Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/353 E. 2022/807 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/353 – 2022/807
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/353
KARAR NO : 2022/807
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 02/05/2016
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
NUMARASI : 2016/886 Esas – 2022/42 Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- ONAT KİMYA TUZ OTOMOTİV NAKLİYE SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : TASFİYE HALİNDE İSSAN KİMYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

DAVA :Eser sözleşmesi nedeni ile verildiği ve teminat senedi olduğu iddia olunan bono nedeni ile menfi tespit ve yersiz ödenen bedelin istirdadı istemi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı… vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ihbar olunan İssan şirketinin eski ortakları olup bir müddet önce ortaklıktan ayrıldıklarını, davalı …’ın ise diğer davalı şirketin hakim ortağı ve müdürü olduğunu, 2013 yılında müvekkillerinin İssan şirketinde ortaklıkları devam ederken, davalı şirket temsilcisi … ile İSSAN şirketinin adresinde kurulucak krakinger sistem (Fueloil yakıtının inceltilmesi sureti ile yakıt tasarrufu sağlayan sistem) yapılması hususunda anlaşıldığını, sözleşme imzalanarak müvekkili … tarafından 50.000,00 TL kapora verildiğini, sistemin kurulamaması halinde ödenen kaporanın iade edileceğinin kararlaştırıldığını, işe başlandıktan bir müddet sonra bir yere teminat olarak vereceğini söyleyerek 30.11.2013 vadeli 100.000 TL bedelli çeki davacı …un asıl borçlu,…’ın da kefil imzalı olarak aldığını, davalı firma ve dava dışı diğer üstlenici Arşen Makina isimli şirketlerin sistemi kurduklarını ancak bir yıl süren denemelerin başarısızlıkla sonuçlandığını, sonuç olarak zaten teknik olarak imkansız olduğu ortaya çıkınca sözleşmenin feshedildiğini, yapılan imalatların da davalı şirket tarafından sökülerek alındığını, söz verilmesine rağmen ödenen 50.000,00 TL’yi ve senedi almak üzere gidildiğinde müvekkilerine saldırdıklarını, karşılıklı müessir fiil nedeni ile halen ceza yargılamasının devam ettiğini, bu olay üzerine davalı …ın bedelsiz kalan senedi lehdar olarak kendisini göstererek İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2013/21122 Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, müvekkili…ın iki adet taşınmazına haciz koyarak satış aşamasına getirdiğini, şu an itibari ile dosyanın satış safhasında olduğunu, bunun üzerine taraflarınca Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/21847 soruşturma dosya numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı …’ın şüpheli sıfatı ile verdiği ifadesinde “ticari ilişkiyi, sözleşmeyi, işin bitirilemediğini, 50.000,00 TL’yi aldığını ve sözleşmenin karşılıklı feshedildiğini” kabul ettiğini ancak 50.000,00 TL’yi yapılan işlere mahsubunda anlaştıklarını ve bu nedenle iade etmediğini, 100.000,00 TL bedelli senedin ise ticari ilişki dışında başka bir konu ile ilgili olarak aldığını beyan ettiğini ancak ne için aldığını beyan edemediğini, takibe konu senedin “malen” kaydını içerdiğini, senedin alış nedeninin ticari ilişki dışında aldığını beyan edilmesi halinde ne için alındığını davalı alacaklının ispat etmek zorunda olduğunu, davalı …ın taraflar arasındaki ticari ilişkiyi açıkça kabul ettiğini, senedin şirket adına değil, kendi adına icra takibine konu etmiş olmasının durumu değiştirmeyeceğini, zira kendisinin şirketin çoğunluk hissesine sahip (diğer ortağın hissesi çok az olup akrabasıdır) olup iyiniyet iddiasında da bulunamayacağını, senedin alınış nedeni olarak, ticari ilişki dışında olduğunu söylediğini ancak bunu açıklayamamış olmakla senedin bedelsiz kaldığı açıkça ortaya çıkmış olmakla telafisi güç ve imkansız icra satış işlemlerinin durdurulması için takibe yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, yine davalının 50.000,00 TL’nin alındığını kabul ettiğini ancak yapılan masraflara mahsup edilmek üzere anlaşma yapıldığını beyan ettiğini, bu durumda alınan paranın mahsubu hususunu yazılı delille ile ispatlaması gerektiğini, ödenen bu paranın da iadesi gerektiğini, işbu 50.000,00 TL’nin her ne kadar müvekkili tarafından davalılara ödenmiş ise de yine ticari ilişki çerçevesinde verildiğinden, şirket ortaklığından ayrılırken bu meblağın…a ödenmesi hususunda anlaşıldığını ve bu hususta ihbar olunan şirketle müvekkili … arasında temlikname düzenlendiğini, ticari ilişki İssan Kimya şirketi ile Onat Kimya arasında olmakla müvekkilinin şuan ortak bulunmadığı İssan Kimya şirketine davanın ihbarı ile beyanlarının alınması açısından ihbar mahiyetinde dava dilekçesinin bu şirkete de tebliğini talep ettiklerini, tüm bu sebeplerle müvekkillerinin, öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2013/21122 Esas sayılı takip dosyasının durdurulmasına, davalılara gerek ticari ilişkiden gerekse takibe konu senetten borçlu olmadığının tespitine, yersiz ödenen 50.000,00 TL’nin ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların usulüne uygun tebliğe rağmen yasal sürede cevap dilekçesi sunmadıkları, davalılar vekilinin 22/11/2016 tarihli dilekçesi ile; HMK’nun yetkili mahkemenin belirlenmesi ile ilgili düzenlemeleri kapsamında iş bu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya bakmakla yetkili mahkemenin, davalıların adresleri uyarınca İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 599.maddesi hükmü çerçevesinde sorunun çözümüne gidilmesi gerektiğini, davacının iddialarının yazılı belgelerle ispatının, yasal düzenlemeler ve hukuk güvenliği açısından zorunlu olduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde söz konusu senet ile ilgisi olmayan hususların bir kafa karışıklığı oluşturmak için ileri sürüldüğünü, tüm bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, icra takibine konu alacak için açılmış olan dava ve verilen tedbir kararı nedeni ile müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davacıların, İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/21112 sayılı takip dosyası nedeniyle, davalı … aleyhine açtıkları menfi tespit davasının ayrı ayrı reddine, davacı tarafça davaya konu edilip harçlandırılan takip tutarı olan 101.402,20-TL’nin %20’si oranına denk gelen 20.280,44-TL tazminatın İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı …’a verilmesine, davacıların, İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/21112 sayılı takip dosyası nedeniyle, davalı Onat Kimya Tuz Otomotiv Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açtıkları menfi tespit davasının ayrı ayrı pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı…’ın davalılar aleyhine açtığı istirdat davasının reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı… vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
-Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya açıkça hakkaniyete aykırı olmakla kaldırılması gerektiğini, davanın iki ayrı hukuki gerekçe ile kabul edilmesi gerekirken davanın reddinin hatalı olduğunu, birincisinin senedi talil edip ispat yükünü üstüne alan davacı ispat yükünü yerine getirmediğini, diğer taraftan kendi iddia ettiği senedi verilme sebebi olan sistem kurulumunun başarız olması nedeniyle sökülüp alındığını kabul ile senedin bedelsiz kaldığı hususunun dikkate alınmadığını,
-Vekil edilenin evvelce yöneticisi olduğu dava dışı İssan Kimya ve davalı Onat Kimya şirketleri defter ibrazından kaçındığını, ispat külfeti kendisine düşen davalı şirketin bu durumda ispat külfetini yerine getirmekten kaçındığını, mahkemenin senedi onların tahlil ettiğinş dolayısı ile ispat yükünün davacı/borçluda olduğunu gerekçöe göstererek davayı reddettiğini, senedin veriliş sebebi malen olup malen yazısının altını doldurmak suretiyle veriliş sebebini belirttiğini, davalının ceza dosyasında çok farklı bir hukuki ilişki ileri sürdüğünü, bunu ispatlayamadığı gibi ileri sürdüğü hukuki ilişkinin/mal satımının iade ile sonuçlandığını kabul ederek senedin bedelsiz kaldığını itiraf ettiğini, mahkemenin hem talil nitelemesinde, sistemin başarısız olup sökülüp alınması nedeniyle senedin bedelsizliğini göremediğini,
-Hem davalıların hemde dava dışı Issan Kimya şirketi defterleri ibrazdan kaçındığını, bu durumda mevcut dosyalarının ve ceza dosyasındaki kayıtlara göre karar verilmek gerektiğini, mahkeme ihtilafı yanlış hukuki yorumlarla çözememiş davayı reddetme yoluna gittiğini, ceza dosyasındaki davalı (sanık) beyanlarının davaya konu senedin ihbar olunan İssan Kimya Şirketi ile davalı Onat Kimya Şirketi arasındaki ilişkiden kaynaklandığı artık ihtilaflı olmaktan çıktığını, ceza dosyasındaki beyanın mahkeme içi ikrar olup davalıyı ve temsil ettiği şirketi bağlamakta olduğunu, senedin verilme sebebinin iki şirket arasındaki hukuki ilişki olduğuna göre husumetten red kararının verilemediğini,
-Davalı … Ceza dosyasında dava konusu senedin veriliş sebebi olarak savundukları “Kraking sistem” imalatı ve montajı işinden kaynaklı değil, daha önce üstlenilen “Tin Film ” isimli sistem imalat ve montajından kaynaklı olduğunu savunduğunu, her iki sisteminden başarısız olup söküldüğünü kabul ettiğini, burada iki türlü kabul beyanı olmakla her iki halde de davalarının esasını ilgilendirmekte ve davanın kabulünü gerektirmekte olduğunu, mahkemenin bu hususu dikkatten kaçırdığını,
-Davalı … hem kendisi hem temsil ettiği davalı şirket yönünden senedin veriliş sebebinin değiştirmekle ispat külfetini üstüne aldığını, senedi talil eden ispat yükünüde üzerine aldığını, bu hususun evvelce dosyaya sundukları içtihatta geçtiği üzere senedin talilinin bir sonucu olup hem bu delil sunulmayışını hemde defter ibrazından kaçınılmış olmasının ispat külfetini yerine getirmediğini ortaya koymakta olup davanın kabulünü gerektirmekte olduğunu,
-Ceza dosyasındaki beyanların her iki işlem ve uygulamanında başarısız olduğunu ve söküldüğünü ortaya koymakta olduğundan herhangibir borç doğurmadığını, verilen ödemenin yersiz ve senedin bedelsiz olduğunu ortaya koymakla davanın kabulünü gerektiren ikinci bir olgu olup mahkemece yanlış değerlendirme ile davanın reddi hatalı olduğunu,
-Bonoda yer alan bedel kaydının aksinin iddia edilmesine talil denmekte olduğunu, bedel kaydının aksi borçlu tarafından ileri sürülebileceği gibi lehdar alacaklı tarafından hatta hem borçlu hem de alacaklı tarafından ileri sürülmesinin mümkün olduğunu, bu kararın dikkate şayan olup davalının iddia ettiği hukuki sebebe dayalı olarakta alacaklı olmadığına dair birebir örnek olduğunu,
-Bu kararların Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış kararlarından sadece bazıları olduğunu, beyanlarında talil niteliğini taşımadığını, malen kaydının açıklamasını ihtiva ettiğini, karşı taraf senedin veriliş sebebini yine “mal” teslimine dayandırdığını, teslim ettiğini bırakın ispatlamayı, sistemin çalışışmayışı nedeniyle sökülüp götürüldüğünü kabul ve ikrar ettiğini, buradan çıkan hukuki sonucun, yapılan eylem ve işlemin taraflar arasındaki sözleşmenin tasfiyesi olup tasfiye nedeniyle herkesin aldığı şeyin iadesi gerektiği olduğunu, bu nedenle davanın kabulü gerekirken hatalı şekilde tümden reddinin hukuka aykırı olduğunu,
-Ceza dosyasının ve münderecatının mahkemece hiç değerlendirilmediğini, ceza dosyasında davalı/sanık kurulan iki sisteminde çalışmayıp söküldüğünü kabul etmiştir. Yani senedin ve ödenen meblağın davalı uhdesinde kalmasını gerektirecek bir husus kalmadığını, senet için kesilen faturan dava dışı Atılım makina isimli şirket tarafından kesildiğini beyan ettiğini, bu firmanın sahibi tanık olarak dinlenmiş sistemin sökülüp götürüldüğünü , ödenen meblağların iade edildiğini,…ın aldığı senet ve meblağın iade edilmediğini beyan ettiğini, duruşma savcısının sanığın bedelsiz kalan senedi işleme koymak nedeniyle cezalandırılmasını istemiş isede mahkeme şikayet süresinin geçtiğinden bahisle düşüm kararı verdiğini,
-Davalının beraat etmediğini, ceza dosyasındaki beyan ve belgeler senedin taraflar arasında mal alışverişi olmadığını, kurulan sistemlerin çalışmayıp sökülüp götürüldüğünü açıkça ortaya koymakta olduğunu, bu hususların mahkeme içi ikrarlar olup hukuk hakimini bağlayacağını, işbu sebeple davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiğini,
-Görüldüğü üzere ceza dosyasındaki maddi olguların, ikraralar hukuk hakimin bağlamakta olup mahkemece değerlendirilip buna göre davalarının kabulü gerekirken reddedilmesi hukuka aykırı olduğunu, bu sebeplerle kararın kaldırılarak haklı davalarının kabulünün gerekli olduğunu, hukuka aykırı ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesi nedeni ile verildiği ve teminat senedi olduğu iddia olunan bono nedeni ile menfi tespit ve yersiz ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, Davacıların, İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/21112 sayılı takip dosyası nedeniyle, davalı … aleyhine açtıkları menfi tespit davasının ayrı ayrı reddine, Davacıların, İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/21112 sayılı takip dosyası nedeniyle, davalı Onat Kimya Tuz Otomotiv Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açtıkları menfi tespit davasının ayrı ayrı pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, Davacı…’ın davalılar aleyhine açtığı istirdat davasının reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı… vekili istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili; vekil edenlerinin ihbar olunan şirketinin eski ortakları olduklarını, davalı…ın ise diğer davalı şirketin hakim ortağı ve müdürü olduğunu, 2013 yılında İssan şirketi ile davalı şirket temsilcisi … ile İSSAN şirketinin adresinde krakinger sistem konusunda anlaşma yapıldığı, sözleşme kapsamında davacı…tarafından 50.000,00 TL kapora verildiğini, sistemin kurulamaması halinde ödenen kaporanın iade edileceğinin kararlaştırıldığını, işe başlandıktan bir müddet sonra bir yere teminat olarak vereceğini söyleyerek 30.11.2013 vadeli 100.000 TL bedelli çeki davacı …un asıl borçlu,…’ın da kefil imzalı olarak aldığını, davalı firma ve dava dışı diğer üstlenici Arşen Makina isimli şirketlerin sistemi kurduklarını ancak bir yıl süren denemelerin başarısızlıkla sonuçlandığını, sonuç olarak zaten teknik olarak imkansız olduğu ortaya çıkınca sözleşmenin feshedildiğini, davalı …’ın verilen senedi lehdar olarak kendisini göstererek İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2013/21122 Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, takibin kesinleştiğini, bu sebeplerle, davalılara gerek ticari ilişkiden gerekse takibe konu senetten borçlu olmadığının tespitine, yersiz ödenen 50.000,00 TL’nin ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı…’a ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Davalılar vekili ise; davacının iddialarının yazılı belgelerle ispatının, yasal düzenlemeler ve hukuk güvenliği açısından zorunlu olduğunu, davanın reddine, icra takibine konu alacak için %20′ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
Dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve kapora olarak ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı …un keşidecisi, diğer davacı …ın kefili olduğu, ihdas kısmında malen olduğu belirtilen 30/11/2012 tanzim, 30/11/2013 vade tarihli ve 100.000,00-TL bedelli bononun menfi tespiti ve sözleşme kapsamında verildiği iddia olunan kapora bedeli talep edilmektedir. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin ta’lili denmektedir. Bu anlamda ta’lil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, “malen” ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığı, borçlu tarafından ikrar edilmiş olmaktadır. Alacaklının malı teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğü yoktur. Yazılı ikrarın aksini diğer bir deyişle, malın teslim edilmediğini borçlu kanıtlamak yükümlülüğündedir. (Aynı yönde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2015 tarihli ve 2013/19-1622 E., 2015/1238 K. sayılı kararı). Uyuşmazlık konusu bonoda da teminat senedi olduğuna dair bir kayıt ve düzenleme bulunmamaktadır. Davacıların, senedin, teminat senedi olduğu ve boş kısımlarının taraflar arasında anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönünde HMK 200 md.si anlamında delille ispatlamaları gerekmektedir. Dosyaya davacıların ortaklığından ayrıldıkları dava dışı İssan Kimya San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalılar arasındaki sözleşme sunulmamakla uyuşmazlık konusu bonoda da teminat senedi olduğuna dair bir kayıt ve düzenleme bulunmadığı görülmüştür. Malen kaydı olan bonoda malın teslim alınmadığını ispat külfeti de davacı aksini ispat edememiştir. Davacı tarafça, davalının savunmasında öne sürdüğü davacılara “tin film evaporatör” makinesi sattığı ve 50.000,00 TL’nin kapora olarak alındığı, alacağa mahsup edileceği şeklindeki beyanlarından dava konusu senedin teminat senedi ve bedelsiz olduğu sonucu çıkarılamamaktadır. Ayrıca, ceza dosyasında …’ın “…… bu işi yaptırmak istemediğini beyan ederek verdiği kaporanın 50.000 TL’sini geri istediler. Dolayısı ile biz bu işten vazgeçtiklerini söylediler. … verdiği 50.000 TL’nin geri iadesini istedi. Daha evvelk… bey ile görüşmemizde yapılan makine olmadığı için 50.000 TL’nin alacağa mahsup edileceği hususunda aramızda anlaştık.” şeklinde beyanda bulunmakta ise de Dava dışı İssan Kimya San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasındaki sözleşme ibraz edilmemiştir. Davalının ceza dosyasındaki savunması talep konu yersiz ödeme bedeli iddiası için mahkeme içi ikrar olarak değerlendirilemez. Ticari defter ve kayıtlar üzerinde de bilirkişi incelemesi ve uyuşmazlık konusu imalat üzerinde teknik inceleme yaptırılamadığı, bu sebeplerle söz konusu bedelin sebepsiz yere ödendiği iddiası ispatlanamamıştır. Davalı şirketin takip konusu bonoda alacaklı sıfatının bulunmadığı dikkate alındığında, davalı şirketin menfi tespit davasında husumeti bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/01/2022 tarih, 2016/886 E – 2022/42 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı… istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı yandan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu toplam alacak miktarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/06/2022
*

Başkan…
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı