Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/246 E. 2022/656 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/246
KARAR NO : 2022/656
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
NUMARASI : 2018/312 Esas -2021/535 Karar

DAVACI : … – Cumhuriyet Cd. Sahil Yolu Sopk. No:6 İzmit / KOCAELİ
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [15289-82677-60294] UETS

DAVA : İstirdat
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15/05/2017 tarihinde Hatay ili, Yayladağ ilçesi 31 KW Tek Devre 1/0 swalallow Afra Ges TM-AFRA GES DME İ.H. Enerji Nakil Hattı yapım işi için anlaştıklarını, müvekkili şirketin sözleşmeye konu işi süresinde yaparak davalı şirkete teslim etmiş ve enerji nakil hattının geçici kabulü yapılarak devreye girdiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan işin bedeli olan 218.303,30-TL ‘nin 155.500,00-TL lik kısmı davalı şirket tarafından ödenmiş ancak 62.803,30-TL lik kısmının müvekkili şirkete ödenmediğini, müvekkili şirketin yaptığı işin bedelini ve sözleşme ile vermiş olduğu İş Bankası İzmit Hürriyet Şubesine ait 2004284 nolu 55.500-TL bedelli keşide yeri İzmit olan teminat çekinin iade edilmesini istemiş ise de davalı tarafça verilen cevabi ihtarname ile vekil edilenin alacağının daha az olduğunu belirttiğini ve teminat çekinin iade edilemeyeceğinin bildirildiğini, davalı şirketin vekil edilen şirketine alacağını ödemediği için İstanbul Anadolu 18. İcra Dairesi’ nin 2018/11587 esas nolu icra takibi başlatıldığını, vekil edilenin davalıya borcu olmadığının tespitini, İş Bankası İzmit Hürriyet Şubesi 2004284 nolu 55.500-TL bedelli teminat çekinin ödenmesinin tedbiren durdurulmasına ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;sözleşme bedeline KDV nin dahil olduğunu, davacı şirketin sözleşme konusu işi eksik teslim ettiğini, eksik teslim edilen işlerin başka şirketlere 65.286 TL’ye yaptırıldığını, 24.975 TL gecikme bedeli olduğunu, toplamda davacıdan 90.261,00 TL alacaklarının olduğunu, 55.500,00 TL çek bedeli tahsil edildikten sonra 34.761,00 TL davacıdan alacakları olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davanın kabulü ile; 55.500,00 TL nin 26/05/2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
– Verilen kararın gerek usul ve gerekse esasa aykırı olduğu kanaatinde olduklarını, dosyada davaya cevap verirken sundukları belgelerin, dava konusu arazide işi yarım bırakan davacının yarım bıraktığı işlerin yapımında kullanılıp kullanılmadığı yeterince araştırılmadan, nerede kullanıldığının tespit edilememesinden ötürü yerel mahkeme iş bu yanlış kararı verdiğini, mahkemenin sadece bilirkişi raporlarındaki evrakların o işe ait olup olmadığının belli olmaması görüşüne itibar ettiğini ve ısrarla beyanlarında ileri sürdükleri yapılan işlerin belgelerinin, dava konusu arazinin bulunduğu yerde incelenmesi gerektiğini taleplerinin olumsuz karşıladığını,
-Davalı vekil edilenin firmanın vergi dairesinden faturalara ilişkin kayıtları incelenseydi bu belgelere benzer başka belge ve faturaların olmadığını, vekil edilen firmanın o tarihte mali belgelere yansıyan başka bir faaliyetinin olmadığı görüleceğini, vekil edilen firmaya ait işletme sadece elektrik üretmekte ve başkaca bir üretim kaynağı bulunmadığını,
-Dava konusu tarihlerde vekil edilen firmanın dosyaya sunulan fatura ve belgelerin başka bir işte kullanılmasının imkansızlığı tespit edilecek ve işi yarım bırakarak kaçan firmanın bitirmesi gereken işlere ilişkin vekil edilenlerin yaptığı giderlerin nedeni ile mahsuplama sonucunda davacının açtığı dava ret edileceğini, dosyaya sundukları belgenin ve faturalara karşı bilirkişiler sadece belgelerin dava konusu işte kullanılıp kullanılmadığının belli olmadığını beyan ettiklerini ama eğer bu belgeler dava konusu işle ilgili olsaydı sonucun ne olacağına dair alternatif bir hesaplama yapmadan, kendini mahkemenin yerine koyarak belgelerin o işle ilgili olmadığını söylediğini ve mahkemede ısrarla talep etmelerine rağmen gerekli araştırmayı yapmadan bilirkişinin beyanına itibar ederek, davayı ret ettiklerini, yapılan bilirkişi incelemesinin eksik olduğunu defaten söylemelerine rağmen yerel mahkeme beyanlarını itibar etmediğini,
-Bilirkişi heyetinde bir adet mali müşavirin bir adet inşaat bilirkişisi ve bir adet yapılan harcamaların dava konusu iş için olup olmadığını tespit etmek üzere bir adet elektrik ya da fizik bilirkişi olmalıyken bir tek mali müşavir bilirkişi olmasının eksik incelemeye sebep olduğunu, dosyaya sundukları mali belgenin, fiş ve faturalardan da anlaşılacağı üzere dava konusu işin, davacı tarafından eksik yapıldığını ve teslim dahi edilmeden davacı firma şantiyeyi terk etttiğini, bu nedenle işin teslim edildiğine dair aralarında herhangi bir belge oluşturulmadığını,
-Bilirkişinin, dosyaya sundukları gider belgelerinin hangi işe ait olduğunun araştırmasını yapamayacağı beyanından da anlaşılacağı üzere, vekil edilen firmanın güneş enerjisinden elektrik elde den bir firma olduğunu ve sunulan harcama belgelerinin böyle bir tesisin yapımında olup olmayacağı konusunu ve elinde olan defterlerden işin yapım tarihlerinin dışında herhangi bir benzer harcama olup olmadığı değerlendirilmesini yapacak bir bilirkişi heyeti olması gerekmekte demelerine rağmen bu yönü ile eksik olan raporun kabul gördüğünü,
-Dosyada dinlettikler, tanık beyanlarında davacı firmanın işi yarım bırakarak gittiğini ve kalan işi vekil edilen davalı firmanın tamamladığını ortaya çıkmış olmasına rağmen mahkeme ve bilirkişiler bunlara itibar etmediğini,
-Dosyaya sundukları gider belgelerinden tamamlanılan işin, davacı firma tarafından ne kadar eksik yapıldığı ortaya çıkacakken bu yapılmadığını, bu nedenle Hatay da mevcut Mustafa Kemal Üniversitesi ya da (İskenderun Teknik Üniversitesi) den seçilecek uzmanlar aracılığı ile oluşturulacak heyete, işin yapıldığı sahada inceleme yaptırılmasını, ayrıca iş teslim tutanağının olup olmadığının tespiti ile birlikte yeniden rapor düzenletilmesini” , ısrarla talep etmelerine rağmen yerel mahkemenin bu talepleri kabul etmediğini,
-Yapılan iş tamamen tek bir saha içinde ve orada yapılacak keşifte ortaya çıkacaktır ki verilen gider evraklarında, gösterilen harcamaların tamamının o işletme için kullanıldığını, sunulan tüm fatura ve fişlerin davacının tamamlamadan yarım bıraktığı işlerin tamamlanması için şantiye sahasında yapılan işler olduğunu, bu nedenle bu hususta sahada inceleme yaparak uzman bir bilirkişinin de rapor vermesi gerekmekte olduğunu, vekil edilenin davalı şirketin başka bir şantiye ya da inşaat alanı olmamış ve yapılan harcamaların tamamının dava konusu işe ilişkin harcamalar olduğunu, eksik inceleme yapılması nedeni ile rapor da eksik ve yetersiz kaldığını,
-Davacı tarafın iş teslim tutanağını Yerel Mahkemeye sunamadığını, iş teslim tutanağının olmadığı bir yerde davacının iddialarının doğru olduğunu ve işi olması gerektiği gibi teslim ettiğini kabul etmenin ne hukuka ne de hakkaniyete sığmadığını, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itiraza rağmen yerel mahkemenin usule yasaya ve hakkaniyete aykırı olarak karar verdiğini,
-Bu nedenlerle; yerel mahkemenin verdiği kararın bozularak, dosyanın mahkemesine yeniden gönderilerek, İşin yapıldığı sahada inceleme yapılarak verdikleri gider belgelerinin bu işe ait olup olmadığının araştırılmasını ve ona göre yeniden rapor düzenlenmesi için, inşaat bilirkişisinin, elektrik bilirkişisi ve hesap uzmanı olarak en az 3 kişi tarafından rapor hazırlatılmasını, mümkünse işletmenin bulunduğu yerde (Hatay /Yayladağı) yetkili ve görevli yerel mahkeme olan, Yayladağı Asliye Hukuk mahkemesi ya da İskenderun Asliye Ticaret mahkemesi aracılığı ile Hatayda mevcut Mustafa Kemal Üniversitesi ya da İSTE üniversitesinden seçilecek uzmanlar aracılığı ile yapılmasını ayrıca iş teslim tutanağının olup olmadığının tespitinin sağlanmasını,
-Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararın bozularak kaldırılmasını ve dosyanın yeniden ileri sürdükleri eksik hususların giderilmek üzere; mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı teminat çeki bedelinin istirdatı talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmalı olarak yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında 15/05/2017 tarihinde enerji nakil hattı yapım işine ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. Sözleşme bedelinin KDV dahil 218.303,330 TL olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nın 470. maddesi uyarınca; eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği bir sözleşmedir. Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde öngörülen “eser sözleşmesi” ilişkisi kurulmuş olup, yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına uygun fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek, iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir. Eser sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran en önemli özelliklerinden birisi sonuç sorumluluğudur. Bununla yüklenici tarafların iradeleri doğrultusunda bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdü altına girmektedir. Bu taahhüdün altına giren yüklenici işin niteliği gereği borcunu sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin işi eser sahibinin yararına olacak şekilde yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. Esasen eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak bu karinenin aksi savunulup ispat edilebilir.
Somut olayda davacı yüklenici işi yapıp teslim ettiğini, geçici kabulün yapıldığını, sözleşme kapsamında 55.500,00 TL teminat çeki verildiğini, işin tamamlanması nedeniyle teminat çeki sebebiyle borçlu olunmadığının tespitini talep ettiği, yargılama aşamasında çek bedelinin tahsil edilmesi sebebiyle çek bedelinin istirdatını talep etmiştir. Davalı ise, eksik iş savunmasında bulunduğu, yüklenici tarafından tamamlayan işin üçüncü kişilere tamamlatıldığını belirterek bu işlere ilişkin faturalar sunmuştur.
Sözleşmenin avans teminatı başlıklı 11. maddesinde, işin avans teminat miktarının, 55.500,00 TL olduğu, yüklenicinin geçici kabul sonrası iade edilmek üzere 55.500,00 TL’yi avans ödemesi için 6 ay süreyle geçerli avans mıktarınca avans teminat mektubu veya yüklenicinin kendisine ait açık çek vereceği ve avans teminat mektubu süresi gerekli hallerde geçici kabul tarihine kadar uzatılacağı, taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden, varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin kesin hakedişi yapılarak, bu işten veya şirket nezdinde gerçekleştirdiği veya gerçekleştirmekte olduğu tüm işlerden dolayı şirkete herhangi bir borcunun olmadığı, ayrıca kamu kurum ve kuruluşları ile yaptığı işlerden dolayı tahakkuk etmiş ve edecek olan borcunun olmadığını gösteren mutabakat belgesi alındığı ve bu işlerden dolayı kamu kurum ve kuruluşları ile hukuka aksetmiş davasının olmadığı, ayrıca işçi alacaklarının olmadığının tespit edildikten sonra, nakit teminatının yarısı ile malzeme teminatının tamamıskesın kabul tutanağının onaylanması ve bunların yanı sıra, kanuni yönetmeliklere göre ödenmesi gereken asgan primin ödendiğini bildiren Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi halinde kesin teminat mektubu var ise ek kesin teminat mektubu ile nakit teminatının kalanı yükleniciye iade edileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından sözleşmede belirlenen KDV dahil 218.303,330 TL tutarlı fatura düzenlenmiştir. Davalı tarafından yapılan iş bedeli olarak davacıya 155.500,00 TL ödendiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı defter kayıtlarına göre davalı Afra Enerji den 62.803,30 TL bakiye alacaklıdır. Davalının; eksik işin başkasına yaptırılacağına dair çekilmiş bir ihtarı veya işin eksik bırakıldığına dair yaptırdığı delil tespiti bulunmadığı gibi, sözleşme ayakta ve iş tamamlanmış olduğuna göre, işin sözleşme ilişkisi devam eden yüklenici tarafından tamamlandığı kabul edilmelidir. Davalının bu konuda bir ihtarı ve tespiti olmadığı gibi fatura dışında davalı tarafça dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Faturanın da her zaman üçüncü kişilerden temini mümkün olduğundan ve bu savunmanın tanık beyanları ile ispatı mümkün olmadığından davalı eksik iş iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, davalının cevabi ihtarında sözleşme kapsamında 17.325,09 TL davalının davacıya borçlu olduğunu kabul etmektedir. Davalının, teminat çekine ilişkin yüklenicinin sözleşme kapsamında borcu olduğuna ve işçi alacaklarının ödenmediğine ilişkin bir savunması ve istinafı bulunmamaktadır. Davalının eksik iş savunmasına ve bilirkişi raporlarına ilişkin istinafı yasal karine dikkate alındığında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmayıp, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2021 tarihli, 2018/312 E. – 2021/535 K. sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.791,20 TL harçtan peşin yatırılan 947,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.843,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 12/05/2022 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı