Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/295 E. 2022/722 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/295 – 2022/722

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/295
KARAR NO : 2022/722
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
NUMARASI : 2020/578 Esas – 2021/757 Karar

DAVACI : TİMETEKS TEKSTİL DIŞ TİC. LTD. ŞTİ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : MONTEL MOBİLYA TEKSTİL DERİ TURİZM SAN. VE TİC. A.Ş. …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin iadesi talebine ilişkin itirazın iptali
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari iş ilişkisi içerisinde olduğu davalı borçlu şirket ile mobilya üretimi yapılması üzerine bir anlaşma yapıldığını, yapılan anlaşma kapsamında davalı borçlu şirket ile yapılan görüşmeler sonucunda müvekkilinden üretim için 24.000 Euro talep edildiğini, ilgili bedelin müvekkili tarafından davalı şirkete 17/07/2019 tarihinde ödemenin yapıldığını, talep edilen bedelin müvekkili tarafından ödenmesine rağmen üretimin hiçbir koşulda gerçekleştirilmediğini, ilgili ürünlerin müvekkiline süresi içinde teslim edilmediğini, davalı borçlu ürünleri hazırlayarak müvekkiline teslim etmediği gibi yapılan ödemeyi de iade etmediğini ve müvekkili şirkete bu konuda da herhangi bir açıklamanın yada bilgilendirmenin yapmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından yapılan 24.000 Euro ödeme için davalı borçlu aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/133802 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 06/11/2019 tarihinde takibe karşı haksız ve mesnetten yoksun bir şekilde itiraz ettiğini ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de bir anlaşmaya varılamadığını, müvekkili tarafından üretime ilişkin talep edilen ilgili bedelin ödenmesine rağmen davalı borçlu şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, müvekkili tarafından ödenen bedelin de müvekkiline iade edilmediğini, davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, müvekkili tarafından ödenen bedelin iadesini, davalının alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve ayrıca bu süreçte davalı borçlunun mal kaçırma ihtimali de gözetilerek davalı borçlunun malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mobilya, ağırlıkla da deri koltuk imalatı yaparak ticari faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davacı Timeteks Tekstil Dış Ticaret Limited Şirketi (“Timeteks”), 1.02.2011 tarihinde İranlı Deco Center firması adına müvekkilinden mobilya (koltuk) sipariş ettiğini, siparişin ardından davacının, 28.02.2011 tarihinde müvekkiline 24.000 Euro peşinat ödemesi yaptığını, davacının dava dilekçesinde bildirdiği ödeme tarihinin doğru olmadığını, dava dilekçesinde bildirilen 17.07.2019 ödemenin değil, davacının sunduğu dekontun çıktı tarihi olduğunu, ödeme tarihinin 28.02.2011 olduğunu, davacının dava dilekçesine eklediği e-postadan da anlaşılacağı gibi, 24.000 Euronun dava konusu işin tüm bedeli değil peşinat tutarı olduğunu, işin toplam tutarının ise 71.269,00 Euro olduğunu, müvekkili şirketin peşinat ödenmesini takiben 4 hafta içinde siparişleri teslime hazır hale getirdiğini ancak davacı tarafın mobilyaları teslim almadığını, müvekkilinin telefon görüşmelerinde birçok kez mobilyaların teslim alınmasını istediğini ancak bir sonuç çıkmadığını, bir süre sonra müvekkilinin aramalarına yanıt verilmemeye başlandığını, bunun üzerine müvekkilinin önce 9.05.2011’de bir faks göndererek siparişlerin 2 aydır teslime hazır halde beklediğini, 13.05.2011 tarihine kadar teslim alınmaması halinde ödenen peşinatın müvekkilinin zararına sayılacağı ve mobilyaların satılacağının bildirildiğini, bu uyarıdan sonra davacı tarafın müvekkiline telefonla ulaşarak mobilyaların teslim alınacağını söylediğini , İranlı firmanın da 9.05.2011’de bir faks ve 10.05.2011’de de aynı içerikte bir e-posta göndererek özür bildirdiğini ayrıca bakiye ödemenin de en kısa sürede yapılacağını ilettiğini, ne var ki verilen sözlerin tutulmadığını, müvekkili şirketin 13.06.2011’de yine bir yazılı bildirimle mobilyaların alınmasını istediğini ve 17.06.2011’e kadar süre tanındığını, bu ikinci bildirime hiçbir yanıt verilmemesi üzerine müvekkilinin , ödenen peşinatın zarara sayıldığını ve mobilyaları satmak durumunda olduğunu 28.06.2011’de yazılı şekilde davacıya bildirdiğini, dava konusu mobilyaların özel sipariş ürün olduğundan piyasada değerinde satılmasının olanaksız olduğunu, ayrıca tamamen el işçiliğiyle üretildiğinden işçilik maliyetlerinin de çok yüksek olduğunu, özel sipariş ürünlerin üçüncü kişilere satılması hainde satış bedelinin çoğu kez işçilik ve ham madde maliyetini dahi karşılamadığını, dava konusu mobilyalarda da aynı durum yaşandığını, davacı tarafın 2 ay sonra bir e-posta göndererek müvekkiline dava konusu siparişle ilgili herhangi bir kusur yüklemeksizin artık müvekkiliyle çalışmak istemediklerini belirterek bedelin iadesini talep ettiğini, müvekkilinin de bu e-postaya yine e-posta ile yanıt vererek zarara uğradığını, davacının aynı ürünleri iki kez ürettirdiği halde siparişi teslim almadığını, bedel de ödemediğini, iade talebinin haksız olduğunu açıkladığını, davacının alacak iddiasını kesinlikle reddetmekle birlikte alacak talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek; davanın reddini ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından yapılan inceleme eksik ve hatalı olduğunu, müvekkil tarafından sözleşmesel edimin yerine getirildiği takip ve dava konusu ödeme dekontu ile açıkça ortada olduğunu, ancak davanın başından bu yana davalı tarafından sözleşmesel edimin yerine getirilmediği tarafımızca defaten ve deliller dahilinde bildirilmiş olunmasına karşın mahkemece gerekçeli kararda ”davalının ağır kusuru veya sözleşmeden doğan edimini hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi durumunun söz konusu olmadığı” denilmesi taraflarınca anlamlandırılamadığını, nitekim müvekkil tarafından davalıya ödeme yapıldığı gerek ödeme dekontu gerekse olayların bizzat görgü şahidi olan tanığımızın anlatımları ile sabit olduğunu, yine tanığımızın ifadelerinde yer verildiği üzere üzerinden yıllar geçmesine rağmen davalı tarafından temin edilmesi gereken kumaşın temin edilmediği ve geçen zaman zarfında mobilyaların müvekkilimize teslim edilmediği bildirildiğini, görüldüğü üzere davalının sözleşmesel edimini yerine getirmediği açık olduğunu, davalının ağır kusuru olmadığı kabul edilse dahi yükümlülüğün yerine getirilmediği/gereği gibi ifa edilmediği dosya kapsamında mevcut deliller ile sabit olduğunu, bu nedenle ilgili kanun hükmünde de açıkça görüldüğü üzere somut olayımızda 5 yıllık zaman aşımından bahsedilemeyeceğini, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, taraflarınca açılan icra takibinin 2019 esaslı olduğu da açık olduğunu, bu nedenle davanın zaman aşımıyla reddinin kabulü mümkün olmadığını, bu durum hukuka, kanuna ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, dosya kapsamında mevut ve gerekçeli kararda da yer verilen e-maillerde üretimin tamamlandığı ancak ürünlerin müvekkilce teslim alınmadığı hususunun ise gerekçe gösterilmesi kabul edilebilir nitelikte olmadığını, mahkemece eksik inceleme yapılmış, hak ve alacağımız sürüncemede bırakıldığını, davanın konusu ve somut uyuşmazlık gereği davanın beş yıllık zaman aşımına tabi olamayacağı, alacağımızın zaman aşımına uğramadığı, bahsi geçen maillerin müvekkilimiz yönünden temerrüt oluşturamayacağı, bu e-mail içeriklerinin altı doldurulamayan, ispat edilemeyen soyut davalı beyanlarından ibaret olduğu, olayın bizzat görgü şahidi olan tanığımızın anlatımlarının göz ardı edildiği ve mahkemece delillerin eksik toplanmış olması neticesinde yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye iadesi ile davamızın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, izah olunan nedenler dahilinde;

yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme tarafından verilen eksik, hukuka ve hakkaniyete aykırı kararın kaldırılmasına,

dosyanın yerel mahkemeye iadesine,

her halükarda haklı davamızın kabulüne,

müvekkilce ödenen bedelin iadesine,

haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,

davalının alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,

vekalet ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin iadesi talebine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Taraflar arasında özel imalat gerektiren mobilya üretimi yapılması hususunda sözleşme ilişkisi kurulduğu, bu kapsamda davalı tarafça üretimin gerçekleştirilmemesi ve ürünün davacıya teslim edilmemesi iddiasına dayalı olarak davalıya ödenen 24.000 EURO nun iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu paranın davalıya 28.2.2011 tarihinde gönderildiği, dosya içerisinde yer alan mail yazışmaları ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının ödediği iş bedelini 2011 yılında davalıdan geri istediği anlaşılmaktadır. Davacı davaya dayanak icra takibini 27.9.2019 tarihinde başlatmış, davalı tarafından eldeki davada süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulmuştur.
Zamanaşımının başlangıç tarihi yönünden yapılan incelemede, davacı, iş bedelinin tamamının iadesini talep etmiş olmasına göre sözleşmeden döndüğü tek taraflı olarak feshin gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği kabul edilmelidir. (Emsal Yargıtay 15. H.D. 2018/3676 E, 2018/3396 K, 2016/5630 E, 2017/1116 K, 2016/6536 E, 2018/819 K, 2015/3687 E, 2016/2247 K, 2015/492 E, 2015/1763 K, 2010/3156 E, 2011/6630 K, 2007/4321 E, 2008/3345 K sayılı kararları) Bu bakımdan sözleşme 2011 yılında feshedildiğinden zamanaşımı süresi bu tarihten itibaren işlemeye başlayacak olup eser sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta TBK.147/6 maddesi uyarınca öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi takip tarihi itibariyle dolmuş olup zamanaşımının kesilmesini gerektirir bir neden de iddia olunup ispatlanmadığına göre mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yönünden verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğinden davacının davalıya yemin teklifini gerektirir bir vakıa bulunmamasına göre davacının bu yöne ilişkin istinafı da yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcından alınması gereken harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan…
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye…
¸e-imzalı

Katip…
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸