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
ARA KARAR TARİHİ : 11/10/2021
NUMARASI : 2021/ 560 Esas

İHTİYATİ TEDBİR İSTEMİNİN
REDDİ KARARINA İTİRAZ
EDEN
DAVACI : ŞABAN KARDEŞ OTOMOTİV SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : KUTER TURİZM TAŞIMACILIK TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ …

DAVA :İtirazın iptali davası aşamasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın istinafı istemi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen ara karara yönelik, davacı vekili süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkil ve davalı arasında faturaya dayalı hukuki ilişki neticesinde davalı tarafın fatura bedelini ödememesinden kaynaklı olarak taraflarınca 04/11/2020 tarihinde Sakarya 1. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas numarasına kayıtlı icra dosyası ile ilamsız takip başlatılmış olduğunu, ancak davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak 10/11/2021 tarihinde ödeme emrine itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunu, bu sebeple taraflarınca arabuluculuk başvurusunun yapılmış ve arabuluculukta anlaşılamaması sebebi ele iş bu itirazın iptali davasını açmak zaruretinin hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle; öncelikle mahkeme nezdinde açmış oldukları iş bu davanın kabulünü, müvekkilin daha fazla zarara uğramaması adına ihtiyati haciz talebinin kabulünü, davalı tarafın haksız ve dayanaktan itirazının iptalini ve takibin kaldığı yerden devamını, kötü niyetli olarak yapılmış itiraz nedeniyle davalı tarafın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan (11/10/2021 tarihli ara karar) yargılama sonucunda; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin İİK 257. maddesi yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kurulmasına ilişkin taleplerinin reddine dair yerel mahkemece verilmiş olan ara kararın hukuka aykırı olduğunun kanaatinde olduklarını, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, davalı tarafa ait araçta tamir, onarım ve yol yardım işlemi gerçekleştirmiş olan müvekkilinin ve davalı şirket arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu anlamında eser sözleşmesinin bulunmakta olduğunu, yargılama konusu olayda taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme gereği müvekkil şirketin; tamir, onarım ve yol yardımı borcunu özenle ifa etme yükümlülüğü altındayken davalı şirketin ise bu edimin karşılığı olan bedeli ödemek yükümlülüğü altında olduğunu, müvekkil şirketin borcunu tam ve gereği gibi yerine getirdiğini ve sözleşme kapsamında özenle yerine getirmiş olduğu tüm bu işlemler için fatura kestiğini, fakat davalı şirketin sözleşme kapsamında yükümlü olduğu bedel ödeme borcuna uygun davranmayarak müvekkil şirketin yapmış olduğu işlem bedellerine ilişkin kesmiş olduğu fatura bedellerini ödemediğini, davalı tarafın fatura bedelini ödememesi neticesinde taraflarınca faturaya dayalı takip başlatıldığını ancak davalı şirketçe borca ve ferilerine haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, borca dayanak olarak göstermiş oldukları faturalara, borca itiraz eden davalı tarafça süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmamışken takibe yapılan itiraz büyük bir tezatlık teşkil etmekte olduğunu, dolayısıyla yasal süresi içerisinde faturaya herhangi bir itirazda bulunmayarak fatura ve fatura içeriğini kabul ettiklerinin bariz bir şekilde ortada olan davalı şirketin faturaya dayalı başlatmış oldukları takibe yönelik itirazlarının hakkın kötüye kullanılmasından ve müvekkili zarara uğratma kastının vücut bulmasından ibaret olduğunun açıkça ortada olduğunu, dosya kapsamında sunmuş oldukları dava dilekçesinde ve davalı taraf açıkça borcu ifadan kaçınmakta olduğunu ve müvekkili zor durumda bırakma saikiyle hareket etmek olduğunu, müvekkil şirketle aralarında yapılan harici görüşmelerde dahi takip konusunun borcu kabul etmesine rağmen borcu ifadan kaçınan davalının sırf müvekkil şirketi zarara uğratma kastıyla hareket ettiği yadsınamaz bir gerçek olduğunu, bu sebeple taraflarınca açmış oldukları dava itirazın iptali davaları ile birlikte müvekkilin haklarını korumak amacıyla ihtiyati haciz yoluna başvurma zaruretini açıkça ortaya koymakta olduğunu, yerel mahkemenin ara kararında yer vermiş olduğu gerekçelerle ihtiyati haciz talebimizin reddi yönünde vermiş olduğu karar haksız olup bozulması gerekmekte olduğunu bu sebeplerle istinaf incelemesi yapılarak yerel mahkeme dosyasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasını ve müvekkil lehine ihtiyati haciz kararı kararının verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Açılan dava itirazın iptali davası aşamasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın istinafı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Dilekçesinin Reddi” başlıklı 346/(1). maddesinde; istinaf dilekçesinin, kanuni süre geçtikten sonra verileceği veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği,
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiş, 2020 yılı değerleme oranına göre yapılan hesaplamaya göre 2021 yılı için istinaf kanun yoluna başvurma kesinlik sınırı 5.880 TL olarak belirlenmiştir.
İlk derece mahkemesinin ara karar tarihi 11/10/2021 olup, istinaf istemine konu miktar ise 1.059,95 TL’dir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek-Madde 1 hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri 5.880,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında HMK’nun 346. Maddesi gereğince mahkemece istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince verilen ara kararın HMK’nun 341/2 ve 346/1 maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf dilekçesinin usulden reddine ve peşin alınan istinaf harcının istek halinde istinaf edene iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’ nun 341/2 ve 346/1 maddeleri uyarınca, istinaf incelemesi talep edilen kararın MİKTAR İTİBARİYLE KESİN olması sebebiyle davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN USULDEN REDDİNE,
2-Davacının ödediği istinaf başvurma harcı ve peşin harcın talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/01/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 352 ve 362/1.f maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.
*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı